Tarihi macera ve ark r-rx--: (Yâ Nü) vazan: Tertibatlı olan ipleri çektim. Perdeler kadının üzerine düştü. Onu iyice sardı. — Ben, senden başkasını istemiyo. | rum! diye küldü aklarından bir yalan dö. | Fakat bunun yalan olduğunu. iki- de anlamış gibi idik... Aydanm, hafifçe gülümsediğini gör, düm,. GE Bu seyahata çıkmak meselesi, genç mı, günden güne işğale başlamıştı. Fakat aradan epice zamanlar geçtiği halde, Papa bizim Seyahati tehir edi- yordu. Bunun sebebini çok geçmeden anladık; — Ayd Ayda bizi büyük bir istipdat altında tutuyordu, Sağa baktırmayor, sola bak. tırmayordu Osmanı,, Çok mahir bir kadın olduğu için Pa. PAY: avucunun içinde oynatmağa baş- lamıştı. Osmanım kadın şefkatine ve dık katine ihtiyacı olduğunu söylüyor, ge. celeri onun odasına gitmek müsaadesini alıyordu. Harem hayatınlla yaşayacak olan müstakbel bir Osmanlı padişahının. kadın muhitinden ayrı yaşayamiyacağı nazariyesini Papaya da kabul ettirmişti, Bunu içindir ki, sarayın içinde, Os. Osmanla Ayda, adeta bir karı koca ser. bestliği ile yaşıyorlardı. Osman: — Şunu öldürmeliyiz! . diye telki natta bulundu. Söyledim, çoçuğum! sen neyi ten sib edersen ben onu tatbik ederim. Zira sen minareyi çalarken kılıfını da hazır. ladığımı öğrendim. Ne yapalım. — Boğalım. — Zehirlemek daha iyi değil mi? Çünkü, buna imkân yok. — Dikkat etmiyorsun? Bu kadın ale lâde tabakta yemek yiyor mu, başkası- nm #mcanile su, şerbet, şarap içiyor mu Başına günün birinde bir şey geleceğin den korkuyor. Biz de onu zorla yakala yıp ağzına zehir akıtamayız. Bunu ya pamamamızın bir sebebi, kendisinin fev kalâde kuvveti: olmasıdır. — Ne yapalım öyle ise? — Söyledim ya boğmalı, — Fakat boğmak da muhataralı olmı yacak mı? Çünkü yine ayrı kuvvet me selesi var. Ayda ikimizi de yere örer, — Bağlayıp boğarız. Uykudayken bunu yaparız. — Bir hançer daha iyi netice vermez mi?, — Belki, Fakat, şayet Ayda dev gibi kuvvetli olmasaytlı Ya hançeri yerye mez yıkılmaz da Üzerimize saldırır, iki mizi de haklarsa?. Bunun yapması pek muhtemeldir. — Evet! diye tastik etmek mecburi yetinde kaldım. Fakat nasıl yapacağız bu işi? Nasıl bağlayacağız. — Uyurken.. Bunun üzerine uzun uzadıya görüş- tük... Plânımızı yaptık ve tatbike karar verdik. “İyi O gece ben Osmana tahsis edilen o danım HHolabma saklandım rada gece yarısının gelmesini bekledim... gecelerinden birini yâşadıktan sonr1, ni hayet, ışığı söndürdüler, Yattılar, Biran sonra, bir bahane ile Ayda, ya taktan kalktı. Dışarıya çıkıp tekrar dön dü. Yatağa girdi. Ben işaretin verilmesini bekliyordum Zira, tam o esnada uçları elimde bulu nan ipleri çekecektim. Peredlerin yanın da yaptığımız tesisat öyleydi ki, yata- ğın çarşafları da, perdeler de bir an için de genç kadının yatağı Üzerine kapans- caktı.. Bunlar önün üzerine sarılacaktı ve biz, ikimiz birden hamle ederek Ay dayı gık bile dedirtmeden boğacaktık.... Verdiğimiz karar böyle ii... — Peki amma sonra nas: bu işi Papa ya izah edeceğiz ? diye sorduğum vakit Osman diyordu ki; — Ben adamın en #adık muhibbini bi| le gözü önünde öldürdüm, ses gıkardı | mi? Aydadan ve diger insanlardari faz | la ben Papaya Tazımım. O bunu anlı İ yör. Benim her şeyimi mazur görmeğe | mecburdur. Binâenaleyh cinayetimizin vermek hususunda bir tur, Ayda her gece bu saatte uyurmuş, fa kat, 5 gece her nedense uyumayor(du Dışarı çıkıp da avdet ettikten sönra da Osmanla sevişmeleri devam etti. Ber nafile yere, bekleyip durdum.... Zira ip leri çekseydim, Osmanı da Ayda ile be raber sarmış ölacaktım. Nihayet, sabâha karşı idi. ğim işareti aldım Dölaptan çıktım. İpleri çektim. .Artık Aydanm yata | ğında yanlız ölduğuna emindim. Osman: — Oldu, sardık, şimdi öldürmek sıra #r geldi. Çık dışarı, Mustafa! diye bana emir verdi. hesabını korkumuz yök Bekledi (Devimi var) Ihsau Sami — TİFO AŞISI Tifo ve paratifo hastalıklarma tutulmamak için tesiri kati, mu- afiyeti pek emin taze aşıdır. Her eczahanede bulunur. Kutusu: 45 RE Dr. uman kuruştur. HABER AKŞAM POSTASI İDARE EVİ: Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu İstanbul 214 Telgraf ağresi: ıstanbul MABER nün ana hatları Yazı işleri telefonu; 24872 idere,lân * 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi 1400 Kr. ETO Kr, 780 “m dd 400 » We , 150» m . Senelik 6 yi ı ni Sahibi ve Neşriyat' Müdürü : Hasan Rasim Us Barıldığı ger (VAKİT) Matbaası Osman ile Ayda mutad aşk ve alâka 197 — Genç erkek, otomobilde meçbii sndına doğru döndü ve nazikâne bir tavırla sordu: “Kim olduğunüzu bana söylemiyecek inisiniş madam ?,, Meçhül kadın cevap vere. Ceğine, kendilerini şoförden ayırın cama vurdu, etemobili durdurdu ve Valinzin hay. ret ve şaşkınlığından istifide ederek araba. dan atladıktan sonra kayboldu. 195 Hârber, yeni aldığı bir m dene wek Üzere Kale Valmondu dava ettiği gün hâlâ bu anlaşdmaz garip maceranın sltendaydr, Fakat düşünenlerinin seyri bir. denbire değişmişti. Şehrin haricinde bulumu. yorlardı, Ve genç kır, ona gizli bir sikmiz. 81 olduğunu söyledi, tesiri | Alksm onstası : HABEP, Şikâyetler Bakılamıyan veremli hasta Aymalıçeşme A! solak 29 numara, da oturan olkuyucularımızdan Mehmet Yüksel dün matbaamıza gelerek ha. zin bir şikâyette bulundu. Kariimizin şikâyetini mucib olan hdise oynen vu | kübulmuşsa esef edilecek bir haldir. Derhal tamir edileceğine şüphe yok. tur. Karlimiz diyot Ki: "21 yaşında Böküci kârdeşim Ham. k gop has- | yordu, üç gün evvel beni çağı dil ar. Hastanizı çı karacaksınız,, dedi Halbuki hasta daha ağırdı. Ancak sediye ile gidebi- liyordu. Onunla birlikte beni hir oto. mobile koyarak benim evime gönder. temenniler : «i çocuk sahibiyim," Bakacak halde değilim. Bir tek odam var. Ken. ni yatırdım. Biz oruzx Üstelik kendi. mize bakmaktan âciziz. Sıhhat müdür. lüğüne müracant ettim, Mahalli bele- diye hekimliğine haber vermekliğimi- zi ve vaziyetin tetkik edilmesini di, Dedikleri gibi yaplık. Fakat hekim bu hastanın vere molduğunu bildire-« rek gitti, Şimdi vaziyeti tasa' edebilirsi. niz. Ben, hem böyle sari hastalıklı bi. yanmda, âciz ve fakir vaziyetim. le iki çocuğumu da nasil koruyalım? Kardeşimifi tekrar bir hastaneye alın- ması lâzimgelmez mi? Gazetenizle & isle, it makamların dikkatini öelbetmenizi istiyorum. Çaresiz bir haldeyim.,, Yol ortasında taş yığını Sundiyede oturan Bayan Güzideden aldığımız bir mektupta , Yenimahalle tramvay durak yerinde bir köşkün arsa #mdan çıkarılan 500 çekiden füzla taşın | kısmen yol üzerinde ve kısmen de otur- duğu köşkün karşısında pek çirkin bir vaziyette durduğundan bahsedilmek - te ve belediyenin bu taşların kal- dırılmasnı sahiplerine ihtar etmesi İs tenmektedir. Alâkadarların nazarı dik katlerini celbederiz. Yeni neşriyat AR Plâstik sanatlardan bahseden memleketi. mizin yegâne dergisi olan AR'm sayısı zengin münderisât Ye güzel re le intişar etmiştir Bu sayıda: İhsan Cemal Karaburçak: Açik mektup — Türkân Örs Ankete cevap, Nurullah Berk: Mikelânj ve Davit heykeli — Turgut Zalm: Japon İştar pasi — Remzi Oğuz Arık: Ankaradaki haf riyat — Nuretlin Ergüven: Sanat Kültürü. Mahmut Ragıp Kösemi, hal; Müsiki — Genersl Halllir Resim sergi. si — Rensam Sabiha Rüştü ve 24 resim; bu kıymetli yazıları bütün olcurlarımıza tavaf, | ye ederiz İ Ademi iktidar laa ra Pei ot en tesirli bir ilâç SERVOİN KALA YETİ lara dinclik verir. Taşrava posta ile 185 kuruşa gönderilir. Sirkeci Merkez Ecranesi Ali Rıza ! kaçmıştı. e 99. Herber sordu: “Size faydam do, kunabilir mi, aziz o muhibbem?, Genç kiz Başını salladı: “Hayır, dedi, bana (yardım sdebiletek bir tek insan © vardır — kimdir bu? <- Kara gölget, Bü beklemediği cevap Herberi ürperti 200 — Genç kız deram ekli; o “Bundan Yazan: Moris Löbiaa, Çırıl çıplak olan Izabella avukatın beğ - Şimdi beni arkaya iti" dedi - Bir yerim acıyacak diy? Daha kuvvetli .. Ez na sarıldı: korkmayın... İzabella bir şeyin farkına varmadan iki elini uzattı, bu hareketiyle nefis vü, cudunu da takdim eder giti oluyordu Patris, gözlerinde derin bir arzu ile, ay ni zamanda gözleri kamaşarak yaklaş - tu. İzabella mırıldandı; ! — Patris, vücudumun sana karşı ar. tık bir gizli tarafı var mı ki! — Var, En kıymetli, en heyecanlı bir tarafı! Deraguşunuzun sırrı! Bunu benden esirgeyecek misin? — Evvelce esirgemediğim şimdi esirgemeğe kalikışırsam bir şeyi ünase » betsizlik etmiş olmaz miyım?. — Sahi mi?. Sevgili kumru?. Evvel ce.. dediğiniz doğru mu? — Hatırlamıyor yırt, 1. Sonrü gelip sizi g man beni tanrma ?.. Ben; sen ol duğunu pekâlâ biliyordum — İnanmıyarağım geliyor .. Hem bil mek İsterdim —N — Orada kollarımda olanın kim ol . duğunu... Sen miydin, La Piyeröz mili? — Onu sonradan boğduğunuzu zan - nettiğiniz İçİn mi? — Evet İzabella bir kahkaha att — Aziz dostum, dedi, müsterih olu. nuz.. Size yemin ederim o dakikada bir büsbü'ün başka şeylerle meşguldünüz. cinayet işlemekten —E min misiniz? . — Nasil olmam. .Her şeyi hatırlıyo Sizin hatırlayamadığmıza da mütcessifim.. — O gecenin hatırasmı unutmama imkân yok.. Yalnız bu hatıra müphem... — Sözleriniz biç te lehime değil. — Bırakınız da kontrol edeyim İzabella bu sözler üzerine Patrisin boynuna sarıldı ve dedi ki: — Mademki tekrar başlıycruz. Biraz mukavemet gösteriniz.. Taram.. Mü- kemmel.. Şimdi beni arkaya doğru ii. niz, Bir yerim acıyacak diye korkma. yınız.. Daha kuvvetli.. İyi... Lâkin bu. tecrübe uzun sürüyordu. Patris kendini kaybetmişti. Mırıldanı « yordu: — Evet... S nu,,. hareketleri Evet. Sen mişsin!, — Benim Patris, Bendim.. Seni tek- rar bulduğuma da memnunum. ... Patris, karısını otomobilde buldu.. Dominik çifte kumtuların. sahneye Çi- kıp dans ettiklerini görünce hemen Dominik derhal vaziyet! sn- lamıştı. Bu hissettiği, fakat karşı koy- mak için elinden birşey gelmediği hâ- diseden olayı “müthiş bir kıskançlık duyuyordu. Patris otomobile binince, acemice dahi olsun Bir mazeret bulamad — Affedersin, seni beklettim... Dedi. Dominik kısık bir sesle ce- tum”; biraz nsin,., Darling.. Koku- anıyorum... O gece, vab verdi: PAY ALI LOP ŞO OŞEMAN ORAL Op — Neden yalan söyliye©© — Benden çifte kumul gitmek için ayrıldın değil ” Patris kekeledi: — O akşam kiminle Medi gl mak, hakikaten La Piyerö öldürmediğimi bilmek için Ni — Ve izabellayi bulun”. gi nrdın ve tekrar başladını? Ne feci şey. Ne iğrenç $07 Dominik daha fazla Sustu. Patris de susuy' sonra karısının ağladığını “a rıldanldı; — Darılma bana Deni diyen bu cinayet hayaliyle dım. Şimdi artık kurtuldU”” 4» — Evet, fakat yeni bir hasma,, Tlk kabahati ayfİ,. hat pahasına, bem de bu * olarak... yurur. ON dp og Mi w # 5 — Kendimi unutmak, om # tiyacında idim... Jüle'nu öl söyledikleri beni alt Ust eti ei — Fakat fena bir hareket şey unutturmaz., se Ve boğuk bir sesle ilâv€ ei — Rica ederim, Patris, ai fecaatini anla... Zaten Kâfİ evi betbahtız. Yeniden biribi rna mül edilmez rstırablar ya ği kımız yok.. Mevcud olani vi — Bu menhus Jülo nede” renç sözler söyledi. — Sen ne diye inanıyorsU”. ei — Kadmlar zaten daimi ii, Hiç bit vakit inanmamız! si Görünen şeylere bile inarıl* terler.. — Görünen şeyler her sa kat değildir. Hem nihayet sana, beni yeniden muztâ” hakkını veremez. Dominik bu sözleri, sesinde rin bir istimdad ile söylemi ris başını önüne iğdi: gi g — Hakkın var, dedi, ©, Artık bitti... Tamamen yi — Onu bir daha gürmiyei ay — Katiyen! Ne onu, N€ — Yemin eder misin? — Yemir ederim. soy Dominik cevab verecekti” * denbire durdu: pi Li — Bak, dedi, apartman”. ye? Evlerine yaklaşıyorlardi” yn metre kadar mesafe vardi evlerin üzerinden görün! gi jarında aydınlık vardı, B* Kb den sarahatle gözüküyordu Diye i — Bu da ne demek? 7 ye Bu akşam hizmetçi izinli! dü mü? — Zannetmem. Muhaki Belki de Delbo. Bizi tey olmasın? — İmkân: yok. Cürmü eld zi gayri bu saatte ada v0 A eme MANİ PAZPOIŞI DAŞ EET 3 Paza goneriT ; By — Bir şartla affederim. Yalan söy- Kanunda sarâhat v4” Et lememek şartile, (Deva ar centilmen birkaç sene evvel ablam Diana Üniveraitade talebeydi. Bazı vaziyetler üzerin», profesör. lerinden birisine, ehemmiyetsiz telikid elti. gi malümatı ihtiya eden o bast mektuplar yazdı, Bu mektupları tamamile unutmuştu, halbukâ, 201 — “, Birkaç gün evvel, meçhdl bir adamdan, bu piaktupları ij sında bir teklife maruz Kali” satın almadığım takdirde va istifnde edilerek bazı saha lacağı ve abiamın fmzast bildiriliyordu. Ablam: çok ** naenaleyh bu teklifi kabul cüiyorlar!,,