14 Ocak 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mir DO0 Üa * "(<PB) F0007 :munyo öpurpyos g drğ NiSe saA UNzn Ürzeg ÇUZEY) UZSNOO ZBTrUNNO ÖY WEZEĞ TUFPPSSONAYAĞİ DTŞTABIŞ SILISTN O İKOTUÜYLZÖ UT ÜDY SIAJSLJE LÜP O - Üf " SOJETS gEŞMALOAŞ SIPÇ SI SUŞ "Ei S ÜY > LOŞEYE ŞHMDAT SOLISİZY S1 18) 'zuLamnöide£ suntazın HSYY SO BOf _', : 009393 ozrunsıap Ttus4 1pulığ “Eey dA ZÇUNSöY '1918 zimrdindek öpursdurmg 9p Tusar ng "ZILİOALISA OlGe) — JT0 YOUTNİ özis döğedağ alzınnnsıap NaT snunyo 10079193 Ta9yAo8 uoypaSımızı| zrumnammus139 PPAAS WEPUO 'ZİMEK *2139d005nd03 Opunlazn ULTEyung TPLUIĞ “ZnuNsıoAndo3 TUpTapIıYESTUI Oyr TS9yre vALAĞ dpunisar ng Zıujsoy TUSSI YOUDIŞ '(HZDY) TESNOD :TNÜNYO V VP HEZEG NO *anunyo 913 O 493 İyg FTEY DiT NG OPUTSOTINTIN , çNOJ,, q,* * k, (Vpnıd Ü2 49P Pi ŞİDU 8SDAISIŞI PUD 193S1JI SD LO A 97) "tarpıy) MOJ IPSY3 YIPMA POSTUM gSI PUB güpü SLE SIOYSTA dUL 'çelidğndod '12)5)5 gö UMOJE DN ST TUSIMDI SATN WELUMDUUO DD FÜDN SALISYUL DA SAŞEYU 10)41P 1341 fDSYTT,, “TPIS9prey ZI U HALIY I9)STN İLENİ SILISINN (G3)58918 Z UADAY LIISITU 21 PADN SDL3SYU) " İPPADYIZUY WAANIZ LA SAP FÜDN 894381)4,, *'mpn3n3o5 TAT aI FKEN SOD)SITN SA 19951 SOLTTESTİN 'JOAnanp epuruek ürüdey yise *O va <öR S & & 3 &© Ki IAST oHEHmn E ğğğw'ğjg Eşgğâg g%rğgşğn.ğ S 8 ER 5çe £ < ğ”*'“t: zi 'Ş © q”“"—'.ğ'ğ'—ıg ha ÖŞ Hu e £ Üt dHi 905 3 AM n HU ai yak * v a. B N £ İNösü kllkl Ka ii BE ğ ğ R 5 g S y E < . g. Ş Üir p RS v H 5a U_:**—ıj'zj SEZ Pere İŞSE ğı:ı.E' © B ""c. S & z E & < bi Brd Kİ oe ""âüı_" & » ""—ğ"“*îi. D SEL Ğ | SdE pöes BEŞE £ gğ_&: N v e Haij v& SĞT Eağb gîîs b 2 (- 5 &o0 a ga B? ğ"f_î eat aFG - 5SF gölk âösE * SSi öeEF müf, ” e"?gu gga © âq L g' i Emş——— İ ğ dIĞğR Ş2 3 Eşg 278 ae Ö e S-—A FİiİR e M a T Biei E VO i & ğ Şi Hi & F - g 85 TuH'TsSsURNadG TOZP'TLONİ İNGİLİZCE DERSLERİ İNGİLİZCE DERSLERİ a k e : | « ASA 4 z Te Üati | DEA 25 .—'—:g KTi B3 © 'A — e 5n g9 <SE. İli. £ s ll Hü pg —& B Bi AlG — ok 5 Ki gı aJ Ö ğâ SEAS b ğ Ü 5z .A 3 5 g © n de 3 C AEAE # & Esia 53 A ' — H85 . Ve S RSA n - M . KM e S P BE S E M a2'5 ğâ K Se5 B O0 338 g28 z uğğ ©—a 3S H S © hn'_ğ'q S öEE S BZE> Bi N gö < Eri5 AÇi M 5 Afsdii eg SS 1L UŞ aç bi : : "0 ü * , ç: 'H gT ga TP İRlal! € ğğğğâ ; ğ"—g; BE 115060 D oşel5*E 2 da, 95'_333;&3& (D Eâgğ S DA #Bgif Eğ%:”“âşgş K gâğşî%ğ â_g'ğ ğğ âğâğ%'ğb? Bâğğğîğ —© Pa B g (.) t b7 ğğgz g%ğ Eâââğ ' ğğî“ağâ m'âîğ,“ n ÖMMMSAR 'm»:zgğâî_ğfğ 2598 h Z) K İ &424 &6 ... içeri alryor L ©, baldız, görüm gelmişlerdir. ğ 8 u E - EP — v 3 © ; Ş1 Ş ; at y : H c E-b iz, & î"ğâ Ö .ağ_- F âğ ” SAĞT K A S 44 STAE ŞA | : â: İ ;,_'â .ğ-gğ "eSı -î.e;ğö ığ-âi..:"â A ü © ME ııgdğğ_sğğğ'âğğs% SS E Eâğ q': ııîğgğ“ ıı'l'l’.'ğ.ğ"”.s,Eııî-üâu”ğ . esii, F VS S p G ELb L E W bi : Ha B F EER E di z B DABRELİRER ASA ANİ E 3 . Here we are again in the same room. (Hir wi ar —ü HORTLIYAN FAUSTA Etmemiş olacak ki, yumruğunu kaldıra- Üzerine yürüdü. — * Fakat o anda, masalarından fırlamış 01îm silâhlr adamlar, gencin — üzerine endiler ve bir hamlede, ellerini ayak k Di sararak kılıcından tezrit — ettiler. Üyük bir kuvyete malik olduğu anlaşı- Zavallı genç bu fena vaziyete rağ- Men üzerine saldıran on kişiyi vücudu- hün hareketlerile yere deviriyor ve; — Bitrakım.. Bırakın — alcaklar! diye hiığtl'r:.rc:oı'ı:hı. Fakat, genci büyük bir maharetle Kıs î Vrak bağlamış olan adamların, bunu Stemiyerek yapmış oldukları anlaşılı- Yordu, nitekim içlerinden birisi: — Senyör, dedi, emini — olun ki size Sürmeğe niyetimiz yoktu.. Bize “mu. kaddes ofisin emri budur!,, dediler. Biz * gidip o ölüm hücrelerinde mahvol- Stansa, itaat etmeğe mecbur olduk. Bu aralık sıkıca bağlanmış olan za. ., Bencin bütün mukavemeti, üzerine ÇEcn altı kişinin ağırlığile — kırılmıştı. ein% adamlar, yere yatırdıkları gen- li Wmine dikkatle baktılar ve ayni za- h_'nd' bütün ağızlardan şu sözler çık. el ;' Don Sezarl!.. El Torero!.. * hemen bu isim takip etti? — Jiralda:.. kağünkü zavallı kızcağız, kendisini ya- Yan adamın elinden kurtulmak için dîxî:îmken yüzü açılmış ve herkes ken- b 1 tanımıştı. î:ün bu hâdiseler bir yıldırım süra. hül n Müuş ve bu müddet zarfnida, meç- b"’-“laîam elleri göğsünde olduğu halde bon âzametle seyretmişti. ksla, Sezarın bitkin bir halde — yerde 01 ve üzerine yüklenen altı kişi- ni dit 4 ca ileriye doğru bir adım — attı ve kızı bileğinden yakalıyarak bağırdı: — Nihayet seni yakaladım! Şimdi kur tul bakalım. Zavallı kız, kendisini tutan elden kur tulmak için çırpındıysa da bir şey ya- pamadı ve bu temastan — tiksinmiş gibi başını yana doğrü çevirerek güzel ve masum gözlerile kendisini kurtarabile. cek bir mucize aradı. Kızcağız bütün gayretine — rağmen, kendisini yakalryan kuvvetli adamın &- linden kurtulamıyacağını — anladı ve ü- mitsizlik içinde, etrafa — son bir nazar atfetti, fakat hiçkimse korkusundan kı. mıldamadı bile.. Kızın yorgunluktan bittiğini anlayan adam; — Haydi bakalım! Boşuna uğraşma ve beni takip et! diye — bağırıdı ve onu kolundan sürükliyerek kapıya — doğru yollandı. ; Fakat oraya gelince durmağa me bur oldu. a Pardayan, ellerini göğzünde kavuştur muş olduğu halde tenbel bir tavırla ka pıya yaslanmış hiçbir şeyin farkında de ğilmiş gibi kendisine bakıyordu. Engizitör, kendisine hürmetsizlik gös termek küstahlığında bulunan bu ecne- biye sert bir tavırla baktı. Fakat Pardayan hiç mahcubiyet ese ri göstermeden karşısındakine masum bakışlarla bakmağa devam etti. Parda. yanın dudaklarında öyle masum bir te- bessüm vardı ki, onun fena maksatla yo lu kapadığını zannetmek imkânsızdı. Zaten herkesin, korkusundan dehget. le titrediği bir —idarenin mümessiline karşı hürmetsizlik etmek cesaretini gös terecek bir adam tasavvur edilebilir mi? Bu o kadar imkânsız bir şeyidi ki, mü- kaddes ofis ajanı bunu aklına bile getir HONRTLİIYAN FAUSTA 53 "T a İ Bi l - Keı Hd hee SA Vd Pardayan içeriye giren çifti görme- miş olmakla beraber sonradan gelen €5- rarengiz adam, gözünden kaçmadı. — Bu adam da kim, diye düşündü, âdeta birisine saldıracakmış gibi oturu. yor.., Mütemadiyen de bir yerlere bakı- yor... Acaba nereye.? Ha, anladım, a- ğacın arkasında oturan âşıklara. Tuhaf şey bu çifti içeri girerlerken görmedim. Bu adam da kıskanç bir âşık olacak.. Sonra Servantese dönerek: — Anlatın dostum, sizi dinliyorum. — Biliyorsünüz ki şövalye (Şato - EKambrezi) muahedesi mucibince, o za- man öon beş yaşında bulunan Don Kar- losla, Fransa kralı ikinci Hanrinin on dört yaşnıdıki kızı Elizabetin evlenme. leri icap ediyordu, — Evet biliyorum! Fakat Filip oğ- lenun evlenmesi i ap eden bu kızla bi- lâhare kendisi evlendi. — Evet! Fakat sizin bilmediğiniz bir sey vardır: Don Karlos, nişanlısını çı. dırasıya — seviyordu. — Bunun için bu faciayı bilenler, size demin söylediğim gibi, esrarengiz bir şekilde ortadan kay boldular... Düşünün bir kere, bu facia- yı düşünün,. Don Karlos gayet yakışık- :. zeki ve cesur bir delikanlı idi. Ve E. lizabeti çılgın bir aşk'a seviyordu. Pren ses de onuü seviyordu... Evleneceklerdi, zaten bunları aşkfan başka, — muahede de biribirlerine bağlıyordu. Fakat ev- lenmed'ler, çünkü kral Filip karısı Ma- ri Lüdoru kaybettikten bir müddet son ra oğlunun nişanlısını gördü ve . — Ve ona âşık oldu! — Evet! Maateecssüf âşık oldu ve bü tün beşeri kanunları ve bizzat imzala. dığı muahedeyi çiğniyerek, oğluyla ev- lenecek kızın desti izdivacına talip o$du ğunu resmen bildirdi... — Prenses Don Karlosu seviyordu.. Fakat henüz çocuk tu.. Ve annesi Katerin dö Mediçının e- mirlerine itaat etmek — mecbuüriyetinde kaldı.. Zavallı prense gelince.. — Muhakkak olan bir şey varsa o da bu faciaya tahammül edemediğidir! — Peki ne yaptı? — Ağladı, yalvardı, bağırdı, — tehdit etti.. En katı kalbleri yumuşatacak, en zalim insanları merhamete getirecek bir lisanla aşkından bahsetti.. Fakat babası bunların hiçbirisine aldırmadı. Bunun ü. zerine prens, Elizabetin de — kendisini sevdiğini babasına — bildirdi. Bu itiraf prense pahalıya mal oldu.. Gayet mağ- rur olan ve kendisini Allahın yer yüzün deki mümessili addeden kral, oğlunun kendisine tercih edilebileceğini — aklına bile getiremezdi. Oğlunun bu tedbirsiz- ce itirafı kralın gururuna — müthiş bir darbe indirmiş ve içinde büyük bir kıs. kançlık, kin ve nefret — uyandırmıştı.. Baba ile oğul, biribirlerine karşı müt- hiş birer düşman kesildiler.. —Sarayın bahçesinde, iki rakip arasında, — yalnız ağaçların şahit olduğu müthiş sahneler cereyan etti.. Bir müddet sonra prensecs Elizabet kraliçe İzabel namını almıştı.. Fakat babayla oğul amansız birer düşm man olarak kaldı'ar. Servantes bir aralık durdu, Pardaya. nın doldurmuş olduğu kadehi bir nefes- te içti ve devam etti; — Prens Don Karlos yavaş — yavaş hükümet işlerinden ve saraydan uzak- laştırıldı, zaten başta türlü — olmasına imkân yoktü. Çünkü iki rakip, babayla oğulun her tesadüfte yüzlerinde nefret ve kin okunuyor ve hattâ biribirlerine saldıracaklarmış gibi vaziyetler alıyor. lardı.. Bütün bunlar saray halkının göz lerine batıyordu.. Aradan aylar, seneler — geçti ve bir gün, bir ıunıe*id yapan şu habee —— * Aburada görümce). in de söm rüm). A agön “Burada biz iz tekrar içinde aym oda”, —

Bu sayıdan diğer sayfalar: