, m5 » ezdiş erp Aİ ppepunye umyok ua, — 5 * Bunun Erp UEYgELE) NA 'depsMng — mansar ET » “ural "206 'uesıf —u 198191 örn) UYE Oyu — MS dpJ 481 sed “uaya)8 yag sop me İç “ARLADA UR UM fat UASE| YAYLIM SEP :Z391y903d30) suş oyastıpuey sarayı oya 945 Y0ğaT “dyas fue — Yiğit Jan devam etti: — Ya sir, kendiniz, mösyö, buradan uzaklaşırsanız daha hayırlı olmaz mı? Pardayan hayretle -ordu: — Niçin? — Bana öyle geliyor ki, krala söy» lediğiniz şeylerden sonra, onunla bir daha karşı karşıya gelmemeniz çok ted birli bir hareket olur. Pardayan gülümsedi ve | lâkayt bİF tavırla: .— Yok canım, dedi, kralla ben, eski ahbahız. Kral pekâlâ biliyor ki, bana düşmanlık etmekle hiçbir şey kazana” maz, Bunun için, emin olunuz ki, be- nimle darılmadan evvel bir hayli e nie ve hoşuma gitmiyecek bir hare! lü h dama hayret i enbu 8 Pr genaretini le balet. Alaycı gözlerin. çehresinde namağl0p YDİ elman Mmöğgez Tie; pere piielee bre ik MİKSER. li eh? iii iin kia 116 ri ; 22 HİBE ş ER İş ai İi ç2 Ez ERER SEL ie çe Rp gisi Saim Et pe Eşi i - ; d iz8 » Mİ ezji 2 İŞ ri i ç O BERİP gani pi e 5 ' b gp hakki İİ HERERiken PER afilerei c Si, Hate Epiiçi li z Ri; çekle lde HİR in ea Da balli Gğelii geri ii : ; iiieke Si Eriç Rİ iŞ» İnal | ğ gi 2 ai ik in bi i DİE iin la altmışımı geçkin. Eğer hafifçe beyazlaş mağa başlayan saçları ve bıyıkları olma. sa, vücudunun dikliğine ve canlılığına bakarak kırk yaş bile verilmez . Kimdir bu adam?, Kralla konuşuş , şekline ba- kalırsa, en aşağı bir prens olması lâzım fakat Üzerindeki sade ve hattâ (o eskice elbiseye bakınca, prens ortadan kaybo- İuyor,, Belki de tanınmamak için böyle giyinmiş, çünkü halinde öyle bir asalet ve yükseklik var ki, doğrusu artık ne olduğunu bilmiyorum. Yarabbim! Bu lâkayt halin ve müthiş soğuk kanlılığın bende olması için neler feda (etmemi, Bir de benim halimi düşünüyorum da., Ben kızgıfi bir adamım. En basit bir söz üzerine hiddetimden boğuluyorum. Ve o raman, sözü kamaya veya kılrca Sİ bırakıyorum. Genç erkek (o böylece (düşünürken, Pardayan da, onunla hiç meşgul olma, dan, ksymetli bir şey o kaybetmiş gibi, etrafı arıyordu. mana, yi ya verdiği emniyet v silkü Bunu gören Jan sordu: 3 — Böyle ne arıyorsunuz rini aki tele devam ee | ea yanında Br kişi daha ok rdayi - im ; — Buna rağ dez - belki de MY si? biraz sert hare bunun için, ODU 2. Bu Fukeydi demek! Pekâ- bana kızdı.. igte sirf sarayına | <7, Xa arıyorum beklemeğe ve kendisini LU, Mt yiye erdi verdim. —— Herhalde o yuvarlandığı şu olacak. i Pardayan eliyle etrafı gösterdi. Fuke Dina Yiğit Jan da bütün in yan i bir tavırla: Perii & geliyot ki, pek de uzak — Bana öyls Ee X öe bir Ver çek yanılmıyorsam, göre- Bİ di e iy ALMANCA DERSLERİ ALMANCA DERSLERİ Fiiller üzerinde Tasrif ich liebe — seviyormuşum du liebest — seviyormuşsun er liebe — seviyormuş wir leben — seviyormuşuz asını verdiğimiz sigayı kullanırız. Meselâ; luk, o zaman seviyormuşum.. Autos, Flugzeuge und Luftschiffe waren noch ganz unbekannt. nur sinige Jahrzenten zurück. Da gab es zwar Bisenbahnen und Kraat Heutzutage reist man vie) mebr als früher. Urd dann Und heute legt man im Awto weite Strecken zurück, das Fluzzeug ist zu einem beliebten Beförderungsmitlel geworden; und, wenn nicht alles trügt, wird das Luft- schiff es abenfalls, Aber die Bisenbahn befördert immer noch die meis- ten Reisenden und Güler. Neuzeitliehe Bahnhöfe sehen reist man auch ganz oanders. Denken wir Dampfschiffe; aber wie langsam fuhren Sie! ganz anders aus als die von früher. Die Lokomotiven3 von damals waren di? Zwerge im Vergleich zu den heu. — veriyormuş >— senin varmış ihr Hobet — seviyormuşsunuz #ie lieben — du gedest — veriyormuşsun er gebe İbr gebet — veriyormuşsunuz wir haben — bizim varmış ieh gebe »- veriyormuşum ihr habet — sizin wir geben — veriyormuşuz €r habe «- onun varmış du hatest Auf unserem Bild sehen wir sinen modernen Bohnhofl, Auf dem zweiten Bahınstsigt steht ein Zug2, Er wird ald abfahren. Die Reisenden $teigen ein, Gepâcktrügerö bringen die Kolferi8 zum Gepickwagen10, Der Lokomo. tivführer!? fâhrt die Maschine8 âuf das riçhtige Geleise. Der Heizer!? sehaufelt Kohlen in die Feuerung, um den Durchgangswagen, Spe'se. öder Sohlafwagen kannte man da noch nicht» nötizen Dampidruck gu bekommen. So, nun ist es Zeit, Dis Sehaffner schliessen die Türen, Der Zugführer steht bersit, Der Ayfsiehtebeamte gibt das Zeichen zum Ab. fahrt. Die Lokomotive zleht an, die Wagen! setzen sich in Bewegung. tigen Riesenmaschinen mit den gewaltiçen 'Tendern?. 'PARDAYANIN OĞLU » ——— sıkışmış geniş göğsü. Diğer — silâhşör- Terin ince yakalarına biç © benzemiyen, ve mermer beyazlığında, kuvvetli boy- Bunu meydana çıkaran geniş ve geriye doğru atılmış, bir yaka, yeleğin üzerine çaprazlama düğmelenmiş beyaz ipekten geniş bir eşarp, — rengin . beyaz olu. şunda bir sebep vardır: Bertiy'nin be- Yaz rengi sevdiğini farketmişti — geniş bir fötrün kenarma iliştirilmiş” kermazı uzun bir tüy ve nihayet inse belin üzeri- ne kısılmış kuşakta, topuklara kadar nen upuzun bir kılıç. Bütün bunlar âdeta yorgun, biraz es- kimiş, hattâ bazı yerlerde yamalanmış fakat son derece temiz ve şayanı hayret bir zarafetle giyilmişti. İşte, yiğit Jan, yek nazarda eşyaya ve insanlara kıymetlerini biçmeği her- kesten daha İyi bilen tecdübeli Pardaya. na böyle görünmüştü. Bu müdekkik in. san onda hiçbir kusur bulmamış olacak tt ki, ayni takdirle gülümsemeğe devam ediyordu. ” Bu sırada, genç âşık bâlâ çılgın sevin cinin tesiri altındaydı ve Omesut kah.) kahayla bağırıyordu: z — Babası(.. O babasıydı! İnanır mı, gmız? Halbuki ben... Sefil ve serserile- rin en bayağısı o olan ben... Küfranda bulunmak cesaretini (o gösterdim. Ah! bu yılan dilimi koparıp köpeklere at- malıydım! Ve birdenbire batırlıyarak: — Ve, siz olmasaydınız, mösyö, ben onun babasını öldürecektim. Ve -şimdi artık herşey bitecekti ve ben gidip ken. Idimi nehire atmaktan (başka bir şey yapamıyacaktım. Ahl Mösyö şövalye, bu şükran borcumu size nasıl ödiyece. ğim.. Hey hey! Kudurdunuz mu? İşte bu garip nidaya sebep olan hâdi- e Şüphesir, Pardayanın çıkıp gitmeme. llinieieni dnzi kağ hili <5 ii sinde bâzı sebepler vardı. Pardayanca, birâşığın gözüne girmek için en iyi ça- re onun sözünü . kesmeden, - istediği kadar sevihcini izhar etmesine müsaade etmekti. Pardayan, henüz, © yiğit Janı terketmemeğe karar © verdiği için onu büyük bir sabırla dinliyordu. Fakat Par dayan'onu dinlemeğe kârar — vermekle müyordu, Bunun için iki basamağı çı. karak, oturdu ve sırtını parmaklıklara ran âşığm vücudu Joş bir aydınlık için, de iyice belli oluyordu. Bu vaziyette yerinde oturan Parda» yan, genç âşığı dinlemekle berâber, es- ki bir itiyadın sevkile, keskin gözlerile kazanlıkları ataştırıyordu. İşte böylece bakarken, bir gölgenin yavaş yavaş gencin (oarkasına doğru ilerlediğini gördü. Birdenbire (o gölge hüdum etti. Gecenin karanlığı içinde bir çelik parladı. Eğer Pardayan cimasay. dı. zavallı âşık mahvolmuştu. Bu ölüm hareketi o kadar seriydi ki, genci bun- dan haberdar etmeğe imkân yoktu, Şö- valye hiç tereddüt etmedi. Önünde du. ran genci, bir yıldırım süratile, kuvvet- li kollarma aldı, havaya kaldırdı ve ken dine doğru çekti. Hızın: durduramıyan cani, bütün kuv vetile parmaklıkların Üzerine (o yüklen- di ve büyük bıçağı (o basamaklara çar. parak kırıldı, Her zaman (o sergüzeşt, ve ekseriya tehlike içinde geçen mevcudiyeti esna» sında Jan, tehlike © karşısında müthiş bir soğuk kanlılık göstermesini öğren- mişti. Bunun için, Pardayan kendisini bırakınca, hiç bir hayret ve (heyecan Auf dem anderen Bahnsteig warten schon Leute auf