Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
i A #0 p iZLIyıgeAnı — *0 epyiyAeyoy Hioypojlmo Nö Bluos Uo)yIpusıso Lreyung Assa Te ur Surjjls SI SONPEJPusis oi — 'esnıoyd v SI sSILL — 209991 & BURTLM SF SOYTEJ OU A Sumıvjiq:nnı—foq 9HL — “Yooğ & sr Sıyı — 'edıd e Bupyorus sı ö — Yareyo Kiy, . iaa - >99 OjT LrEfEĞUĞ VU ziy SA YNDOĞ YOYLA “YADOĞ NNSIDE lka 'Çazudığd 9p PW AD JA0 dp pus Moğ SD TAŞ9 SAT Ü "(109) 1Tea (10P) g13 Prey di Sonp Iy VAT TAEPUOS :30N # '(9510) OSTY 'anunyo 10 VALISSAT 'IV '(PIM) Uıra sanunyo n M *(4840f) 38119 “(1490) ga) :anumyo 9 p vezeğ "(buygfidi) Bumram '(M9) Sorug, :munyo * OH ezemwunyo n vemez V3ppe3 tucA we pey DNT M "(A09) Kog1 'munyo  vezes A '(uguna) YEmoM : TmUNYO NA OM '(V4) MOJ, anımyo n tEzeg MO '(909) Te :munyo ö eut TİV “(Dfioö) prruo Yönyfünı) Nod :3nunyo k £ == t £ P sE Şi PSi FE G 0F g irstk dŞ MK İN £ e A G e G GO B G68m 8 B e Ça HG Eir P F a 3ĞE İş T w A g K > Bi SF ke . VA ŞU R î — z z © B g g. y zi KKO J“ İT' BAF" CELER ğ“”'nc:ğ gİ SS .ER irsE EKye n ge SERLe YEREFPE 5 RoS ö ö ş ' SPgotU gll lal SEPER İeRRHEA a ,_,,HD_E. . B ""E' £ — S92FF O YiğsEr & :"Ş-—Ş_'Şî_.ğ-x uğâgğo;,'g Z ’ö"c' o 5 F g ğj"J ğ“ış S v b —-—.ğc ..;ğl BH SYA DSNi ğğşğâ Z '3 '& gEkAçş B n ğ İ:üı'-e ö S Ai N, o 2 8 : $ Eye £ $ A 3Ş Ve B €« b Ş ) B âğğm ee SK eZi ğ%*ğ 94 T D e b 4 ş*ğ îîggnğşğa <P SuE5 DeRL B *â îââgçğmğğ ÇA S < ğğğwa --ğğî a L * 608 -:b " ğğ_ 'Vğ ğm 35 e - u. E$ G Rüş'ik © F gi ’â:*m ;E:-.-S_ B UİE_ Ha Sar EE z vi e Yd z İ ğ—ğ > 9 $ z AM RE İş6 BB A S KB n EŞİ a s| £ eĞ K L LK GÜD DÜ ) 3 Seşit — İi â _â.a âğ_|g F- *5 2 43 310511 $ P a0d9,53334 £ F-j 5 « Ça b & H Si el b ©3 = u AFeSE,'ss © ğ gâgğ'_ "g'â - - .hââ.ââ*ı.slğ w dE3035edez 84 5 & 2 ! & ğî;—ğnî'âı's,| v : ğoğu 3öh :,E'*- =|I e gaA elit ©© S ga RAŞSİşş Eİ ve ğğâğâîğââg ğ'â Dagpgisllrlgni AAA MHF Y ERMMA “’ı.ââf'—’_» BC 'Sİ © nmmugğıso—ğâ K ea" 5 e T NS a LN 48 589 Sağia dey - GAĞEŞ e R - ” 'U__ ğğ—â — >'öğğâ — ©Ü —. T © Mi Ü dALAS z _g'âğ .C'qğğ'g!â . n :Eİ ğ.— 'ğ'ğ:_sî 'ğ :1-_"' ; H ğğ'% Eğgğâî .âğ AS y çe (Dâ»ğı-“i% 8 | ee UO a_&.»%” l - 2 gii c ââsgğ'“ğ S 3A - Hdük , © --—sas — 9 eğa V EB3ARRES U UŞ gü — ARü e s pi hxüE"'w“zhaöE .—Mgüıo b e Ş n — Önel £ 0 5 'ğğ.'g-—'n—'â—â âfç n . KA üü >4=Ü-Ş gI: amğdh.g&w z g,_—m â?ğğîiğğğ 'Egıâ uia & —a w p A 'The mother: (de mad'er) — anne. B gi & w 3 Ş c 4 Zi . h F E ee a © e. ga9 FŞ 244 Şd aö u Yak lt BU LNĞ o ae S R gel 3%&“33 EfğâğââğğgâgğâşHğuğ ;ğğ' aB 'ZEEIİĞZ-SM&M_ĞHĞ'Ğ aı?"u£ü£sî"ğu“"şğğs d e t l — el T Y DAESALARİ S Epdra> Ğ'ş'ğâ““'ğ'.ğ.ğ;*s..ğağ%sğağ — -Ho "m.anbw..,sğ,:ı;,;..ru.::ı—n_ğ AU Yd0 SO ĞLALE DA ŞA BARALAMMASEMEMÖMARA t ZHK gAŞ ibr B Tz 'ğfığ gğâ Cözle iTE KŞ s — SY T ee DR İ " S . Yeğ L R A g HRE Yal! YÜd ÖR0E ZENE S 3A ç EE H AY. IHS SAĞ DEŞHSE S EYASt4 F E:::Eâ"ııoıığı.c Hi .S.E"Uâığ'g..s Ka Ak A S .. 5:0 SN GAŞ ğu!î._" EBERE "e Ka bel : mis : yi nğt';:î:aa:ı Pa A :10 âgâ%ğîğââaâîgğ â-â'g%ââ*—ğğîğ?ğâ İUCBAHEREEELİZ (-| : ,gguoo_;a:aı_::_;'l Eğ_ğ%gEEBBuuâş-& © O 0 OD ORAR — « Pi Ç| emâgğğeâğâğöğâ SS A z oktur. İngilizcede başına birden büyük sayı gelen isimler daima cemi haline girer. Meselâ Dikkat! n7 28 HORTLİYAN FAUSTA ç — Yok ama, söz aramızda herifle cr. kekçe döğüştük.. ç — Onu hakladığımız gün hem kralı hem de memleketi kurtarmıştık! — Ve o gün bir hamlede istikbalimi-' Zi temin etmiştik. O zamana kadar hiç ses çıkarmam:ş olan Sent Malin acı acı güldü: — Evet!. Zengin — olacaktık, fakat © Allahın belâsı rahibin bir kama dar. besi kralım hayatile beraber bizim ümit- lerimizi de mahvetti. — Allah o Jak Kleman denen rahip herifin cehennemde belâsını — versin!.. Ruhunu şeytanlar kemirsin!.. — Onun bize vurduğu darbe hakika- ten ağır oldu. — Hakikaten öyle.. Kral ölünce bi. Zim pabuclar da dama atıldı. — Herkes bizden yüz çevirdi. - — Ama biz de bir iki küstahın ceza- Bını verdik ha!.. — Öyle ama şimdi?.. “Yiz?.. hiçl.. — Allah hepsinin belâsını versin!.. Şu lokantacı herifin ekmek diye getir. diği siyah hamuru çiğnedikçe, çorba di- ye yutturduğu bulaşık suyunu içtikçe Neyi hatırlyorum biliyor musunuz? Pardayanın bizi içinden kaçırmış ol- duğu Bastili! Şimdi ©6 mahpus bulun- duğumuz zamanları bile arryorum. Hiç Olmazsa hapishane — müdürü Büssi - Löklerk bizi adam gibi besliyordu. Hiç aç kalmazdık.. '— Hakikaten öyle, Büssi - Löklerk bize gayet iyi muamele ediyordu. — AÂrtık alın terile para — kazanmak imkânı olmadığını düşündükçe, âdeta Şimldi biz ne- KA Sîld!racağım. — Aht.. Tali şöyle — kargımıza, bize İyilikle veya tehditle yardım etmeğe ra. — M olacak münzevi bir seyyah çıkarsa.. Huf be ei —!l' 5 K - (* Tam bü sırada, Uzaktan — gelen nal sesleri kulaklarında aksetti. Üç arkadaş hiçbir şey söylemeden biribirlerinin yü. züne baktılar. Nihayet Sent - Malin man tosunu aldı, iyice büründü ve kamasile kılrcını kılıflarından çıkararak arkadaş: larıma döndü ve: — Haydi bakalım! dedikten sonra ka pıiya doğru yürüdü. Şalabr hemen arkadaşını takip — etti. Monseri bir müddet — tereddüt etti ve sonra o da dışarıya çıktı. Başta Sent - Malin, en arkada Mon. seri olmak üzere, üçüncü Hanrinin sa- bık yaverleri çınarların altından geçerek yolun kenarında durdular, Bekledikleri yolcu, atınım — ahenkli / trisile kendilerine doğru geliyordu. A. damcağız kendisini bekliyen âkibetten hiç şüphelenmiyorldu bile, Hattâ, mesa- feyi kâfi addederek yolun ortasına çı- kan üç adamı görünce atını yavaşlattı. Yolcu iyice yaklaşınca, üç silâhşor, mantolarının altına sakladıkları silâhla. rı çekerek yolunu kestiler. Böyle fevkalâde zamanlarda çete re- isliği vazifesini üzerine alan ve tatlı dil dökmesini bilen Sent - Malin şapkasını çıkardı ve kemali nezaketle — yolcunun yanına yaklaşarak tatlı bir sesle: . — Mösyö, dedi. Lütfen durunuz! Yolcu hiç ses çıkarmadan atını dur. idurdu. Üç arkadaş yolcuya iyice baktılarsa- da, mantosunu başına çekmiş olduğun- dan yüzünü göremediler. Sent - Malin hançeresini temizlemek için öksürdü. Sonra garip bir tavır ta- kınarak söze başladı: — Möayö, dedi, halinizden ânlryorum ki, hiç şüphesiz zengin bir asilzadesiniz. Ben ve arkadaşlarım da asil ailelere men subuz. Binaenaleyh böyle yüksek soyldan "ei h " 4 liy HORTLIYAN FAUSTA ; 25 mesele, gidip Faustaya Pardayanın ken- idisine mani olmak istediğini haber ver- mektir. Fakat bu'herifin mani — olmak istediği şey nedir? — Fransa tacınm Filipe geçmesi, Büssi Loklerk hayretle gözlerini rahi. beye dikti: — Ve siz.. siz madam, Faustaya bu işte yardım etmek istiyorsunuz? Klodin bu cümlenin manasını anla- mıştı fakat hiç aldırmadı: — Mösyö, dedi, ben kral — Hanrinin ağzını aradım.. Eğer kral olursa bundan ne bana, ne de manastıra hiçbir. fayda gelmiyecektir.. Şu halde.. — Mükemmel! Maldam bu da çok iyi anladığım bir sebeptir. Onun için, size maalmemnuniye yardım edeceğim. Şim. di lütfen bana lâzımgelen izahatı verin. — Size kısaca anlatayım, — mösyö: Mesele bir beyannamenin başındadır. Bu beyannameyle kral üçüncü Hanri, yegâne varis olarak İspanya kralı Filipe bıraktığını ilân ediyor. Bu mühim evra. kı prenses Fausta İspanya kralma götü- rüyor. Mösyö Pardayan, Hanri dö Na- var tarafından, bu evrakı ele geçirme. ğe memur edilmiştir. Siz Faustayı bun- dan haberdar edeceksiniz!.. Onu müda- faa #deceksiniz! Elinizden — gelen her yardımda bulunacaksınız!.. Bunun için yanmıza birkaç adam almanız hiç fena olmıyacak, — Ben de ayni fikirdeyim madam. Şimdi hemen gidip birkaç küvvetli ve cesur yol arkadaşı bulurum. S,izin tarâ. fınızdan prensese ne söylemem lâzım? — Sadete, sizi benim gördüğümü ve daima emrine âmade bulunduğumu söy lersiniz. — Bü kaldar mı madam? — Bu kaldar mösyö Büssi Löklerk . — O halde Allaharsmarladık madam. - . * * * Şafak sökerken, Büssi Löklerk atmın üzerinde Orlean yolunu — tutmuştu ve düşünüyordu: — Hey koca Büssi, sen bir zamanlar dük dö Gizle Mayenin yepgâne istinat- gâhı, “birlik konseyi,nin en faal — reisi içinde alnınm terile büyük bir servet kazandığın Bastilin baş müdürü idin.. Filipin en salâhiyettar nazırlarile müte- madiyen mektuplaşırdın ve bu — kralın Fransa tahtı üzerinldeki hakkını ilk tak. dir ve iddia edenlerden biriydin. Hülâ- sa sen yabana atılmıyacak mühim bir gahsîyettin. ğ Bu aralık şiddetli bir rüzgâr, — iyice bürünmüş olduğu mantosunu açtı.: — Hay Allah belâsını versin!.. Şimdi rüzgâr da aleyhimize döndü, elimizde bir manto kaldı, onu “da alıp götürecek! Yahud da niyeti, gelip geçenlerin beni iyice görmeleridir.. Hoş yal., Şimdi ta- nısalar da bir tanımasalar — da... Eski zamanlarım olsaydı ve rüzgâra bu iş için zahmet bile vermezdim! Mantosunu düzeltti, iyice büründü! — Oh.., Böyle daha iyi.. Ne diyor. dum?.. Ha! Evet mühim bir şahsiyet- tim. Hâlbuki şimdi?. Şimldi ben neyim? Ben buna mı lâyıkım? Eh!... ne yapa- lrm, kader!. Bastilin idaresini — başka- sına devrederek Paristen alelâcele kaç- mak icap etti, hem ne kaçış! — Köşede, bucakta, delikte saklanarak.. Cünkü Hanrinin eline gecseydim — beni dört beygire bağlayarak bacaklarımla kolla. rımı ayıracaktı, Mayenin eline düş: dim asılacaktım! T IKLN Ve tuhaf bir tavır takmarak: — Asılmak!... Kolu bacağı ayırmak! Ne-biçimsiz kelimeler!.. Bu iki şey ara- sındaki farkı hiç 'düşünmemiştim.. Söy. ,