Lord Lloyd... Yazan: Şekip Gündüz Yakın şarktaki her seyahati gerek yakın şark devletlerinde ve gerek yakın şarkta maddi ve manevi ilgileri olan garbi Avrupa dev letlerinde daima büyük bir merak uyandıran “İngiliz. asılzadesi “ve İngilterenin sabık Mısır fevkalâde komiseri Lord Lloyd acaba niçin * Türkiyeye geldi? Bunu soran ilk insan biz olmuyoruz. İngiliz donanmasının Ak- denizdeki büyük kıymetine inananların başında gelen bu harikulâde diplomatın yakın şarktaki seyahatleri Adalar denizin», Adiryatik deni- zine ve bilhassa Marmara kıyılarına doğru genişleyince sağdan soldan hep böyle susller gelir: — Neden Filistine gitti?,, “— Kıbrısta işi ne?,, “ — Atinaya da uğramış... Acaba nasıl bir vazifesi var?,, “.— Ya Türkiyeye gelişinin sebebi?,, Ve bunlara hep beyhude yere cevap beklenir. Lordun seyaha. lerinden sonra, hâdiselerdeki inkişafa bakarak bunların hep İerd Uloyd'un teşebbüsleri ile şöyle müsbet veya byöle menfi neticelere ulaştıkları iddia ve rivayet olunur. Lord Uloyd'in seyahatlerine şalisen gösterdiği sebep ise kıl leşmiştir: “O; yakın şarktaki İngiliz kültür müesseselerinin idaresi ile meş- gul olduğunu, zaman zaman: bunlara Yardım :edilmesine tavassut et- tiğini söyler.,, Lâkin kısa bir müddet İngiliz sefareti kâtipliği yapıp uzun zaman ayrıldıktan sonra Türkiyeye ilk gelişi Musul "günlerine, ikinci gelişi Montreux günlerine tesadüf ettiği için kafalarda daima ve pek haklı olarak bir istifham belirir. ' Lord Lloyd'm bu seferki gelişi Kond dö Martel'in Bağdadı, İnönünün ve Çiyano'nun Yugoslavyayı ziyatetlerini takip etmekte ve doktor Aras'ın Bağdat, Tahran, Moskova seyahatlerine, Stoyadine- viç'in Romaya ve başvekil İnönü'nün Londraya gidişlerine takaddüm etmektedir. * Lord'un Filistinde bulunması “Filistin'in ikiye ayrılması şar yiaları”, Kıbrısa gitmesini “Magosadaki hava üssü hazırlıkları, ve Yunanistana gitmesini de “Başvekil Metaksa'nın büyük iltifatlarına mazhar olduğu haberleri,, takip ettiği için bu sefer de Lord Lloyd'm Türkiyeye gelmesine ehemmiyet verilmiş olması tabii görülmelidir. ik * ei Şekip GÜNDÜZ Güneysu vapurunda üçüncü sınıf yolcülar.. . . . Xi Denizyolları işletme idaresinin gemilerinden Diyebilirim ki “Seyrisefain,, adını ta- | itina ile seçilmişlerdir. Ben seyahat et- şıdığı günlerde de Denizyolları işletme- bu Türk gemilerinde havada ufak Si adını taşıdığı (o bügünlerde de Türk | bi. vozukluk belirince tabiblerimizin yol bayrağını dalgalandırarak denizlerimiz. | cuları teker teker muayene ettiklerini de ve denirlerde dolaşan büyük tica- | ve deniz tutmasından kurtulmaları içi ret gemilerimizi İdare eden © müessese 1 âncide) birçok fırsatlarla bayranlıklarımı cel-| « z , n P a “3 .. Bugün için: betasişti, : ” o Bumiessese, bir kabotoj istiklâli a- Ü ramamızdane ka dar haklı olduğu. muzu tek başma isbat edebilmiştir. Yolculara tam bir emniyet bahşeden büyük dünya mü- esxeseleri arasında sabık © “seyrisefa- in,,e saygılı bir yer ayırmak dürüst 0. lanların börcudür. Şemseddin Eldeki gemiler bel ki denize dayanıklı » gemilei Fakat muhakkak ki pek eski ve bir hayli örse- lenmiş teknelerdir, Buna rağmen, milli devlet deniz idaremizin çalışkan we iş. ten anlâyan gemicileri bu geriileri en son sistem yabancı gemilerle boy ölçü- şehilecek bir intizamla çalıştırmanın yo- Tunu bulmuştur. Bu Türk gi bir kere seyahat edenler, bir ikinci o seyahatlerinde şü Fransız, bu İtalyan, Alman veya Ro. manvâ Yunanistan gemisile seyahât et- mek lürümunu duymamaktadırlar. Kamaralar temiz, aydınlık ve kon torludur, salonlar, Oköprüler, gezinti yerleri, kütüpkaneler, en müşkülpesent bir yolcuyu tatmin edebilecek şartlara uydurulmuşlardır. Gemilerin nazik, dikkatli tabibleri ve levazımı bol eczaneleri vardır. Garson. Jar, kamarotlar, gemiciler, (kaptanlar da ik lb kan kendi , | damların 7 Hâmidin oğan Hetirlıyorüsi; bir gazeteme yazmıştım... aparkan, tesbit etmek de kabildi. pabildikleri! istifale etmedik? hide ibiza şasil ailelerden birinin en güzel kızı. ML gg m eze » . |. Hüâmidin Nesi Saklanmalidi ? Yazan : Hikmet Münir “Kurun,, gazetesinde Hâmidin hatıralarına dair güzel bir teklif çıktı: “Ha. midin odasındaki eşyayı olduğu gibi bir daireye nakledelim. Orada onları aynen i odasındaki haliyle tanzim edelim. Ve bu oda, bir zi. yaret yeri, düşündü rücü bir müze olsun,, deniyor, ) Fakat bu, asırlarca evveldenberi yapılagelmiştir. görünmi yen hatıraları kitaplarla neşredilir ve gö rünenler, ya kendi evinde veya bir müzede saklanır... Yirmin. ci asrm buna bir ilâ vesi olmıyacak mu!? kalemle rini, yazıhanesini, koltuğunu ve içerisin. de öldüğü karyolayı saklıyacağız. Yağlı boya resimlerini ve fotoğraflarını saklıyacağız. Fakat filmleri: ni saklıyamaz mıydık? Sesini bıfzedemez miydik? bundan üç dört sene kadar önceydi. Hâmidin yıldönümü kutlulemasndan döndüğüm zaman, bu fikri! Tasavvur ediniz:Bu gün elimizde, Hâmidi, mssolâ ömrünün 83 üncü yıldö- rümünü idrâk ederken yapılan merasimde, bizrat hareketi, gülümeeyişi, tahassü- rü halinde filme çekmiş bulunsaydık, ne güzel bir yadigâr olurdu! Gerçi Hâmit,/ » bu kutlulamalarda kendi duygularını an'a'an nutka, ekseriyetle bir arkadaşma o- kuturdu. Fakat bilvesile onun sesini, bir şiirini okurken veya derin nüktelerinden pekst ve $6s.. Hattâ hayatın, rengi. İşte yirminci asrm bugüne kadar ya- Fekat biz, kıymetli hatıraları, gelecek nesillere terkederken neden bundan; dik iz A vti Bu günü ey İyuĞOSLAYA © Velbujde meydan muharebesi... Sırp Kralı Stevan Deşanski Bizans ve Bulgar ordularını mağlüp edip Vardar ovalarını zaptetti | — Yazan; N.N. Tepedelenli — 1g Bunun devrinde Yugoslavların Lâ- İkinci Stevandan sonru üç çocuğu tin İmparatorluğu, Bulgarlar ve Ma-| ard âtda tahta çıktılar! carlarla yine ımuzafferane harbettik. 1 — Badoslav, lerin! görüyoruz. Bu harpler Nef 2 — Vilâdislâv, yanm saltanattan çekilmesini 3 — Uroş. Bu sonuncunun devrinde Yugoslav krallığında ticaret büyük inkişaflar yaptı, Uroş halkı maden işletmeğe teş vik etti ve gençlere realist bir terbiye vermeğe çalıştı, Bu kral da komşuları arasında ihtirasları, menfaat ve duy. gv atlıklarını Yuzosaly devletinin le, bine istismar etmek fennini biliyor - du. Netekim Bizana imparatorluğunu devirmek istediğini anladığı anda gat bilen - komşuların Yugoslavyayı | di. Şarl Danjü Lâtin İmparatorluğu. nu Balkanlara yaymak istiyordu. Bu Yugoslav istiklâl: için ilk bekista bir tehlikeydi. Fakat Uroş iki kuvveti , komişüsiratasıhda cereyan ederek bir çarpışmadan gâlip çıkacak Olanda kol kanat kalmıyacağmı ve böyle bir galibin kendisine seldırsa bile muvaf, fak olamıyacağmı anlamış bulunu. yordu, Masmafih bu çok zeki hüküm. darın anlıyâmadığı bir nokta Vardı; Oğlunun saltanatta gözü olması, Netökim günün birinde hiç ummadı. ğı bir şekilde tahtmm oğluna intikal ettiği görüldü. (1276) Bu ağik göz çocuğur adı Dırıgutin. di. s Bizansa hücum ! Dırâgutin Macarların bir âleti ol muştu. Fakat tahta çıkınca babasınm Sıyanasina aynen devam ©, Onun tarafından Sari Danju'ya yapılmış o. ain vaitleri birer birer yerine getirdi. Yani Sarl Danju ile birlikte Bizansa saldırdı. Lâkin ne Şarlm orduları, ne de S:rp orduları Bizarsa karşı en u- fak bir muvaffakıyet kazanamadılar; hatiğ mağlüp oldular. Bunun netice, sinde Dıragutin babasını devirerek eli. ne geçirdiği tahtı kardeşi Milâtine terke mecbur oldu, (1282). Selâniğin zaptı Maamafih çok çekindikleri babası Stevanı devirerek kendilerine ettiği yardımı Macarlar unutmamışlardı. Zaten Macar &ralmm kızı ile'de evlen, mişti. Yugoslav tahtından uzaklaşm. ca kaynanası, yani Macar kraliçesi o. na Bosnayı ve Maçva prensliğini he, diye etti. Dıragutin bu yerleri müsta., kil hükümdar sifatiyle idare t 34 yl daha yaşadı, 1316 da öldü. Yugoslavların bu devirdeki büyük hükümdarlarından, geflerinden biri de Milütindir, Milütin cesur ve muhteris bir gençti. Tahta çıkınca babasının ve ağabeysinin yollarından yürüdü. Yani Macarlar ve Lâtinlerle iyi geçindi ve Bizansa düşman oldu. Şar) Danjunun talihsizlikleri oonu O korkutmamiştı. Tek başına Bizansa saldırdı ve Bal- kanların cenubuna, bir yıldırım hızıy. la ini, Selâniği ve Aynarozu zaptet- ti. Ordularını öyle güzel idare ediyor. du ki Bizans harbe devam etmekten- se onunla uzlaşmayı tercih etti. İmpa. rator ikinci Andronikos güzel kızla- rmdar birini kendisine zevce olarak takdim etti ve zaptettiği topraklar. dan mühim bir kismi üzerindeki hâ- kimivetini tamıdı (1200). Milütin öl. , İ düğü zaman oğlu üçüncü Stevana mi- ras biraktığı develt cidden çok zen. gin ve muhteşemdi (1321). Stevan Deçanski diye anılan bu kralım ilk işi Vardar vadilerine sal- dırmak oldu, Vardarın suladığı top- raklar yalnız münbit oldukları için değil, ayni zamanda Makedonyanm a- nahtarı addedildikleri için de Bizans tarafından ehemmiyeti: addedilen yer İ lerdi. Bu yerlerin herhangi bir yaban. V Basmalı.bir genç've güzel sz düğüne; bu kıyafetle gider. .. i kl tekrar haritadan silmeye çalışmaları. nım bir ifadesidir. Adriyatiğin garp kıyılarında ve Tuna havzasında bulu- nan devletalr'on sekizinci asra kadar bir Yüğoslav ittikadının teşokkülüne ve hattâ herhangi bir Sirp devletinin kurulmas'an dalma düşmanlık etmiş- lerdir, Ve da Zaman Yugoalavlar kılıç. larmın kuvvetini göstermişlerse Lâtin kilisesi'prenzlerini “takğis, etmeyi Kat'iyyen ihmal etmemiştir. Netekim bu zaferlerinin sonunda ikinci Stefan Papa üçüncü Honoriyüsden bir taç almış ve Venedik cumhuriyeti en rı kendisine zevce olarak hediye et. Büyük a , Dünyanın diğer yerlerinde, büyük adamlara ait elbiseler, filmler ve el vi) €i eline geçmesi Bizansı korkutuyor. | larından başka şimdi bir de müteharrik hayaller ve ses müzesi var. Zeptedeme- dideri yalnız bir şuur kalıyor. O da milletin vicdanında yaşar. du. Zaten gerek kral Uroş devrinde Ye gerekse kral Milütinin bütün sal. tanatı uzunluğunca Bizans hep Sır. Hikmet MÜNİR a kind ün Ni slk men kiz İlik va ba ân Şarl Danju ile derhal anlaşmayı bii | 17 NİSAN — 1937 Hayata dair Şadi'ye selâm Gazeteler Naber veriyor: Şadi © Akşam tekrar sahneye çıkıyo! Tiyatroyu senelerden beri bırakm! bunun sebebini bir türlü anlıyi dım. Herhalde halka kırgınlık deği günkü onu belki tâ ilk gününden DEĞ nen halk ondan alkışını, muhabbet zahürlerini hiç bir zaman esirgemeii Onun her hareketini beğenir, yarat ği tipleri unutmazdı; o kadar ki zamanlar Şadi'yi kendi adı ile değğ yarattığı tiplerden birinin adı mağa bir temayül vardı: Bican Ef! di... Bir aktör için bu, en büyük k reflerden biridir. Halk Şadi'yi o dar sevmiş, o kadar benimsemişti onun biraz dığdığı olmasmı meziyet sayıyordu diyebil ile Şadi gördüğü rağbete lâyıktı. EE dizini gerçekten i oyununa Onun > : Mn oyunlarını batiğ ladığımız için ii sn den bahsediyorum . hiç şüphesiz med Fehim Efendi idi; o, deha sa bir adamdan, Vefik Paşa'dan € görmüş, Şadi'nin öyle bir hoca tan mak talihi olmadı, fakat Ahmet Fe him Efendi istisna edilince, hiç b komedi aktörümüzün ondan üstün madığını söyliyebiliriz. Onun derecesi ne varmış olanlarda azdır. Bü; Behzad, Küçük Kemal, Zavallı Kem: in de ömrü vefa etmedi. Şedi bu akşam Sekisinci'yi oynu cakmış. Habib Neccar rolü, en s:-dİ ği rolüdür. Bence haksız; ben onu Bİ can Ffendi'ds daha 3 kat bu, herkese göre değişen bir ze meselesidir, Muhakkak ki Şadi, Sekli sinci'de de iyidir; zaten İbnürrefiğ Ahmed Nuri'nin Alfred Savoir'daği adapte ettiği o komedi gerçekten kos€ gerçekten güzel bir şeydir; 0 vi iv. nin oynandığı senelerde (frenkçedi adapte edilen komedilerin, voğvill rin hepsi unutuldu, 6 hâlâ yz liyor. (Böyle kalmış olmasmı * Şadi'ye borçludur sanmayın: Reş Rıza oynadığı zaman da beğenildi.) gi komedinin bu akşam yine ölkıslana$ cağından emin! Ah! Alfred SW voir'm bir iki eseri daha terciims vet ya adapts edilmiş olsaydı! Alfred Sat voir İç yük bir muharrirdi demeli kabil değildir sma onun eserleri 'Türk sahnesine musallat edilen Ver yeyil'lerin, Hennigve'lerin vodville* Tinden kat kat yüksektir. a Şadi'nin, on #e n fazla bir z3- andan beri bıraktığı sahnede esXf Tağbetini yine görmesini temenni ede” riz. Fakat onunda kendisini sevef halkı çok naz ile usandırmaması 1â“ zim. Onu sahnede arasıra değil, dajs ma örün iktiyoruz. Sekisinei'yi oy muyor, onun kadar güzel bir komedi olan Hissci şayia'y unutmasın... Yes ni eserler bulsun, yeni tipi Sm: bunu hem kendisini geven halk$ı” şöhretine, hem de hâlâ gevdiğindek emin olmak istediğimiz £ sanatinfi Hudur. İ Nurullah ATAÇ | —— ların Verdara inmes'ne mâni clmty3 çalışmıştı, Stevar'm Sirn orduların! | bu istikamete sevketmesi Bizans e rayını işkillendirdi, Bulgarlarla bir“ leşerek Stevan Deçanskinin karşısın büylk bir ordu ile çıktılar. | Çok kanlı harpler oldu. Lâkin Bul- garlar ve Blazanslılar Sırpların gösel terdikleri yüksek askerlik kabiliyeti” önünde beyhude çalıkmış ve çabali”. mış oldular. Stevan Deşanski ve 2. kerleri hasımlârına her bakımdan (2159 olduklarını kolaylıkla ispat edebildi ler, Velbujde m muharebesind? büyük yararlıklar göstererek Verdef Vadisini de Sırbistanm hâkimiyeti #k” tına aldılar (1330). “Devam edecek)