3 Haziran 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

3 Haziran 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Istanbuldan görünüşler “HABER — Aksam Kâğıthanede bir Artık havalar epeyce ısındı. Bütün bir kış kahvelerde, sinemalarda, tiyat - rolarda, yeraltı veyâ Balıkpazarı mây- hanelerinde vakit geçirenler yavaş ya - vaş kırlara dağılıyorlar. Pazâr günleri Mesidiyeköyü, Sandıkburnu, Kâğrterte ve daha bir sürü mesire yerleri ekli keyiflerle dölup dolup boşaliyor. Hava Jar da ne çok sıcak, ne de serin... Yeşil gemenlerin Üstüne eski bir halı veya battaniye serip üzerine de şişeleri diz. diniz imi Kekâ, gel keyfim geli. bi Kiğrtanedeyiz.. Sık rk kümelefimiş olan hovardalar, bir kemân ve bir çat- Jak sesin ahengine uydurdukları el şakırtıları ile çingene kızlarını oyna - “tıyorlar. Ötede, içtiği rakınm ateşiyle cuşa gelen başkâ bir rakkase, açılış merasi- minde şampanya şişesi kıran bir kıra - Hiçe haşmetiyle 29 luk bir rakıyı ağaçta parçalıyor, Dere o kadar Kalabalık ki, sandallar İlerilemekten ziyade yerlerinde sayı - yor.. Yan yana gelmiş iki kayığın bi . tango çalarlarken di - Zerinde sekiz sarhoş ağır bir kara deniz * Bir çukur kazıp etrafma diktiği İlç direği çuval parçalariyle sarmış Açık gözler, muhakkak ki günlin en kârk bezirgânları. Barsaklarmdaki tazyiki bafifletmek ihtiyacmı hissedenler tek sıra halinde kapınına dizildikleri bu yer. den zinde bir halde, yüzlüğü toka ede . rek dışarı çikiyorlar, Ihtiyar bir kadın, harakamsıt yerden, on bir buçukluk bir cigarayt yirmi ku. ruşa alabilmek için çenesini yorarken, yanı başımdaki ağaç altında kurulmuş olan rakı sofrasından fırlıyan bir deli . kanlı, ortada göbek atan en müsalt bir tahminle kırk yaşmdaki sıska mı sıska, çingene kadınm ağıza, biribiri ardınca iki beş liralık sokuşturuyor. Kadın, doktor Voronofun icadını gölgede bıra. kan bu aşı ile öyle genç ve çalâk bir hal alıyor ki... Birkaç yüz seyircinin kümelendiği meydana, pantalonunu, ©eketini sıyı - ran dakyorlar, Meğer güreşiyorlarmış! | âlemi Arada bir güreşler Amerikalıların meş hur Parikreaslarım: gölgede birakacak bir şekle dökülüyorsa da, bizim futbol maçlarınm aksine olarak seyirciler fından derhal önü almıyor . Daha tenhaca, başka bir grupun or - tasında cini gibi bir adam, sudestisinin başıma kâğıttan bir külâh geçirmiş ve kâğıdın sivri tarafını yassılatarak üstü- ne para koymuş, Elinde bir değnek var, eğer değnekle kâğıda vurup parayı destinin dışına düşürürseniz kazanıyor. sunuz. Belki otuz defa tecrübe ettiler, nafile! Para dalma daracık ağızdan içe ri giriyor garip değil mi? Rakı içmeyenler parmakla sayılacak yaşındaki koca adamlarla altı, yedi ya. şındaki çocuklar yariş ediyorlar . Kiraladıkları sıska beygirlerin üs - tünde, sürtünmeden yukarı sivrılm:ş pantalonları ve düşük çoraplarının ara, sından sarkmış paça bağlariyle, azamet. Ni birer şövalye gibi oturan delikanlılar, etrafa ademi tenezrülle bakıp, gem ola- rak kullarılan arâba koşumlarmın uç- larmı şaklatarak geçiyorlar. . Yolda, kenarda, çamurda, tepede bu eğlenceli günün zevkine iyice varmağa ahdetmiş adamlar kendilerinden geçmiş uyuyorlar. Arada firsat bulup işi uydurduğu delikanlı ile şöyle gezintiye çıkmışken, annesi tarafndan yakalanan Bir genç kız, kıpkırmızı ölmüş yüzü ve karma karışık saçlariyle bir şey olmadığma ye minler ederek sofrayı topluyor. Arkadaşı, istediği şarkıyı söyletme - diği içit darılıp ancak dize kadar çıkan dereye kendini kaldırıp atan bir sar - hoş, elbisesini ispirto lâmbasmn üs — tünde kurutmağa uğraşıyor. Velhasıl öyle bir hay ve huy ki, de- meyin gitsin! İşte size Kâğrtanede ge - çen bir pazarın muhtasar bilânçosu... "Ahmet Necdet Tramvaydan atlayıp yakalananlar Dün Eminönünden geçen tramvay- lardan 25 kişi atlamış, bunlardan 19 u hemen para cezaşmı vericişlerdir. Diğer altı kişinin üzerinde para bu. Yummadığından bunlar hakkında zabıt tutulmuştur Yy On Li İcin VR Demek en çok dişlerimi beğenmişler Mk iş —Bu bir mucize değil, sade, basit bir dikkat işidir. Dişlerin ve diş etlerinin nescine uygun bir diş patı kullanmak, ağzı arasıra kuvvetli fakat mubarriş olmıyan antiseptikli mayilerle yıkamak kâfidir. — Kullandığım diş macunu ve suyunu mu soruyorsun sss takiple rimin eline bu silâhı da verirsen » - « geçenlerde TOKALON kremi kul landığımı söylemiştim. Birsenin, Bedianın, Senihanın tuvalet abii bu torlarından sorsunlar . Şaka şaka söylüyorum. bei v edecek hakikatler sır olamaz. Ben profesör Respaut'un DENTOL diş ma- cunu ve suyunu kullanıyorum . . . Türkiyede dükkânlar. da satılır. kadar az. Kayık salıncaklarında kırk | ! İ kim? Em bir budalamıyız? Eg'e Istanbul konuşuyor (Baş tarafı 8 üncüde) lerinden iki küçük kart yapışlırılmış - tr. — Admiz ne sizin — Kemal. —Söyle bakayım Kemal Wiyiidüğ'n zaman ne olmak istiyorsun?. — Çarkçı olmak istiyorum. — Güzel... Bu fikrini değiştirme Ke imaj, Çarkçı olmak büyük bir adam ol. mak demektir. Makineleri bilmek, on - ların, dilinden anlamak, onların hasta - lıklarını tedavi edebilmek ve bilhassa yeni, büyük, başkalarının bi makineleri yapabilmek, yaratmak cidden mükemmel bir san'attir. Fakat. Gözlerini bâna dikmiş, heyecanlar « muştı, Hattâ ideal edindiği sanati, be. | nim bu tarzda takdim edişim, ona bir grur da vermişti. Devam ettim. — Fakat. Ben senin yanında bu kartları göreceğime güzel bir makine, motör, dinamo kolleksiyonu görmek isterdim. — Onu dâha yapamadım.. « dedi... Nereden bulabilirim — Bunları nereden buldun? Nasıl buldun? Aradın tabii. Ara onları da bulacaksın... — Arayacağım.. Size vadediyorum. Yalnız çikolâtalardan çıkan bu kartlara da pek kızmamalısınız? Ben sinemayı da çok severim. Faraza bu artistler a - rasında Blak Cones'e çıldırırım. Zayıfça, cılız yüzlü biri söze karıştı: — Ben Kovboy olmak istiyorum! » diye bağırdı... — Kovboy neye derler biliyor mu - sun?, — Filmlerde görüyorum. Blak gibi olacağım, işte. — Kovboy yar: haydut, yarı çoban bir garip Amerikalı serseridir ki haya- & hiçbir zaman filmlerde gördüğün gi. bi tatlı ve heyecank olmamıştır. Hem kovboy'un daniskası bizde yetişmiştir. Adma efe derler. Hem efe, haydut ta değildi. Filvaki bazan haydutlar da kendilerine bu ad: takarlardı. Amma halk onların efeliğini tanımazdı. Neye © kötü Amerikalı budalalara kafanı kaptırıyorsun? Adın ne senin — Osman... Yanında duran bir diğer genç, kara saçlı biri de mırıldandı ? — Benim de adım Osmandır! — Desenize ki mahallede Osman bir hayli, bol. Öyle ise senin adın Kara Osman, senin de adın Sarı Osman. Saç. larmızdan kinâye.. Peki Kara Osman sen ne olacaksın?, — Orman memuru.. — Ya sen Sarı Osman. artık kovboy- luktan vazgeçtin değil mi? — Şaka etmiştim zaten. Ben de çark- & olacağım. 1 "Demindenberi dinleyen ve hiç söze karışmayan büyücek bir çocuğa sor. dum: — Sn ne olmak istiyorsun? Hem sen Karadenizlisin galiba... Kızardı: — Nereden de biliyor? Dedi ve ilâve etti: — Çarkçı olacağım. Bizim hemen hepimizin arzusu makine mühendisi ol maktır. İçimizde yalnız bir tane mek. tep müdlirüi var. Ve hepsi birden gülüşerek parmak - İariyle bir arkadaşlarını gösterdiler? — İşte bu! Mektep müdürü olmak istiyen ço « cuğa baktım. Bunun elinde bir resimli kıraat kitabr vardı ve çiklet giğniyor » du. Arkadaşlarını tekzip etmedi. Bü, yük bir ciddiyetle: — Evet efendim., - dedi - Benim ar, | zum bu.. Ve ben mektep mildürü ol duğum gün yaramazlık etmelerine mlisaads vermi - yereğimi de şimdiden wize vajedebili « rim. Bu cevap hojuma gitmişti. Arkadaş - larınım da boşuna gitti ve her kafadan çıkan ayrı ayrı sözleri şimdi yanyana getirerek bu çoçuk yığınının bana söyle Wir şeyler söylediğini karalayabildim — Siz mahalledeki yaşidarın şir. yetlerine bıkmayınız. Kumar kim biz 0. ruz. Eğlencemize kızıyorlar. Şarkı söy- Tüyoruz, şarkı söylememize kızıyorlar. Koşuşmaca oynuyoruz, kızıyorlar. Ne istiyorlar? Onlar gibi kahvelerde otur - talebelerimin sokaklarda | te bulunduğu terfi n Nukiye Elgin; halan kadro. İda bulunduğu muayyen sartları ifa &- demedikleri için terfi hakkını kazana- İ miyacak olun ve fakat Vazifelerinin 1. fesmda iyi sicil alarak bulundukları hizmetleri yapmakta devam edecekle, rin de ilç senede bir tahsisatlarma mu ayyen bir zam yapılması hususunun adetleri pek mahdud olsa'da bu gibi memürlara karşı tatmin edici bir ha- reket teşku eyliyeceğini söylemiş ve bu maksatla da bip de takrir sörmiş. tir. Bütçe enelimeni mazbata muharri- ri Raif Karadenizin izahatından son. ra söz alan Dahiliye Vekili ve parti Genel sekreteri Şükrü Kaya Şöyle de. miştir: “ Bayan Nakiye Elgünün mütale, asi ve takriri tamamiyle yerine maz. ruf olan bir takrir ve müteletsdir. Pa, kat ayni zamanda bütçe enrümeninin mütaleası dahi hepimizin k/binde yer tutacak bir endişe mahsulildür. O en- dişe de şudur: bir defa bunun umum! bütçeye tesiri ne olacaktır, On. dan sonra diğer vazifeler ve memuri- yetlere derecei sirayet! ne olacaktır? Bu da nazarı itibara #lmacak bir Key. fiyettir. Gerek birinci lüzumu, gerek ikinci endişeyi bize millete karşı en İ- yi ve doğru bir şekilde izhar edecek kanaat ancak Büyük Millet Meclisinin kanaatidir.,, Nakiye Elgün, tekrar söz alarak takririnde hâkim olan fikri ve nokta! nazarı bir defa daha izah eylemiş ve bunu takiben 46 Maliye vekili Fuat Ağralı şunları söylemiştir; “— Arkadaşlar, demin Dahiliye Ve. kili arkadaşımızın #öylediği veçhile hepiniz için polislerin terfii müstel- imdir, İfadelerinde işaret ettikleri veçhile heyeti celileniz müsüide eder. se bu hususta bütçe encümeni Tüzna, mesinde müzakere edilmekte olan ba- rem kanununda aynen burada takrir sahibinin temas ettiği nokta mevcut, tur. Onda bir istisna yapmıyarak u- muma şamil olmak üzere bunu bir ka. ideye raptedersek daha iyi olur zanne. yarın jandarma için başka nizbetler olursa zannederim ki müşkül olur, Müvakerelerin sonunda, Nakiye El. gün tarafmdan verilmiş olan tâkrir kabul edilmiştir. Müzakere olunan diğer lâyıbalar Polis İfanununun diğer maddeleri. nin müzukeresinden sonrâ dA posta aapmendin izeka iy şek yenii İon mâmızı mı?, Netice: 1 — Cibalide iyi insanlar. Yaşıyor. 2? — Cibali çocukları çek zeki. 3 — Cibali çocuklarının bOŞ Zaman , Yarını dikkatli mürebbiler arasında ge, girmelerini temin etmek, onlara toplu bir surette eğlenecek yer bulmak 1â. zın 4 — Çocuk babaları ve mektep hoca: ları çocuklarınm ve talebelerinin mek. tep dışında geçen zamanlarıni kontsol etmeliğirler, 5 — Şekercilerin seyyar bir kumar » hane gibi mahalle aralarında dolaşma - İ larına polis mâni olmalı. günkü toplantısında polis teşkilâtı ka. ! derim... Bugün polis için bu nisbet, | 6 — Çikolâta ve karamelğ fabrikalari ! gasllarini kumar oynamağa müsait re - simler, numaralar, Ve Şekillerie dolu kâğıtlara sarmaktan menedilmeli. makine mühendisi olmak istiyen çocuk | lariyle bu mahalle bana yarmın koca . man bir filosunu İçinde barmdırıyormuş | gbi bir vehim vermişti, galiba, İşliyen İ yüzlerce Tarbinden, Dizel metöründen | ve sular döven uskurlardan yeni ayrılı İ | Gibaliden ayrtbrken, hepsi çarkçı ve İ i İ yormuşum gibi kulakiarım' oğuldıyor - | du. İ HABERCİ 3 HAZİRAN — 1837” Polislerin terfihi Mecliste görüşüldü Dahiliye ve Maliye Vekilleri bu hususta izahat verdiler Ankara ,2 (Hususi) —“Meclisin bu | ve telgraf ve telefon idaresi teşkilât ve vazifelerine aid kanuna ek kanun nunu müzakere edilmiş ve polis me-| lâyihasile, teşviki sanayi kanununun murlarının terfline aid olan 56 cı | 30 uncu ve 36 ıncı maddelerinin de- madde Üzerinde kanunun derpiş etmek l giştirilmesi, bahri muavenet, tahlis ve şartlarına temas | bahri müsâdemeye mütedair beynel- milel muküveleye iştirak ve yeniden beş kaza teşkili hakkındaki kanım lâ. yihalarram birinci müzakereleri ya- pılmıştır. Telsiz kanunu ile Ankarada bir tıb fakültesi tesisi hakkımdaki kanın lâ. yihalarınm da birinci müzakereleri ya Pılmıştır. Telsiz kınununun kabulünden son- ra müzakeresine geçilen ve Ankarada bir tib fakültesi kurulmasma ald ka- nun münasebetile söz almış olan hatib. lerden Şevki Uludağ yeni fakültenin kuruluşunun büyük Türk tubibi İbni Sinanın 990 üncü yıldönümüne tesa- düf ettirilmesi temennisinde bulun. muştur. Sıhhat Vekilinin sözleri Diğer mütalealardan sonr söz alan sıhhat ve içtimai muavenet vekili doktor Refik Saydam, yetiştirilerek doktorlar hakkında şunları söylemiş- tir: “. İlk sene içinde, 8 kişinin Avru- paya gönderilmesi için lâzungelen tah, sisat bütçemize konmuştur, Diğer 10- 12 kısımdan mürekke$ bir tib fakülte. $i gibi büyük meseleleri vücuda getir: mek bir zaman meselesidir. Belki üç buçuk sen sürecektir. Bu müddeti kaybetmemek için bu seneden İtiba- ren İstanbul Tıb talebe yurduna bir misli fazla talebe alınması için bütçe, mize lâzımgelen tahsisatı koyduk. Bu münaseketle üç sene sonra burada mekteb açılımca tç sınifı birden der- hal faaliyete geçecektir... Sıhhiye Vekilinin o beyenetmder sonra kanunun maddeleri okunarak kabul edilmiştir. Meclis cuma günü toplanacaktır. Hariciye Müsteşarı Bu sabah geldi, yarın Ankaraya gidiyor Tevfik Rüştü Aras Viyanada Cenevrede Hatay anayasası ve statü, sünün tesbiti için toplanan Eksperler komitesinin toplantılarına Türk baş mu. rahhası olarak iştirak eden Hariciye Siyasi müsteşarı Numan Menemenci oğ. Iu bu sabahki ekspresle şehrimize gel- miş ve istasyonda birçok zevat tarafın. dan karşılanmıştır. Hariciye siyasi müsteşarı yarın ak. şam Ankıraya hareket edecektir, Hariciye Vekimiz Viyana 2 (A.A.) — Türkiye Hari ye Vekili Dr. Aras buraya gelmiştir. Bu halta sonuna doğru Ankaraya hare. ket etmesi muhtemeldir. , Tema Viyana 2 (A.A.) — Avusturya ajansı bildiriyor? Diş bakanı Sümlt, hususi surette Vi. yanada bulunan Türkiye Haziciye Ve- kili Dr. Tevfik Rüştü Arası kabul et. miştir. Mülâkat, Avusturya ile Türkiye arasındaki münasebat ( vasıflandıran samimi dostluk havası içinde cereyan etmiştir. — Birkaç güne kadar Türkçe — Manzum Mevlâna rübaileri Fars büyük şairlerinden Mevlâ. lânanın elli kadar yazı tercümesi Kitabının sonuna ilâve edilmiş- al . is Hü : Rifat

Bu sayıdan diğer sayfalar: