gayaaaşaşağ “varya ve ağ AfifdUZ e MEP © F9pY 5 mopiy goyuş 'dus — ona soğuma youml yok — wivp np ; i : : : i i : ; : z a ş : 2 ç 8 i ş E h vura 3 — YE DMS ” — Rus supa MD) :90)E usurez sup 0 UZUTEZ İEYÖTY vw SO,A0N :JA0E > RUDİ :a9UUY9 YOR “yıla “sue$ EPEY O — OS 10Ş, uni Haguap » X05 — İD :yonul #nuyo - ug :usog unpunjng 'umplo — Uyg afin :usag 9a £ wn — Güv :Buof dopyoa — zilin seyı Phio agjapd :prouaoysd. 23uy — #yöuş sysyiZugi adoyfuj — puoOuş :punğugg Zap 0) 40 öğ sa “Oo yali YAD) MDA AŞAMAZ 43 MM EŞ MALL, “Opp ö6uy vo pin Guşulivp av ew op poy Svg jüp ppı6 m âv) “umpunuuauı WÖJ ULara9) OASİYANL P5 : iş ir si ii li si İE ij 4 e â 8 » < z E pi 5 3 â s S : z gs » 8 oym “zjuag puojz Kur yoo Ysuj Yuru uO — TI Tag vuryeslış yada Yani aydı ZEN JİŞOLUZTY 21708 erte de birleşerek amş *arpipene | « Sünjaa “Çarpırevro TA) — 49 790 49p :9g4 şen Soy Ay SOYU kuron — 1 sâde - Geni Bipg — #doydd :sdeyad AMA — puogpfioe ipasogoplt pıpoulo — 44 hş Zey tag O SE, gıpıuano 49 şev (My) 104 şen (ayi fab SUT Uyur, “vura IHA'ISUAG AOZITIINI “gonur 1 2947 Woox © Me J S0uıs our, İuoj # SI ia) Gİ LOPON NG MUŞ O po 4g Yypayğ WA MaguDp “© uu Unan 40 Np O, ipuğop £o$ &ujyoy yeurepizuy v4JOŞ MOZLTLONLI *fidğ hivjoj ADA Ayp oyouLafi UŞİŞ DEDA 14 DADI, . *(oypuz yaz ou sp iuyp 10$ 1097 9 Öl 14a'1suaa Epo ara Wp;İ Sumo Tepuy ng 14 JA usuuz uf) öte 08 poyfin fin Şap un p 99 fiy suşe uf) Gu0) 9 217 Ya Buyurp yo ouuu> oya pUY Z100g vey os PN FAUSTA 196 HORTLIYAN kar altın dalma daha iyi bir tesir > Bu gibi işlerde, altın o mühim bir İnak im ve yardımcıdır, dedi. Size la adamlar arasında şüphesiz öy gövet ve kuvvetlerini birkat daha art- #caktır. Onlara bol bol altm dağıtı. Rx Fazla eli açık gözükmekten kork- Size biraz evvel de söylendi, biz m ve hayale gelmiyecek kadar zen. & Merkes, Mösyö Dük dö Kastra- ray ne kadar paraya ihtiyacı olduğunu e tai. Bu para, yarın sabah evlerini #önderilecektir. Dağıtacağınız para, ün, ie güreşleri esnasındaki harbe « © Bundan sonra daha bol mükâfat caktır, Şimdi gidebilirsiniz, mös #öner. Allah sizi muhafaza etsin! dak ta paranın ehemmiyeti hakkın. dan, iyüncelerinde aldanmadığını, a- iu Kür in Yüzlerinden, bir defa daha an- ayağa kalktı ve Dük dö Kastranaya Pe me Yaptı. Dük, derhal kapıyı aça. Baş lde durdu ve teker (teker çi- — Boğa gür pe eşini unutmayın! diye örlatırken, bir taraftan da istedikleri N Pa miktarını bir kâğıt üzerine kay- t v e müddet zarfında, Fausta da, kol. kendinin Yanında ayakta (duruyor ve En ai €sir yaptığı bu adamla- Beyrediyordu. mağrurane bir (tavırla baya ayan da dikkatle Paustaya bak- şorra murıldandı? Pausta, Vardır ki, bir miktar pata onların! — nin yüzünden öyle anlsgık. Yor ki, len öyle Şi si era Berşey bitmedi. İkinci bir rim. Bi, ımazsa doğrusu hayret ede- 16 yok, © “Aba beklemekten başka se Ve Pardayanın bu kararı verdikten sonra, adamların çıkışından istilade e derek, bir müddet Şikoyla konuşmak istedi. ii Cüce, O zamana kadar yerinden kıpır damadan Pardayan: beklemişti. Duva- rım arkasında cereyan eden şeyler onu” hiç alâkadar etmiyordu. Hattâ Parda. yanm bu işe büyük bir ehemmiyet at. fetmesine bir türlü akıl erdiremiyordu. Doğrusu Pardayanın yerinde olsaydı, bu: korkunç yerlerden çoktan kaçardr. Fakat Pastdayanın onun üzerindeki nü- fuzu o kadar büyüktü ki, kendisine her hangi bir tavsiyede bulunmasına İmkân yoktu, Mademki Fransız senyörü bura. da duruyordu. Demek ki bu o lâzemdi. Ve onu beklemekten başka (yapılacak bir iş yoktu. Nitekim, elice de öyle yap mış ve Pardayan delikten bakarken, o da aşk rüyalarma dalmıştı. Hem o ka, dar dalmıştı ki, Pardayan onun uyudu- ğunu zânnelerek omuzlarından dürtme ğe mecbur oldu. Duvarin arkasındaki adamlar, böyle- ce dağılıp giderlerken, Pardayanla Şi. ko da bol bol konuştular. Pardayanın ona anlattığı şeyler, her- halde çok mühim olacaktı ki, cüce evve- lâ, hayretler içinde ağzımı açtı. (Fakat Pardayanın söylediği birkaç söz onu tat min etmiş olacaktı ki bu defa da gülüm. sedi ve başını salladı. Şimdi Fausta yalnızdı. İlerkes çıktı- ğı halde, o tekrar koltuğuna kurulmuş haşmetli bir tavırla, birisi gelecekmiş gi bi bekliyordu. Birdenbire, yerden biter gibi, mağaranm bir köşesinden fırlayan bir gölge, yavaşça ilerliyerek Fsusta- nm önünde durdu. Sonra bir gülge, bir gölge daha. Ve hep ayni şekilde erken altı gölge Faustanın karşısında dizildi, ler, İNGİLİZCE DERSLERİ “üst lmiştir. Bunu bir misâlle görelim: must be at home, frönd mast bi et hom), “Benim arkadaş olmadır evde”, Arkadaşım evde olmalı (dir) olmalıdır”, manasına gelen * “olmak” âdet, usul — Usul, tarz to differ: tu diler - değişmek sahi, hakiki nokta for instance; for instans — meselâ oh:ö 0! mannor: münör Fiiller üzerinde Bu dersinüzde ilk gördüğümüz fiil şudur: “(he) must be: (hi) mast bi INGİLİZCE DERSLERİ Burada görüyoruz ki, kantri - memleket point: poynf etiguette; öfük really: riali country: Biribirine benzeme, değişmek”, Yenı kelimelerle cümleler Bu kitaplar biribirine benzemiyor (biribirinden fark- hdır). “Yemek” resmini baştan başa gözden geçirmek için, evvelâ, bu derste öğrendiğimiz yeni kelimelerle de cürale yapalım: “These books differ from one another, (Diz bukz diler fram van anod'er). “Bunlar kitaplar değişiyorlar dan biri öteki", “to differ: tu difer mek, farklı olmak. masdar edatı (to) kaldırılarak başi 4 ui asıl “dor” Mmanasma gelir; yani, “to be” fiilinin hal siçasınm 3 üncü müfred şalısıdır. Binsensleyh, “(var) olmalıdır, bulunma, gelmiş olmalı. fiilinin de cümlesindeki “is” mast go — gitmeliyim gelen “Uvere is” You must write a letter. (yu mast rayt & itler). Bir mektup Ye der mast bi He must be come (hi mast bi kam) Biliyoruz ki “there iş” “Benim arkulaş Benz idi üztürde burada üzerinde bir Siyaret”. The host sat at tbe head of the table, while Beniz and I sat on cither side. De host set et de hid av de töbİ, huayl Bena end ay set (May frönd Benz (*) waz över hir an & viz'it). Arkadaşım Benz burada misafir olarak bulunuyordu. an ider sayd). “Ev sahibi oturdu da - baş masanın .. ikon Benz ve ben oturduk üzerine her iki yan.” Biz masanm iki yanına otururken ev sahibi masanm Laying a table for dinner İs no easy matter. My friend Beniz was over here on a visit. HORTLIYAN FAUSTA 193 Herşeyden evvel, aramızda bir anlaşa- mamazlık olaması için, yeni (O ktalın namına ve kendi namıma size yemin e. idiyorum ki, koyacağımız şartlar sadakat le yerine getirilecektir. Bu şartlarınızı; ve taleplerinizi tahriri olarak bize bildi- riniz. En ince teferrüatlarına kadar bü- tün arzulârmızı yazımız. Emin olabilir. siniz ki, bunların hepsi nazarı (itibara alınacaktır. Bu sözler, gayet tabif olarak etrafta! büyük bir memnuniyet uyandırdı ve: — Yaşasın kraliçemiz! Yaşasın kra- Umez| Sesleri tekrar ortalığı çınlattı Hâğiseleri istediği mecraya getirdik- ten sonra Favsta, artık şahei projeleri. nç tems etmek zamanı geldiğini anladı ve bunları da istediği şekilde, onlara kabul ettireceğini bildiğinden kenkisin- den emin bir vaziyette devam etti: — Sizin fikirlerinize uygun bir şef zradınız ve onu buldunuz. Şimdi intihap; ettiğiniz insanın, krallığa en fazla lâyık olduğunu ve kral olarak, bütün İspan- yollar tarafından bilâ tereddüt tanınaca| ğini size isbat etmek istiyorum. Bu nok ta çok mühimdir! Zânnetmeyiniz ki mü cadele beni korkutuyor. Hayır! Fakat halka zorla bir kral kabul ettirmek her zaman tehlikelidir. Sizin yaptığınız in. tihapta, Allahın parmağı vardır. Bunun için muvaffak olacağınıza şüphe yoktur. Biz bir hanedanı devirmiyoruz. Bilâkis, seçtiğiniz kral en tabii ve kanuni şart- lar dahilinde tahtına çıkacaktır. Şimdi, etraftaki heyecan ve tecessür son haddini bulmuştu. Buna Pardayan bile bavret mırıldandı: — Bu işin kanuni ve tebii olduğunu, berkese acaba nasıl anlatacak ve isbat &decek? Doğrusu çok merak ediyorum. etti ve e Fausta derin bir süküt ortasında sö“ süne devam ediyordu: — Müstakbel kralımız kurtulmuştur. Bü hususta sizi temin ediyorum. Bugün kü kral da yardımınız sayesinde ele geçi rilecek ve sonra ortadan kaybolacaktır. Bu kayboluşu başka türlü tefsir etmiye- lim. Herşeyi (oolduğu gibi söyliyelim! Bugünkü kral öle-ektir! ölmüştür! Bu vaziyet karşısında tahta kim çıkacaktır? Bu, kimin hakkıdır? Birisi bağrıdı: — Prens Fili — Hayır! Hayır!. İste yanıldığınız nökta. Krallık onun hakkı değildir.Ka, nuni halef, Filipin büyük oğludur. Bu fikrinize iştirek ediyorum. Fakat Filipin büyük oğlu sizin zannettiğiniz gibi, bu. günkü prens değilâ'r. Hayr! Filipin a- sil büyük oğlu, sizin kendinize (o ktal olarak seçtiğiniz ve Filipin torunu zan, nettiğiniz adamdır. İşte bu hakiki prens tir ki, İspanyanm ve Portogalin krel Holarkla hâkimi, Hint imparatoru ola cak ve Altıncı Şarl namile tahti çıka- caktır. wi Pardayan mıtıldand: — Ama müthiş bir kralmış haf. Ne kadar da ünvanı Tevekekli (değil Fausta hemen ona âsrk olmuş! Çünkü © da krmliçe, İmparatoriçe ve daha binbir türlü ünvan almak istiyor. o Fakat bir şeyi çok merak ediyorum. Don Sezarm Filipin torunu değil de oğlu okluğunu nasıl isbat edecek? Pardayanım merak ettiği bu şeyi, za. ten herkes te merak etmişti. o Nitekim etraftan birçok sualler yükseldi. Fausta bilâtereddüt cevap verdi: di — Sizin aranızda, senelerce sarayda vazife almış birçok adamlar vardır, On- lara hitap ediyor ve soruyorum; bundan yirmi küsür sene evvel ölmüş olan kta e) (4) Bu bir Alman ismidir ve Zonz okunur,