ie Deği A ve, Pa Pu Yapa, Tasa... erime al Si Yüz iki e Be, ali, BE Sün, İm | işe ya erek U. Havada yediği ye « â r m hiisetmek mümkün - işkembe © çorbasile Yal, Lâmbasının ışığı Vay KİA men Sone du. tina varmıştı ve Bencliği tamamen Sonra zarif, nahif kolunun sar . İşt. Yerinden fır duran aynaya bekâriik haya SİİE Vardı. Bİ çizgileri bir bir ye tin değhat, Gayet mun. Saçların - | YAS teller sörüne e arator ibutu'nun ö- Mümü fevkalâde! nmiştr. tuta, lk O Getir emnun edi- m Eni yemişti. Sobadan" “di iş Reyon aya hafif bir hara.! 'Tazeliğini de oldukça muhafaza etmiş. | Gayriihtiyari gülümsedi. Gözlerinde u- fak bir neşe parladı. Anibir karar verdiği belliydi. Yegine can yoldaşı olan sadık hiz. metçisi İkbali çağırdı: i — Haydi kızım.. Şunları topla!.. Git, erkence yat. Artık bana izim değilsin. i Kız, yayasça kirli tabakları tepsiye koydu. Hanımına (“Allah rahatlık versin!” diyerek çekildi, gitti. Bayan Kerime, bir müddet bekledi,' Dışarda ayak sesleri keşildikten son.! ra yapyılnız olduğunu anladı. Takvi.) me baktı; 30 kânunusani, G özlerini kapadı ve maziyi düşün- dü: Aynen bu akşam gibi bir geceydi. Soğuk ve sisli” Zengin annesinin ba - | basınm yegâne kızları olan Kerime, yirmisine basmıştı. Şehzadebaşmdaki| büyük konaklarında ziyafet vardı. O. | hu nişanlamak istedikleri teyzezadesi ni davet etmişlerdi, Zira, o devre gö. İ ve, babası çok alafranga bir adamdı. Delikanlı, kumral saçlı, uzun boylu, zarif bir gençti, O gece için, anresi 6. na, zamanın meşhur ferzilerinden ga- yet güzel bir elbise diktirmieti: Kısa kollu, dantelâlar çinde,. Uzun kuy- ruklu,. Belinde geniş bir kordelâ.. Bü yük bir fiyaneo.. Elbisenin renginde; açık mavi ipek ayakkahılar. O, şimdi bekâr ve yapayalnız bir| ihtiyar kızdı, Fakat, endamı hiç değiş. * memişti, Onu arkadan ve uzaktan gü. venler hâlâ eski zamanm güzel Feri, | me hanımı sanırlardı. Demin aklın - dan geçen plân, onu tekrar gülümsetti ve bir günah işliyecekmiş gibi, ya - yaş adımlarla, tusullacık sandık odası. na geçti, Kögede duran kiliti bir ceviz san, dığı açtı, Esyaz bohçaya sarılmış o | l larak, o davet gecesindeki elbisesi hili duruyordu. Ayakkabısı, çörapla- rı, hepsi... Hattâ sedefli yelpazesi da - hi... Birer birer çıkardı. Yavaşça, giyinmeğe başladı. Sene .| lerce evvelki heyecanını hissediyordu. Sahneyi tam olarak yaşıyebilmek için © gece yaptıklarını aynen tekrarlamak istedi. Hafifçe pudra sürdü. Azalmış saçlarını eskisi gibi büyük bir topuz halinde tepesine kaldırmağa güçMikle muvaffak oldu. İyice hazırlandıktan, | hiçbir noksanı kalmadıktan sonra, kr, zararak, ağır adımlarla, yürüdü; sale, nun kapısını açtı ve sağa sola selim vererek içeriye girdi. | 'Tebessilm ediyordu. (o Kırrtıyordu. Koltuktan koltuğa dolaşıp konuşuyor. du, Yelpazeleniyordu. İste tam o esnada, kapı açıldı. Za - vallı kadm, kendini toplamağa vakit bulmadan, karsı#nda, saşkm bir halde yüzüne bakan İkbali gördü. Hizmetçi kız, hanimini çıldırmış sa, narak, pencereye koşup “Imdat!” diye bağıracak oldu. Fakat Kerime hanımın hıçkırarak bir koltuğa yığıldığı görünce hemen yanma geldi. İhtiyar kadın göz yaşları arasında: — İkbal... Ben! delirdlm mi sandm? Hakkın da var kızım... Fakat icimden geçenleri ne bileceksin, İste tıpkı b» akşam gibi bir akşmdı. Annem babam .. Ben gençtim, beni nişanlıyor. Beki kalfa, başmı salladı. — Affedersin, hanımcığım! Kibrit! almağı unutmuştum da onun İçin ge. ri döndüm... Anladım, derdini anla rım... Ben de hazan odamdan yapayal - nız kaldığım zaman, köyde bıraktığım ve sonradan öldüğünü duyduğum ç0 - cuğumu düsünüyorum... o Biliyorsın va, asıl benim gelişim süt nineliklen. dir.. Tesadüfen sizi temdım. Yanmız. da kaldım. İşte odamda. ben de bok. çamı açar, çocuğumun kundağı alır, göğritme bastırır, ona bakar bakar ağ Tarım... (Hatice Süreyya) İ ii HABER — Akşam postası Ton Ton amca hasta | Yazan: Niyazi Ahmet 314 sene evvel bugün Iki paşa arasında bir ittifak aktedildi Halil Paşa “ Sadrıazamlık mı ?.. Aman... Allah saklasın... Katiyen kabul etmem ,, diye ayak diredi Fakat Hüseyin Paşa kendiliğinden sadarete geçti ve askere banşış dağıttı, Ağa kapısına 1000 kelle şeker gönderdi 1623 yılı 2 Şubat günü, 314 sene! evvel bugün, Sipahi Arnavud Süley- man ile Sadrazâm Hüseyin paşa a-| rasında gizli bir ittifak aktedildi. | İki paşa arasında nasıl bir ittifak| aktedilebilir?, diye hayret etmeyiniz. Tarihte öyle hâdiseler vardır ki, en küçük memurun bile en büyük ve akla gelmez meselelerde birinci dere- cede rolü olur. Burada okuyaca- ğınız vaka da onlardan biridir. iseyin paşa, seksenlik sadrazâm| gürcü Mehmet pasayı kıskanıyordu.| ve onun öleyhinde ne mümkünse! yapmak için bir vesile arıyordu. Hal buki Mehmet paşa, ihtiyar Valide Sultanın çok yakm akbebı idi. Onun için seksenlik de olsa Mehmet paşa” nm yaptığı bir iş, daima makbul sa- yılırdı. Hüseyin paşa ile Arnavud Süley- manın ittifakr, Mehmet paşanın nü- fuzunu kırmaktı, O vakit Hüseyin paşa mevki alacak, o mevki alınca da| Süleyman paşanın devlet kuşu kona- caktr. Süleyman: — Hiç korkmayımız. Ben girdiğim işten boynu bükük çıkmam. Diyerek kat'i vaadi yaptıktan son- ra Hüseyin paşa, büyük bir kalp huzuru ile uyudu. Ö günden sonra gizliden gizliye: — Devleri ikikoca Karı idare edi - yor.. diye bir fikir ortaya atıldı . İş bu kadarla kalmadı. Sipahilerin! zabitleri ve eskileri ağalarının yanma giderek, hükümetin vaziyetinden | endişe etmekte olduklarmı alenen bildirdiler. Artık birinci plânda gelen kuvvet. ler, içten içe tamamiyle kaynaşıyor” az ... Birgin Yeniçeri ve Sipahiler doğ. ru divanı hümayuna hilcum ederek Sadrazâmı çağırdılar ve yüzüne kar. şı şöyle bağırdılar: | © — Sen mukaddema bizim kardeş- £ İerimizi öldürdün. Biz seni istemeyiz. İ Tavaşilerin; hükümeti iktidarsız br- İ rakmasma tahammül edemeyiz. İta- at etmiyecek olursan bançerlerimiz seni parça parça edecektir. Mehmet paşa neye uğradığını şa - gırmıştı: — Benden ne istiyorsunuz?, Diye sordu. Binlerce Yeniçeri ve Sipahi hep bir ağızdan: İ — Seni istemeziik.. Diye haykır dilar. Bir ağa daha ziyade ilerliyerek:| AXSAM POSTASI IDARE EVİ Ankara Caddesi Posta kutusu : Istanbel 214 Telgraf adrasi; istanbul MABER Yazı işleri telâtonu . PART? idörevellân 2100 ABONE ŞARTLARI Türkiye Erme 1000 Kr. 2700 Mr. 730. . 1a80-., 400 39 - Istanbul so 300 « Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı ver (VAKIT) matbaası HABERÇR'in Güzellik Do toru Kuponu: — Paşa , dedi. görüyorsun ki, ka» pına kadar geldik. Yüzüne karşı seni istemediğimizi söyledik. Artık fazla I söylenmeden başının çaresine bak. Hançer sözü ağızdan çıktıktan son- ra ele de düşer. İtaat gerek. İhtiyar sadrazâm birkaç saniye dü. şündükten sonra: — Sadaretten el çekiyorum. dedi. ve derhal mührü bırakarak sarayına çekildi. Kpıcılar kethüdasma verilen mü. hür hazine kethüdasma verildi o da padişah Mustafaya getirdi. Fakat pa- dişah kime verecekti? o Yeniçeri ve Spabhiler ayaklanmış bir halde dolaşır. ken mührü almak, hayli tehlikeliydi. Bunu Mustafa da düşünmüştü. Onun için : — Asker kimi isterse , mührü ona vereceğim. dedi. Bu haber, Yeniçerilere bildirildiği vakit, zaten kimin için ayaklanmış olduklarını pekâlâ bilen Yeniçeriler: — Hüseyin pasaya, Hüseyin pa - şaya.. diye bağırdılar.. Valide Sultan, hiç olmazsa bu- nun önüne geçmek istiyordu. — Makam sadarette kaptan Ha- lil paşa İâyiktir. Mukaddema da sa” darette bulunmuştu. dedi. Yeniçerilerin: “Hüseyin paşayı is” teriz.,, diye bağırdıklarını duyan Ha- Hil paşa, Valide Sultanm teklifine ka- tiyen yanaşmadı: — Sadrazümlığa mı?.. Allah sak- lasm. İstemem.. Bana vermeyiniz... Kabul etmem.. diye ayak diredi. Bu müzakereleri gizlice dinlemek te olan Hüseyin paşa, iş uzadıkça sar pa sarar, kıvammda bırakmalı diye düşünerek ortaya çıktı ve: — Asker beni istiyorsan ben de ka « bul ederim.. diyerek sadrazâm ma“ kamma geçip oturdu. v.. İkinci gün bütün zabitler hil'âar giydiler, Neferler, koyun babası adı ile bahşişler aldılar. Ağa kapısma bin kelle şeker gönderildi. Yenireri- lerin toplanma yeri olan orta cami- ye de halılar döşendi. Şimdi iş, ic- ranta geliyordu ve icraatın başında sadrazâmlığa nemzet görünenleri yok etmek veyn ortadan kaldırmaktı. Mehmet paşa Bursaya nefyedildi. Namzet gösterilmiş olduğu icin teh- likeli savılan Halil paşa da Malkara ya sürüldü, . Kaptan paşalık Bostancı başı Re » aşaya verilmişti. EN Amerika hükümetinin altın ihtiyatı için hususi bir Kale inşa ettirdiğini yazmış, resimlerini dercetmiştik, Alfınların bu kaleye walline başlanmış. tır. Yukarki resim altın külçelerinin mitralyozlu polislerin kontrolu altyn. da sandıklara yerleştirilmesi esnasında alıtmaıştır, — ; *