9 Mart 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

9 Mart 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

May etti; - im yiz verme. “iddiyetle; < al üne canım... Bir insanı bu İde güze bir şeydir. Bu f de, Vecihenin zarif salonundan içeri girdiği zaman delikanlı söyliyecek söz bulamıyordü. Genç kadın, sakin bir eda ile, onun bir koltuğa oturmasını işaret etti ve sonra: — Sizi rahatsız ettim Cemal bey... HABER — Akşam postası Tonton amca Kibar lokantada 511 Nİ —— Yazan: Niyazi Anmet 747 sene evvel bugün p Haçlılar ordusunun her yerinde yangınlar çıkıyordu Bunu kim ve nasıl yapıyordu ? Garip kıyafetli adam işini bitirdikten sonra basında duran kumandana : — Şimdi Mey hayatında bir ilâhe gibi |: Fakat bazı şeyler söylemek istiyor. ha gli. Bazar ona bakıyorum | dum... Uludağ vakasına ait.. ilerliyebitirsiniz ... dedi ay İltire, «lkiieşilmeklermiii mi Soğuklar başlamış, kış yaklaşr — Seni on gün bekliyeceğim... Baği gidi miyorum, — Ve - dedi. Aman hanımefen. İ yordu. Fakat bu on gün içinde ne yapaca" & Yok Yok Mm iladı: a si : Aylardır haçlılar ordusiyle mü- | ğınızı söylemeniz şartiyle... , da. e YE lr cadele eden Salâhattin: — Yapacağım şey söyledikle- My Haydi “gidelim, oyuna — Evet, biliyorum... Dün akşam, ei e aiİİ sindi. LO arkadaşınız Bedi yanmdakilere ya. | Ta SER A GİR e ; iy kader, z m nslini se İ yetmek demektir. Kışriyi bir yerde — Eğer muvaffak olamazsan yanma yaklaştılar, | vaş yavaş anistırken, ben bütünmu. Pp Z - â TM <p eiheyo; havereyi işittim... İki eşkiyayı, sizin : (5)İ | geçirmek lâzım... diyerek ordusunu — Beni öldürün. d ei 2 ç Elburubeye çekmişti. Salâhattin güldü: > “ ünmmetendi; Elbiseniz fevkalâ. al pk verdi Ye e Salonumuzun yıldızısnız! “ “eteye doğru giderken ar- b Yavaşça ; Ma ma da yaptınız. Ben bu ak. vicdan azabmızı... — Ben size yalvarmadım mıydı da. ğa beraber gidelim diye... i — Evet... Bizde alay etmiştik... Fakat ondan #onra da hiçbir zaman sizin kendinizi bu derece mes'ul adde- deceğinizi, vicdan azabı çekeceğinizi Haçlılar, bunu görür görmez, bütün ordularını ileri sürdüler ve Akkâyı muhasara ettiler. Salâhatti- nin hücumlarına mâni olmak için or du kurdukları yerlerin etrafına de- rin çukurlar kazdırdılar. Bütün bun lardan sonra da tutunamakdıkları 2. Seni öldürmekten hiç bir şey kazanmam.. Sonra sen kendini feda etmiş bir insan olabilirsin. — Ben kendimi bütün bir dün- yaya feda etmem. Fakat sözünüz doğrudur. Beni öldürmek sizin için ha hiç «güzel bulmuyorum. EL | ummamıştım. > ;, bir şey ifade etmez. O halde bana | Yakışmamış doğrusu. Delikanlı, altüst olmuştu. ye 17 ar takdirde sığmacakları yeri de hazır. | üç gün müsaade ediniz. İstediğim mal s3 — Ah, hanımefendi... . diye mırıl, ladılar, Burası yüksek bir duvarın eşyayı veriniz. Üç gün sonra ne ya» Yön, Ylksinda oturuyordu. Bir te. | dandı. T i arkası idi. pacağımı söylerim. | > Ai Vecihe garip bir nazarla süzerek | Ey | yeka Garip mühendis üç gün sonra A Siz misiniz hanrme- | lâveetti: P5 | | i ? Kış, her iki ordu için de sıkmtılr | Salâhattini çadırına davet etti, Ka” iy süne efendim.. Dörtte — Niçin kendinizi bi kâdar üzü. z | y ? | geçti. ranlık zifiri bir gece idi. Çadırın bir Yanl, iel yes geri) ormana ze ER MARE Pin Sli | Se se o) Haçlılar hep müdafaayi düşünü- | kenarında duran küçük bir. torbayı ty tay pürhelecan hazırlandı. siniz ki.. Kimsenin bir gey bildiği Y | 4 yorlardı . Salâhattin yapacağı hü- | işaret ederek: : Sağırıyordu. Acaba ne. | yok... Cinayet dediler, kaza dediler.. ME) cumlarm plânını kuruyordu. — Bunu alıp hali bir yere gide Benç kadına bu büyük » Stmisti dö merhamete 'mi iy Pakat bu kadar-saadeti de | Unapyördü. Heledan Için. | “*inli kadın 7 İaş Mretinde üçüncü kâtip Böryeyin edilen bu kadın iyi W Anna A.L, Huang- Ne Biat ayini onunda ölü- rn üncü” yıldönümü her , Mi Ra gibi bizde de kut akkında Manisa say- Cemal, önüne baktı: — Kaza olduğuna emin olabilsem... Evet... Fakat avucunda çantanm sa. Pin. Elini yüzüne kapadı ve irkilerek: — O heriflerin işi... Genç kadın boğuk fakat sakin bir sesle, kelimeleri teker teker telAffuz etti; — Cemel bey... Çuntanm içinde pa- — Öyle demiştim, fakat yanılmı. grm... Hümma arasında söylediğim birçok sözlerde yanılmış olabilirim. O çantanın içinde belki bir mektup vardı. Belki 6 mektubu almak istiyen biri vardı... Vecihe ayağa kalkmıştı. O kadar yavaş, o kadar yavaş söylüyordu "ki, sesi âdetâ hiç işitilmiyecek gibi ağ. zından çıkıyordu. Cemal, afa'lamış, karşısında gördü. ğü bu mavi elbiseli kadm sevdiği | kadm olup olmadığına tereddütle ba- kıyordu. Semihanın bir dostu vardı. İki kadm tarafından sevilen bir erkek!... Alda. çekmeyin... Artık biribirlerine bakamiyorlar. dı. Kadın sessiz admılarla kapıya doğ. Tu ilerleği, mırıldandı. Miki Bahar gelir gelmez, ilk güneşle yola çıkan Salâhattin Akkâ vadisin de gecen sene işgal etmiş olduğu va- diye kolaylıkla ilerledi. Fakat burala” rın vaziyeti çok değişmişti. Hendek ve yüksek duvarlardan başka hep- sinden yüksek geniş kaleler yapılmış ve içlerine cengâverler yerleştirik mişti, tık biri, Salâhattine yaklaştı: — Hücum etmeyiniz, dedi, düş“ man çok hazırlanmış vaziyettedir. Elbette mağlüp edeceksiniz. Fakat düşmandan fazla asker zayi edecek: siniz. Bana müsaade ediniz, hiç as” ker zayetmeden mtıvaffak olmanızı temin edeceğim. Salâhattin sordu: — Siz kimsiniz? — Ben bir mühendisim. — Düşmanı nasıl mahvedeceksi» niç? Mübendis düşünmeden cevâp fında büyük yangınlar çıkacak. Her» kes kendi canının koygusuna düşe” cek. İşte o vakit biz ilerliyerek her tır. Bu müddet zarfında hiç bir. şey kaybetmiş olmıyacaksınız. Hücuma hazırlanan bir ordu için on gün çok mühimdi. Selâhattin AK reket ettiğini haber almıştı. Buna ceğiz. Orada her şeyi anlatacağım.. dedi. Salâhattin söylenen her sözü din- liyordu. Birkaç muhafız askerle ça- dırlardan uzak bir sahaya gittiler. Mühendis, torbasından çıkardığı bir yumağı ateşledi ve ileri döru fırlattı. Yumak, ilk önce karanlıkta kaybol” du. Birkaç dakika sonra çok uzak- İ ra yoktu... : Salâhattin, hücuma hazırlanı: | şa bir parıltı, sonra alevler göründür. — Fakat hanrmefendi siz © zaman yordu. Hareket günü, hiç beklen” — İşte dedi. Düşmanı mahveder Vardı dödiniz. , miyen bir hadise oldü. Üstü başt Yir- | ek nesneler. Fakat bunları daha w- zaklara fırlatacak alet lâzım. Bunu da ancak yedi gün sonra bitirece" ie 6.0 1190 yılı 9 mart gecesi 747 ses ne evvel bugün, Salâhattin ordusu mümkün olduğu kadar içinde cen- gâver dolu kalelere yaklaşmıştı. Şimdi kumanda mevkiini Salâhat- tin değil mühendis işgal ediyordu. Neftli ve fişekli > pacavralar, geöenin karanlığını yırtan kalelere doğru ilerledi. Düşman kalelerinde cehennemi bir ateş başlamıştı. Bağ. a Yavaşça sordu: ii Salam Çin elçiliğinde vazi — Bir mektup? A a e h Tışma ve kaçışmalar henüz başlamış- iştır. — Evet... Bir dosttan, Farzödin ki, — Düşman ordusunun her tarar | e Mühendis Salâhattine döndü: — Artık ilerliyebilirsiniz.. .dedi. Salâbattin düşman mevzilerini tılan kadın, bu cinayeti işlemiş ola. 5 olayca alır almaz: bilir. Bazan öyle hâdiseler vardır ki tarafı von Le: GİR : — Çabuk bana mühendisi çağı. hesriyat hakikat kimsenin aklıma gelmez. 8k. e ee Ne yes eğ AŞ zin de kimseye söylemiyeceğinize e- pacaksımız? — ” Bölündü! YAK üstü ça. Puşkin minim... İşte önün için size anlatmak — Bana on gün müsaade ediniz. Sere İİ er ii istedim... Rahat edin... Vicdan azabı On gün sonra her şey tamam olacak | dırların birinde bir şeyler yapmakla meşgulken gördüler: / — Haydi seni kumandan çağr rıyor.. diye kaldırmak istediler. Fa- kat mühendis hiç yanaşmadı: & Mü Duru tarafıvlan | o Cemal, kendine geldiği zaman oda. in sman imparatoru Fredrik Barbarosun Peri Kak İml söyleyin P 162 sayfa ve metim- | da kimseyi göremedi. Yavaş yavaş da haçlılar ordusuna iltihak için har | çok meşgulüm.. Gidemiyeceğim. ke Yediler Selâhattin mühendisin sözlerini tek; ©N maada papyekuşe tabloyu mühtevidir. isede muallim ve — Rahat etmem için mi?.. Raha- tım için mi?... —SON— Nakleden: Hatice Silreyya arasında iy rağmen üstü başı pejmürde mühen- disin sözlerini dinlemek istedi. Fa kat mühendis ne yapacağını söyle- miyordu. j duyunca, yalnız: i — Çalışsın.. O benden üstünlü- ğünü gösterdi. Sözünü dinlemeğe mecburum.... dedi. DosTLAR PAŞTA YAPACAK HAMUR BULDUM. A AFŞYET OLSUN VAKYAK?Jİ we ni sig b İYi Ka KUTU NUN İŞİNDE

Bu sayıdan diğer sayfalar: