27 MART — 1937 Hissiyat keşşafı > Canım, bu adamceğımlen ne İs İesnz? Mükemmel bir kocaya | > Mükemmel koca dediğiniz herif, İlme bir hodbindir. Hain, sinsi, İMtanç, hasis bir herif! Kadının hr. ne baksanız &.. O ne biçim el- hk” Ne biçim ayakkabı! Ya sofra. i > Sofrada ne oluyor? > Yemek bile yiyemiyor. Yaşadığı at zavallmın iştahasını kapamış, Ne Htle şimdi arkada da Faik Mu- k Oturduğu için başımı her kaldırış. isini süzdüğünü farkedince iştahası kapaniyor. Artık * Yemek yiyemez oldu. >> Şu Faik meselesinde ısrar edi- Panz ha? lime cevap vermeden devam et. " l | İT Herif para verdiği bu yemekle- İş temediğini görünce çıldıracak Binirleniyor. İM sözleri © kadar katiyetle söy. in ki, o akşam sofrada ben de edeyim dedim. Fakat hiçbir min cslbetmedi, Kadm ha, iştahasızdı, Çok az yemek Lâkin kocası büyük bir ne. ve gülümsiyerek tatlı tatlı ısrar Mn güzel parçaları ona uzatıyor, ğe çabaliyordu. Naim uzaktan Faik Murada te- ii > Ne düşünüyürsun? - deği. Kd Kalktığımız zâman, ba. il derseniz döyin, sözlerinize İN orun. Bu üç şahsiyetin ara- A böyle bir macera cereyan edece- Aixlım almıyor. yalan Buhire inadımda ısrar edi- .j.. yg vaat bize ilk olarsk bayan Verdi. yordu ki: Mazüire hanim. Görüşünüzde ya. De vekela kıskançlık filân yok. “az beyle Faik Murud bey ahbap Z i İN dr bizim bayanı hiç afal. iş Maamaf'h, bizim de merakı. İL ttk uyanmıştı. Gözlerimiz mü- v9 “Yen gayri ihtiyari onlarla meş. i yi a dai #likün içinde devam edi. ağam bay Feyyaz, kalktı. Ya- İ değiştirmek için odasına k) söyledi. Karsı da onu ta. yg mek üzereydi. Onun samimi. 9muzunu okşayarak ısrar etti: Mon Faik beyle otur. Ben şimdi iğ” diye kalktı. Süz ödalarının penceresinden mükemmel seyredilirmiş, Ba. iç, Bakire bum bana gizlice frsladı hay leri onları mahsis yalnız bi. et Şimdi pencereden gözetliyor! - Fikrimi Bayan Bahireye söyle dim. Omuz silkti ve gayet yavaş Bes. le: — Öyle bir bakıştılar ki, o bakış. mada bir öpüşmeden ziyade aşk itiri- fı var! , dedi, Samimi olarak (heyecanlanmıştı. Ben de göz ucuyla, ilerde oturan çift- lere baktım. Fakat lâkayt bir tavır. la biribirleriyle konuştuklarını gör- düm. Kesik, sönük bir muhavere.. Kadın mütemadiyen kocasınm olduğu pencereye bakıyor. Belli ki bir an ev. vel onun avdetini bekliyor, Hattâ Fa- ik'm bir suali bir an cevapsız kala” cakmış gibi oldu. Fakat kadm dudak- larının ucuyla çabucak iki üç kelime söyledi. Sonra içini çekti. Ve sustular, O gündenberi bay Feyyaz uilesi, mütemadiyen bay Faik Muradla otu. Tup kalkıyordu. Feyyaz boyuna konu. | şüyor, bir şeyler anlatıyordu. Bir gün Faika şu suali sorduğunu işittim: — Hani mehtapta sizinle büyük bir tur yapacaktık? Fülk cevap verdi: — Yürümek idmanını kaybettim. — Adum sen de,.. Şöyle bir siki, nirsaniz yeniden. alışırımız.. On beş gün evvel karım da yürtüyemiyordu... Fakat şimdi birinci spordu oldu. Hay. âi yarım bizimle beraber gelin. Uzun. ca bir gezinti yapalım. " Faik Murad, nazikçe mâzeret be- yan etti. İşi varmış, yorgunmus, mâ. | steessüf gezintilerine iştirak edemez. imiz, Müstehzi bir bakışla bayan Bahire, yi süzdüm ve yavaşça: — Bani âşıktı? İşte birlikte gezme- yi bile istemiyor. Kadm, bir gey biliyormuş gibi, ce. v&p vermeğeri başını salladı, Prtesi gün beşe doğru, klübün bah- çesine indiğim zaman, bir ağacın al. tında Bayan Bâhirenin uzanmış oldu- ğunu gördüm. Hemen, yanına yaklaş. mam için işaret etti, Gittim. — Sabahleyin aşağı indiğim zaman Feyyaz beyin hanımını bir köşede ki- tap okur gördüm. Yalnızlık âolayısiy. le bir iki kelime konuştuk. Kocası er- kenden gezmeğe çıkmış. Akşama ka. dar gelmiyecekmiş. O, başı ağrıdığı için kalmayı tercih etmiş. Bakm gö- rürsünliz. Bugün neler olacak. Öğle vaktine doğru Faik Murad belirdi. İ kimizi selâmladıktan sonra odasına gitti. Yemek sastinde inâi. Feyyazın karısıyla hiç konuşmadan yemeğini yedi. Kadın kahveyi içtikten sonra 0- dasına çekilip biraz dinlereceğinden bahsetti. Çünkü beşe doğru kocasmı karşılamak üzere Nizam bahçesine gi. decekmiş. Bahire bunları ânlattıktan sonra biraz süküt etti. Sonra bir sürü iza- hata girişti: Odaların gekli, kapılar. dan biribirine geçmek ihtimali... Vel- hasıl muğlâk bir plân.. Ve şu sözü ilâve etti: — Kapmm aralığından eteğinin u. cumu gördüm. — Kimin eteğinin ucunu?... Nere- de?... Anlıyamadım. — Siz beni dinlemiyorsunuz &i.. Feyyaz Beyin hantmından bahsediyo. rum. Gördüğüm etek ucu, işte onun- du. Anladmız mı? * (Yarın bitecek) Nakleden: (Hatice Süreyya gk | Tonton amca Sinemacı ri ü Kk Vediler arasında ia ğyz TAM ANLAŞILDI BUNLAR. SAÇAK / Yazan: Italyanın Kala 1783 yılı 27 mart günü 154 sene | evvel bugün İtalyanın Kalabriya | eyaletined şiddetli ve müthiş bir zel. | zele oldu. | Kalabriyanın 375 kasabasmdan 320 si tamamile mahvoldu. Geri ka» lan 55 kasabada da ancak bir kaçar ev parçalanmaktan kurtuldu. Sicilya adasma kadar kendisini hissettiren zelzele Mesinada çöküt” tüden büyük bir yangın çıkardı. Ka” labriyanm en güzel şehirlerinden İ biri olan Pobistena abalisinden pek âzı hayatlarını kurtarabildi. Fransanın meşhur arziyat âlimle- rinden muallim Dolomye o vakit İtalyada ( seyahatta * bulunuyordu. gördüğü fecaati şöyle tasvir ediyor: “Ben Mesina ve Recvo şehirleri- ni görmüştüm. Buralarda hiçbir ev bulamadım, ki oturulabilsin. Hepsi- ni temellerine kadar yıkıp: tekrar yapmak İâzımdı. Bü halde bu iki şehir zamanm kadidi gibi kalmış" lardı. Mesinaya uzaktan < bakıldığı vakit evvelki halinde mamur olduğu manzarâsinı veriyordu. Fakat içine gisenler ancak kendi evlerinin nere de bulunduğunu tayin edebilirlerdi. Tropa ve Nikoter kasabalarını hiç görmedim. Evler taş ve topraklarla karışınıştı. Yüksek bir yere çıkarak Pöliste- nanm haline baktığım Zaman Ke- labriyanın birinci memleketi olan bu şirin ve mamur şehri hemen hiç bir şeye benzemiyecek bir surette görünce, yani eski mamur haline delâlet eyliyecek bir eser kalmadı ğını, yer sarsıntısının bunca nefis asarı merhamet bile etmiyerek hiç- birisini sonradan bir şeye yaramaya- cak surette mahvettiği görünce bir dakika oldu ki, akıl ve şüurumu kay bedecektim. Ne düşüneceğimi bile medim, Zelzeleedn sonta bü arazide yapr” Tan tetkikat esnasmda çok feci man zaralar görülmüştür. Toprak üzerin- deki parkların bir takım beş yüz metre uzunluğunda ve yüz elli met re genişliğinde idi. Kocaman ova örünüşünü derini irmişti. Her taraf Sizi haline gelmişti. Buralar gezil- dikten, insanın içini ürpertecek şey- İer gözüküyordu. Bir saniyede açılan ve sonra ka“ panmak, eski haline gelmek ister gibi tekrar sikişan yarıklar arasında birçok hayvan ve insan ölüleri var dı. Gene bu hali tasvir eden bir ki- tapta şu satırlarvar: “Zelzele esnasında acılmaları ile beraber akabinde gene kapandıklari yakit aralarda düşen insan ölülerin- den başka zelzeleden sonra kapanan yarıklar içinde de birçok insan ve hayvan naaşları bulundu. Bu yarık- 154 sene evvel Niyazi Anmet bugün feriya eyaleti müthiş bir zelzele ile mahvoldu Açılan topraklar koca çiftilkleri yulmuştu. Evler oldukları gibi denizin dibine gömülüyordu Ze'zeleyi gören bir Frinsiız Arziyat âliminin yazdıkları larm Allahın gazebinden kaçmak istiyenlerin yollarmı kesmek için açıldıklarına insanın şüphesi kalma” yacağı geliyor.,, Kalâbriya zelzelesinde bunlardan başka, daha birçok garip hâdiseler görüldü. Roza Riyo kasabasında toprak üzerinde yusyuvarlak yerler müttazam sürette çökmüş ve dibin- den kum ve su görülmüştü. Bu yerler kazıldığı vakit bir huni şeklinde daralarak derin bir kanal la nihayetlendikleri görülmüştür. Dağlık araziden milyonlarca ton ağırlığında toprak kıtaları ovalara doğru kayarak kümelenmişti. Ka- yan toprakların üzerlerinde ağaçla” rın çoğu eski halinde. kökleri bile sarsılmadan yalnız yer değiştirme Derin bir boğazm kenarmda bu” lunan. Fesnova dört parçaya ayrık mıştı. Her parça boğazım içine doğru kayarak b uyerleri üzerine yıkıldığı için ahaliden tam 1400 kişi: bu'su- retle mahvoldu. Böğazın yüz wette kadar derin olan yerletine kotamanı evler olduk- ları gibi amuden düşmüşlerdi. Zek zeleden sonra evlerin hiçbir şey ol madan denizin dibinde durdukları görülmüştür. Kâsaba bu süretle bö ğazı doldurunca büyük dere şişerek koskoöaman bir göl hasıl oldu. Zelzelenin metkezi olduğu tale min edilen Opide nahiyesi büsbütün yokoldu. Burada açılan çukurlar in- san değil koskocaman çiftlikleri yut- muşlardı. Sille kasabasının ahalisi Sila pren- sinin emri ile sandal ve gemilere bi- Bip denize açılmışlardı. Fakat biraz #önra dağlar kadar büyüyen dalga” lar bütün kayıklara kayarı çarparak > parçaladı. Zelzeleden çok sonra sa- hilden çök uzak yerlerde kayık ve gemi parçaları görülerek zelzele es- nasında denizin buralara kadar gel* diği anlaşıldı. ii HABER AKŞAM POSTASI (DARE EVİ Istanbul Ankara Caddesi Pöşta kyfusü * İtanbul 214 Te'grat âcresi- İstanbu! HABER. Yazıişleri telotonu : 2AKI2 idare vehân 5 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi 1400 Kr. 27006. 31 "az, 150... 300, SuhiBi öe Neğriyüt Müdürü: Hasan Rasim U$ Basıldığı yer (VAKITİ mâtbaası EN $iziN NASIL İSTİ Ar)