zler men. bula gelişi *« Tren o. VE ohay, atki geride en Yağtıyamıyaca- bir ga İçimden göz. A Bezeli Yüleseli yar. Sav, ile a), Yuklarından in : Meğer ben yi da çok sevi - Sİ, iz Sl Ya?. Ya Hiz. iş Aİ l Yaşı, yabilir . MN O nik koyu Ycivert O hep *Vvaj, e e lala ili / iri çet * Hİ 7 er T Ni ,| on sekiz yaşındaymış. Kırkından son- zat... Gelin beyazlar içinde nekadar! İ güzel ve gençti. Sevimli başmı cerçe- | ledim... | Je kurumuş bir dal, kopmuş bir yaprak! ) di KT n i m A Günler geçtiği halde ondan hiçbir ha. ber slamadım. Ondan sonra tam üç mektup yazdım. Yine ses çıkmadı. o. na kızmakla beraber merak etmekten, kendimi alamadım. Aradan uzun bir ömür kadar uzun yıllar geçti. Sıkmtılı ktş günleri bitip; başmda ilik güneş-| ten tacı, yüzünde pembe sislerden dü. vağı; mineler, papatyalar, gelincikler.! le süslenmiş elbisesini sürüyerek insa-' ns hayat, neşe getiren bahar gelmişti! Güneş bu diyarm kıyılarında erirken bir çift mavi gözden damlıyan kan gibi geliyordu bana. O gün babam mutadından evvel eve gelmişti, “Çocuklar bugün sizi Tokat- Hyanda bir düğüne götürüyorum” de. diği zaman bu habere hepimiz şaşmıs. tık. O böyle eğlenceleri birkaç gün! evvel haber verirdi. Biz acele acele ha- zırlanıreken babam düğün hakkında tafsllâAt veriyordu. Evlenen arkadaşı! Bükreş elçisi Bay Asımmış, aldığı kız ra srz çalmaya benziyen bu düğün ha. beri hepimizi güldürmüştü. » Bir taksi geniş İstiklâl caddesinde kayarak bizi Tokatliyana bıraktı. Bu. rasını her zamandan süslü buldum. Salonları renk renk tuvaletli kadınlar dolduruyordu. ! İstiklâl marsmı müteakip (Richard! Vagner'in Lohengrin'i ile merasim baş ladı. Bu çift biribirlerine nekadar te- veliyeh ince bir korol bu sevimli kadı. nı nekadar güzelleştirmişti. Bu ilâhi güzeli yakmdan görmek i. gin sabırsızlaniyordum. Nihayet uza - nan elini sıktım. Dudaklarım ona mes. ut günler dilerken, gözlerim gözlerine kaydı. Ah... Bu gözleri ben tanıyor dum. Küçüklüğümün en canlı hetrra. larını taşıyan lâcivert gözler onlar- dr sabaha kadar kapanmadan geçmiş uzun ıstıranlı gecelerin rengi var, Za-' man onu vaktinden evvel yıpratmış, hırpalamıştı. Hayatm beni bir an se” nelerin ardmdan koşturdu. O senelerin! Hicrahiyle bu Hicran arasmda reka - dar fark var. Kendimi tutamadım, Ba- lonun epeyce kalabalık olmanma rağ - men elimi boynıma doladım ve için gin ağladım. Bana Üvey annesinden çektiklerini ve bu ihtiyara varması .' hin sebeplerini aer bir lisanla anlattı. Gözleri yağmur dolu bulutlara benzi - yordu... Yıllar akıp geciyordu. Bir gün Ar- karada Gezi çiftliğine iniyorduk. Ka - labattk bir kafile ince uzun bir tabutu götürüyordu. Önde ihtiyar bir adam mecalsiz yürüyordu. Ben bu adamı ta. nıyordum. Bu zavallı Hicranm koca” sıydı. Artık her şeyi anlamıstım, za - vallt Hicran, zavallı kardeşim diye in. Günler, santler, saniyeler akıp g& çiyor ve bu akış akan ber gün, akan her kış ve akan her yaz gibi... Hayat ayni şekilde ayni rengiyle bir sel gibi İlerliyor. Düşünüyorum, bu coşkun se-! gibi katılar, silriklenen yalnız o mu? Yoksa bu gökler altmda daha onun. gibi sele kapılan birçokları var mı? Dere yine eskisi gibi yavaş yavaş bir. dua mırıldanır gibi akıyor. Bağlar! gene ayni renkte, Gene ağaç gölgele- rinde, su başlarında oynıyan çocuklar var, Fakat zavallı Hicran... İşte o yok. Aradan seneler geçtiği halde nerede bir lâcivert gözle karşılaşsam, titrer, irkilirdim. Hicranm tatlı hayali gözle. rimde canlanır, Kalbimden boğazıma doğru bir hıçkırık ve sessiz sessiz eğ. Tarım... Lâmia Meran İ HABER'in Güzellik Do'toru Kuponu: İ Ten Ten amca UÜ | hırsızın çalma. | E a A : Ve 0 ve 7 sigara içmesini! N | | | sını değil de İ < yerinde bulmadı > ya vermekle Sadriâzam Yemişçi Hasan paşa Belgratta iken İstanbulda müthiş bir sipahi isyanı oldu. Hasan paşa, Bu: dinde bulunan lala Mehmet paşayı Macaristan orduları baş kumandanı olarak bıraktıktan sonra İstanbula hareket etti. ! Sadrrâzam, Karıştıran ile Siliv.| ri arasında iken İstanbula göndermiş olduğu memurları haber getirdiler. | — Sipahiler yarn gece kaleleri tutacaklar. Geçmeğe imkân kalmaz. Bu gece İstanbula girerseniz kurtu- lursunuz, dediler, 1603 yıl 7 şubat günü, 334 sene evvel bugün sadrrâzam, sipahilerle karşılaşmadari Silivriden (İstanbula sağ, salim girdi. Hasan paşa, o gece kaymakam Mahmut pasa ile kazaskeri sarayına! davet ederek görüştü. Aynlırlar ken: — Geç geldim. Müftüyü ziyaret edemedim. Bundan dolayı teessüf e- diyorum. Yarm siz müftüyü bir mü- Jâkata çağırmız, dedi. Sadrâzam, ertesi sabab etken kalktı ve haber beklemeğe başladı. Müftü ile görüşecek ve ayaklanan sipahiler için bir çare düşünecekti. Fakat Hasan paşa bunları düşü: nürken sipahiler müftünün evini sar mıslar, Anadolu ihtilâlinin bastırma diğmi, Macâristan seferinin fena ne- içe verdiğini ileri sürerek müftüden sadrığzamın katli ip olduğuna! dal Tae aaa e Kaymakam Mahmüt paşa, iki ka- zaskeri davet ederek fetvayı göster- di ve: — Muvafık buluyor musunuz? diye sordu. — Muvafıktır. cevabını verdiler. Ve imzayı bastılar. Artık iş tamam olmuştu. Mah mut paşa, bu fetvaya bir de tezkere ilâve ederek fetva yerine getirilmez- se padihaşın tehlikede olduğunu, si- pahilerin tamamiyle ayaklanmış ol duklarını bildirdi. Sadr:âzam, Mahmut paşanın aley- hinde hareketini duyar duymaz Rei. sülküttap Hasan bey zadeye padişa ha verilmek üzere bir mektup yazdır dı. Mektupta deniyordu ki: “Mah. mut paşa, kendi maksatlarını yapmak vermeği kabul etti. Eğer müsaade | ederseniz birkaç güne kadar lisan» gelmiyetek derecede muazzam efsa- datta bulunacaktır. Mahmut paşa nm tezkeresine: — Veziri azâmdan çıkan bütün işler bence malümdur. Kabahatini görürsem ben hakkından gelebilirim. Benimle vezirim arasına asker niçin müdahale ediyor. Karıştıklarına rr zam yoktur. Halayın istiklâl marşı Hatay Erginlik cemiyetinden: Arkadaşımız Hataylı Ahmet Faik Türkmenin evvelce gazetelerde neş” redilen ı bayrak açma gününe mahsustu. İstiklâline kavuşan ülke - mizin şerefli mazisini hal ve istikbali. ni içinde belirten İstiklâl marşımızı tesbit etmek istiyoruz. Bu hususta edip ve şairlerimizin degerli yardımlarını esirgemiyecekle -! rinden emin olarak daima gösterdik- leri elâkayı bu yolda göstermelerini AKSAM POSTASI IDARE EV Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbul 214 Telgrat göresi; istannul HABER Yazı işleri telotonu ; 21471 idwe veltân . < 24830, ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi 1400 Hr. 270046. 1480 Sener 6 aylik 3 aym * aylik 800 . 30, Suhebi ve Neşriyat Müdürü: Yazıların aşağıdaki adrese gönde -; Hasan Rasim Us rilmesi rica olunur. 3 Basıldığı yer (VAKIT) mat Erginlik cemiyeti: dai ger Eminönü hanı 4 üncü kat için zorba eşkiyasına otuz bin altın! gi Yazan: Niyazi Anmet 334 sene evvel bugün Sadriâzam ölüm korkuları içinde gizlice Istanbula girdi Hasan Paşa, sarayında müttüyü beklerken müftü kendisi hakkinda idam fetvası meşguldü Bu mektubu gönderdikten sonra da kapıcı kethüdasıma Mahmut paşa” nın hakkından gelmesini emrediniz. “Eğer bu kadar sipahi ile muka bele mümkün müdür? diyecek olur. sanız ben Yeniçeri taifesini elde et- tim... Mahmut paşa da şimdi sadrrâzam İstanbula geldiği günün sabahında geçirdiği intizar dakikalarını yaşıyor du. Hasan paşa müftünün geleceği- ni beklerken kendisi hakkmda idam hükmü veriliyordu. Mahmut paşa da padişahtan emir beklerken padişah Mahmut paşanın idm edilmesi emrini imzlıyordu. Fakat Mahmut paşa da kendi hak. kında verilen hükmü pek çabuk an- lıyarak kaçtı. Sadrâzam vaziyeti kurtarmış ols masma rağmen geceyi korku içinde geçirdi. Henüz sipahiler yatıştıni- mamıstı. Sarayı tehlike içinde idi, Paşa İbrahim paşadan dul kalmış iken kendisine namzet edilmiş olan sulta- nin odasma bitisik odada idi. Fakat henüz züfaf olmamış olduğundan müstakbel karısının da yanma gide. miyordu. Zavallı sadnözam uzun müddet ter döktükten sonra tebdili kıyafetle sarayından cıktı. Yeniçerile ti elde etmiş oldüğundan kolayca si- pahileri itaati altına aldı ve sipahileri ayaklanmıya teşvik edenler idam e diller. “Hap kutusu” Tentene motifli ve tüy süslü ha- sırdan hap kutusuna benziyen şap* kalar, Parisin bü yaz için seçtiği mo- deller arasındadır. TEŞEKKÜR Refikamm doğumu esnasında tehli, keli bir doğum #meliyesini muvaffa- kıyetle neticelendirmek için bir lavta gibi çalışarak yüksek mehâreti saye. $inde gerek refikamın ve gerek yav. Tunun hayatlarını kurtarmiya muvaf- fak olan Aksaray Küçük Langa tram. vay caddesinde 178 numarada genç ve dirayetli kabilelerimizden Bayan Me- dihaya alenen beyanı teşekkür ederim, Davutpaşa tramvay durak yerin. de 51 numarada perwkâr Mehmet erene sararan versene se sanma ra sere BENEK Sa eamEAeNe, Osmanlı hanedanından! bir papas | (Wâ-NO) nun i yeni tefrikası Yakında HABER'de