; Şairlerin turfanda yemiş ve sebzelere Kırbavsko Poliye ve karşı bir ihmali Yazan: Hikmet Münir Çilek şlındi turfandadır. Kilosundan bahsetmiyelim. Ereğli ve Zonguldak- tan, rekabet flatiyle gelen çileklerin TANESİ kırk paraya imiş... Geçen sene, bir tane çileğin BEŞ KURUŞA satıldığını görmüştüm! Köprü başlarında ve Beyoğlunun geçitlerinde satılan çi- çeklerin de, bazan demeti, bazan tanesi beş kuruş. Demek ki gilele bu mevsimde, çiçek kadar nadide, kıymet. Ti bir gey oluyor. Peki, şairler, acaba neden bu noktayı ihmal etmişlerdir? Yazılmış olan aşk şiirlerinin birçoğundan da . sevgiliye hulüs cakmak ms nası çıktığma göre « bir devgiliyi turfanda bir çileğe benzetmek kadar mükemmsi ve hoşa gidecek bir ifade bulünabilir mi? “Turfanda” kelimesi, şiir lisanmda; “Bulunması güç, hasret uyandıran, hayret, âni zevk vo tazeliğin fevkinde bir tad,, manasına gelecektir. Bu kadar biribiri içine geçmiş meziyetleri, hangi sevgili, üzerinde toplamak istemez; ve. ya kendisine böyle bir masal okunduğu zaman güzel omuzların: silkebilir?) Sevgilim, iki elim kanda Başlayış güzel değil mi? Fakat bu, sevgilinin karşısında (o DETTT 5'r manav vaziyetine girmektir. Sevgiliyi ansızın heyecana dülşiirmek için birden söyle söyliyebilirsiniz: * » Ben bir turfanda yemişsin sevgilim, Möğer sen neymişsin sevgilim! Pü dişi bilek, iğ Çıkmamaş çilek! , . », , , Güderi eldiveninin bir parmağı kalmış sevgilinin bu 1âti£ bakıyesine uzun uzun baktıktan sonra onun vüzüne dönüp göyle bir şiir söylenebilir; | Sığmıyor akla ; ti ime id Bittim merakla. 45 w , Beynim atar tam Yüz elli takla Yarab nedir bu? 'Bir eldiven mi; NR . Yahuf ki bakla? Bu şiirin altma “Kânumusani” veya “Şubat” tarihini attığmızı tasavvur edin. Sevgiliniz, © tarihte baklanm nekadar nadir olduğunu düşünerek eldive. ninin o güderi parmağmitŞubat aymda baklaya benzetmenizdeki inceliği, o zamana kadar tesadüf etmediği bir iltifat olarak kabul edince, yanmda itiba. rmiz nekadar artacaktır! Şairler bunu düşünmüyorlar, Belki de sevgililerinin turfanda yemiş ve sebe zelere karşı iştahlarmı uyandırmaktan korküyorlar, Öyle ya.. Sevgililerin tur. fanda geylere karşı gerçekten ağızları sulanır da, otlardan birer nümunecik olsun şairden isterlerse, şairde şafak attığı gündür. Çünkü turfanda şeylerin nekadar pahalı olduğunu yukarda söyledik, Şairin züğürtlüğü ise erbabmca maltımdur. HİKMET MÜNİR Ingiltere « Italya Akdenizde karşılaşan iki kuvvet e #inülibs pimi ia Akdenizde iki siyasi kuvvet karşı. laşmış vaziyettedir, İngiltere ve İtal- ya... Her iki devlet de müstemlekele. rile irtibatını muhafaza edebilmek i, çin Şüveyş kanalına muhtaç vaziyet. tedir ve burası şimdilik İngiliz kon. * trolundadır. 28 Ağustosta Mısır - İngiliz ittifa. kı mücibinbe İngiltere Süveyş kana- Imda şu imkânları temin etmiş bulun. maktadır: 1 — Kanal mmtakasında İngiltere. Din 400 tayyaresi vardır, 2 — Kanal mmtakasında İngiliz as. kerlerinin resmi miktarı 10.000 dir. 3 — İskenderiye manı, harp tehli. kesi hissedilir edilmez derhal İngiliz deniz üssü halini alır, 4 — Misir ordusu İngiliz ssker! he. yetleri tarafından tensik ve ıslah edil mektedir, Bumdan bağka İngiltere Filistiniri Hayfa, Maveriyı Erdünün Akabe Ji. manlarmı ve Kıbrısı hem deniz hem hava üssü hâline getirmektedir. Bura. larda işler son süratle ilerlemektedir. Demek oluyor ki İngilizlerin Süveyş künalmı müdafaı plânları Süveys mıntakasını askeri işgal altında bu. Tundurmak ve Kıbrıs . Hayfa . Akabe dani ini ik - İskenderiye murabbamı donanma faaliyet sahası olarak kullanmak &- saslarıma dayanmaltadır. İtalya ve Süveyş İtalynım plânı ise Süveyşi uzaktan kontrol etimek esası üzerine yapılmış- tr. Bunun için İtalya Cebelüttarık - Malta . Süveyş - Hintdenizi hattı üze. rinde biribirine yakın iç noktada va ve deniz üsleri ede 1 — Siçilya kanalında (Siçilya ve Tunus arasında) ki bu kanalın geniş- liği Pantellarya adasının tahkimi İle bir hayli daralmaktadır. 2 — Tobruk ve Löros üsleri. 3 — Kımldenizde Dumera adası tahkimatı ve Massua üssünün takvi- yesi, İtalya böylece İngilterenin müstem. lekeleriyle muvasala yolları tehdit etmekte, İngiltere ise Süveyşte İtalya ile Habeşistenın muvasalasını kontrol *debilecek vaziyette bulunmaktadır. İtalyan gazetelerinin arada sırada İn. giltereye hücum etmelerinin sebebin! burada aramak lâzımdır ve vaziyeti iyice kavramak için haritaya bakmak kâfidir. Filvaki İngiltere ile İtalya a- 19 NİSAN 1947 Hayata dait Muhaç meydan muharebeleri... Bosna, Hersek, zeta, Dalmaçya, Hırvatistan ve Macaristan Türkler tarafından zaptedilmişti... — Yazan: N.N. Tepedelenli — ri Bu vaziyet henüz Türk nüfuzu al tina girmemiş bulunan diğer Yugos. lavları korkuttu. Bilhassa Meriç mu. harebesinde kral Vukoşinin #kıbetine seyirci kalan Prens Lazar bundan pek Ürktü. Türklerin üzerine hücum et. mek arzüguhu gösteren , kuvvetlerle birleşti, Lâkin Türk kumandanı Mu- rad bu kuvvetleri de kahkari bir mağ. lübiyete uğratmağa muvaffak oldu. Kosova meydan muharebesi Yugus. lavlar için ze bilyük bir inhizamdır! Maamafih Yugoslav tarihinin bu mağ. lübiyeti kaydettiği yapraktâ siyle yanma yaklaşan Miloş Kapleviç adlı Sırp asilzadesi tarafından öldü. rüldüğü malümdur, Bu harpte Prens Lâzar da Türkler tarafından esir eğil- miş ve boynu vurulmuştur. Ankara muharebesi Kosova meydan muharebesinden sonra yapılan sulh Sırplara pek paha- Yıya mal olmuştu. Artık Sirp kralları Edirne sultanınm birer mümtaz valisi halinde idiler. Bununla beraber Türk. ler ve Sırplar biribirlerine pek kısa zamanda ka; râiler. Hüdavendi., gâr Muradın varisi olan Yıldırım Beş yazıd bir Sırp prensesi almıştı. Taris hin en mağrur hükümdarlarından biri olan Yıldırım bu zevcesine adetâ esir olmuştu. Fakat Türk ve Sırp millet- Terinin biribirleriyle kaynaşmasında saraym büyük bir tesir yaptığı söyle- nemez. Tarihin en kanlı savaslarm . dan olan Meriç ve Kosovada bilekleri. nin kuvvetini ve mertliklerini bir hsy. li mükellef bir tarzda ölçmüş olar iki millet kendiliklerinden gevişmişlerdi. Netekim Kosovada boynu vurülan: Prens Lâzsrın halefi ve oğlu Stevan Lazareviç (1389 - 1427) birçok vesi- lelerle Yıldırıma askeri müzaheretler- de bulundu. Yani Edirne ne zaman “— Askerini al! orduys katıl!,, dediy. se derhal koştu. Maamafih ne Sırp sarayı, ne Sirp milleti €$ir ve uşak ya. gıyncak takımdan değildi. Türkler de bu komşularının ne merd ve e asil bir millet olduğunu anlamışlardı. Kosova. da kazandıkları haklardan : “uşağa emreder gibi,, değil, “bir müttefiki deruhte ettiği vazifeye davet eder gi- bi,, istifade ediyorlardı. Orta Asyanm büyük Türk İmpara- toru Timur ile Edirne Türk imparato- ru Yıldırım Çubuk ovasında (Anka. rada) karşılaştıkları z&#man Stevan Lazareviç de kuvvetli bir atlı kuvvetle Edirne sultanlığı * ordusunda bulunu. yordu. Bu ordunun Ankarada İmparator Timur tarafından nası Imağlüp edil. diği maliümdur. Yıldırımın yıldızı söndükten sonra SırpiŞef! Stefan Lazareviç vatanma dönerken Bizansa uğradı (1402), Bi- Zans İmperaftoru kendisine Despot un. vanmı verdi ve Türklerle olar müna. sebetelrini kesmesini tavsiye etti. Ma. amafih böyle bir tavsiyeye lüzum yok- rasında bir anlaşma imza edilmiştir. Ama coğrafya diplomasiden daha kuvvetli çıkmış, iki devlet siyaseti bir &henk bulamamıştır. İtalya eskiden yalnız Brenner geçi, diyle mesmul olmak mecburiyetindey. di, gimdi Süveyş kanalına dikkatini vermek mecburiyetine girmiştir. ai “Entransijân,, — | da | muştu. On beşinci asrın ilk yarısında Kilis kal'ası tu. Zira Yıldırımm esir düşmesin"lern sonra Sırplarm. istiklâllerini kazan. mayı düşünmelerinden tabii bir şey olamazâr. Despot Lazareviç memleketine dö- ner dönmez Macarlara dayandı ve Edirneye bac vermemeye başladı. Fa- kat Yıldırımın oğulları arasında deh. şetli ve kanlı taht kavgaları cereyan etmesine rağmen vaziyelten uzun 74. man istifade edemedi. Bunun devrinde Sırbistanda kliltür derecesi yükselmiş ve kıymetli gair. ler yetişmiştir. r Curaç devri * Dazareviç'in ölümünden sonra ye- İ geii'Curiğ Sirplerm başına geçti (1427 . 1456). Bunun da ilk işi Türk- lerin nüfuzuna bir daha girmemek için tedbirelr almak oldu. Faraza Mo- rava ile Tuna nehirlerinin birleştiği yere hâkim büyük bir kale yaptı. Fa. kat çok geçmeden, Türkler, Simedere. vo admı taşıyan bu kaleyi zaptedip Curaç'm bütün topraklarını ele geçir- diler, Despot Macarlardan yardım â ramağa mecbur oldu. Jan Hunyadi ricasmı kabul etti, Emrine verdiği ordular sayesinde kaybettiği toprak- ların bir kısmını geriye alabildi, LA. kin ölümünden sonra Türkler tekrar bütün Sırbistanı ellerine geçirdiler. Bosna, Her£k ve Zetanın zaptı Yukarda Kral Tirvitko'nun Bosna- da büyük bir devlet kurduğu ve ken. disini (Boşnaklar, Sırplar, Hırvatlar ve Dalmaçlar) kralı İlân eltiğini-yaz. mıştık. Bu devlet Tirvitkonun ölü. mürden sontâ kral Dabiça zamaninda Mecarlara boyun eğmeğe mecbur ol- Slav âleminin ezeli belâsı olan din kavgaları da alıp yürüdü, Tirvitkonun devleti zayıfladıkça zayıfladı. 1453 te Türk ordularının Bizans İmparatorluğunu ( silip (o süpürmesi, Balkanlarda Türklerin daha büyük mikyasta bir istilâ devresine yaklaş» tıklarmı ihsas ederken Bosna son de. reoe kuvvetsiz bir haldeydi, On yıl sonra mukadder netice kendini gös“ terdi. 1483 te Türk orduları Bosna ka. pılarına dayanınca Boşnaklar derhal teslim oldular. Hersek birkaç yıl da. ha yarı müstakil bir halde yaşadı. Fakat burada saltanat süren Vukçiç. in ölümü (1465) akabinde evlâtları arasmda başlıyan taht kavgaları bu- ranm da Türklerin eline düşmesine mevdan verdi (1482), > Şimdi ortada şöyle böyle mlistakil bir halde idare edilen küçlcük bir Yu. goslav devleti kalmıştı: Zeta, Adriyatik kıyılarında olan bu dev- Jet Venedik cumhuriyetine dayanıvor. , Okunacak bir kitap Hüseyin Cahid Yalçın'ın iki üç yıl evvel Anatole France'ın 6s Dicuz ont 89İf'ını dilimize çevirip Fikir hareket- leri'nde negrettiğini biliyorduk. O mecmua mdmleketimizde birçok fikir- leri yaymak hususunda gerçekten be. Zenllecek bir gayret gösteriyor; hem de yalnız bir tarafın iddinları ile ikti. fa etmiyor: onda “sağ” larm da, “sol” larin da Söylediklerini bulabilirsiniz. Ancak “mtüfrit” lere (extrömiste) pek yer vermiyor. Hâkikati ortada değil, uçlarda ara» mak daha doğru olduğunu mü söylü. yeceksiniz? Gerçi ben de o kânantte, yim ama itiraf edelim ki mutedillerin fikirlerini tanıtmak da hiç şüptesiz faydalıdır... Fekat Hüseyin Cahid Yalşm mec muasmnda hayal eserlerine pek az ver veriyor. Yanılmıyorsam şimdiye ka- dar Anâtole France'nkinden başkâ roman neşretmedi. Onu da belli ki B8İ bir hağal eseri ölmaktan ziyade tarih sayıfasını canlandırıp izah etti, gi için seğmiştir. Allakiar #usamışlardı şimdiye ka. dar mecmügnin sayıfalarında kalmış» tı; hatta onu kitap halinde görmek, ten ümilimizi kesmeğe başlamıştık. Buna çok da esefleriyorduk: ginktü o roman Anatole Franee'm bizce en gü. zel eseridir, Hüseyin Cahid Yalşm'ın tercümesini henüz okumadım, asil metinle karşılaştırmadım: fakat bun- ca yıldır tercüme izleri ile uğraşıyor, elbette ki bu kitaba lâzım gelen itina- yı göstermiştir. Les Dicux ont soifx Allahlar süsümişlardi diye terciime etmesi belki iyi olmamıs: fakat o is. min münasib bir karşılığını bulmak, belki bütün kitabı dilimize çevirmek. ten daha zordu. İsmai IMüstak Ma- yakon vaktile o romanı Tamin'de fidh. lar kana susamışlar adı ile teretime etmişti; o da iyi değildi. Zaten © İsmi herkesin hosuna gidecek bir süyötte teredme” etmek “ir Zİ ie v8 « Almanlarm'Bazan Yaptığı gibi 7$0- MAK isimlerini olduğu gibi bırekmsk daha doğru olur. Allaklar susamışlardı, nihayet kitap halinde çıktı. Fiyatı da yüksek değil: Remzi kitabevi'nin “Dünya edebiya. tımdan terelimeler serisi,, nde çıkardr ğı her Kitap gibi 50 kurus ” Şimdiye kadar o serinin bir kusuru vardı: her kitabın başmda, müellif hakkında dolgün malümat verilmiyor. du. Hüseyin Cahid Yalem Anatole France'ın eseri hokkında Gustave Tanson'dan iktikaş ettiği yirmi sayı- falık bir tetkik yazımını da ilâve et. MİŞ. Bu kitabi okuyun, höm heyecanlı saatler göcirir, hem de göçen asır 80. nunda gelmiş en büyük yazı sanat. kârlarınlan birinin en. #üzel eserini tanımış olursunuz. Nurullah ATAÇ Lonârada taç giyme merasimi hazır- hıkları hiğmmal bir faaliyetle devam A On vedi yıl bu. halde kalabildi, | ediyor. Kralın merasim esnasında gi- 1499 da İstanbul Türk İmnaratorluğu | yeceği som altın sırma ile işlenmiş burasını da zapfetmiş bulunuyordu. Ben derece kiymetli Tibas da hazır. “Devam edecek)