Aa” #nanki y03Vİ,, “(olumu D 438 şasi v7) “auer y yas 0yeYdunO0j TI Avunığ < treze£ ağlamak you yezeğ , “uğuyuzuk dyo ar GR *84 ay ürek 1048 yiz Uoyrpe Zlzsea OpNDYEĞ NA ZTUTEK 4)94 v9 4yazp92 a gp “aryoy dun 914407 BpEA Op 174 in 5 443 £ rin 3 ZRRP: âEİzz i İsİİR AİR: Ni , Şİ 2aeb, SE ipi ki i şiigi âli ti) 3 diep pisi >? Mr i ,s RED &$ ; SR ER ş Bk ii E SE 2 ş SNrEe Epe a yüke sp trjayuğ SOĞIp UJUNTZ NTE,, ağ VA, TnzOkİNa FUĞIpEOp BA TH, YUrstUSU ,JOĞIPIZ,, OA ruığıpamAn okopruy apuy İAOKLDA TUNSSUBUL (BAXTST #0) 'TUĞIDİ vulseus , your, Ururepetu , NV, TEZ up uvuruz O “znaofndo$ rulğıpjo$ Buruk unuj eyied a4 opopuren sepesur urrz Mg OpzrrroSECİ vA “geveyiğep 13g10d SYT MUPUK “DĞADİ YEUŞGDp yDdof OMG BpT BPDEÇ,, D3Od g7 ayas 49f Da öy POE “ağayod 04 arala OAyEZ VA OYOLEŞ ON zulmet de, bu işini oldukça Pi Pardayan bir müddet sonra durmağa mecbur oldu. Gerek açlık, gerekse ko. kunun tesiri onü zayıf düşürmüştü. Kol- larını gererek mırıldandı: — Bu araştırmalar, zannettiğim kadar kolay değil galiba, saatlerce sürmek ihti mali var. Madam Faustanın zehiri, doğ- ruşu beni bir hayli zayıf düşürdü. Onun için boşu boşuna kerklimi üzmemek daha doğru olur. Zehirin tesirinin iyice geç. mesi için biraz istirahat edeyim ondan sonra faaliyete geçerim. Pardayan bu kararını verdikten son- Ta, mantosunu katladı ve yere (o Sörerek üzerine oturdu. Uzun müddet böylece kalarak hem dü gündü, hem de kuvvetinin toplanmasını bekledi. Oldukça uzun süren bir istirahatten güçleştiri- , sonra, nihayet, kâfi derecede kuvvet top! . Jadığını anlayarak tekrar faaliyete ko- yulmağa karar verdi. Fakat, tam ayağa kalkacağı (ozaman, birdenbire bir ses duyarak, boylu boyun. ca yere uzandı ve kulağını o döşemelere dayadı. — Olur şey değil. diye mırıldandı. E- ğer yanılmıyorsam urun uzadıya arama-) mâ lüzum kalmıyacak. Madam ( Fausta biran evvel işini bitirmek için herhalde bana misafir yollıyor. Eğer bunlar ka. Iabalıksa — ki muhakkak öyledir — On- larla mücadele edecek kadar kendimde kuvvet bulacak mıyım? Biraz doğruldu ve kolların: oynatarak tebessümle mırıldandı: — Mükemmel! Eğer lüzumundan faz» a kalabalık değillerse, meseleyi galiba gi İL e ipi sie il İP: MM, İİ e 5 ekimi e ipini HUUR iiekelişii BirE Şi isi z Ni | z! : z epi b; EE hı z E 5 5 ğ ve ni IŞ HORTLIYAN FAUSTA dikakt ve soğuk kanlılığını topladı ve ha. zırlandı. Önünde, mermer döşemelerden birisi- nin arasından hafif bir ışık sızdığını gör- dü. Mermer oynadı. Pardâyan sessizce yaklaştı ve yere diz çökerek bekledi. Meçhül bir el tarafınidan itilen döşeme bu defa yavaşça kalkıyordu. o Pardayan yerinden oynamadan kollarını uzattı ve düşmanının boğazından yakalamağa ha. zırlandı. Fakat birdenbire kollarını çekti, Pardayan silâhlı ağamlar o beklerken, hemen tanıdığı ufacık bir adam gördü ve hayretler içirkle mırıldandı: — Şu meşhur etice!.. Acaba yalnız mı? Burada ne işi var? İşte tem bu s:rada, Şiko, sanki ona ce- vap veriyormuş gibi söylendi: — Oh! Nihayet evime gelebildim! Pardayan hayretle etrafıma (o bakarak düşündü: — Evine mi gelmiş? Bu mezarda ika- met etmiyor ya? Döşeme otomatik bir tarzda kapandı. Fakat Pardayan artık bununla uğraşmı. yordu. Yegâne düşüncesi El Şikoyu gö- zetliyerek mefakın: tatmin etmekti, — Acaba burada ne yapacak, diye me- rak ediyordu. Eİ Şikonun, büyük bir emniyetle oda, sının kapısını açarak, şamdanı yaktığını görmüştük, Pardayan bu vaziyet karşısında büsbü tün ağzını açarak kendi kendine söylen- di: — Ah! Olur şey değil! Ev dediği yere bak helelDoğrusu, ben kendi hesabıma bu gizli yerleri kolay kolay bulamaztlım. Şu ufacık adamı yakından seyretmekten doğrusu kendimi alamıyacağım. Yarın Fransızcanm 17 inei dersini vereceğiz; 21 Kendi kendine 1000 kelime ile DERSLERİ (iler hakkı Haber guzetesine sittir) DERS: 16 "XS numaralı “Bir yemek,, resmile takip edilecektir.) YRANSIZCA Beşinci resim üzerindeki çalışmalarımıza geçen ders. te başlamıştık. Bugün, evvelâ geçen dersteki vazifelerin FRANSIZCA DERSİ m zi e) ğin in Sİ, sdügi İ a 5 45 işi z iŞ İş dil ii A8 33i ir? ia : ! EE 3 Rİ nida My 44 #2; EE ai a 5 | 31 11 # ÜN Ââka a ii HORTLIYAN FAUSTA rünerek bu kapıya doğru yaklaştı ve giz- lice içeriye baktı. Cücerân büyük bir ik- timam ve temizlikle süslediği oOodaonu âdeta hayretler içinde bırakmıştı. Ona acıyarak: — Zavallı küçük, diye düşündü. Bu. rdda nasıl yaşıyor? Münzevi vaziyet bir insanın, sırf, fena adamların; ellerinden kurtulmak için, böyle havasız ve mezar! gibi bir yerde yaşamağa mecbur edilme- si insaniyet midir? Pardayan, merhametinin teeasürü al- tında, kendisinin bu vaziyete düşmesine yarârm eden cüceye karşı olan kızgmi:. ğını unutmuştu. Bu ufacık adama karşı, artık merhametten başka (o hiçbir bir his kalmamıştı. Cüce masasının önünde oturmuş, ars kasını Pardayana çevirmişti. Bunun için Pardayan, onu rahat rahat oseyredebili- yordu. Zaten Şiko da bir şeyden şüphe edemezdi. Uzun müddet düşündükten sonra, eli. ni uzattı ve masanın Üzerindeki (o keseyi! boşalttı. Pardayan altınların şıkırtısını duyun- ca: — Vay şeytan vay!.. diye (düşündü. Bu küçük dilenci adamakıllı zengin, Bu altınları acaba nereden aldı? , Şiko, sanki kendisine cevap veriyor-i müş gibi tekrar yüksek sesle mırıldan.|* dı: — Prenses yalan beş bin lira, Pardayan düşündü: — Yaman bir adama bensiyor. Hem parası bol hem de prenseslerle falan ta- nıştyor, Fakat acaba cücenin (o kendisi kim. Sakın kendisi de bir prens olmasın. Birdenbire aklını bir düşünce > çeldi “hiddet içinde düşündü: - söylememiş. Tam Ev sahibi ve ev sahibi kadm nereye yerleşmiş» — Masanın bir ucuna yerleşmişlerdir. 4) — Dört şahıs ne yapıyorlar? — Yemek yemektedir. Hennessey ki — Ekmek yiyorum. 2) — Davetliler neredeler? — Masadalar. De “lerdir? Geçen dersteki vazifeler 1) — Ne yiyorsunuz? iş : eyi 5 : iliş : 3 idir Bİ ide, ; ED BiçdEl z Hide. â3AZ236 5 Keep i — Ne budalamışım ben! diği Fausta.. Bu para 'da ka li. Bu küçük sefil bu parsY' “5 için beni bu tuzağa di hayret ediyorum, bu bacak 2 şimdiye kadar ne diye > Cüce altınları tekrar törbil” yg tirdi ve külçilir kasasma doğr rak oradan da bir avuç günü leme 7 g Don Sezarın da verdiği nın üzerine başaltarak bun” sek sesle saydı: düşündü, Halbuki beş bin nasip olmayan bir servet” cüce bu kadar haris bir sd”. yaf Yalnız olduğundan emin “e. şöf” ko mütemadiyen yüksek ve tir. ç9” Pardayan bağırmamak a zor zaptetti ve söylendi! lamağa bifiiyörüm. BİEN bir adam değil, çılgın bir *$ zamanda müthiş bir kaskan$ küçük! Şikn devam etti: — Fransız da öldü! — Hopnala!.. Ben öl Olur şey değil, herkes d€ ” mü bekliyor. r — Bütün bunlari ne