Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
c W di sığ,ırq kal inde _bUlunuyorduk. *ı k:âî' i t gâ.hb“ değirmeni ken- Çalışıy yapmıştık. —Alt (B Yemek noîduk Üstteki anbarda | M Man, YOr ve I.fı:tryorduk. Oda- J Y ariıkulâdeydi!! İlk D 'üm ol akındı. Etrafın letafetine do- " li TGI TMiyordu, D Rdeyiı Ğd ş traVan birkaç kalas ha- | m ü Ortasında gayet yüîğ;mâ '—'d_llemiyecek dere- hulder emir kanca duruyor ool'halm ” Glükı zamanlarda buna l Aksşam b_“ İYor olsa gerektti. knlen İYie iraz hava serindi. Pen- di !îapadffn. Tahta kapak- ünkü düşman ta- Tdan L ea nisberen KüYOrdum . Urün doktoru ye- ! “çümMüz K “lüş Oturd - masanın et %%da olml;ıâıgı Uşman tarafında | S * Er! Şu - Vi yi edersi, he Ncereyi kapatsan . —ı—.' dedi.mn' Üthiş bir korander Kapal Sİyi bal Paşam! ğîzğâ?îğnnemmm.. Siddetli N Niyor N esiyor.. Sen de b&tg' Musun, doktor? M Yok paşaıı Yezdi: n ,i_ Pam__ Bir şey hissetmi- * hapı, Vhaf | % Sey.. Sizin yeriniz iyi n bu | Bir mermi, evin damını delerek geç- HABER — Akşam postası — Hayır efendim.. — Gel şu yanıma da bak! — Yine hissetmiyorum efendim! — © halde ben çıldırıyorum. Hay- di yemek yiyelim. Fakat, bir müddet sonra, kalktı. — Rüzgüârı siz ister hissedin, ister etmeyin, her halde bana dokunuyor. Yerimi değiştireceğim. Yürüdü. Yanıma doğru geldi. Tam o esnada şiddetli top sesleri işitildi. Bombardımana tutulmuştuk. paşa, ti. Mahut çengelin mıhlı bulunduğu kalası parçaladı. Koskoca demir bü-| tün şiddetile yere yuvarlandı. Tam demin kumandanın oturduğu yere saplandı. Helecanla bağrıştık. — Aman paşam.. Verilmiş sada- kanız varmış.. Kumandanın rengi uçmuştu.. Gü- lümsiyerek: — Demin ikinizin de hakkı var- dı! « dedi. Rüzgâr filân yokmuş me- ger! Bu, bana bir ihbardır! Beni mu- hafaza eden bir kuvvet mevcuttur. O da, geçen sene ölen zavallı karım- dır. Dünyaya gözlerini kapamadan evvel, “Çocuklarımız büyüyünceye kadar öbür dünyadan seni siyanet ederim!,, diye dua etmişti. Ben, bunun doğru olduğuna ka- niim! Cesaretimin de fazlalığı bun- dan ileri geliyor. A Gerçekten de, üç sene harp devam ettiği müddetçe, Mehmet, paşa, pek büyük yararlıklar göstermekle bera- ber, bütün tehlikelerden en ufak bir arrzaya uğramadan sıyrıldı. Belki de buna bir tesadüf ediye- ceksiniz. Lâkin, yanında bulundu- ğum müddetçe, şahit öldüğüm bir| kaç'vaka, neviini bilmediğimiz bir kuvvetin bir siyanet meleği gibi, cidden onun etrafında dolaştığına beni kani etti. Nakleden: ((Hat - Sür) İ Z ; aa tü e T b Ve fazla zahmet çek.! | ç w hizq H“'pt tmış kilometre şimalin- Y Ordu ı_'rü'k kumandanı harbe i daha başlamadan ev. | Ve İzta beş :İı:?kşn;_:'hnb“ldln ayni zaman- mnılîndığmı dair ha- vn Co —77 — * * ON iki gün evveldi Lo- Ti ise harp Fransada tmek üzeredir. Mü- *dilmiştir. * Pek ; Nn İkte Döy Bit zamanda yapı- ı.%“u% lece hikâyenin sonuna Sönü e hün h*nuz hı:“““- Fakat hikâyenin n;%ıua biş Mile bitmemişti. Kapı. kîdı, muhîbeı- Patırdı oluyordu., Ho, Satak i;grî“"i kapya — ardına İçerp Vater A * Birdi. —Todda bir N P? Birdi, .nîrka"ndan da üç nefer Bi Wkî B%m"dln birisi emirnefe- 'îı,ps benziyordu. Öteki iki- bir Memurlarıydı. Elleri t Mey Xkaıkat ediyorlar H ee k.::' !k;uı“" En çok satıl A Verenler kâr e - $ | Bunun resmi .. ______ “süöseuse er #bLÜĞ006006Ğ , “ Z— —e SsonNn muhareleleri, $ Y%nı n Bro Ar: İngiliz ordusu hava zabitlerinden Kenneth İline, Meşhur seyyah ve muharrir Lovell Thomas Dilimize çeviren: A. E. Bu ince uzun, yeşil gözlü bir kadındı. Tood Gilney ayağa fırladı. Kadının kim olduğunu bana söylemesine hacet yok. tu. Biliyordum! — Bu kontes Varluda idi ve nihayet yakalanmıştı. Sevinçten Peleg Bensonun ağzı ku- laklarına varıyordu. — Yüzbaşın onu Beyrutta yakaladık. Onun kim olduğunu biliyordum. Fakat resmen hüviyetini tesbit edebilecek bir şey bulamadım. Bunu size bıraktım. Bu bayanı çelik çubukların arkasına kilit- lemekle sevinç — duyacağınızı biliyor. dum. Todd Gilney yüzünde fazla heyecan ve tahassüslerin işmizazları — görüldü. Eli alnına gitti; parmakları orada koön- tes Varbutanın attığı tabanca kurşunu- nun bıraktığı yamayı okşadı. Fakat hâ. lâ ağznıdan bir söz çıkmıyordu. Sonra da telgrafa baktı. Bunu fırlattır. Bildiğimiz bir şeyin Tesmi teb- liği idi; “Mütareke imza edildi. Harp bu sa- bah saat on birde duracaktır.,, Nihayet Todd söz söyledi: — Lowell yaman bir harbi kazandık. Çok memnunum, Dedikten sonra gözlerini kontes Var butanın yüzüne dikti, oradan da muha. fızlara çevirdi: — Bir yanlışlık var dedi. Ben haya- tımda bu kadını hiç görmedim. Onu sa- lrverin! Saatime baktım. Saat on biri bir geçi. yordu, Harp bitmişti, Yeryüzüne barış, insan sevinç avdet etmişti. — 50 N— yüreklerine 'Tonton Amca- nın kasası hana" AKSAM POSTASI IDARE EVİ | Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu * İstanbul 214 Telgraf adresi : IstanbDul HABER Yazı işleri telofonu : 24872 idare ve llân 124370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi Senelik Ya00kKr 2700 Kkr, 6 aylık 730 » 1450 ., 3 aylık 400 « 800 , 1 aylık 150 « 300 » Sahıbi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası HABER'in Güzellik Oo toru Kumomnmu : yi * 4 Ç / * n Si | idi. Yazan: Niyazi Anmet Dördüncü Murat ölmüş, İbrahim yerine tahta geçmişti. Murat, gez - diği yerlere dehşet saçtığı halde Kma oğlunun ısyanlarını bastıramamıştı . Teke ve Aydın taraflarında istedi- ğgini yapan Kmnaoğlu, hiç bir emir dinlemiyor, eline geçen parayı hazi - nesine dolduruyordu. Onun bu zuülmünü Anadoluda duymryan yoktu. Her yer ondan tit- rerdi: — Allah şerrinden saklasın.. der- lerdi.. * . * _Kmaoğlu Sivasa vali tayin - edil mişti. Bunu duyan Sivaslılar: — Bizi de Kmaya çevirecek.. di- ye sızlanmağa başladılar. Fakat ya- pacak bir şey yoktu. Hükümet onu vali — tayin etmişti. Emirlerini dinle- mek mecburiyetinde idiler. Yal- niz: — Kmaoğlu Teke ve Aydm ta- raflarımda hayli para yapmıştır. Bel- ki bize ilişmez... Diye teselli buluyorlardı. * * « Alışmış kudurmuştan beterdir sö- zünün doğruluğu her yerde kendi - ni göstermiştir. Sivasta da öyle ol - u. Kmaoğlu, Sivasa bir bora gibi girdi ve ilk günden önüne gelenin ca- nını yakmağa başladı. * * Sivaslılar bu hale tahammül ede- miyeceklerini anlıyorlardı. Birgün gizli bir meclis kurarak İstanbula şi- kâyete karar verdiler ve bu kararı yerine getirdiler. “Kmaoğlu bize aman vermiyor, zulüm ediyor. Başrmızda kalırsa bu- radan göçüp başka diyarlara gidece- ğiz. Bizi bu zalimden kurtarın.,, diye mektup yazdılar, adam kostular. Tarihte o kadar şikâyetler vardır ki, yerine getirilememiştir. Yalnız Sivaslıların burada talileri yardım et- t. Sadrazâm Kımmaoğlunun düşmanı & d * Zaten isyanları ile sabıkalı olan 294 sene evvel bugün ş Sıvası soyup sSovana çevirmek istiyen Kına oğlu, bir kasap dükkânının önünde idam edildi. — “ Beni öldürmeyin, hakitan zorla aldığım malları, paraları alın ödeştriz ,, Sivas valisinin hemen İstanbula ge- tirilmesine karar verdi. . .» Biriktirdiği para ve mal ile gele - cek nesillerini de rahat rahat gecindi- rebilecek derece zengin olan Kına - oğlu İstanbula gelirken: — Beni azlederlerse malrm yeter.. diyordu. ç Sessizce İstanbula getirildi fakat birkaç gün sonra Kımnaoğlu şehrin dört bucağında ağızdan ağıza dolaş « tı. — Bir zalim getirilmiş, adıma Kı- naoğlu derlermiş. Halep Salboluna- cakmış... Ve 1642 yılı 20 İkincikânun gü- nü (18 Şuval 1051 yılı) 294 sene * evvel bugün, Kmaoğlunun bütün servet ve emlâki müsadere edildikten sonra ÂAyasofya çarşısma götülüyor- du. Kendisine: : ' — Yaptığın zulümlerin cezasımı salbolunmakla ödiyeceksin... den di...- Ö: — Bütün malrmı alm, cezam Ö- densin... E&er kabahatim bu malları şiddetle aldığım ise onları geri ve « rerek ödeşiriz.. Benim canrmın fay - dası nerlir. Ben padişahm kuluyum, başka işler yaparım.. diye kendini' mürlafaaya kalkıştı. Bu sözlerin hiç biri dinlenmedi. Bir kasap dükkânmm önüne getiril- di. Burada darıağacı hazırlanmıştı. Kmaozlu sordu: — Nirin beni kasap dükkânmm önünde idam ediyorsunuz?.. Kimbilir niçin kasap dükkânı ö- nünde idam ediyorlardı.. Düşünüle - rek mi, voksa tesadüfen mi yapıl - mratı belli değil. Yalnız , Ayasofya çarsısmım ka- sap dükkânı, halkı soymakta, asıp. kesmekte — padişahla yarısa çıkmış eibi hareket eden Kmalroğlunun i- dam veri oldu, İdamı seyredenler - den biri: — Bu. insan kasahı olacak... Hay- van kasabınım önünde idam ediliyor.. demiş.. . Köpeklere İngiliz gazetelerinde okuduğumuza | göre Yugoslavya harbiye nezaretinde seferberlik liân edilir edilmez, her er- keğin ne yapacağını ve bu erkeğe bağ Ir aile kadınlarının ne iş göreceklerini bütün teferrüatiyle gösteren bir dosya vardır. Daha doğrusu Yugoslavyada yaşıyan her erkek için Belgraddaki harbiye nezareti ayrı birer seferberlik dosyası hazırlamış bulunmaktadır. Asıl işin garibi şuradadır ki, Tuna ırmağı üstünde olan Kamenika köyü- nün savaş köpekleri için de birer dos- ya tanzim edilmiştir. Jandarma mektebine merbut bir kı- sımda bu müthiş köpeklerin talim- ve terbiyesile uğraşılmaktadır. Köpekler sulh zamanında, polis işi görmekte ve eşkiya takiplerinde kullanılmaktadır. | Harp zamaninda da orduda hizmet e- deceklerdir. Köpekler yerli kurt azmanı koca - man hayvanlardır, hilâfına dair emir verilmediği takdirde — tanrmağıkları herkesin boğazma atılırlar. Gece karanlığımnda hiç ses çıkarmak- | Bizm gelen ç birdenbire boğazına at- Iryan 75 kilo ağırlığımda bir köpeğe | karşı zavallı düşman nöbetçisi ne ya- < iğil LA ı'ıİ: harpte mü- him vazifeler verilecek ! Sovyetler köpekleri paraşütle tayyareden atlamağa alıştırıyorlar pabilir ki? Köpeklerin harpte fayda- | lr oldukları zaten geçenlerde İspanya- da tecrübe edilmiş, asiler üzerlerine saldıran yarı vahşi kurt köpekleri kar şısında epey afallamışlardı. Diğer taraftan Sovyet ordusu da, köpekleri havadan paraşütle yere at - mak tecrübelerini yapmaktadır. Mak- | sgat da şudür: Sovyet askerleri para - gütle düşman hatlarının gerisine indik ten sonra, arkalarından ayni vasrtayla muhabere köpeklerini göndermektir. Son yapılan terübelerde bir Sovyet tayyarecisi 600 metreden bir köpeği müvaffakıyetle asağı atlatmıştır. Köpek verilen kumanda üzerine hiç tereddüt etmeksizin kaldırıp kendini tayyareden aşağfı atmıştır. Sırtma bağlı olan otomatik parasüt kendi kendine açılmış ve hayvan yavas ya - vaş yere inmiştir. Köpeği terbiye eden adam da düşerken onun harekâtmı ta- kip etmek için ayni zamanda atlamış- tır. Yere vardıktan sonra, terbiyeci, kö- peğin sukut esnasında tam manasile soğukkanlılığını muhafaza ettiğini, &- dı çağrıldıkça başını çevirerek baktı - gmı, sonra da yere yavaşça inmiş ol- duğunu söylemiştir. ae GY Te di B v U « y Hi,