vi Si İ v-îğ d 3 “PE NçOp 9pYADPD YuaL Söy DA ÇASU SDY SÖYEET *83 eYyEp UsSpuryapıak EAĞOĞ ULUUUZ OÇULE EPRLO Ç ** #apisli vekea Arop YNÇOİ DUPP 1PL0İ9Ö DPPLO ODT VY,, CApfimiy gya Mi öe0d 3ö wuş 21 2X) ni görmek istediğini tahmin etti ve biz- zat kendisi tehlikede olduğunu unuta- rak bağırdı: : — Beni görmek istiyor, değil mi? — Evet asil bayan, eğer beni takip etmek isterseniz, emrinize — amadeyim, İsmim Mari - Anj annedir. — Tabii derhal gidelim! Ve hiç tereddüt ve vakit kaybetme- den derhal, düşesin kendisine tahsis et- tiği dolaba koşarak oradan, bir şal aldı ve omuzları üzerine atarak, Mri « Anj annenin yüzünde beliren — korkunç ve gizli bir sevincin kat'iyyen farkında ol- madan: : — Haydi, çabuk ğidelim, dedi. — Bir saniye durun, asil bayan, asil- zade, size kat'i bir ketumiyet tavsiye &- diyor. kâğıtlar hakkında kat'iyyen bir şey söylememenizi söylüyor. Çünkü bir gök fena insanlar vatmış ve bunları &le geçirebilirlermiş. Bu tavsiye, Bertiy'nin bildiği birçok geylere tetabuk etmiş olacaktı ki, bunu güyet tabif bulmüş göründü ve — başile tandik etti. yı çağırdı. Adamcağız da önün Çıkmak Üzere hazırlandığını görünce heyecanla bağırdı: , — Bayan dışarıya mi çıkıyor.?. Ba- !ınh-hüubimru.mmt tehdit ediliyor ve tıri bünun içindir ki, monsenyör kendisine nezaret etmemiz Bulurdu. — için sıkı tenbihatta Bertiy tatlı bir tavırla: — Çıkmam lâzımdır azizim, dedi. Çok büyük bir vazifeyi yapmak mecburiye- | kahkaha sindeyim Ve başıma bir felâket gelmek atim ,.,..—m*..ıııımddmmıu. ıı P (.. isE B ..» A Y M £ gîîâî eCi R EFLELEETİ KA HUDA L HUHU Üösde SEğr meğk AU Go br d" 5 Sdç SCİR — FizdtlgtEşERle” SEş < Eğel 2 giriğilei scişi * e T ğti Ş o pönleFar EElei Ve e TERE . İz0Rgikt.lyali 3 Yi ş aBi — ü SiFa tAgösüsS! < ği Füzr »e sip S0r S . S Ş EŞ8R 1 Ş — üi GlçEşii * Şî;î'qâ—:' Wi 'giîg: d e EPİ K LA X $ SSLA UA ğs 2 $ " %’%gğ ç gğ ğ ğ 'Bîzxğî a ;ş_ f z ği: sî 2 î“ı & ç ?Yt â B M ddt Dia? İşeslHüş> Hu7Z 20 SDira ee Hr giklD DD M İbise gall Fpl Tirsa ga de 3 SDRt5 Dis. Ve gilak De, 35 € HAMAH H A $ .t şîagggğzgğ * 'ğ Eğıî REL göra9E ESE“ 4g * BESE Böer ğ—ğğ: ğ%ğ_, Üsti Eş * $ $ F fizfE öici V4 $ > E Eg$i ter KisFrz ? 38 Gi p iHt Ti dF : ı &i 5 ğ“â a"'E & " K ğ WfT 3 Fölg &38 ğ (B 0k eiet 5 ğ ğ e -îa z B k * 8 8 198 PARDAYANIN OGLU =:m=“m öğreniyordu. | Pakat merak etmeğe lüzum yoktur, hiç bir tehlikeye maruz değilim ve her- halde karanlık basmadan dönerim. Bu sözler büyük bir şelkat ve ayni zamanda emin bir tavırla #öylenmişti. Kâhya iyi bir hizmetkâr olduğu için ısrar etmek cesaretini göstermedi ve hürmetle eğildi. Hayreti o kadar büyük ve genç kızın gidişi © kadar anl olmuş- tu ki, onun yanına birkaç muhalız ver- meği düşünemedi. Bu nokta aklına gel- diği zaman ise, genç kız uzaklaşmıştı ve Fur sokağınını tivarını aradığı halde o- nucartık göremedi. Bu aralık ihtiyar Mari - Anj yaşile kabili telif olmayan süratie, — genç kızı Monmartr sokağına sürükletli ve örada kalabalığa karıştılar. Bertiy süratle yürümelerine rağmen, tedbirli hareket ediyordu. Yüzünü man- tosunun içine saklamıştı. Yürürlerken kadına sordu: « Beni fert;* götürüyorsuntır? — Monmatt? köyüne güzel bayanım. Bertiy hiçbir şey söylemedi. Gidetek. Jeri yer bir hayli üzaktı, Fakat bunun birkaç misli uzakta olsaydı, gene de te- teddüt etmeden gidecekti . Henüz birkaç adım yütümüşlerdi ki, bermutat sarhoşluktan sağa sola yalpa vuran Parfe Gulâra rastladıları. Ayyaş rahip kendisine hax bir küstahlıkla yü- zünü saklayan genç kıza sokularak onu görmek istedi. , Mari Anj anne herhalde, böyle yüz. #üzlüklerden hoşlanmıyan bir kadındı. Bastonunu kaldırdı ve cübbesinin gere- fini lekeliyen bu küstah rahibi bir hayli haşladı. ibrar etmedi ve boğuk bir Eğer genç kızın kadından bir şüphesi T W * ŞU N $ M AA HNU SiZ AEŞ G İ ge İi 4 S 6 gz Haft gASA # 9(0i 3 '3_ 4 N 4 D * AMT SI UT :î(ş“î Bt EyR B a $ Ğ Solgs elt a İl Ça S eN: P: E'Ş'ğ; OTE K :E:ı: gşşğgâ 0 ğ T t el Pamiü;| Li 9. Mi P özi :| :ş137e Ç İ fşifdi * aft si O 4 bulazlt e |ti g Ç ki Şw y L e ŞAY 3414 $» $ rbE aa igi hu y AD $0 ea £aç <3fa Es Udt e GD GS G Gi li in B %”ğ“ İize 878 âii $ 3:'! DİR Git e 5 BİZ Üi £ 33i iydi -îîâ; Hi ıâıîâ,ı . gde Hi iH : *ğ ialişıt BÜU M 5 İsE işit4 GH KAL Jikişi 5CU giztei Gelş aei Vöit Te LHT EARTİT İlsi-i SŞi Göltlsyeş BBaştllz * 4b0s.? “3 £ g -ğ'ı'ğ ğ! > PARDAYANIN OĞLU bu şüpheler muhakkak Ki zail — olurdu. Fakat Bertiy csasen hiç bir şeyden şüp he etiniyordu. Mormartr kapısına varmadan — biraz evvel Sent - Mari kilisesi önünden ge- çerlerken, genç kızm gayrühtiyari yap- t aığı ani bir hateket, mantosunun yakâ- sını omuzlarına indirdi ve yüzü meyda- na çıktı, 'Tam bu esnada, pejmürde kıyaletli bir adam kiliteden çıkıyordu. Meydana çıkan bu güzel çehreyi görünce, beyfin dan vürülmüş gibi oldüğu yerde sende- ledi ve gözlerini veed içinde ona dikti. İki kadın Monmartr kapısımdan geçe- Tek dar bit sokağı girdiler. Adam onları usaktan takibe koyul- du ve beyar yolün üterinde şekli İyice görünen genç kızdan bir türiti gözlerini ayırmadı. Bertiyle ilhitiyar kadın dir — sokağın yukarttına gelince, taş köprüyü geçe- rek sola saptılar, ve dahili harpler esta- sıtıda yıktlar bir kilisenin karâbeleri et- rrfinı dölaştıktan gorra, ehrama benzi- yen bir kaldenin üzerine dikilen cesim bir salibin önüne geldiler. Bu salibdin karşı tarafında, kilise ve mMmanastır duvarı yanımdan bit yol uza- hıyordu. ' Mari Anj bu yola girdi ve manastırm kaptsı önünde durdu. Hiç şüphesiz Ber- tiy, bazı sebeblerden-dolayı din adam- Tarımdan sakımıyordu. Çünkü İlk döla - Taratt içine bif şübhe girdi ve duratak sordu ? — Beni manasttıra mt götürüyorsunuz? — Şüiphesiz yaralı asilzade sizi orada | bekliyor. Beztiy gayrühtiyari geriye çekilerek | t - h " A # Ç ite » Si sRdanla) Lürne 199 Mari Anj mükemme! bir soğuk kan- hlıkla izah etti: NP' — Hem, — evet, hem » Evet çünkü rahibelerin hwnı:':ıhııyo- | Sem. Odam yukarıdadır, Hayır, çünkü tvime behden başka kimse karışamaz. Ve Yaralı evime nakl iştir. Bu izahat genç kızı tatmin — etti ve bunun için de fazla tereddüde —lüzum görmeden ihtiyar kadınla beraber ma- Nastitih kapısında” İçeriye girdi. — * Güzel Ktodin dö Boviye, artık Mon- Mârtr manastırınım başrahibesi değitdi. O, şimdi Bontodam manastırını — idate ediyordu. Monmartr manastırının idare sİ, on bir senedenberi Mari dö Boviye ye tevdi edilmişti. Mari dö Boviye daha ziyade sefahet evlerine benziyen bu garip manastırın başrahibeliğine tayin edildiği — zaman henüz yirmi dört yaşmı doldurmamıştı. O zamana kadar o da diğer genç rahibe lere bu evin şöhretile mütenasip bir şe- kilde hemşirelik etmişti. Başrahibeliğe terfi edince, birdenbire değiştiğini hissetti. Ö zamana kadar ga- yet hafif olan genç ve güzel kedın bir- denbire namus, iffet ve dürüstlük tim- sali kesildi. Onun idaresine tevdi edilen rahibeler bu hareketini önün hâkkı öla- Tak telâkki ertiler, tabil, — Fakat yehi baştahibe yeni vazilesinin kertdisine ver diği otoriteye güvenerek herkesi doğru yola sevketmeğe kalkıştı. ? Bu vaziyet, senelerdenberi — serbesti ve hafifliğe alışmış olan rahibeleri fena halde kızdırdı. Birçok isyan ve kargaşa- lrklar vukubuldu. hattâ başrahibe birkaç defa, suiköstten zor kurtuldu. 'Fakat genç başrahibe, öyle müthiş bir idare kabiliyeti ve azim gösterdi ki, hr- - Ti Laeki hD İ Çue cultivaitLon dans lJes champs? gaşalıklar derhal bertaraf edlidi ve rahi- < K UA dd L si): 5< 2 ğ * U İiğ 4 * y âhlş ıığ .—..r.rrPA. C AŞln ae a0 ee te La culture principale ötait celle du blâ; on portal! le Egradn aü moulin pour le faire moudre, et avec la farine Ai