Mk Eri, m » OZ nil rar, UEATEEŞI 'GLKEYŞ UESENE YAA YDG “unuyyuos e bayek ii Se YOdŞ ş9rA erer şgrorp öy — züpaşağ) okadym, Gayturpuoytusş pese eeyung ok “ivrts ireyeadei Utrmdeğe ryepasulıo uodrug nuz M0 İTSA LK SEY UNU Mig YUğnuo Yy A0Â(pOSEN EÇ YE FUçpUaN YPULUCA YAPEYO YY UUSUÇ - “EOKUĞE YULLADNUR Uruusu AYINI YAğoğ “oknunp zesyesdek sepdeğe vpunge “eydor geysakaur TpUĞ pl geyeguoş doknump BE ep -oa Seg wp eprejğeg “rokmdek uvarrey Kwping 94 sof “ema epems “epreçkei urkoygugus yı “rofuşo yn3os egep 1apa99İ aa gokmyesiy reryaj sayunğ Seas Senek © x93 şansa aoknyuyan epi repne ye İüsoünp YE MY dokyağ Sey arkın) vop AK (ez yaleyyu oA lr, Beri İçişeeiE gergi 1 diği pll ii Sİ ie EE ii, UN | ; tk Kİİ İ kg E RR 2 dd iz İf Pie i: İri : ii işi ll i AE. z ii Ni iii HN ; Nİ X Hİ : Mele > Bp İİ ... Ns sisİçip İRİ! İM EE, i ii i ? şeleieei $ DAR ç ki y ii i iŞ Giltii Mite, iğıi pi JM PARDAYANNOZ merliven başına geldi ve bekledi. Son- ta birdenbire elini duvara dayadı. Açılan gizli bir kapının arasnıdan, küçük bir oda gözüktü. Konçini bir sıç rayışta oraya girdi ve kapıyı kapamakla vakit geçirmeden, madeni bir düğmeye yakakyarak, bütün küvvetile kendisine doğru çekti. Yaptığı bu hareketten hiç bir gürültü çıkmamıştı, Delikten kafasını ve dinledi. , Bu anda gözleri vahşi bir ifadeyle par- yordu, Ayni zamanda bir çığlık ve yere dü- $in ağır bir cismin sesini duydu. Elin- deki düğmeyi bir yumrukla itti ve nef- sstin tatmininden mütevellit çılgın bir sevinçle bağrıdıs 'Tamam!,. Bir saniye daha dinledi ve artık bir şey düşmedi. Gizli kapıyı kapadı ve a9” ni basamakları indi. Son basamağa E© lince, sağlamlığı hakkında bir fikir eğin mek istiyormuş gibi ayağiyle | denedi Yer sapa sağlamdı. Bunun üzerine yan” daki küçük odaya girdi. Duvara iliştiril- miş gibi duran cesim bir kasaya doğ'U yürüdü. Bir düğmeye bastı ve kasa Y” Pi , de sini değiştirdikten sonra, seydi... i mir çubuklarla kaplı genişçe bir. © meydana çıktı. Konçini, - deliğin için bakmağa lüzum görmedi, çünkü, içeri" deki derin zulmetten başka bir şey gör“ miyeceğini biliyordu. Fakat dinledi V€ Janın, sanki İtalyan Konçiniye iyice arilatmak istiyormuş gibi, italyanca tef” dit avazeleri ve korkunç gözler yağdırdı Konşini doğruldu. Kasayı tekrar ye rine koydu. Ve ö zaman artık hiçbir 8€$ duymadı, ve sanki kurbanma duyurmak Onları mutfakta kilitli olarak buldu. 15” inden birisinin iplerini çözerek, ona diğerlerini gözmesini emretti ve geceyi sarayda geşirmiş olan zevcesi Leonore dan daha evvel eve varmak için sürat )e Sentenore sokağına doğru yollandı. XX cak. Onu ver, e $9 3? # 3 : i ER ğ ii, “ 3 48. sd â İ z i; x Gr İÇİ a io oyle ii 5 OHME ug i RO? EEE iş şii iş bii m ala pi uk — Eide 8 8Zz ö # aşk iz İş dili Es Bali si lip mihiz aa di de BİL Wi i a B li ol v in e ; : kar : z i : ; 3 Eer eklelii E 3 Dök Şe ; le ei aş itli iii v 5 > ki s ; w - 8 li e Li 4 içii e : : : z v li pi, i Şi 28 in İŞ ij 3 ii Bi “<i iz e Rai. BşE? 33j 5 5 İ. ze z Lİrş gk, dele dd üşe.e ui değ we e e S.E A * PARDAYANIN OĞLU ız ve kadının son derece weeşgu! uluşundan istifade ederek onu cÜrmü meşhut ha, linde yakalamıştı. Jan yumruğunu, onun başı Üzerine kaldırdı. Kadın kafasını oorurlarına gömdü ve boğuk bir inilti çıkardı. Yumruk inmedi. Delikanlı, müthiş bir irade kuvveti sayesinde kendisini zapt- etmişti. Sert bir sesle bağırdı: — Ayağa kalk köpek ve tanrıa şük. ret ki, kadın olduğunu tam vaktinde ha- turladım, Kadın bü emri tekrarlatmadı. Derhal ayağa kalktı. ölüm tehlikesine “maruz kalmadığı anladığı için, soğuk kanlı lığını topladı ve bekledi. Jan bütün kâğıtları topladı ve onları rTöstgele kutuya yerleştirdi. . Bundan sonra pencereye yaklaşarak pancurları kapadı. Masanm Üzerinde olan anahtarları aldı ve onları da kâğıtlarla birsber kutuya yerleştirdi, sonra amira me bir sesle: — Dışarı çık, dedi, ve beri bekle!, Jan kutuyu aldı ve onu nereye sakla- yabileceğini düşündü. Sonra başını sal- Tayarak: — Hayır, diye mırıldandı. Kendimle böraber götürmem daha (tedbirli bir hareket olur, Kendisini bekliyen Kollin Kolün yar muna gitti ve müdekkik bir nazarla et- rafa baktı ve genç kızım o apartımanına girmek için, önünde bulunduğu kapıdan başka bir methal mevcut olmadığını gördü. Anahtar o kapmın üzerindeydi. Kapıyı kilitledi ve anahtarı cebine koy- du: — Öteki anahtarı ver, dedi, Kadm anlamamazlıktan gelerek sor- du: — Hangi anahtarı? — Başka bir anahtarın (o daha ola- — Size yemin ederim ki. Jan, elini onun boğazına dayadı ve müthiş bir sesle emretti; — Anahtarı ver yoksa boğarım! Kadın kurnazlığını söktüremiyeces ğini ve gencin hiç şakaya gelir bir dam olmadığını anladı ve o boğuk bi scale: " — Geliniz, dedi, ; Jan kolunu çekti. Kadın derin bit ne fes aldı ve acıklı bir tavırla: — Anahtar aşağıda, dedi. — İn aşağı! . Kadın bu emre, ayaklarının o bütün bızıyla itaat etti ve ayni zamanda İstay» roz | mırıldanmağa başladı; — Yarabbim! Bu adam şeytanın ta kendisidir!.. Rabbim beni kurtar! Kadın odasına girince, hiç tereddüt etmeden anahtarı ona uzattı ve bütün mevcudiyetile onun biran o evvel çıkıp gitmesini temenni etti. Jan anahtarı al- dı ve onu dehşetle Ürperten bir tavırla? — Eğer bir daha bu asil (genç kızın odasma girmeğe teşebbüs edersen, bu- nu öğreneceğim, dedi. - O zaman gör- memen icap eden şeyleri o görmemen için gözlerini oyacağım.! Kollin Kol gözlerini kapadı: ve deh. şet içinde, kendisine aşağı yukarı ayni vaatlerde bulunan maskeli adamın üç haydudunu düşündü. Jan korkunç bir tavırla devam etti: — Gördüğün şeyleri kimseye anlat- maman için dilini koparacağım. Duyu- yor musun? , Korku ve dehşet içinde titriyen 'ka- dın, ağız açacak kuvvet © bulamadı ve ancak başiyle bir cevap verebildi, — Pekâlâ! öyleyse bana © sokağın kapısı aç. diyordu. Kad zâten bunu candan temenni €- Sonbahar nasıldır? wird es lir. Ist die Sehar der Kameraden gröler, mender ; Sonbahar başlangıcı Almanyanın şüphesiz en güzel mevsimidir; o zaman güneşli günler olur. ve havanın da- ima en güzel gideceği tahmin edilebilir, (ist di şar der hbameraden grösser, vird ce lermeön- der:)