e EŞ AŞ YA A YE ei EE. | ii? p © zi . gigi â i z DEEpEPPŞE EE iŞ SEİR kek ELORAR. © 0 şİ » j i ii t Şiiri iğ 1 ni çpıkıdıği Me GİEÇE.RENELESER > Ee 1 5 iy # pipe bekirimirliğ : Te i İİ Bediz gAPekepd'e gi. > ir UR ; SESTİR el pAalE a ep, 2 “© 0) DE BEZİ ki Ar İİİ, LEE piri ii Al ipi emini, si if a Eyi E m <2) ilik: 2183 14 HN RM Eş 3 ir NAR ENİ . s i FD ei erki : ği ş a 2 EE” $en a âs ig k eki k ml YuR 4 o $ 4 hadı R psg, g3 ğ ; - iğ pe ş şe peeeesuşezazıp EŞE za a s4 a İ ie işikli şişi! 13 aşamılliıauri kal e ii 1 Biçkşis ipektinni şi ŞİŞE 2 nee si e şkii j Eni ili li LİG in Mi li şii eğ ; $ N 5 i a 4 âğş ğ Eri gili, gd. ii (il Eee ea Eli ili is; : n e Abiş” EH | z : NE i i'ağ in 11,109 a "in Nİ 3 GİBA öydazdsğ? çi lgallşadala ia i e eğğann ğeeceğegec anna 150 HORTLIYAN FAUSTA” simli iie HORTLİYAÂN' PAUŞTA 8 ei Ve biraz düşlindükten sönra emir verdi: — Şu cüçeyi içeriye aknız. Kristobal dışarıya çıktı ve bir dakika sonra, Ki Şikoyle beraber tekrar salona girdi. Fakir cüce, belki rüyasında bile gö- remediği bu muhteşem salona girince, hiç hayret etmedi. Fatstanm karşısında, b havada ve mağrur bir tavırla dur. . Bu ufaçık adamm gururu Fansta da garip bir merak uyandırdı, bir müddet dikkatle ona baktı ve sonra çok tatlı bir sesle: — Fransız şövalyesile arkadaşların siz mi buraya getirdiniz? diyç sordu. Fazla lâf söylemekten pek de hoşlan- mayan El Şiko hafif bir baş işaretile cevap vermekle iktifa etti. Pausta, muhatabına göre tavır değiş- rerek, karşıındakiler üzerinde istediği gibi tesir yapmakta herkesten daha ma- birdi. Biraz evvel Kristobale karşı hakima- ne bir tavır takınan Fausta, şimdi tama- mile değişmiş, sesi tatk ve sevireli bir Bal almıştı. Güler yüzle tekrar sordu: — Boğa güreşçisi Don Sezar size bir çök iyilikler yapmıştı. Halbüki, siz onu Buraya getirmekten çekinmediniz riçin? E! Şiko kurnaz bir tebessiimle gülüm- sedi: — Ben onu değil, Fransız şövalyesi- Je işiniz olduğunu biliyorum da ondan işte! Öyle ufak tefek olduğuma bakma- | yın, ben her şeyi duyar ve görürüm. —€——— El Şiko cevap vermeden evvel biraz tereddüt etti. Yüzünde acı bir tebessüm belirdi. Gözlerini kapadı ve küçük yum- rukların: sıktı, Nefsile müthiş bir mü- cadeleye giriştiği belliydi. Nihayet de- rin'bir meles aldı ve emin bir tavıtla cevap verdi: — Hayır. — O zaman, size vaadedilmiş olan iki bin frangı kaybedecektiniz, El Şiko bu defa tereddiit etmeden cevap verdi; — Bundan ne çıkardı? — Aferin, anlıyorum ki, size yapılan iyilikleri kolay kolay unutmuyorsunuz. Ya Franşızın hayatı tehlikede olsaydı? Bu sual üzerine, cücenin gözlerinde, bir kıvılcım belirdi ve derhal söndü: — Onu tanımıyorum. Don Sezar gibi bir dost değil ki. Fausta bu seste garip bir ahenk 247- miğti. — Fakat unutmayın ki, dedi, bu adam sizin sevdiğiniz Don Sezarın oştudur. Biliyor musunuz ki, bazan bir insanın sevdiği birisine vurulan darbe, kendisi» ne vurulan darbeden daha. ağır olur?. Fausta bu suali Jakayıt bir tavırla sormüş olmasına rağmen, cücenin üze rinde brcakacağı tesiri anlamak için dik- katle yüzüne bakıyordu. EL Şiko ürperdi ve bu svale hayret etti, Pardayanın ölümüne yardım et mekle, onu sevenlere fenalık yapauş olacağını hiçbir zaman aklına getirme- mişti. Fakat böyle şeyleri derin idüşün- mesine İmkân yoktu. Bunun için omuz- larmı silkti ve Faustanım anlayamadığı bir şeylet mırıldandı. Fanusta, bu küçük adamdan farla bir Samimi| şey öğrenemiyeceğini anlamış gibi, bir © müddet Sonra, Kristobale yavaşça bazı emirler verdi, Kristobal idamı Güz yaşları v€* hemen odadan çıktı. Favüta cüceye döndü ve: le — Size vaadeklilen parayı şimdi getire-| dar zengin! <eklerdin. Bu para sizin için adeta bir Bu şekilde izhar edile” servettir. hay El Şikonun yüzünde bir sevinç okun-| etmemeğe çalıştı ve ©P * du, Fakat cevap vermedi, insanları bile kandı Bu aralık, Kristobal tekrar içeriye) bet ve şefkatle: girerek, Faustanın önüne küçük bir) o — Evet zengin torba koydu. Cücenin gözleri bu tor-| Sevdiğiniz kızla evlene” baya dikildi ve bir daha ayrılmadı. Bu sözler El Şikoy“ “Fausta yaviş ve tatlı bir sesle: — Bu torbanın içinde iki bin değil, na lale vene ee rum alınız. 51 Gin seli inin Jerini fal taşı gibi açarak uzun müddet torbaya ve Faustaya baktı. Sonra he- liyen Fausta isâ, üzerinde bıraktığı etti ve kendisinden yecanla titriyen bir sesle mırıldandı | "© 7a97f damarın — Beş bin Kiral. e LE Fausta gülerek başını salladı: a ” hye eriş le rana salladığını görünce İÂNİ — — Bana mı? — Neden “ olmasın. i — Evet size. Alınır. mert bir gengsiniz. Fausta bunu söylüyerek torbayı etiçe.| Neden bir bile ocağı, yep ye doğru itti. sa boylü olmanıza 4 O zaman Fİ Şiko bütün süretile tor- son derece mütenasipt. bayı kaparçasına elinden çekti ve heyc- denebilir» candan titriyen ellezile göğsüne bastıra tak boğuk bir sesle tekrar mırıldandı: — Beş bin lira,. Cücenin bu çılgınca sevinci Faustay: eğlendirmiş olazak ki, gülerek: — Evet, dedi, tam beş bin lira, inan- mazsanız sayal Eİ Şiko torbayı açmak üzereyken gözleri Faustanm çehresine ilişi, Bu çehtede öyle bir tatlılık ve samimiyeti vaxdı ki, cüce göstermiş olduğu itimat- sızlıktan dolayı kızardı. Sonra kahkaha! İle gülmeğe başladı. ir bu kahkaha bir ii