Pe e a GE eman e a iz Ahmre ra Yazanlar: 1 çöstert 8. Henrl Ved — Aknoks Çevirei > fa. n — 2 Sayera — 3 Ağnta Kristi D. H, ve M Kol — 8 Müvarâ Kennedi — 9, Con Foyâ — 10 Ronald 11. Edgar Jepson — 12, Klemans Dan — 18. Antoni Berkeley. 4, Vüs Kirolt 5. Vaytşörç — TTefrika numarası; — I9 «- Rae ihtiyar denizcinin evinden ayrıl. Artık gidip Sir Vilfrid Denniyi gö- Yolda lehin esas olan nokta üz lıca mesele a: rel irdi. ia Fernton köprüsünden ordu ve kıyılarında birkaç köşk ması lâr onun bü seyahatinden haberdar olduğunu veya ona tesadüf ettiğini ka- bul zarureti vardı, Bu sonuncu ihtimal- de ise, nasıl olup da eline | bu keskin ve müthiş bir silâh geçirmiş ve. ya tedarik etmişti? Hayır. Bu ihtimal vârit değildi. Katil, amiralin ne yapaca- ğını, nereye gideceğini biliyordu. Ve i- kadar miralin hususiyetl, len bir kimse olması lâzımdı. Bir başka ihtimsl daha vardı, Katil, o amirale bir randevu vermiş, amiral de hiçbir endişe ve şüpheye düşmeden gitmiş olabilirdi. Fernton köprüsüne yaklaşınca Rac o- tomobilini durdurdu, indi. . Köprünün zerinden eğilip baktı: Nehir, yüzlerce metfe mesafede görünüyordu. * Yani, gece'dahi olsa, geçen bir “sandal sara. Batle gözükebilirdi. Rac bu noktayı da ileten sonra yoluna devam etti id Denninin oturduğu Vest rmitun'bir daş mahallesi idi ve aden ekiyordu. o Bütün evler tuğladan yapılmış idi. Etraflarında bah- geler vardr. Fakat Sir Deni evi, taş- tandır, daha eskiydi. Bu ev, ötekilerden uzakta bulunuyordu. Bir tarafından ge. çen tren ile arasında yüksek çalı” Hklar vardı. Bu evin ismi Mardeldi. in parmaklığı açık oldu- otomobili ile içeri girebildi, enin bakımsız manzara, sne için sıkıntıda olduğuna dair batırlardı. Kapıyı çalde. Epeyce bekledikten son ra, oldukça yaşlı bir kadın kapıyı açtı ve ne istediğini sordu: ir Denniyi görmek istiyorum. ada ok. Ari olarak işi çıktı, Londraya gili. İlk trenle, sözlerini ALTINCI KISIM Yazın: Müvard Kennedi RAC FİKRİNİ DEĞİŞTİRİYOR Müfettiş mahirane (birkaç suail ile vaziyeti anladı. Sir Densiyi telefona ça- ğırmışlardı. Londraya sik sik gittiği va. ki değildi, ve bu kadar'erken gitmezdi Kendisi tüccar flân da değildi. Sadece mütekait bir memurdu. Ara sıra, müşü: vere için çağrılırdı. Müfettiş bahçe, niçin bu kadar bakımsız olduğunu anladı. Zira, insan bilirdi. Fakat eğer ticaret işlerinde bu. lunmayıp da sadece memurluk yapmış ise, bu tinvahr kendisine refah getire- mezdi, Bu yüzden Sir Dehni, sadece te- kâğt maaşma kalmıştı, bu para ile zor gesinebiliyordu. Rac bu malümatı'elde edinmelde be. çaber, tahkikatın müsbet hlebir metice- ye virmadığım — farketti, O kadet ki fi ile Mardal'dan ayrılıp da dört a gelince durdu. Piposunu ya- sünmeğe başladı. Sabaktanberi bir hayli buçuk mil kadar bir yol ekâlâ karadan da şehre in. olabili pek o kada: Amiralin evinde, “nelet o görmüştü Aklima birdenbire garete geldi, Apta üşağa gidip gazsterin gelip gelmediğini öğrenmesini tenbih etmiş, cevap alma- dan hareket etmişti. Ya hakikaten gaze. te gelmiş de hâlâ yerinde duruyorsa? Bu takdirde, cesedin üzerinde bulunan gazete Amiralin Virmuta indiğine kat'i bir delil olacaktı. Bu noktayı kat'iyetle tesbit etmek lâzımdır. Ra atmazel Fitzgeraldin firarın- dan çok fena neticelere düşüyordu."Al lah verede bu hakikaten bir*'firar,, olma sa. Hem ne diye Hollandı da salivermiş- ti? Belki fena yapmıştı? Holladın mat- mazel Fitzgerald ile, bu cinayet hakkın. da en iyi malâmat verebilecek kimseler | olduğu muhakkaktır. Amiral hakkında daha nerelerden ma Jümat alabilirdi? Bahriye nezazetine mü racaat edebilirdi. Vekilleri © vardı, Ve- killeri hatırlayınca müfettiş vasiyetna- meyi de ha: nu da tamamile tet. kik edip bitirmemişti. Vasiyetnamenin kopye İn m olduğunu da bilmiyor- du. Yapılacak bir sürü işler vardı. Bu- | nun İçin de en iyi çare bir — telefon ile birkaç memurdu. . Appleton ile Ham. sandal Bir pokta dahat Balkonun anahtar nere deydi? Amiraldekinden başka tar meselâ amirajin yeğeninin de anah. tarı var mıydı? Rae not defterini çıkarıp baktı. Hiz. metçi kız, Cenni Merton sevimli ve zeki bir kızdı. Fakat ifadelerine istinat edile- bilir miydi? Bu eve geleli daha üç hafta olmuştu. Ya öteki hizmetçi? Haniya sr. iyerek aylığını bile alma- patidi sabahtan akşama kadar bekçisi vaziyetinde < bırakamazdı kıldığını söy dan kalkıp giden hizmetçi? Bu noktayı | da aydınlatmak lâzımdı. (Devamı var) Gast korku ile titriyor, ne olursa Iki rakip kadının düşmanca bakışan nazarları çarpışan iki kılıç gibi çatıştı ve aradan sanki kıvılcımlar çıktı Geçen kasrmlarn hülâsası | Nişanlım. Ayşe, Jesatlariyle, . hain. likleriyle meşhur olan fakat bana velinimetiik eden Bünbül ağanın maiyetinc verilmiştir. Baksadı € susluk yapmaktı, Fakat «sahte b hadım olan bu Tendretli erkeğin da. mma düşmüştür. Şimdi, bu kadm, haremiağası tarahudan, henüz gel. | sade, olan; Sultan Jhrahime hediye edilecektir. ... Sünbül ağa, yanındaki kadına cemi. le olsün diye: — Kaldırım! . emrini verdi. İki baremağası, nişanlımın koluna girdiler ve o, perişan, müzmebil bir halde dışarı çıkarıldı, O giderken, ni. | kaplı kadınm gözlerinin nasil bir memnuniyetle ve teşkin edilmiş inti, kam hissiyle ışıldadığını gördüm. Şimdi daha dikkatle bakıyor ve gö- rüyordum: Bu kadın, nişanlıma naza- ran, yaşça pek daha geçkindi. Sanki yaşlılığın intikamını bu taze kadın, dan aldırmığçasma memnun oluyor”. du. Ayşe de kapıdan çıkarken, bir kere dönüp ona baktı. Rakibelerin hazar. ları, iki silâhşorun kılıçları gibi çatiğ. tr. Yazan: Edgar Rice Burroughs. Çeviren: A, E. Maskeli, Aygeye fazla ehemmiyet | tün örkeklere lamıştım... rmerniş olmak için racvzuu değiştir. di: — Demis ki,bu genç, o meshur An- ber Mustafa? - diye beni göstererek sordu, - Çok memnun oldumis Haydi bakalım, firaklı bir şarkı söylesin de dinliyelim. Bu sözü, alay eder gibi, Ayşeye işit Girmek için söy) i, beli Ayşemi muvakkaten “olsun kaybet miş olmaktan doğan bir yeisle, bir şarki söyledim. Onu tekrar görebile. cek miydim? Zira, bu sarayın daire dâlre olup bir kısmının adamlariyle di Zerlerinin temas etmediklerini bili - yordum. Acaba “bizde biribirinden ayrı iki bölüğe mi raslıyacaktık? Onu güremezsem... Onunla bukadar yâkınken, görememek... Bilhassa, bu a. ci ve'tatlı zevki tatmışken... havsalam râzı olamıyordu... “Acr ve tatlı zevk... dedim. Bunun ne olduğunu, şimdiye kadar ihsas et. tim safırım. Benderise - zavallı ben hadımda mevcut olamıyan bir ikti. darla nişanlırnm bü sahte hadım tara- fından temellik edilmesi beni son de- rece zevklendirmişti, zevklendirecekti de... Kendimi hayalen Sünbül âğanm yerine koyuyordum... Ve o erkeğin bü olsun düşmanlarının nereye gittiklerini anlamak istiyordu Çünkü bu on iki kişilik takım konak yerlerinden yola çıktıkların - danberi, ormanın ağaçları arasında saklı olan uzun boylu birisi bunların peşine düşmüş bulunuyordu. Yü: inde korku ile kin ve düşmanlığın nişaneleri açıkca görünen bu uzun boylu gözetleyici, gemicilerin konak yerinden ormana kaçan Castdan baş kası değildi. Artlarından gittiği on iki kişi ise Kovri kemisindeki arka” daşları idi. Acaba Çinli Kay Şenk ile Momul Is adamlarını peşlerine takıp böyle nereye gidiyorlardı? Düşünüy: düşünüyor, bunu bir türlü anlıyar mıyordu. Bu kadar korkunç herif- ler kendisini mi aramağa gidiyorlar. dı? Gast korku ile titriyordu. Ne olursa olsun; düşmanlarının nereye gittiklerini anlamak istiyordu. Bu- nun içinde en kısa ve basit yol'ken- disi hissettirmeksizin arkalarını ko- valıyacaktı. Gast eski arkadaşlarına o kadar büyük bir öfke ve'düşmanlık duyu” | yordu ki: “Onlazın -plânını öğrenip işlerini bırakırsa dünyadaki en de- öerli muratlarmdan birine, belki de İ en büyüğüne kavuşacaktı. * Alçak Çinli ile yabani yeni Zelandalmın ne yapacaklarını bilmiyordu. Fakatel bette kendisi için iyi bir şey olmıya- caktı. Belkide herifler kendisini bu 1ss1Z adada yalnız bırakıp incileri ala- rak, şenlikli memleketlere kaçmak için yeni bir yol bulmusşlardı!... Gast eski suç ortaklarını böyle İ gizli gizli kovalarken heriflerin ken- dıklarına inanmıştı. On” i birini arıyanların yü- mesi değil, kendilerini saklamak, duyurmamak istiyenlerin korkulu yürüyüşüydü. Bundan başka Gast konak yerinden kaçınca gemi de, in- diler de arkadaşlarma kalmış olacak" # ve kendisin Dalmak için bu kadar hüyük zahmet etmiyecekleri de mey- dandaydı. Bir salık Gast arkadaşlarının | birdenbire durduklarını gördü. Çinlinin verdiği bir işaret üzeri» ne hepsi ağaç dalları ve otlar arası na saklandılar. Gast ne olacağını daha iyi göre- bilmek içi narkadaki büyük ağaçlar» dan birinin üstüne çıktı ve çok yap * raklı bir dala yavaşça yerleşti bire arkaya bakacak gemicilerden bi ri tarafndan görülmemek için iyice gizlenmiş bulunuyordu. Gast tanımadığı bir Avrupalınm orman dalları arasından Çinli ile ye ni Zelandalının saklı bulunduğu ye- re doğru yaklaştığını gördü. Avrupalmın geldiğini gören Mo mulla ile Çinli hemen saklandıkla. rt yerden çıktılar ve yeni geleni tat- k bir yüzle selâmladılar. Gast'ın arkasına saklandığı ağaç Çinli, yeni Zelandalı ve yeni adamın konuştuğu yerden oldukça uzaktı. O kadar çalıştı konuştuklarını işidemiyi Yabancı Avrupalı ile bu konuş” ma epeyce ikten sonra yaban- Cay Şenk ile Momulladan ayrıl dı, geldiği yana doğru uzoşlaşarak ağaçlarm arasmda gözden kaybol * du. Hay tasında böy le ormanın or- lice görüşen yaban. ct Avrupalı bizim ikinci kaptan Şnay Bir | sıçan gibi, sessiz davranıyor, birden | kimse değildi. Alçak herif kendi konak yerleri klasınca bütün hıziyle koş ğa başladı ve bir iki dekika 8 nefesi tükenmiş bir halde klübeleri arasmda girip ilerideki teknenin ba - * sında çalışmakta olan yerli başbuğ Mugambiye acı'acı haykırdı: — Mugambi! Mugambi allah aş" kına'çabuk ol; sizin © uğursuz ma; munlar şurada, ormanda gemici Şmidi yakaladılar. Nerede ise parça pörça edecekler. Koşup kurtarmaz- san zavallınm işini bitirecekler. Ben yardıma çalıştım, beni de öldürecek- İerdi. Onlara ancak sen söz geçire- bilirsin! Hayei durma, bizim ge - mici Con ile. Suciyannı'da yana al, belki canavarlar çok kızmışlar” dır da sana kafa tutarlar, üç kişi o - lursaniz daha iyi... Aman durma di- yorum.. Şu ince'Yolu tutun; cana” varlarla Smid beş adım kadar ötede idiler... Ben de seninle gelmek ister- dim dma; gö iyörsün ki, koşı koşa soluğum tükendi, biradım daha sta- cak kuvveti mkalmadı.. Koşun, ko- şun.. Zavallı midi. İkinci kaptan bunları söylerken sanki gerçekten pek çok yorulmuş gibi kendisini arka ü ü, otların üs tüne'atmıştı. Hızlı hizle nefes alma: ya başladı: Muğatbi bu sözlein karşısm- da birkaç sthiya kadar duralamış, ne yapacağını Bilmiyor gibi kalmıştı. Elindeki keseri yere bırakmıya - tak döşünüyerdü; “Tarzan onu bilhassa iki kadı ek isin konak yerinde bır karkaşta; iğ Şimdi onları bırakıp gitmelimiy di? Yerli Başbuğun yüreğinden do- Jan tubüf bir duygu ona olduğu yer. den bir adi bile uzaklaşmamasını erirediyor gibi idi, (Devam var) | faik oğluğumu zeten an. gilin de, bunu söylemi. 2 Onların ürperişleri, be- şarkıyı düşünüyor. bunları W dum... Aygemin “kaybolan, aşkıyla i mim inim inliyordum. tık. köpük re, beni d ri kaplı — Ah, ü zenciler de dahil olmak bltün cemaat susmuş, ağzı Üz hayretle, takdirle, hür lu, kadı ne gü , arada sırada: , De güzel... - diyor. du. . Sünbül, çok iyi ettin bumu “ha- dım mun sesi, Rözl Acaba mı? Fakat rm buk çok açmamasmı, yüzünü rın yüzüm maları b her held terbiye gösterm rip,, saraya grasımdân bakıyı ana bakıyordu. Davut ale ş yürek parçalayıcı taldum... Gasyoldum, 1 gayrlihtiyari kapa min aralanmıs kirpikleri lerin bol 1st- ayalnız, baş vdalıya benziyor - ışmuşlard. . Siyah el yor, lâkin beyaz eller tit. m şarkımdan mr? Sünbül ağanın , temasmdan galiba salonda kimse onla görmüyordu. Çünkü her Ben; şarkı söy. nı münarebetsiz derecede biliyordum. Fakat : bu adar'a - & bu kadar müsirrane bak. ana âşık ol lerinden ileri geliyor. Zira, başlarını bile o tarafa doğru kel. dırmıyorlar, Netekim haremağılarının büyükle. rinden biri, onların bir grupuna br i- ret çaktı. K Ma, dışarı ç p de bir cocuğu u den vak: Sözle! ederken, yor. sok dimi. O, beden, bei noksa: ta haz'du Artık kadın, ihi odada ka deki paravananın önüne Uyuklar bir his geld ak akeediyordu. Ben de sesimi o- a: et... Devam et Ar hu gece... Bu gece- ssla unutamıyacağım... güzel. Senin sesin eid. Mustafa... Tem; Pedenimin i onda bulmak» olan erkay uyuyorum, kes çekilmişti, tiyar ili dadı çömeldiler, . Ancak yoksa ibi bir hal aldı! miydi, de na uydurdum. Aşıklar, biribirlerine daha sokuldu. lar,,, Artık, nikaplı düşmek kadının nikabı »ereydi ki, Sünbül, eliyle 4. uraya, ta yanımıza gele. (Devamı var) Ni > £ Bal, şia Tİ dep ERE. : “EĞ : 5 i : 8 E E p # zg z # 2 yurar ryakgıua “ayy “Çumasoz 94 pad ogmyed 01) “#wg00 saf Judunodsd syoganbed 91 uysmeniyo #ppaolişpojmip tavyandoa nok Yelin, Szo&uea uyumu Wemdek reçtufuop unzn ıg0u1010