: . hizmetçi... Karısı on yıl önce ölmüştü. Kımnı geçen yılbaşı evlendirmiş ve kocasiyle birlikte Berlindeki vazifeşi- De yollamıştı. Evin emektar hizmetçi- si Dilber de ölünce yapayalnız kalmış-| ta, Halbuki bu. ihtiyarlık zamanında | bekâr yaşamanın maskaralık olduğu! da hiç şüphe yoktu. Kendi ken , Şöyle düşündü. — Bereket versin ki gençlikte Mies) tasarruf ettim de gu küçük apartıma- nı yaptırdım. Yoksa şimdi otuz dört lira otuz kur n İbaret tekait ma- aşiyle geçinmen mkânı yoktu. Da - madım bana ne verebilirdi? Kendi ih- tiyaçlarmı bile tamam yerine geti- remiyen bir konsok ibi Apartımanının bir katında oturuyor,! iki katını kiraya vererek seksen lira kadar para alıyordu. Maaşiyle birlik- te kendisine pek âlâ yetişiyordu. Za - ten gazete ok ak çara tellendir mek ve sade akhve içmekten başka iş i de yoktu. Yalnız şu (Dilber kalfa) ne diye böyle erkenden ölüsermişti, Naz minin ölümünü bekliyemez miydi? Lokantalarm yemek'erini sevmiyor- du. Evdeki işleri kendi kendine yapma nm İmkânı yoktu. Her halde bir hiz- metçi tutmak gerekti Fakat bu hizmetçi onun işine yarıya cak gibi bir şey olmalıydı: Süpürmeli, çamaşır yıkamalı, yemek pişirmeli, ü- tü yapmalı, dikiş dikmeli, ortalık sil- meli, kısaca, bütün ev işlerini becer- meliydi. İ Halbuki hizmetçi kıtlığı vardı. Londra'nın en sevimli bacakları Birleşik Amerikadan geçen halta mdraya gitmiş olan kabara dansöz lerinden Mis Florans Mrayo, Ameri- kada bircok yarışlarda birincilik kaza- | bir gün önce kendi verdiği ilâna rasla- »| dr. Doğru çıkıp çıkmadığına bakarken Han bacsklarinm Londrada en sevim- hane alıma iddia Ye ihtimal bu iddiasını tevsik etmek etmektedi maksadiyle bacaklarmır 50 biri liraya, "izortu ettirmiştir. Bekâr bir adamın yanında çalışmak üzere her işten anlıyan ve her işi ya- pabilen bir hizmetçi arandığını gazete lerle ilân etti... Nazmi ertesi gün gazeteyi bir ro - man gibi tek satır atlamadan okurken, kapı hzlı hızlı çalındı. Açtığı zaman yirmi beş yaşlarında! pek şık, güzel bir genç kızla karşıla- tı; — Hizmetçi istiyen bay siz misiniz? Nazmi genç kızı baştan aşağıya ka dar süzdü: — Evet yavrum... — İlânmızı gördüm de, geldim.. Nazmi onu salofa aldı ve sordu: — İlânı, dikkatle okudunuz, değil mi? — Şüphesiz... — Yani, her işi anlar ve yaparsınız, değil mi? -— Ona şüphe mi var? Bekâr bir er- keğin rahatı için lâzımgelen her şeyi bilirim ve yaparım. — Teşekkür ederim, kızım. Ne za man başlıyabilirsiniz? — Ne zaman emrederseniz. İsterse- niz hemen şimdi.. — Pek iyi olur.. Ortalık darmada- ğında. Nazmi salonun ucundaki geniş kol- tuğa oturdu. Bu sırada kız blüzmu ve etekliğini çıkarmış, önlüğünü giymişti. Nazmi arasıra ona bakıyordu. Sr- vanmış kolları, kısa etekliğinin mey- danda bıraktığı bacakları, vakil vakit onun gözlerini çekiyordu. Genç kız çömelerek masaların ayak- larmı siliyor. Nazmi gözlüklerinin üstünden onun cazip hareketlerini gözden geçiriyor - du. Genç kız uzanarak camları ovalı or we kornişlerin tozlarini alıyor. Bu sırada etekler büsbütün kısaldığı için çevik ve mütenasip vücudunun güzel gizgileri daha çok göze çarpıyor. Genç kız yoruluyor ve terliyor. Önlüğünün ucuyla alnını silerken| Nazmi yutlkunuyor. Genç kız mırıldanıyor: — Of... Çok yoruldum... Nazmi güçlükle doğrularak soruyor: — Size yardım edebilir miyim, yav- rum? — O kadar iyi bir kalbiniz var ki. Nazmi süpürüyor.. Ayni zamanda söyleniyor: — Vakit epeyce oldu. Akşam için| lokantadan bir şey almak lâzım... Gönç kız atılıyor: | — Öyle şey olur mu? Ben yâparım Her işi yapmak şartiyle geldiğimi he çabuk unutuyorsunuz? Genç kız mutfaktadır. Fakat gene i-| çini çekerek mırıldanıyor: — Oooof.. Hava nekadar sıcak! — Size yardım edebilir miyim yav. rum?.. — Çok iyi kalplisiniz bayım. Genç kız kekeliyor: — Her tarafım toz içinde.. — Banyoyu yakmız! Kendi eviniz gibi... — Teşekkür ederim.. Genç kız banyodan çıkmıyor. Uzak- tan uzağa onun gesi duyuluyor: — Yaş odunları satmıya da utan - mazlar... Böyle saatlerce uğraştırırlar! insanı. j Nazmi koca göbeğini sürüyerek ora- ya koşuyor: — Ben yakayım kızım.. Onun usulü. nü bilirim ben.. — Ah, size çok zahmet oluyor... — Bir şey değil. Nazmi üfliye üfliye sobayı yakıyor. Su ısınıyor, sonra genç kıza: — Siz yıkanmız! Ben bu sabah ban- yo almıştım. İ Genç kız pil pırıl çıkıyor ve yeme-| ğe outuryorlar. Nazmi şarabı fazlaca içiyor ve genç kız pek şendir, | Yemekten sonra genç kız ona gaze-| te okuyor. O sırada açılıp saçılıyor, kuluyer ve adamcağızı sarhoş ediyor. Nazmi o gün o kadar çok et işi yap- HABER — Akşam postası Tontön Amca kızazede mıştır ki, başı İkide bir göğsüne düşü- yar. Genç kız ona söylüyor: — Sizi yatağınıza götüreyim. Nazmi gözlerini açmadan cevap ve- riyor: — Sen yat yavrum, ben burada ra hatım, Genç kızın çapkın gözlerinde bir ke- raltı belirdi Adamcağızı baştan aya- ğa kadar süzdü. Dudak büktü. Sonra giyindi ve kapıyı çarparak merdiven- leri ikişer ikişer indi, Sinirli sinirli u- zaklaşırken kendi kerdine söyleniyor. du: — Ben namuslu hizmetçiyim. Hem her işin yapılmasını isterler, hem de bunâ imkân vermezler! Kadircan KAFLI HBAER'in Güzzllik Co'toru Kuponu: Yazan 1930 yılı 23 ilkkânun Oo günü| altı sene evvel bugün, Türk inkılâbı için üç şehit daha verdik. Takım za biti Kubilay, bekçi Hasan ve Vefik.! Milli bökimiyeti için sayısız. ev-| lâtlarını feda eden Türk milleti, bu! üç şehidin adını ebediyen anacaktır.! Onlar, vatanlarını seven insanlardı. | O kadar ki, kendi aralarında gezen-| lerin Türkün mukadderatma kıymak | istediklerini gördükleri an, © üstür kuvvet düşünmiyerek azgm inkilâp düşmanlarının karşılarma dikildiler Gerçi kendisin: Mehdi süsü veren yobazm adamları çok çabuk O temiz kanlı öz Türk çocuklarını öldürdüler. | Fakat adaletin pençesinden hiç kendinkurtaranmeaı, # we “Kubilâğın başı “Kesilörek © Yeşil bayrağın ucuna takıldığını gören iki bekçi derhal bu azgınlara ateş açmır | rülmüşletdi. | | “.. Büyük şef Atatürk Balıkesirde irtica kuvveti için şunları söylemişt “Halkın saffetinden istifade ede- rek milletin maneviye'.na tasallut «- den kimseler ve onların muakkip ve İ müritleri elbette ki bir takını cahiller- den ibarettir. Bunlar, Türk milleti için şin teşkil edecek vaziyetlerin| hudusunda daima âmil olmuşlardır. Milletimizin önünde açılan reha ufak! larında fasılasız yol almasına mâni| olmağa çalışanlar bep bu müesseseler) ve bu müesseselerin mensupları ol.| muştur. Türk milletinin bunlardan! daha büyük düşmanı olmamıstır. Mil| lete anlatmalıdır ki, bunlar millet bün| yesinde yaptıkları tahrikâlı hissetmek lâzımdır. Bunların mevcudiyetini müsamaha ile telâleki edenler Mene-| mende Kubilâym başı kesilirken lâ. kaydane seyretmeğe talammül ve hatta alkışlam: Ya cesaret edenlerle| İ| birdir. : | . | Kubilây ve arkadaşları Hasanla biri| £ | lar, fakat biraz sonra onlarda öldü-| # : Niyazi Ahmet 6 s:zne evvel bugün Kubilây, bekçi Hasan ve bekçi Vefik Menemende şehit edildiler Atatürk Türk gençliğine şöyle dedi: Bun- ların mevcudiyetini müsamaba ilete'âkki edenler Kubilâyın başı keslilrken !âkay- dane seyretmeğe tahammül ve hatla alkışlamağa cesaret edenlerle birdir Vefik'e k. -ınlar cezalarmı buldular. ok yakn. iarih olan bu !-lise hak” kında uzun uzadıya tofsilât verecek değiliz. Divanı harp, irtica hareketi- ne karışan birçok kimseleri hapse ve 37 kişiyi ilama mahküm etti, Bunlardan yaşları müsait olmadığı için idam edilmiysnler de vardır. Di. vanı. harbin kerarı ile idam edilenle- rin isimleri şunlardır: Şehit Bekçi Hasan Şehit Bekçi Vefik Manisada kahveci çırgı Mustafa, | terzi Talât topçu Hüseyin, tatlıcı Hü- | seyin, eskici Hüseyin Ali, İ yünden Himme İ şa köyünden Kahya Ah Çepehi kö: yman, Par oğlu İb- rahim, kasap Süleyman, . sanifatura- sı Osman, Hafız Cemal, Tabur ima” mı İlyas, hafız Ahmet, Giritli İbra. oğlu Sül İ him oğlu İsmail, Menemend: Boza. landan koca Mustafa, Hacı İsmail oğ lu Hüseyin, Göriceli o Abdülkerim, Menemenden Cumaibalâlı Kâmil, Molla Süleyman, kahpa oğlu Hüse- yin, çingene Mehmet oğlu Ali, Ha- yım oğlu Jozef, Şumnulu Ali, Os. man oğlu Mehmet, Arnavut Yusuf oğlu Kâmil, Kerim oğlu İbrahim, Se im oğlu Boşnak Abbas, Alâşehirden şeyh Ahmet Muhtar, o şeyh Esadın oğlu Mehmet Ali, Manisa hastanesi imamlığından mütekait Laz İbrahim hoca, Manisada Emrullah oğlu Meh met. HABER AKŞAM POSTASI DARE Evi Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbul 214 Telgraf adresi: istanbul HABER Yazi işleri telofonu : 21N7? idarevelân 24310 Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaası