24 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

24 Ekim 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

le aa ge e YA Va Tae ie .i t ik yi ö RE ş b i | | il p ç r | i İ h “ rıidan biri olan 446) metre yüksekli, Yazan! JOHN W, Vandereook Kamerun'da bir seyahat Kamerun adının bu şekilde yazıldığını muhakkak size yanlıştır, diyecektir. Onun dediği gibi yazsanız da gene bir başkası aynı şeyi söyleyebilir. Velhasıl acaipliği isminden başlar Fransız hâkimiyeti altındaki küçük ve yerli sultanlar tarafından idâre edilen Lu geniş Afrika ülkesini beraber gezelim Kamerun deyip de geçmeyin, Av. rupa dillerinde bu adın © yazılışında güçlük vardır İmlâsını ne türlü yazar sanız yazınız, karşınıza biri çıkıp yanı! dığmızı osöyliyecektir. Bu güçlüğün! kendine göre de eski bir sebebi vardı" 15 inci yüz yılın herhangi bir bel de Portekizli bir gemici Afrikanın ba fa kıyısında dördüncü arz dairesinde, bir ırmağın ağzında balık avlanırken denizden birçok karides çıkardı, Deniz tekesinin az küçüğü olan bu hayvan.) Bi lara Portekizce verilen ad Camroes. dir. Hemen oraya bu adı taktı, Dünyanın en azametli manrarala- gindeki Kamerun dağının ayağı dibin. de demirliyip de bütün hayret ve hay. ranlığını sadece karides diye hağı makla izhar eden adamın akimda el. bette zorluğu vardı. Göklere kafa tu. tan azametli dağa verilen küçücük ad böylece yapışıp kaldı. Sonra İngilizler buraya Cameroons dediler, Almanlar bunu (Kamerun diye değiştirdiler, Şimdi Fransızlar Cameroun diyorlar; mademki toprak Fransızların mandası altındadır, on ların verdiği adı kullanarak işin için. den böylece sıyrılıp çıkmak en kestir. me bir yol olurdu. Ama, ne yapalım, ki Almanların imlâsı tipki tıpkısına bi zim güzel Türkçemize uygun olduğu için biz de o şekli kullanarak buranın adını Kamerun diye yazacağız. Kamerun batı Afrikanın tam da hattı üstüva olduğu yerde Gine körfe, zinin iç köşesinde yatan geniş bir top.| rak parçasıdır. Deniz boyunca takri- ben 250 kilometre kadar uzandıktan sonra şimalde büyük sahraya, doğu. da Ubanguvi ırmağına ve aşağı sını. rında Gabon sömürgesine ulaşmak ü. zere muazzam bir yelpaze gibi asılır. Çok parlak bir ülkedir, Vapur, bir yanında Fernando po adasının büyük kütlesiyle öteki tara- fındaki Kamerun dağı arasındaki 2X kilometrelik kanalı geçtikten © sonra şarka doğru dönerek geniş bir körfe. zin ağzına girer, Cenuba doğru alçak sazlarla örtülü bitmez tükenmez ba, taklık uzanır. Solda 120 kilometre w. zakta dağ durmaktadır. iklimi çok rü- tubetlidir. Bu yüzden tepesi pek na. dir olarak görünür. Kanalın ortalık yerinde Almanlar tarafından umumi harpte yolu tıka. mak için iki geminin enkazı, kaplanla. ri çok düşündürür, Buradan dört beş #ant süren gayet yavaş bir (o seyirle Duala şehrine varılır. Sabahleyin daha fan yeri ağarırken sıcaklık da- yanılmıyacak bir dereceyi bulur. Bu. raya gelineiye kadar süren bir aylık deniz yolculuğundan o sonra şehrir manzarası, sonsuz mavi sularla, tepe. deki geniş gök kubbesini o seyretmek. ten kıp yorulan gözlere neşe verir. Mandaterim yerli idare çarhını cevirmeğe memur valinin o ikametine mahsus bembeyaz konak ve önündek'İ bol gölgeli avlu, kabartma nakişlı ev ler, sayısız Mango, hurma ve ekmek meyvası ağaçları yüreklerde güzel te. sirler yaratır. Fakat deniz kıyısı be. yunca uzanan ticaret evlerine hiç ba mayın; olukla Palvaniz levhalarla #r tülmüş çatıları, güneşin harareti»'| | olan Akva, Deido, Yeni Çan köylerir* büsbütün kızıştırarak ortalığı ceheu neme çeviriyor, Garbi Afrika şehirlerinin en güzeli ve en basiti Daha yakından bakılınca Dua'a .n, batı Afrika şehirlerinin e" Homsrımda demiryolu yapmak çok Dilimize çeviren: A. E, gören birisi hararet dondurucu sayılır. Hele yağ mur mevsimlerinde dizlere kadar va. ran yüksek çizmeler ve kalm muşam. balar geyilmezse hemen hiç durmadan! yağan yağmurlar altında dolaşmak imkânı bulunmaz. “Bardaktan dökü. lüreesine yağıyor,, sözü buranın yağ murlarını hiç İfade edemez. “Gök yü | fa çabuk ve emniyetli nakliyata bağlıdır. Bütün uzunluğu takriben 500 ki- lometro olan demiryolları o Dualadan başlıyarak içeri doğru usanır, güzeli ve en basiti olduğu (görülür. Bu, şehir etrafındaki manzaranm te zadından doğar, Şehir, üstü dümdü» kendisi alçak bir tepenin üstünde ka, rulmuştur. Almanlar bu düzlüğür ortasında bembeyaz bir O ikametgi" mahallesi tesis etmişlerdir. Mahalle parklar, bando mizikanın çalacağı sa hanlık ve her sokakta çift ve (Ohatta dört sıra ağaçlarla tamamlanmıştır Düzlüğün eteğine doğru yerlilere mahsus bir mahalle ile birde tlearet mahallesi yapılmıştır. Bunlar büyü dükçe ülkenin icine doğru, ırmaktan yukarıya istedikleri kadar genişliz e. rek zamanla sehrin hemen komser kucakıyabilir. Fransız hükümeti bu düzeni boz. mak yolunda hiç bir şey (yapmamış olduğu için Almanların plânı devam edegelmektedir. Görüyorsunuz ya: Afrikanın yaban çöllerinde bile şehir ler plânlara göre kuruluyor. Parkın hemen çevresinde olan kısım, herha', de birçok kahvelerin bulunması yi- zünden şehrin deniz kıyısında en göl. gelik, en güzel, en sikin yeridir . Geriye kalan kısımda ise ırmağın kenarında yukarıya doğru kilometre, lerce uzayan sıcak kumlarda çirkin dükkünlarla depolar mevcuttur. Yürü dükçe şangır şangur sallanan köhne otomobillerin kulak zarlarını tırma, hıyan gürültüleri ile çok daha sama tacı olan yerli amele hakkında İnsan pek de hoşa gidecek sözler bulamı. yor, Burası ticaret bakımından büyü- mekts ve zenginlik artmaktadır. Dua. la şehri bütün dahilin mahsulleri için en münasip bir mahreçtir. Ve limanı da mükemmeldir. Otaz sene icinde bu, ranın ahalisi his vok denecek bir ye. kündan 25.000 nüfusa o cıkmıstır Ve huntarın 1000 i Avrupalıdır. Dunla biçbir vakit iklimi il. #vünemiyecektir: kuru mevsimlerde sıcakiyr: havası İsanılmıvssnk dere; cede boğucudur. Gölgede 35 santigrat! i çantasnın üstüne her vardı memle. İ ketteki otellerin yapıştırdığı eici bici İ biribirinden nefret ederler zünün bütün muslukları açılıyor,, der. sek, Afrikada bu sulu köşenin yağ. murlarını belki de bir dereceye kadar anlatmış oluruz. Fakat tuhaf değil midir ki, hiç dinmeden yağan yağ murlar, buranın iklimini azıcık olsun| Yağan yağmurlarıs! senelik vasatisi dört buçuk (metrer | bulduğu gibi sahilde suların »üfuzr| düzeltemiyor, 12 metre gibi harikulâde bir ölçüyü bulur, Iki demiryolu memleketin içini yarmaktadır Kamerun'un iki demiryolu Duala. da temerküz etmektedir. Birisi şimale doğru uzanarak takriben 200 kilomet redeki Nkongsamba adındaki son is. tasyonuna varır. Birincisi ile hiç bir irtibatı olmıyan ötekisi ise 380 kilo- metre kadar doğuya giderek yen ida. re merkezi olan Yaounde Şehrine da. yanır. Bunların herhangi birisiyle Daaladan uzaklaşılabilir. Riz Şömen dö fer dü Nord yani şimal demiryolu. nu seçtik, İstasyona varmak İçin Duala ır- mağını geçerek Bonaberi köyüne git. mek iizımdir. Gündelik tren, medeniyetin nef rete değer bir Âdetine uyarak, insanı kızgınlıktan küplere bindirecek kadar erken bir saatte kalkıyor; öyle bir sa. atte ki sabahın fecir sisleri henüz 1r-! mağın üstünden kalkmamıştır. Insa. nın elbiselerini sırsıklam ıslatyor ve etiketleri, söklip atıyor. Sabah kahvaltsı saatlerinde, Mi nüz mahmurluğu geçmiyen insanlar) kavga için behane ararlar deği! mi? İşte bu istasyonda sabahın alaca ka- ranlığında kara ve ak tenli yolcular! ve trene bimnek otuz muhtelif dilde fırlatılan sövüp saymalarla olur (Devamı var) Sancak mektu 24 Birineiteşrin — 199 ları Iskenderun ve Antaky alılar “Suriyeli,, olmağı on âltı ) önce de kabul etmemişlei İskenderundan bir görüm; Sancağın Türk olmadığını iddia ede- cek kadar malümat düşkünü olanlar yazımızı iyi okusunlar, Zira, bu satır larım ifade edeceği hadise, çok «eği bundan oa altı sene evvel ve her! esiz gözleri önünde cereyan etmiştir 923 senesinin ilk kinun ayında idi. Bütün Suriyede nüfus taharriri ya pılacağı İlân olundu. Ve üç beş gür sonra da Işe başlandı. Suriye, sancağı kendisinden saydığı için ora halkının da “Suriyeli, olaras taharririni istiyordu. Türkler buns şiddetle itiraz ederek nüfusa milliyet- lerinin de yazılmasını tahrir heyetin den rica ettiler, Bu, Suriye hesabma iyi netice do- Zurmıyacaktı, Çünkü sancakta yarım milyona yakın Türk vardı, (Bunlar dan iki yüz bin kadarı sonradan ana üçtür. Föküt memleketin mistakbel-ro-, “am O halde niçin tereddüt ediliy0i sızsak “Fransız, deyiniz. idaremiz altında kalan bir nasıl sayılır ve kendimizi kaydettirebiliriz? Alâkadar memurlar, araöil gün daha geçtiği halde hiçbif fakiyet elde edilemediğini gö batta tazyik: insafsızca Tahrir heyetlerine süngülü * terfik edildi, “Suriyali,, ola yazılmayan Türkleri sekiz€” kafileler halinde ve hirer cani gibi teşhir ede ede ceza evle durdular, Sancaktaki hapi tık almayacak kadar dolmus Şehirli vatandaşlarına yapi zulme vakıf olan Türk göylü! sabalara akın ederek eğer gal derhal bırakılmazsa rancaği 5 Soğukoluk yaylasından bir görünüş vatana İltica etmiş ve bugün sancakta üç yüz bin küsur Türk kalmıştır.) Gun ların milliyetleri de yazıldığı takdirde halkın yüzde doksanmın Türk olduğu anlaşılacak bu vaziyet meydana çıka caktı, Netekim, herhangi bir maha'leden Işe başlayan heyet, bütün sakinlerin "Türk olduğunu görmüş ve hepsinden milliyetlerinin de behemehal yazılma- Sını ricasını dinlemişti. Ricayı dinlemek işlerine gelmiyor- du tabii. Bu sebeple nüfus tahririri or ikinci kânuna bıraktılar. İşe tazyikle başlandı, Fakat, bundaki maksadı an lamakta gecikmiyen Türkler, mi'yet. leri gösterilmediği takdirde katiyer yazılmayacaklarını bildirdiler, İddiaları şu idi: Biz, bir millete mensubuz tabii, Mensup olduğumuz larını bildirdiler, İskende liz konsolosu vasıtasile Key” ttali olan Fransız müs meti kavradı ve gece yandi runda mahkemeyi teşkil fi ları muhakeme ve hepsini ©” mutaraatlarından onar wa zaya mahküm ettirdi Ve * hapishaneler boşaldı Birçok ecnebi gazeteler " vasıtasile hadiseye mütali “Türkler milliyetlerini id başlığı altında kıymeti yan lar. Simdi soruyoruz: adem Türk değidir ve oradaki ç# Araptır, nicin nüfus tahri yn uzun bir zaman sürdü” eden sebep ve âmil nedir”. Cevabını kendileri veri milletin Türk olduğunu biliyorsunuz pe İŞ ARAYANLARA Cerrahpaşada No. 9 Güler perükir salonunda çalışmak üzere bir o bayan kalfaya ihtiyacım olduğundan arzu & denlerin mezkür adrese müracaatı, Operatör Ürolog Doktor Süreyya Atamal Muayenehane: Beyoğlu (Parmak kapı Uramvay durağı, Roma ote yatında 12) birinci kat HX Her gün 15 - 20 şe kada: e a saat 14 de bırakılmıştır. Bi İstanbul Asliye Birinti i kemesinden : ida Mehmet İhsan İstanbU <4 zarında * Taşçılar caddesini. ral: mağazada yağ ve pe7” gti J. Barukas aleyhine hesab ag hakkuk eden sekiz yüz S4 ie taahhüdü ihlâl eyl: bei vellit bermucibi mukavel? * çe tazminatın tahsili hakkı" ola vada ikametgâhı meçhül e ye aleyhe ilân yoluyla ebilei ar na tahkikat hâkimliğinte ee gi miş ve tahkikat 24.—11— — Müddeialeyhin meskir Ky *e mahkemeye gelmesi | olunur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: