IRadyodaki nut- ku dinlemediği Yazanlar: İngiliz ordusu hava zabitlerinden Kenneth . Brovn Colline. Meşhur seyyah ve muharrir Lovell Thomas a —B— Dilimize çeviren: A: E, Bir Türk nöbetçisi suyun kıyısına koştu. Tüfeğine kurşun ra ihtiyacımız olabileceğini dü- im. Halıların bize niçin lâzrm ola. ğini sonra anlatırım. O Hampşayr ş#imale götürdü. İrmak geçitlerine klerin motör patırdımızı işitemiye- i kadar yaklaştık. Yolun müteba kemunı yaya yürüyerek karanlık bas bekledik. DONDUKX! Mine; harektimiz, gece yarısında bi: eğlencesi idi, Suların ne kadar in olduğunu ve Türklerin geçitleri İp tıkamadığını anlamak Oo istiyor- Bu berbat-bir vazifeydi. Türk nö. erinin gece karanlığında (beyaz tlarımızı farketmelerinden korktu- 3 İçin soyunamazdık. Yalnız çiz '€timizi çıkararak boynumuza astık Mürekkep gibi bulanık suya daldık Soğuktu; hem de ne soğuk! Suyun sülük dolu idi. Geçitlerin oOkeskin ları da ayaklarımızı kesti, İrmaktan Brya doğru yolaldık. Yüzük, (düşe, İka yürüdük. Bir ara ayağım kaydı ve kültü bir şapırtı ile o düştüm. Bir tk nöbetçisi suyun kıyısına (koştu eğine kurşun sürdü. Mekanizma ka: İğinm kapandığını işittim. İkimiz de lerimize kadar suya dalarak soluk. isı kestik. Nöbetçi bir şey işitip işitmediğine pek İn olmamakla beraber pek de (o gafil mak taraftarı değildi, & Asırlarca İddetle oradan aynlmadı; . yahut bü Müddet Hampşayr"la bana bir aşır el 253 “kesiyorduk. Nerede-ise donarak ölecek- GÖZEN sürdü dar uzun geldi. Su içine çömelmiş buz tik. Nöbetçi nihayet uzaklaştı. Biz de işi. mizi bitirdik ve ırmağın cenup sahiline sürünerek çıktık. Her ikimiz de üthiş soğuk algınlığına yakalandık;bunu haf talarca geçiremedik. Pakat erkânıharbi-| yemizin bilmek istediği şeyleri öğren. miştik, Geçitler kullanılabilezek bir hal de değildi. Birkaç kişiden ibaret bir ile- ri viirüyüşkolu buralardan karşıya bel- ki de geçebilirdi, fakat yağmurlar geçit. leri o kadar (o derinleştirmişti ki büyük kıtaların su içinden yürüyüş yapmasına imkân yoktu, Bu fena havadisti. Kayık, sal kullan- mak ve dumbaz köprüler yapmak mec- buriyeti vardı. Fakat toptan bir katlilm dan korunmak için Türklere sürprizli baskın yapmak lâzımdı; balbuki köprü kurmak ve bunların üstünden yürümek böyle bir sürprize imkân bırakmıyordu. Buna râğmen Benson'un Oo Yafadaki vazifesinden bir haber almadıkça ümit. sizliğe düşmemeğe karar verdim. Daha yola çıkmadan köprü kurmak mecburi- yetinde kalacağımızdan şüphelenmiştim ve bunun içindir ki Rensonu balrdevşir-! meğe göndermiştim, Eğer kalasları sa. racak kadar sayıda halı bulabilirsek yü- rüyen ayakların seslerini boğabilirdik. (Devamı var) CEMAL SAHİR İlk modern Türk opereti SAHİR OPERETİ Pek yakmda İstanbulun ber tara fında yeniden tanmacaktır. İlk ope-i ret Madelena meşhur Kastdivâ — İ PRENSFS için Bir Alman muharriri| babse #fahküm oldu Morning Post'un Berlin hususi mü habıri yazıyor: İktısat işleri Üzerine yazı yazan bir Alman muharriri general Göringin Al- manyanın dört senelik plânına dair söylediği açma nutkuna kâfi derecede #aygı göstermediği için altı hafta hapse mahküm edilmiştir. Bu muharrir, general Göringin nut- ku radyo ile neşredildiği sırada, Stut- gart'ta bir lokantada bulunuyordu. Fakat nutka hiç ehemmiyet vermiye- rek b'r yığın gazeteyle meşgul görün- mekteydi, Kendisiyle konuşan bir garsona da demiştir ki: “.- Bu, böyle haykırdıkça işi nasıl tanzim edebilirim?,, Muharrir bununla da kalmıyarak general Göringin nutku bittiği zaman milli şarkılar söylendiği esnada dahi “tahrikâmiz bir surette oturduğu yer- den kalkmamakta devam etmiş, ve kendisinin bir ecnebi olup olmadığı şek linde nazik b'r suale: “.— Göringle hirbir alışverişim yok. Onun da benimle aligverişi yok!,, ceva- bmı vermiştir. Muharrir, muhakeme edild'ği #rra- larda halkın milli şarkıları istediği za man söyliyebileceğini, fakat herkesi de beraber söylemeğe mecbur etmeme- leri şeklinde mütaleada bulunmuştur. Hâkim, mahküm!'yet hükmünü verir- ken, suçlunun umumun istirahatini sel bettiğini ve canını sıktığını söylemiş İ ve'bu muharririn hâmil olduğu akağe-, mi “derecesi” ne lâyık olmadığını ilâve etmiştir. esrarı Bütün Avusturyada Noel ve yıfbaş yortularında süş olarak yakılmak için mavi renkli mumlar çok yüksek fiyatlar Ja satılmaktadır. Bunun hikmeti mavi rengin Alman taraftarı olan Törigi olmasıdır, partinin i Radye. Sinema. RADYO İSTANBUL: 1830 Ambasadörden naklen varyata mü #ik, 1930 konferana, Suat Derviş Larafından, 2 Müzeyyen ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,00 Belma ve arkadaşları, tarafından Türk o musikisi ve halk şarkıları, 21 sast ayarı, orkestra, 222 Jans ve borsa haberleri ve ertesi günün prog! ramı, 22,30 pihkla mlolar, 23 son. VİYANA: 18,40 konser, 19 havadis, 19,10 konuşma, 10,50 belet, 21 konser, 22 havadis, 2430 piyano konseri, 24 hafif musiki, BERLAN: 13, muhtelif şarkılar, 19 güzel melodiler, 20,49 apar haberleri, 21 temsil, 22 könesr, 23 havadin, 23,20 konser, 23,45 havadis, 24 dans müsikisi, PEŞTS: 19,40 orkestra konseri, 21 muhta'if şarkı mr 24 havadin, 73,20 konser, 24,10 çigan or kestrası, BÜKKİŞ: 19,05 dans musikisi, (o 20 konuşma, 21.25 koro, 22,30 havadis, 22/45 şen dul opereti, 24 kece konseri. LONDRA: 19,30 konser, 20 havadin 2130 muhtelif şarkılar, 23,45 havadis, 24,05 konser, PARİS: 15, konser, 20,15 musiki 21,15 O konuşma 21,30 havadis, 22,15 Chajipin tarafından gar kılar, 22,30 havadis, 23,30 Nocl (şarkıları, 24 dans musikisi, ROMA: 18, operet parçaları, 19 havadis, 21,40 şar kılı temsil, 23,05 Viyana valıları, 24 havadis. TİYATROLAR TEPEBAŞİ Şehir Tiyatrosu! dram kısmında ny Fransa Tiyatremmds Operet kısmı 4SYLA üs MECNUN BABA ei HALK OPERETİ Makim tiyatromunda "azo Dalmas ve Fono kosun iştirakile :SKİ HAMAM ESKİ TAS GÜZEL PRENSES musiki SINaMALAR BEYOĞLU Gizli izdivaç ve 987 MIkL nin şen saati Sirk Küçük prensas ve Lara Hardi Kan kardeşler Boksör sütçü(Harold Lal Fiüoyu takip edelim Çapkın genç ve Çingene geceleri Tatir belâ Çül -silâhşörleri Kahraman haydut ve GU Güren gözler ŞIK Gilgm gençlik ve Kars odanm esrarı, Sandet ve Karayılgı Kasla Diva ve Danteniz eshennemi Canavar avı ve Patpata gön kiz hırsızları Kiz mısın erkek misin ve fırtmadan sonra ISTANBUL 1 Korkusuz kaptan ve Viys na aşk beldesi MLLA 3 Mazurka 4 İşte Bahriyeliler ve aşk Güm ve Şeytan. Viyana seni seviyorum va Karakedi İşte bahriyeliler ölüm ve şeytan. Define adası ve düşman lar peşinde USKUDAR t Kanundan kaçdmaş , BALAT £ Bitmeyen oastrap, Nev york esrarı o ve spor ve gençlik. Büyük iMüzyontet ve manyetizmacı Pr. Zati | Sungur Şehzadebaşında FERAH sinemada Arzuyu umumt& rine temsillerini birkaç gün daha devam ediyor, ALKAZAR TAN ŞARK , ASR , ASTORYA , CUMURİYET : AZAK ALEMDAR ; ve aşk, KEMALBEY ; 285 lar kralını yakalıyacak veya haber vere cok olan adama vaadedilen 20.000 frank para mükâfatı da Sofyada Edvara veril- mişti, Kral Kristiyan, büyük © teessürünü xont Adolar ile beraber gelen OAnnayı bulunca ancak yatıştırabildi. e Verayı bütün saltanat ve miras (o haklarından mahrum ederek evlâtlıktan reddetti ve mahkemeye verdi. Günlerce devam eden kâ da memleketlerine döndüler. el muhakeme sonunda Vera Annanın ken, disini alletmesine rağmen mütcaddit cü rümlerinden dolayı müebbeden Bapse mahküm olup Karakaleye tıkıldı. Küçük Elrayt da babası Zingaraaldı. Hükümdar, Annanm kendi kızı oldu- Zunu tesbit ettirerek onu (o veliaht ilân etti ve bir hafta sonra Adoların şatosun da ve sarayda Üçer gün süren merasim. den sonra Adolarla Anna evlendiler, Bu sırada ne yapacağını tamâmen şa“ şırmış olan Korzakof, hemen Veranın yanına koşarak onu yerden kaldırdı: — Haydi, dedi. Haydi hiç dayi km. Ormana kaçalım. Orada askerlerin elinden kurtulabilirim. Ben zabit oldu- ğüm için bizi yalnız başımıza görürler- se şüphelenmezler, bir teftiş seyahatin. den döndüğüme veya bir aşk macerası geçirdiğime hükmederler. Haydi dur- ma. Eğer asılmak istemiyorsan yürü. Pakat Vera yerinden bile kımıldamak istemiyordu: — Evlâdım, dedi, ya evlâdım ne ola. cak. Şu mel'un çingeneden onu almadan bir yere gitmem. Bu esnada sağda solda silâh patırtı- ları işitiliyordu. Haydutlar kaçmak is-| terlerken askerlerle karşılaşınca ateş €. diyorlar. Fakat hemen bir yaylım ateşi- Je karşılanarak yerlere seriliyorlardı. Kurtulabilmek ümidinin her saniye biraz daha eridiğini gören & Korzskof, hiddetle Veraya çıkıştı; — Delimi oldun? Bir çocuk yüzün- den kendini mi mahvedeceksin? Haydi, durmıyalım, yürü. . Haydutlar reisi sözlerini bitiremedi. Süvariler her taraftan vadiye inmişler ve onların bulundukları yere doğru çen beri gittikçe daraltarak dört nala iler- emeğe başlamışlardı. Bu sırada, biraz evvel Lâlenkanın çıkarıldığı (o tepeden gök gürültüsünü andıran bir kumanda işitildi; — Teslim olun haydutlar. Yere ya- tn. Ayakta bulunanlar Bir.. İki. Uç. Ateş! öldürülecek, Bukumandayı müteakip biranda hay. dutların Üzerine İki yüzden fazla silâh birden boşandı Anna ile Lâlenka, hem korku ve hem sevinç İçinde biribirlerine sanılarak ok dukları yere uzanıverdiler. Bir çadırın dibinde bulunuyorlardı. Korzakol blyük bir dehşet içindeydi. Her türlü ümidin mahyolduğunu görün ce ve zabitin ihtarını (o işitince hemen kendini yere attı ve Verayı da kolun- dan çekerek yere yatırdı. Çünkü bir sa. niye sonra üstlerinden bir kurşun yağ- murunun vızildıyarak geçeceğini anla» mıştı. Anladığı da doğru çıktı. “Ateş, kumandasını müteakip vızıldayan kur şunlar şaşkın bir halde ayakta (duran haydutlardan on beş kişiyi biranda kan- lar içinde yere yuvarlamıştı. Diğer hay. dutlarla karıları silâhların: atarak yer- lere kapanmışlardı. Süvari, çemberi adam akılir daralt ve birkaç saniye içinde çadrırların bu- lunduğu yerin etrafı omuz omuza asker lerle veçrildi. Askerin arasmda bulunan atlarından inerek meydanın polisler ortasına daldılar ve yereyatmış olan haydutların silâblarını toplamağa ve üstlerini başla- rını srayarak (o bileklerine kelepçeler geçirmeğe başladılar. Bu işler görülürken askerin arasmdan iki sivil de atlarından inerek çılgın gibi çadırlara doğru koştular. Bunlardan bis ri bağırıyordu? —” Anna... Neredesin?