yi Japonyada dostça gezintiler Yazan: John Patrick iii HABER — Akşam postası çoü Dilimize çeviren: H. M Japonların banyo dairelerinin kapısında ne sürme ve ne de kilit vardır JOÇU — KADIN HİZMETÇİ Buraya bir misafir girdiği zaman hemen bir Joçu, yahut kadın hizmetçi, ayağile hiç gürültü yapmaksızın gelir ye misafire çayını hazırlamağa başlar Bana Nikki hanında hizmet eden kız, sevimli, zarif ve hayli tedüirli bir kız- dı. Yemeğimi yediğim müddetçe Yar- dım etmek düşüncelerile <arşımda otu rurdu. Bana yalnız yemek yemek düşüyordu. Elbiselerimi ütüledi. Çoraplarımın söküklerini dikti. Ve sabahleyin uyan dığım zaman yeşil Kayanra, yahut ça- dır gibi sivri sinek cibinliğinin, şafak la beraber üzerimden itina ile kaldı. rılmış olduğunu gördüm. JAPON BANYOLARI Akşamları daima gelip banyomun hazırlandığını bildirirdi. Yere yömü- lü tahtadan veya çiniden bir tekne 110 115 derece hararette su ile doludur. İnsan oraya yıkanmak için girmez. Evvelâ dışarda sabunlanır, oğunur adam akılir temizlendikten sonra gi- rer Birçok ecnebiler için bu su çok si- caktır. Fakat Japonlar buyunlarına kadar batarak bu suyun içinde ezun! zaman oturuyorlar, Burada da kadın veya erkek hiz- metçiler, sırtınızı yıkamak üzere ge Yirler. | AMERİKALI KADINLARI JAPON | BANYOSUNA DAVET Dört Amerikalı kadın öğretmen ba- halı bir hoteruda oturuyorlardı. Nik- kodaki son gecelerini olsun bir Ya- ,odoyada geçirmeleri için zorladım. An- cak'kapıya gelince şaşalamamaların sıkı sıkıya tenbih ediyordum. Çünkü muazzam antreler veya sun'i cepheler; © Japonların pek rağbet ettiği şeyler! değildir. Hanın yüzü cadeye değil, çamia dolu, bulutlarla sarılı dağları bakıyordu. Fakat küçük çamlarla süs- lü ve içerisinde bir çayhane, zarif bir ibadet köşesi bulunan bahçesinden, civardaki dere, göl ve köprüden gok hoşlandılar. Kendilerine tamamen husüsi surette birer banyo dahi alabileceklerini va- adetmiştim. Ancak kapımın önünde nöbet beklemek şartile, . Çünkü bu banyo dairelerinin kapı- sında ne sürme, ne kilit vardı.. Olur ya, İcerde kimse yok zannı ile biri.. JOÇUYA VEDA HATIRASI Akşam yemeği zamanımı bekliyor. dum. Bu sırada Joçuma, yan! kadır hizmetçime, gösterdiği hararetli yar- drmdan dolayı, uydurabildiğim kadar Japonca okşayıcı sözler söyledim. Önce kızardı. mahçup bir gülümse-| yişle koşarak dışarı çıktı. Fakat son-! ra bana bakmak vazifesini hatırlaym- ca tekrar geri döndü. Bir gün Çuzenji gölünden döner! ken bu kizeağıza öyle hir hediye ver- meği düşündüm ki ihtiyarladığı zaman bile, vaktile hizmet ettiği bu tuhaf| seyahat tarzimın beğenildiğini yabancıyı hatırlarabilsin. Şekspirin, Lemb tarafından hulfea! edilmiş iki cilt Japonca eserini satın| aldrm. Baştaki boş yapraklara ingi- lizce hayli iltifatkâr cümleler yaz dım; verdim. Bir müddet sonra elinde kitap cldu- Zu halde ve her nasılsa o kelimelerden şüpheye düşüp geri döndü. Yazdığım her kelimeyi Japoncaya tercümeye mecbur kaldım. Sadece; “Teşekkür ederim, güzel bayan!,, yazmalı imişim. BIR ABA, BİR SOPA Nikkodan sonra “hafif, seyahat et. meğe karar vermiştim. Bavulumu Ja. pon dostum Yozo Nomuraya vapurla gönderdikten sonra furoşiki adı veri- len ve eşya taşımağa yarayan bir bü yük mendil satın aldım. 4 dolar gibi bir paraya beyaz keten iki pantalon ve Üzerinde Japonca is- mim yazılı İki ipek gömlek aldım. Ge- lecek hafta icinde işte bunlar ve çorap, ustura, mendil, harita, bir de vapur, tren tarifesi bütün eşyamı teşkil ede- cekti, Pantolonlarımı ve gömleğimi bav. yo zamanları yıkayor, gece vakti ku. rutuyor ve bir terzi dükkâna, yahut bir çiftlik evine varmerya kadar Ütü süz olarak giyiyor, ancak oralardı kendime bir çeki düzen verebiliyor. dum. Japonlar “kendi memleketlerinde en çox seyahat eden millet,, olarak ta. nmmışlardır. Ekseriyetle her yerde gör düm. Yalnız arada bir benden şüphe- Jenen memurlar ufak tefek zahmetler! çıkardılar. Vikko şehrinden ayrıldığım snbak |. tren tetasyonuna Kadar arixYk sahi lar içinden yürüyerek geçitim. o Çok zevkli bir yolculuk. Burada Tokyo. nun boğucu sıcağı yoktu. Ve hayatın seyri o kadar hızir değil, Hayat, asır. larca nasıl gidiyorsa; hiç çalımını baz. mamıştır, TREN YOLCULUĞU Tren yolenluğu ise, insana dalmn tazelik veriyordu. Bindiğim vagonda birçok mektep çocuğu vardı. Elimle onlara para, mendil ve kibrit çöpln den bazı hileli oyunlar yaparak ah. baplık tesis ettim, Arada bir küçük bir arkadaşım: — Bu esrarıengiz şeyi nasıl yapı. yorsunuz? diye ufacık gözlerini ışıl datarak tecessüs eseri gösteriyordu. Japonyada İngilizce ikinci lisan olaraktaammüm etmiştir. Dükkân tahe lâlarımda, yaftalarda, posta pullar üzerinde, cigara paketlerinde ve bu İ gibi şeylerde İngilizce yazılara rast. lanır. Orta mekteplerde (o İngilizce mecburi dildir. Trenle geçtiğimiz sırada birçok elma, armut buna benzer meyva ağac ları görüyorduk ki, olmağa yaklaşan meyvaların etrafında birer kese kâğı, dı sarrlıydı. — Bu neden? diye sordum. — Böceklerden muhafaza İçin, ce vabını verdiler. MATSUŞİMA ADALARI Istasyondan bir köy gibi görünen 190.000 nüfusju Sendai çok Japon şehirlerinde büyük binalar yoktur. Pek uzağa düşmiyen bir mevkide çamlık Matsuşima adaları görülür. Bunlardan bazıları büyüktür. Bazıla. rı garip kuleler halindedir, pek azı meskündur. Bir tanesinde bir mabet vardır ki Japonya basma yazılarının en antikaları bulunmaktadır. Merai- arın dalmi ziyaret yeri olmustur. Matsuşima iskelesinde düzineler. le Sampan (Çine, Japonyaya mahsus bir nevi kayık) bulunuyordu. Yamalı yelkeni ve Aşınmış teknesinden sahibi. nin fakrr derhal anlaşılar hir sampan seçtim. Yeis ve tevekkül içinde düşü. nen adam, kendisine doğru (gittiğimi görünce birden yerinden sıçradı. SAMPAN GEZİNTİSİ Hemen yelkenini çekti. Ve cevval bir rüzgârm önünde İlerlemeğe haşla- dik. Bulundu”umuz İşinomaki kör. fezi gayet sığ bir yerdi. Her türlü ba. Tık, deniz yosunlarının arasından ora. ya buraya sürü halinde koşuşuyordu. Bn bolluk içinde balığı, Japonların da imi “et oyemeği, haline getirmeleri gayet tabiidir. . Yer yer duraklıyarak eski münze. vi rahiplerin mağaralarını O gezdik. Bir kere bir adanm tâ tepesinde bulu. nan çayhanede (çay İçmeğe gittik Bu takım adalarınm o yükseklikte görünen manzarası harikulâdeydi. Ye. şil bir saha üzerinde ebedi dinlenmiye varmış sessiz bir kervan gibi duruyoı“ lardı. . Başka bir yoldan dönerken daha yavaş'adık. Rüzgâr gittikçe hafifledi. Nihayet büsbütün durdu. Kayıkçı, kıç taraftaki bir kürek. le balığın kuy'ruk hareketlerine benzi. Yön imarı hareketlerle hiri ilerletimeği! başladı. yığın yanındaki küreklerle de ben zendisine yardım ettim. Ağzmdı kalan yegâne iki dişini göstererek gü. lümsedi. Samimi bir yolculuk yapr yorduk. ADADA BALIK YEMEĞİ Fakat ben acıkmıştım. Yüzümder kederim anlaşılıyor ve arada bir ümit le midemi uğuşturuyordum. İhtiyar kayıkçı, kayığın en yakın bir adaya yanaştırdı. Bana ormanlığa doğru gidip odun toplamaklığımı söy. ledi. Kendi de tahta kunduralarını ve kimono adı verilen Japon yeldir. mesini üzerinden atarak suya daldı. Arada bir hava almak İçin suyun üze. rine çıktığını görüyordum. Çabucak şehrinde bir olduğu gibi | 1 İkineiteşrin — 1888 o | RRLRS Aİ İLRLİ ZARARA İİ Güzel ve gürbü/ N çocuk müsabakami —1-2 yaşındaki süt çocuklar! B—3-7 yaşındaki oyun çocukla! C—B8-13 yaşındaki çocuklar al sında yapılacaktır. Gazetemiz bu müsabakanın yalnız tertibile kazananlara hediye w üzerine ölmıştır. Güzel ve gürbüz çocukları seçecek hakemler arası temiz mensuplarından hiç kimse bulunmıyacaktır. Böylece seçim çok i bir heyetin huzurunda yapılmış olacaktır. Müsabaka şekli: 1 - 2 yaşındaki çocuklar Bunların seçimi güçlüğü dolayıstyle hakem | huzurunda yapılmıyi Bunların gazetemizde yalnız resimleri neğredilecek, en güzel ve gürbüz) okuyucularımızın oreyleriyle ayrılacaktır. Bu müsabakamıza çocukl tirak ettirmek istiyen ana ve babalar çocuklarının: 1 — Yaşlarını 2 — Eilolarım yanıp göndereceklerdir. En fazla rey toplıyacak on çocuk arasından di len mulümata göre en güzel ve gürbüzünü ayırmak işi mütehassıs doi bırakılacaktır. Onların verecekleri kararla birinci, ikinci ve üçüncü Üs lecektir. Bu müsabakaya iştirak edeceklerin birincisine 15, ikincisine 10, üçül ne 5 lira verilecektir. 3 - 7 yaşındaki Kız ve erkek çocuklar | 8 » 13 yaşındalli kız ve erkek çocuklar i Bu yaştaki çocukların önce gazetemizde resimleri çıkacak sonra dö tayin edilecek bir günde umumi bir yerde seçmeler yapılacaktır. $ ve 8 - 18 yaş arasındaki küçüklerden kız ve erkek olmak üzere iki ikinci, iki üçüncü seçilecektir. Bunların. birincilerine 80 şer, ükincilerine 18 şer buçuk, çüncüleik beşer lira para mükâfatı, bundan başka gerek süt çocuklarından, gerek lerinden onar çocuğa da birer hediye verilecektir. Yalnız şuna dikkat etmek lâzımdır. Müsabakamıza resim göndere ya göndermiyerek iştirak edecek çocuk babalarının Haber okuyucusu şarttır. Müsabakamız yalnız kendi okuyucularımızın çocukları içindir. #pat etmek için de misabakamısın dovam ettiği middetçe kuponların toplanmış olması lâzımdır. Çocuklarmı müsabakamıza iştirak ettirmek istiyenler gazetemiz bö resimlerini parasız çektirebilirler. ş Çocuklarının resimlerini çektirmek istiyen okuğucularımız idareli müracaatla birer kart almalıdırlar. Bu kartlarla Beyoğlunda İstiklâl sinde Foto Etem İstanbulda Ankara caddesinde Basın Foto mesel müracaat ederlerse parasız olarak 1 yaşından 13 yaşına kadar çoculil resimlerini çektirtebilirler, Büt çocukları için kart almıya gelecek babaları © çocuklarının e” boy ölçülerini de getirmelidirler. 1 Dün ve Yarın Tavaime Lüllizeti Yeni Kadın | CEMİL SENA ONGUN Fiyatı: 40 kuruş. Tevzi yeri Sporcu Pazartesi günleri muhakkak Sor! Postasını olcuyumuz. Yarınki sayısında bütün futbolcula- TI alâkadar edecek bir müsabakanın tafsilâtı vardır. bir odun ateşi yaktım. Sulu istiridye ler, yahut birkaç kıvrak balık getirec ğini sanıyordum. Fakat 22 sonra göğsünü kabari. mış olarak, beraberinde sürüyüp bir mürekkep balığı getirdiğini görünce doğrusu şaştım. Ö zamana kadar gösterdiğim zevk ve heyecan silindi. Lâkin Japonyuda herhangi deniz yr. meğin! istihkar etmek doğru bir şev değil. Ateş üzerinde pişirildikten sönra yavru mürekkep balığı leziz bir hal alıyor... kütüphanesi İstanbul Bu kitapla Dün ve Yarm külliyatının altıncı serisi lanmıştır. SEZAR- Dün ve Yarın tercüme külli; Fiyatı 40 kuruştur (Devams var) Herkesin ağzında bir kelime KALIENTE |, DOLORES DEL RiO; Çünkü bugüzel tilmi herkes beğer” | TURK sinemasında: Bugün 11 de tenzilâtlı matine Miki Afrikada haydutlar peşinde BEN ARTIK TOPAL LİMA VİZ BAŞ) MOŞ SÖZÜM... — VEBA DEĞİ. RİNİN EMİRLE»; RİNE İTAAT €&- HEY KENDİNE GEL... â3- KERLER MAFEYKLE- ANLADIN Mi. ÇABUK HAZIROL VAZI YETİ ALDA KARŞIMDA DUR. , LE OLACA ANLADIN M...7