| Biliyor musunuz? Avrupanın en küçük beş devleti Avrupanm beş küçük devleti vardır ki, bunları bil miyenler pek çoktur. Bunun da sebebi, bu küçük devlet: lerden pek az bahsedilmesi» ip Bunların içinde en eskisi 17 inci asırda kurulan San - Maren cumhuriyetidir. Bun- dan sonra 1607 de teşkil edi- len Andor cumhuriye * gel- mektedir. Daha sonra (1641 de) Monako preneliği kurul. muştur. Dördüncü devlet Litetenstayn'dir, En son kurulan . kücük devlet Arnavutluktur. Fa- kat, asıl zarip nokta şudur ki, bu devletlerin mesahai sathiyeleri hiç de nüfuslariy- le mütenasip değildir. Mese- lâ, Andorun arazisi 452 ki- lometre murabbaıdır. Nüfu su ise 5.321. Buna mukabil Mrnako © 23.418 , nufusu birbuçuk kilometre murabr bar üzerinde toplanmıştır. Itvtenştayn'in . 158 ki. lometre murabbalık arazisin de 11,500 vatandaş yaşamak tadır. San. Mares'e gelince 61 kilom üzerinde 12812 nüfusu vardır. Arazisi henüz resmen öl çülmiyen Arnavutluğun bir bir bucuk milyon uüfusu var dır ve bunun içinde her din- den ve tarktan ahali mevcut- tur, pe mağ resi Hayvanlarm psikoloji" siyle meşgul ölah bir Hint â- limi, katırın mükemmel. bit aktör olduğunu iddia etmek: tedir. Katır » istediği. “anda; kendisini iyice hasta gösterip ve hatta en liyakatli baytar ları bile kandırıp çalışmaktan kurtulabilirmiş. * & * İsveçli bir çiftçi, büyük bir tesadüf eseri olarak, ta - vukları iki misli yumurtlat. mahin yolunu bulduğunü id- dia etmektedir. Çiftliğin yanında yapıl makta olan tren hattı inşaatı €snasında bazı kayaları uçur. mak için dinamit” kullanılr - Yormuş.. Bu müthiş gürül tüden bir türlü rahat yüzü görmiyen çiftçi tam şikâyet edeceği sırada bir de bakmış ki 150 tavuğu, mütadından iki misli fazla yumurtlama - ğa başlamışlar, O zaman meseleyi anla: miş ve her gün sabah akşam kümese giderek tüfenk at- mağa başlamış, Bu usulün ne dereceye Kadar Töakul olup olmadığı: ni bilmiyoruz. Eğer tavukla" yiz varsa siz de İsveçli çift. si gibi yapın da neticeyi bi: ze de bildirin bakalım. hdi le — Garip âdetler Afrikanm garp mıntakaların- çi kadınları, ku. da yaşayan zen yaşayi de gin leklarınâ ve boyunlarına düğünüz garip ve ağır küpe ve kolyeleri takarlar ve bunları m Sen bir müddet zarfında çıkar- yen iL puriyerindedirler .» Bundan bir müddet evvel i Ame rika da, meşhur bir İ serseri ölmüş, ve bu, herkesi ü i iştir. çok müteessir etmiş serserinin hayatı ha şimdiye kadar birçok eserler yazılmış röportajlar yapıl» mıştır. Fi ilhakika bu adamın hayatı baştan başa macera- larla doludur ve çek gariptir, Serseri bundan yirmi. sene evvel büyük bir Amerikan hapishanesinin müdürü, gür zel bir mevkii içtimaiyeye ipti, fından sahipti. Herkes tara seviliyordu. Buna rağmen bir gün, ortada hiç m sebep i bırakmış ve i p şeyi . : ge bütün şimali yi cenubi Amerikayı baştan başa dolaşmıstır” Onun bü: yük şehirlerde gelişi, sehir halkının merakını mucip ©- İuyor, fakat hiç kimse ye iliğini; kiki sırrını an iya ri çok garip bir âdeti vardı. Her geçtiği uzun yollarda yolcuların isti rahat etmeleri için e v birkaç sıra inşa etmek. Ahce- nab serseri bunların üzerine çakısiyle darbı meseller kazır ve felsefi vecizeler yazarak herkesi doğru Yola davet & derdi. ÜL SEN 7 ben & i ii Mühendis icat etiği yeni tecrübe uçuşu yep 2 AM al? ei Oğlunu çağırtmak için Fransada, a- gPx. sil aileye men ie bir kad ( nupbirkadın, yi oğlunu Şör- - mek üzere li- seye geliyor. Ve ük rastladığı çocuğa bü- yük bir azametle şöyle di- yor: — Çocuğum, oğlum Vikont Sigismond dölü Roş - örmek istiyorum, lüt. fen çağırır mısınız. Talebe — Şimdi çağırıtım, madam, ey bana bak, nohut Jan, git pısırık Pyere haber ver, ko- cakarısı gelmiş... vx » Nasıl doğmuşlar ? Bir mülâkat; Gazeteci — Sizin şehirde hiç büyük insan doğdu mu? Belediye reisi — Hayır, hep çocuk doğdu! » 4 Şakayı seven polis Yolcu — Bay polis Cer- rahpaşa hastahanesine nasıl gidilir? Polis — Beş dakika şu sokağm ortasında durursa nız, izi hemen oraya götü” rürler, X“w Çok şükür ! Şişman bir adam, yedi katlı bir apartman kapicisına soruyor: * “ — Bay Ahmetburada mr oturuyor? — Evet! Size göstereyim. Beraberce yedinci kata çı- kıyorlar, Şişman adam kan ter içinde kalmış: — Ohı diyor, çok şükür nihayet geldik, Allah vere de evde bulunsa. — Hayır bayım, evde de- ğil, biz çıkarken © aşağıya iniyordu! Öksürük ve derece — Çocuğa derece koyun demiştim koydunuz mu? — Evet bay doktor koy” duk, hem de üç gündür koltu gunun altında duruyor, fa- kat öksürüğü bir türlü geç medi! * * * “Mücerred,, in tarifi Muallim — Mücerret bir şey, öyle bir şeydir ki, tahay” yül edilebilir fakat elle doku. nulamaz... Bir misal “söyle bakayım Cezmi. — Kaynıyan bir su, bay muallim! a Amca bey' yolda bozulan otomobilini iterek, yürütüp işletmek isterken.. Ne oluyor görüyorsünüz ya? Ke bir tip tayyarenin meziyetlerini gazetecilere anlatıyor ve ağa hazırlanıyordu. Bu uçuşu yaptı ve... ne oldu? görüyorsunuz. Hikâye: PARLAK BİR DÜŞÜNCE Şişko Ahmetle, Çiroz Hasan bir gün öğleden son- ra Beyoğlu caddesinde dola şırlarken karşılaştılar. Uzun zamandır biribirini görme- miş oldukları için hemen ku” caklaştılar: — Vay Şişko sen misin? — Amanın Çirozcuğum, seni gören ne olur? Gibi hararetli sözlerden sonra: — Haydi bir kahveye gi- relim de dertleşelim!. Dediler ve caddedeki sıra sira büyük kahvehanelerden birine girdiler. Gelen gar- sona bol şekerli, köpüğü fazla birer kahve ısmarladık- tan sonra lâfa daldılar. Baş- larından gelip geçeni, istik- bal için olan ümitlerini birer birer sayıp döktüler. Aradan bir saat kadar geçti. Şişko, duvara asılı sx ate bakarak: — Vaycanma! Çok: ç Ş kaldım. Hemen yürümüi- ,. yim!... Sözleriyle elini cebine dal dırdı, Çiroz Hasan her ne ka- — Olmaz birader; rica e- derim kahve paralarını bırak da ben vereyim! diye söy- lendi durduysa da, Şişko, bu “““S6ö3lere hit slditişetmiyerek , boyuna ceplerini aydı. fakat parmaklarını bir türlü çıkara” madı: — * — Eyvah para çantamı yanıma almamışım! dedi. Bunun üzerine Çiroz Ha- san: — Ne zararı var, üzülme hiç: ben veririm! diye parmaklarını ceple- rine daldırarak, para arama- ön koyuldu. Fakat aksi tesa- düfe bakın ki, Çiroz Hasan da o günlerde meteliğe kür şun atan takımındandı, — Amanm.. Gördün mü sen haamıza gelenleri. Sözlerinden sonra, arala” rında üzüntülü ve korkulu hir süküt oldu. Neden sonra, S-ko Ahmet başmı kaşıya- rak: — Hela dur, aklıma par: İnk hi» Aiğetinee geldi! 5; Dedi. Hemen iskemle- den aşağıya kaydı, koyunlar gibi dört ayak üstü emekle- meğe başladı. Arkadasi Çi- Toz da onu taklit etti, Oturan müşterilerin, tekme savurma İarma, o homurdanmalarına Ws aldırış etmiyerek bir ma- sanm altından, öteki masa- wn altma gide gide kapmın yolunu tuttular. Ancak kw Piya varmadan evvel de, kahve sahibi gelip çattı: — Bavlar, böyle ne yapı» yormmnuz? Süaline Şişko Ahmet ce- vap verdi: — Ne mi « yapıyoruz? Kahve parasını vermek için cebimden crkardığrm gümüş lira yuvarlanıp gitti de onu arıyoruz!.. — Peki'ama'bir lira icin bu kadar müşteriyi rahatsız etmed- mana var mı? — Mana olmaz olur mu* hic? Ba bizim “ cebimizdeki son lira idi. Maha da tramvay Ta Fatiha kadar videceğiz. Li. ravı bulamazsak ne yaparız biz? — Müsaade edin, beğ si- ze liranızr vereyim. Yarm burasını süpürürken elbette bulurlar. Şişko Ahmet, kahve sahi ve parasından başka garsona da on kuruş bahşiş vererek oradan çıktı, . Arkasından Çiroz Hasanın kahkahalarla gülmemek için dudakları ısırarak sokağa fırlaması gö- rülecek manzaraydı. “Ahmet EKREM Oyunlarımız: Balon peşinizden nasıl gelir? Bu söyliyeceğimiz oyunu oynamak için gazla doldu rulmuş olan balonun yarı şişkin bir halde olması ve ha vaya kalkmaması lâzımdır. azametle, bulunanlara bu balonun giz- Wi ayaklara malik olduğunu ve sizi takip (edeceğini ilân edersiniz. Bundan sonra, balonu bir Sonra, kemali masanin veya sandalyenin kenârıma koyarak, ileri . ge“ ri yürümek suretiyle - uzak- laşmağa başlayın. Balon sıç riyarak, sizi takip edecektir. Durun, balon da duracaktır. Tabii sebebi gayet basit, sizin yürümenizden mütevel lit küçük hava cereyanı... Eğer alay olsun diye, bir eteklik ve önlük de takarsa” nız, daha iyi bir netice elde etmiş olursunuz. BULMACA Öyle bir adet bulunuz ki, bunu 2 ye taksim ederseniz 1,3 e taksim ederseniz 2, 4 de taksim ederseniz 3, 5 şe taksim ederseniz 4,6 ya taksim ederseniz 5 adedi art sın ve aynı rakamı/ ye taksim edecek olurasnız. hiç bir şey artmasm. Acaba, bu rakam kaçtır? Bu bulmacayı doğru hal ledenlerden birinciye kristal büyük bir şişe Tüsyon, ikinci ye orta boy bir İleyet. ve üçüncüye iki şişe esans ve iki yüz okuyucumuza muh» telif hediyeler verilecektir. ———ğ—ğ—ğ—ğ— HABER ÇOCUK SAYFASI Bilmece kuponu 15 MAYIS — 1937