l Ha gel ea l Enternasyonaller Dünkü ajans haberleri arasında Böyle bir telgraf vardı: Moskova enternasyonalinin u- Taumi kâtibi olan meşhur Bulgar ko Münisti Dimitrof, faşist olmıyan Memleketlerin hükümet ve parlâmen tolarına müracaat ederek İspanyada bulunan İtalyan ve Alman kuvvetlİ: Tinin derhal geri çekilmesi, İspanya tumhuriyeti sahillerine konulmuş o- ablokanın kaldırılması ve meşru nya hükümetinin korunması İ- gin Sovyetler birliğiyle beraber müş- tereken tedbirler —alınmasmı istiye tekmiş. Üç enternasyonal, ? ler Cemiyetinden faşist mütearrızla- Ta karşı zecri tedbirler alınmasını is- tüyecekmiş.. ilâh... . * | Bu yazının başlığı şöyledir: “Soyyetler birinci ve ikinci enternas Yonallere müracaat ettiler.,, Haydi diyelim ki Sovyetlerir Moskova enternasyonali ayni şey addedilmiş olsun. Fakat birinci ve İkinci enternasyonaller de nereden çıkarılmış? Sık sik ismi geçen entemasyo- mallerin mahiyetini okuyucularımın hatırasında yenilemek üzere, şu iz3: hati vereyim: Birinci enternasyonal, meşhur Karl Marks ve arkadaşları - tarafın. dan tesis edilmiş ve Almanların Pa- risi muhasara etmelerini takip eden. komün hâdisesinde bazı taraftarları kurşuna dizilmişti. Bu beynelmilel temiyet, daha ziyade sosyalist mü- nevverlerin elindeydi. Müteakip se neler zarfında, ikinci enternasyonal nam ve hesabına kendi kendini fesh Btti. İkinci enternasyonal, on doku- Zuncu asrın sonuna doğru küvvetle- nen amele hareketlerinden doğmuş- tuar. On milyonlarca ameleyi sinesin. de topliyordu. Bunların sendikaları: nın merkezi Amsterdam şehrinde olduğu için, adına Amsterdam en: ternasyonali de derler. Keza, muh- telif temayüldeki amele fırknlaı:ı bir de siyasi birlik meydana getirmişler. dir ki, bunun da merkezi Londrada- dır. Üçüncü enternasyonal, Lenin ve arkadaşları tarafından cihan har- binde ikinci enternasyonal kâfi dere- cede inkılâpçılık hissiyatiyle hareket etmedi diye kurulmuştur. Buna komünist, bolşevik, Moskova enter- nasyonali, Kızıl enternasyonal ve komintem de derler. Dördüncü enternasyonal, Troç. Kistlerin yarattığı cereyan üzerine kurulmuştur. Bunun müntesipleri kendilerini hakiki inkılâpçı, î:'!çünr.ü enternasyonal mensuplarını ise ga- yeye ihanet etmiş sayarlar. Moskova çılar da, Troçkistleri faşist addedi- yorlar. Nitekim işte, üç enternasyonalin yani Londra, Amsterdam ve Mosko. Va enternasyonallerinin faşistlere karşı elele tutuşmaları mevzuu bahis iken dördüncü açıkta kalıyor. Zira, o, Moskova - tarafından afarozlan. mıştır. Lenin zamanında, Kızıllar tarafından ikinci enternasyonal; bur. junlardan bile menfur sayılırdı. Faşizm tehlikeleri çıktığından beri iki eski düşman, dostlaşmıştır. Komintern, cihant ihtilâle .kı!mık yerine bütün sol temayülleri - koru. ma siyasetini tutmuştur. Bunun mu vakkat bir usul mü olduğunu, yoksa Traçkistlerin iddiasr gibi, Moskova. E“m inkılâpçılıktan vu:tcir:gv mi ol. w zaman gösterecektir. S ğ (VA-Nü) Üniversite meydanına Atatürke bağlılık âbidesi dikilecek Üniversite meydanına — Atatür. kün gençliğe hitabesini ve gençli. ğin Büyük Şef Atatürke bağlılığını temsil eden büyük bir heykel dikil. mesine karar verilmiştir. Heykelin projesini Güzel Sanatlar akademis: beykeltraş profesörü Belliğ hazırla. maktadır. Aksaray pasar yerinde alışveriş İstanbul konuşuyor ! a Aksarayın daimi pazar yeri Toz toprak içinden kurtarılmak lâzımdır Aksarayda daimt bir pazar yeri var dır, Bu semtin geçim ucuzluğunu temin eden de bu pazar yerinin mevcudiyeti . dir, Fakat ne çare ki, Aksaray halkın - Can, hiç olmazsa yarışının gıdasını temin eden daimi pazar, o kadar fena bir yere kurulmuş, o kadar bakımsız bir hale gelmiştir ki, bunu faydası kadar zara. rr da vardır. Valde camisinin karşısında yeni ku- rulan çarşıntın bembeyaz buzlu dü kânları yanındaki bir şokaktan sapar sapmaz, pazar yerinin karma karışık - lığı arasına girdik . Dükkâânlar — kapılarırın önlerine dizdikleri işportalarla yaya kaldırımı tamamen kapamış oldukları için, yolun ortasından yürümek mecburiyetinde kalıyorlarduk. Pazar yerine doğru ilerledikçe, ucuz- lük artıyor. kocaman eriklerin - kilosu 7 buçuk kuruştan beş Kurlşa, sonra yüz paraya düşliyordu. Turfanda patlıcanların çifti yedi bu. çuk kuruşa, şeftalinin ve domatesin ki - losu 6 kuruşa satılıyordu. Burada her şey görülmemiş bir ucuzlukta idi. Yürüdüğümüz yolda taş döşeli kı - sım bitmiş, zemini toprak dar bir yol. dan pazar yerinin kurulduğu kötü so » kağa ğgirmiştik. Yukarıki resimde göreceğiniz gibi, pazarın kurulduğu sokakta kaldırım namına bir şey yoktu. Burası yazın na. sın böyle tora batıyorsa, hiç şüphesiz kışm da çamur içinde boğulmakta idi. Belediye sanki #eçmiş $eÇMİŞ te, sa - tılan malların mikrobu bol olsun diye pazaâr yeri için buradan münasip bir Bo. kak bulamamış, dense hiç te garip bir söz söylenmiş olmazdı. Pazar yerindeki esnafla konuştüm: — Aman bizim için bir $ey yazma - yın, diye yalvardılar. “Çünkü, diyorlardı. belediye aklına estikçe gelip bize ceza yazmaktan baş , ka bir şey ya , Hem sir kaldırım yapılsın diye yazarsanız, belediye kal - dirim Yapacağına, gaha kolayına gele, ceği için, bizi mah satmaktan meneder, böylece burada' çalışan bir çok zavallı insanlar - ki bunların aralarında bir ço. ğu dul kadın ve muhacirlerden ibaret , tir - aç kalırız. Diğer taraftan Aksaray. Kat da ucuz mal bulamıyacakları için bu işten zarar görürler. Size tekrar ri . €a ederiz, bizim pazardan hiç bahset, meyin,, ğ Biçareler haklıydılar. Belediyenin buraya kaklırım yaptırmak, veya paza, Ta münasip bir yer bulmak zahmttine katlanmaktarısa, pazart kaldırrvermeği tercih edeçeği, bugünkü pazar yerinin haline bir an bakmakla anlamak kabil - di Onun için, Aksaray pazatı hakkın - da bir şey yi için ben de bir tereddüt hasıl olmuştu. « DiZ | Yazan : l_iabercl (Aksaray : 2) W da kapamışlardır Düzşüne düşüne pazar yerinden ay - rılıyorduk, Tramvay caddesine çıka - Cağımız sırada karşımıza beyaz cibise giymiş, bir zat çıktı. Oldukça yaşlı gö- rTünmesine tağmen dimdik yürüyordu. Bizi götür görmez selâmladı ve yanı . mıza sokuldu. — Ben, emekli bir albayım, diye kendini tanıttı Gazetenizin okuyucu! yum, ve sizi resimlerinisde tanryorum, dedi. Bu sırada da ismini söyledi amma, yazılmasını istemediği ıçin burada kay- detmeden geçeceğim. 'Tanışmamız tamam olunca, bu eski kumandan ,yanayakıla pazar yerinin halinden, sefaletinden uzun urun dert yandı. Satılan malların böyle mikrop içinde kalmasına belediyenin nasıl mü. sande ettiğine hem şaştığını, hem de kızdığını anlattı. Sözlerinin sonunda: — Bu işi teşhir, binlerce vatandaşın her gün zehirlendiğini belediyeye anlat- mak, efkârı umumiyenin mümessili olan matbuatın varifesidir. Onun için Aksa- ray pazarı hakkında yazacağınız yazıda, işi bütün çıplaklığiyle anlatmanızı sir . den bekliyorum, dedi. Bu sözler, bir an evvelki tereddüdü - mü izale etmişti. Matbaaya gelince, ka- lemime sarıldım ve Aksaray pazarı hak. kındaki görüşlerimi yukarıda srraladım. Aksaray pasar yerine giden 90“" dükkâncılar yayakaldırımını böyle iş. portalari | | j Ve belediye üstüne düşen bu vazife- yi yaptıktan sonra da, esnalı sıkıştır - mağa, temiz mal satmalarını kontrol etmeye bakmalıdır. HABERCİ Yarına: Aksaraylı bir doktor diyor ki: “Ben artık mikroba inanmıyorum. Eğer mikrop kitaplarda okuduğumuz gibi co'saydı, Aksarayın bu tozu he- pimizi çoktan mahvetmeliydi...,, Dikkat! ——— Mahallelerinizde gördüğünüz bütün eksiklikleri, bütün şikâyet: lerinizi, yapılmasını istediğiniz şayleri, canmızı sıkan - hâdiseleri her saat, ister mektupla, telefonla ve isterseniz matbaamıza gelerek bize bildiriniz. Muharririmiz, fotoğralçıları . mız ayağınıza kadar gelip söy. lediklerinizi inceliyecek, şikâyet . lerinize veya temennilerinize zetemiz tercüman olacaktır. _l-îi—iSeyin Ö_âl'î Beraet etti Vali Muhittin Üstündağ — mu- harrir Hüse; rıp Cahit Yalçın davası ZI nihayet dün İzmit asliye ceza mah- Yazımı bitirmeden evvel şunu da i14- |* kemesinde neticelenmiş ve mahke- ve edeyim: Belediye Aksaray pazar yerini hiç wakit geçirmeden ıslah etmelidir. Fakat bu ıslah, biçare fakir esnafın we halkın zararına olmamalıdır. Pazar yeri ya muntazam — kaldırımlı bir sokağa nakledilmeli, yahut ta bu - me kararmı tebliğ etmiştir. Mahkemede yalnız Muhittin Üz. | tündağın vekili Necati bulunmuş, Hüseyin Cahit gelmemiştir. Valinin vekili avukat Necati, mahkemeye bir lâyiha tevdi etmiş- tir. Makamı riyaset, bunun zabıt kâ- tibi tarafından okunmasını emret- günkü küçük sokağa ufak bir masrafla | Miştir. kaldırım taşları, hattâ asfalt döşenme - ! lidir. l Aksaray pasar yerinin ne berbat bir sokakta kurulduğunu anlamak için . bu Tesme bakmak kâfidir ll . Mahkemenin verdiği karara göre! İstanbul valisi tarafından Hüse- yin Cahit ve Akşam gazetesi aley- hine açılan davada Akşam gazetesin de intişar eden yazının muharririnin Hüseyin Cahit olduğunda kati bir sarahat mevcut olmadığından Hüse- yin Cahidin beraetine, Akşam gaze- tesinde “akşamdan akşama” sütü- nunda intişar eden “Biriken para” başlıklı yazının tahlili neticesinde bu yazının heyeti umumiyesinin İs- tanbul belediyesinin ve onun başın: da bulunan Muhittin Üstündağın şahsiyeti maneviyesine karşt bir ha- karet mevcut olmadığından ve bu yazının yalnız bir temenniden ibaret bulunduğundan — Akşam gazetesi neşriyat üüü Eöğe Tühelifa dö keraetine karar verilmiş Hüseyin Cahit tarafından vali CUMHURIYET'te: |Abdülhak Hâmit ne zaman tahlil edilecek ? | — Öleli aylar geçtiği halde Abdülhak | Hümidin tam bir edebi otopsisi hâlâ yapılmış değildir; derisi Üstünde oynı - yan neşterler bir milimetre içeri dala . mıyorlar; çünkü daldıkça Hâmit mese- lesini çok aşan ve teşhisi hiç konmamış birçok tarih dertleriyle burun buruna gelmek mukadderdir. Bütün bu meç. huller yığını üstünde bir malümlar sis « temi kurmak mümkün olmadığına göre, Abdülkhak Hâmit meselesinin ' hal! ciddi bir yerli ilmin, bir edebiyat tarihi Rörünüşünün ve tam bir tenkidin doğa. cağı güne bırakmak doğru olur. Peyami Safa KURUN'da: Türk - İran münasehatı Osmanlı imparatorluğunun tarihi düş manlariyle hesaplarını tasfiye eden Cumhuriyet Türkiyesi için İran ile de maziye ait mânasız anlaşmazlıkları kal- dırmak, tabil, her iki memleket karşı . sında yalnız milli değil, bir insanlık ideali içi. İşte Büyük Önedr Atatürk, İranm büyük kurtarıcısı Şehinşah Hazretleri ile elele vererek her iki milletin saadeti için bu yüksek ideali bir hakikat haline getirdi. Bu büyük idealin tahakkukundanberi geçen her gün yeni bir hâdise ile Türk — İran kardeşlik bağının ne kadar kıy « metli, ne kadar mes'ut bir kuvvet oldu. ğunu isbat etmektedir. Bir halde ki bu sayede gerek Türkiyenin ve gerek İranız manevi nüfuzu Şarkta Türk milletinin tarihi kaynağı olan Orta Asya yayla . larına, Garbta ise Tuna hudutlarına da- yanmış bir manzara almıştır. Çünkü biribirlerile dost ve kardeş olan iki mem leket yalnız Türkiye ve İrandan ibaret değildir. Türkiyenin bütün dostları İ.. ranın, İranın dostlarr da Türkiyenin ol- muştur. Bir Türk ve İranlı için bundan daha | ziyade iftihar değer bir hâdise tasav . vur edilebilir mi? İnsanlığın sulhü ve saadeti için de bundan daha güzel bir | manzara hatıra zelir mi?. Ç(Asım Us) 'TAN'da Fasulyeler muz olur Ben, bir.hekime dedim ki: — Tifodan sakınmak için ne yapa « yım?, Bana cevaben şu fıkrayı anlattı: — Nasreddin Hocanın karısı sormuş! “— Efendi! Hısım akrabâdan kime görüneyim, kime görünmiyeyim?),, Hoca da: *“— Bana görünme de kime görünür. sen görün!,, demiş. Onun gibi sen de İs tanbulda su içme de ne yaparsan yap! dedi. Tifodan sakınmak için belediye bize | terkös suyu içmemizi söylüyor. Ben de bu suyun temizliğine inananlardanım. 'Yalnız mübarek su hele bugünlerde çay gibi sıcak akıyor. Bir üçüncüsü de boştanların terkos suyu ile sulanmasını istiyor. Galiba bu fikri ileri süren zat terkos suyunun met. re mikâbı 15 kuruş olduğunun farkın- da değil. Bu tedbire müracaat edilirse patlıcanlar piliç fiyatına satrlacak, fa. sulyeler de muz olacaktır. (B, Felek) ——— — Ikmale kalanlar için kurs Beyoğlu halkevinden 1 —— Lise ikinci devre birinci sınıf talebe leriziden olyb da cebir, bendese, fizik, kimya derslerinden ikmale kalmış olanlar için evi mizde kurslar açılmıştır. 2 — Derilere 5 temhuz 057 tarihinde baş lanacaktır. İstiyenlerin. müracaat — ederek kaydolmalarını rica ederiz . ——— CA Muhittin Üstündağla Son Posta, Ku rün ve Açık Söz gazeteleri aleyhine açılan hakaret davasından davacının feragat etmesi üzerine bu hususta bir karar ittihazıma mahal olmadığı da kararda bildirilmiştir.