manssoktyay 0prgoi ayl arana ye srorapoeearnz MEP ÇE OPUNİŞ ONUNELOANP 248 YUŞLIPOMMME Zİ, : r MEREE işer Epm. 0 EY A dalı lilağ İei EE ik ş Ml örçapes O e pip ea RASI İN SE ED EŞE ge 2 RŞişilezığgD EŞE Ep 2 ş © 2 rığadEnru non DEE ş: aşil ilen ;i: peki İR 5 yk. İM e ğ xy 5 kai BE ” a z ş z 2g : : : ğ 3 3 5 EŞ 7 : > z E i ; ç ” 3 gs ek ii e — ew Eze Es *ğw Z A edi ar ini e İEL Epii alli Eriptiz 5 iy | İzi Şİİ; pörk gesi zer © oi ği ör) Bir Geri: nz Beş iri? nef piapsle © i 4 «SE Mi EE 238p iş a Ss “ 2 İ iç 23ab Esip Bİ 1 N âE EE ÖRŞşr BEŞ“ Şİ z e i ise Jöp” ELİE yi e 7 ai 2E Re ei © Rh çEej'E 223i RE z : y HP İL e 2 A 5 3 : < 3 : j şi B i - a | eme — CUCENİN AŞKI Milan San Riansisko meydârına kip yürüdü. Don Sezar da onu ta. diyordu. Temaşa meydanının bir tarafı büyük © ÇT halk tabakasile doldurulmuş olma- *&ğmen, mukabil tarafta ve mey- Nin ilerisine doğru inşa edilmiş olan Viz eri kibar ve asil kadın ve erkek İşgal etmişlerdi. Bi m bu asil ve avam İnsan kütlesi a sabırsızlıkla temaşanın baş. Sını bekliyordu. 'Ydanın ortasında #lam yeri ha- iıştı. Bu, çalı çırpı ve kuru © lde yapılmış muazzam O bi: nevi Yedi mahküm burada yakılı Saklardı, a e sn etrafında, #ç srra rahip, elle- * çalı çırpı yakmağa mahsus meş- olduğu - halde büyük bir yi kanlı ve sessizlik iinde bek. ti Bu Meşaleler koyu bir duman çıka- Yiha, u. Fakat hiç kimse bu dumandan $iz olmuyordu. Bilâkis bu onlara Kayanın başlamak üzere olduğunu Map, veriyordu, Biraz sonra bu du- ğu İşinde insan etinin kokusu oldu. İda burunlarına çarpacaktı. Kanın Yerinin tam karşısında ve mey gi, Ortasında bir mihrap — dikildi, Üzer, nlerde bu mikhrapta süs olarak mi ni İsanm rmadeni kabartma res- tün ; nan büyük bir haç vardı. Bu- Hair çe PaPram olduğu için bertarafı Mişg, © TEPZarenk kordelalarla süslen. az dara biraz ötesinde — bulunan ağı, ,; Psisko kilisesinin büyük çanı T matem darbeleri vurarak halk a dehşet uyandırıyor ve mera- başladığını, yani kralla maiyeti- Sisler çıkarak © şehrin büyük pi : haline gelmişti. , —————— caddelerini takiben meydana doğru yü rüdüklerini baber veriyordu. o Bu çan sesleri merasim bitinceye kadar, yani yedi mahküm tamamile alevlerin kur. banı oluncaya kadar devam edecekti Bu çan seslerine, halkın dinsiz mah. kümlara savurduğu küfürler, lânet ni- daları, hakaretamiz sözler, ve — tehdit sesleri karışıyordu. Evet! Sevil halkı büyük bir bay. ram günü yaşıyordu. Kin, hiddet, sabırsızlık, sevinçi,. İş. te bütün çebrelerde beliren hisler. Bir tek merhamet alâmeti bir tek itiraz ni dası yok! Fakat doğrusu, böyle bir hareketi yeltenmek ölmek demekti. Çünkü en küçük bir itirazda bulunan bir kimse. nin yedi mahkümun âkibetine uğraya. cağı muhakkaktı, İşte, Don Sezar, bu kalabalığı yara» rak kendisine yol açan Faustanın kâ- tibini takiben meydanın karşısında bu Yunan büyük ve muhteşem bir binanm önüne geldi. Diğer bütün evlerin pencere ve bal, konlari metasimi seyreden kalabalıkla dolu olduğu halde, bu evde bir tek in- san bile yoktu. Don Sezarla kâtip evin büyük kapı- sından içeri girdiler. Ve servili evin sa lonlarından daha büyük bir ihtişam ve zenginlikle süslenmiş olan birçok salon ve koridorlardan geçtikten sonra kü. çük bir odaya girdiler. Kâtip prensese hâber vermek üzere, oradan ayrılarak Don Sezarı yalnız bi- raktı ve korMora girince (birdenbire doğruldu. Biraz evvel kambur bir iktiyardan başka bir şey olmayan kâtip şimdi u- yun boylu, dimdik ve genç bir Oadam ; i ? * 2: - gı e gf zi e EN er zi j li gi a ın 3 a EEE ai Bİ Mega ee 5 pirisii & Siki E? Mı di ” v ii i il a ; r * Ş ilgi ŞTİ zi ji pik i,i WEE Şİ " FAUSTA VE DON SEZAR f Pardayan, uzun bir (yorgunluktan «sonra, hak ettiği derin uykusuna dal- muşken, Don Sezar da nişanlısı güzel Jiraldanın yanında bulunuyordu. El Torero, genç kıza mütemadiyen, bu esrarengiz prensesin, OOnun silesi hakkırkla neler söylediğini soruyordu. Maateessif Jiralda, bir müddet evvel söylediği şeylerden başka bir şey bil, mediğini söyledi. Bunun üzerine Don Sezar, gidip Fa- ustayı görmek için bir müddet daha- beklemeğe karar verdi. Saat dokuza doğru, artık sabır tü. kendi. Kılıcını taktı ve nişanlısına otel- den kımıldamamasını tenbih ettikten sonra oradan ayrldı. Pardayanın uyuduğu odanm önün- den geçerken, bir müddet tereddüt et. ti ve elini kapıya doğru uzattı, sonra bundan vazgeçerek mırıldandı: — Hayır! Bu kadar basit bir mesele için onu uyandırmak cinayet olur, Za- ten bana ne söyliyebilir? Uyusun daha iyi, zavallının istirahate epey ihtiyacı var, Vakia bize bir şey söylemedi smâ, bütün geceyi heyecan ve faaliyet için de geçirmiş olduğu muhakkaktır. » Ve Don Sezar bunları söyledikten gonra ayaklarının ucuna basarak, ya- vaşça âşağıya indi. Burada, aşağı yukarı, bugünkü otel lerin bürolarına benziyen küçük bir- yazıhane vardı. | Oğuana ekseriya burada oturur ve du- vardaki küçük tarassut o yerlerinden ber tarafı seyrederdi. Don Sezar bu küçük odaya girdi ve boks). . “out, up, on” gibi eklerin bulunduğunu görüyoruz; İİ Tjii er o EN ş ; ii e ela alin : Hi Da ğ gi Ni BERİŞ g8 i ei siri 8 giy 25 2 Hİsiripiği i irrişieeyii EO GARA İEE4İZ, 8 £ dâ8 “Biz görüyorsunuz dahi bir tarak, bir şişe koku, ve bin pudra kutu”, Bir tarak, bir kolonya şişesi ve bir pudra kutusu da görüyorsunuz. — As a rule, I get there about nine o'dlock, (Ez & rına, ay get dör obâvt ayn oklâk). “Ne saman yöpyorsunuz siz gitmek işe?” — When do you get to the office? “ İşinize ne zaman gidiyorsunuz? (Huen du yu get bi di ofis). li CÜCENİN AŞKI 13 büyük bir nezaketle genç kızı selâmla, dıktan sonra: — Senyörita, dedi. Biliyorum ki siz güzel olduğunuz kadar da iyi kalplisi- niz. Bundan cesaret alarak, bir müidet nişanlrma göz kulak olmanızı rica edes ceğim. Eğer kabilse, onun burada ol. duğunun kimse farkına varmasın! Küçük Juana, herkese nazikâne mu- amelede bulunduğu halde, kendisine hiirmet ettirmesini de gâyet iyi bilirdi, Onu sadece Juana diye çağıran baba- $ı ve Servantesti. Fakat son zamanlar. da Pardayan Ma ona bu (suretle hita; etmeğe başlamış ve bu, genç kızın ne- dense çok hoşuna gitmişti, Gerek otel halkı gerekse müşteriler, ona — yal- nız asil kadınlara has olan — “Senyö. rita,, iâkabile hitap ederlerdi. Juana tatlı bir tebessümle cevap ver di: — Senyör Sezar. Rahat rahat gide- bilirsiniz. Şimdi derhal gider, nişanlı zı buraya getiririm, Ve sizin tagayyü- bünüz müddetince yanımdan ayırmam, biliyorsunuz ki, benim müsa#dem ol. mayınca, bu odaya kimse giremez, böy lelikle, nişanlımızın otelde (o olduğunu kimse anlamaz, — Çoli teşekkür ederim Senyörita! Sonra, eğer kabilse, mösyö şövalye âö için gittiğimi kendisine söyleyiniz. Bir Pardayan uyanınca, çok mühim bir iş veya nihayet İlki sent sonra döneceğim, merak etmesin! — Sir dö Pardayanı bundan haber. dar ederim Senyör. Don Sezar, genç kıza teşekkür et- tikten sonra, rshat rahat sokağa çıktı ve seri adımlarla Servili eve o doğru yürümeğe basladı. Prensesi orada bu- lacağını veya hiç olmazsa ner ğunu öğrenebileceğini ümit ğunu gösteriyor. “Mutad üzere ben gider oraya doğru dokuz saat.” Mutad üzere sent dokuzda giderim, (b is çilem da firlama işinin “içerden dışarı" bir hareket olduğunu gösteriyor, Netekim, “fırlamak” manasma gelen “to jump out" fillindeki “out” —Do you stay in town all day? iie