Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Ğ KÜ İç | z ai SAa DERÜ. e İ eh ei ee n GK geee || ll | 'N | | | ( | & * İi — Fransızların mandası altındadır. on (| Dünya uo orl'ajl Yazan: JOHN W. Vandercook Kamerun adının bu şekilde yazıldığını Kamerun'da bİrseyahat HABER — Akşam postası ——— - r7r —- — Dilimize çeviren: A. E,. gören birisi muhakkak size yanlıştır, diyecektir. Onun dediği gibi yazsanız da gene bir başkası aynı şeyi Ssöyleyebilir. Velhasıl acaipliği isminden başlar Fransız hükimiyeti altındaki küçük ve yerli sultanlar - tarafından idare edilen bu geniş Afrika ülkesini beraber gezelim Kamerun deyip de geçmeyin, Av. rupa dillerinde bu adın — yazılışında güçlük vardır İmlâsını ne türlü yazar sanız yazınız, karşınıza biri çıkıp yanı! dığınızı söyliyecektir. Bu güçlüğün| kendine göre de eski bir sebebi vardı! | 15 inci yüz yılın herhangi bir senesin. de Portekizli bir gemici Afrikanın ba. ti kıyısında dördüncü arz dairesinde, bir ırmağın ağzında balık avlanırken denizden birçok karides çıkardı. Deniz büsbütün kızıştırarak ortalığı cehem neme çeviriyor, Garbi Afrika şehirlerinin en güzeli ve en basilti Daha yakından bakılınca Dua.a .n, batı Afrika şehirlerinin er tekesinin az küçüğü olan bu hayvan.| £& lara Portekizce verilen ad Camroes. |© dir. Hemen oraya bu adı taktı. Dünyanın en azametli manzarala- ' | rımdan biri olan 4460 metre yüksekli. || ğindeki Kamerun dağının ayağı dibin. de demirliyip de bütün hayret ve hay. ranlığını sadece karides diye bağır- makla izhar eden adamın aklında el. bette zorluğu vardı. Göklere kafa tu. tan azametli dağa verilen küçücük ad| ©9 böylece yapışıp kaldı, Sonra İngilizler buraya Cameroons dediler, Almanlar bunu — Kamerun diye değiştirdiler. Şimdi Cameroun diyorlar; mademki toprak ların verdiği adı kullanarak işin için. den böylece sıyrılıp çıkmak en kestir. me bir yol olurdu. Ama,ne yapalmı, ki Almanların imlâsı tıpkı tıpkısmna bi zim güzel Türkçemize uygun olduğu için biz de o şekli kullanarak buranın adını Kamerun diye yazacağız. Kamerun batı Afrikanın tam da haâttı üstüva olduğu yerde Gine körfe. zinin iç köşesinde yatan geniş bir top. rak parçasıdır. Deniz boyunca takri- ben 250 kilometre kadar uzandıktan sonra şimalde büyük sahraya, doğu. da Ubanguvi ırmağına ve aşağı sını. rında Gabon sömürgesine ulaşmak ü. zere muazzam bir yelpaze gibi acılır. Çok parlak bir ülkedir, Vapur, bir yanında Fernando po adasının büyük kütlesiyle öteki tara- fındaki Kamerun dağı arasındaki 38 kilometrelik kanalı geçtikten — sonra şarka doğru dönerek geniş bir körfe. zin ağzına girer, Cenuba doğru alçak sazlarla örtülü bitmez tükenmez ba. taklık uzanır. Solda 120 kilometre u. zakta dağ durmaktadır. İklimi çok rü- tubetlidir. Bu yüzden tepesi pek na. dir olarak görünür. Kanalın ortalık yerinde Almanlar tarafından umumi harpte yolu tıka. mak için iki geminin enkazı, kaptanla. rt çot düşündürür, Buradan dört beş saat süren gayet yavaş bir — seyirle Duala Şşehrine varılır. Sabahleyin daha tan yeri ağarırken sıcaklık da- vanılmıyacak bir dereceyi bulur. Bu. raya gelinciye kadar süren bir aylık deniz yolculuğundan — sonra şehrir manzarası, sonsuz mavi sularla, tepe. deki geniş gök kubbesini seyretmek. ten bikrp yorulan gözlere neşe verir. Mandaterim yerli idare çarhını çevirmeğe memur valinin — ikametine mahsus bembeyaz konak ve önündek! bol gölgeli avlu, kabartma nakışlı ev Ter, sayısız Mango, hurma ve ekmek meyvası ağaçları yüreklerde güzel te. sirler yaratır. Fakat deniz kıyısı boa. yunca uzanan ticaret evlerine hiç ba' mayın; oluklu yalvaniz levhalarla ör. tülmüş çatrları, güneşin — harareti»'i Fransızlar | $ hararet dondurucu sayılır. Hele yağ mur mevsimlerinde dizlere kadar va. ran yüksek çizmeler ve kalın muşam. balar geyilmezse hemen hiç durmadan yağan yağmurlar altında dolaşmak imkânı bulunmaz, “Bardaktan dökü. lürcesine yağıyor,, sözü buranın vağ murlarını hiç ifade edemez. “Gök yü Kamerunda Mîqfoluyapmd?c çok güçtür. Fakât memleketin müstakbel Te-| - — fahı çabuk ve emniyetli nakliyata bağlıdır. Bütün uzunluğu takriben 600 ki- lometro olan demiryolları Duüladan başlıyarak içeri doğru uzümnır. güzeli ve en basiti olduğu — görülür. Bu, şehir etrafındaki manzaranın te zadından doğar. Şehir, üstü dümdür kendisi alçak bir tepenin üstünde ku. rulmuştur. Almanlar bu düzlüğür ortasında bembeyaz bir — ikametgüât mahallesi tesis etmişlerdir. Mahalle parklar, bando mızikanın çalacağı sa hanlık ve her sokakta çift ve — hatta dört sıra ağaçlarla tamamlanmıştır Düzlüğün eteğine doğru yerlilere mahsus bir mahalle ile hir de ticaret mahallesi yapılmıştır. Bunlar büyü dükçe ülkenin İcine doğru, ırmaktan yukarıya istedikleri kadar genişliye. rek zamanla «ehrin hemen komsusr olan Akva, Deido, Yeni Çan köylerir! kucaklıyabilir. Fransız hükümeti bu düzeni boz. mak yolunda hiç bir şey — yapmamıs olduğu için Almanların plânı devam edegelmektedir. Görüyorsunuz ya; Afrikanın yaban çöllerinde bile şehir ler plânlara göre kuruluyor. Parkın hemen çevresinde olan kısım, herha!, de birçok kahvelerin bulunması — yü- zünden şehrin deniz kıyısında en göl. gelik, en güzel, en sakin yeridir , Geriye kalan kısımda ise ırmağın kenarında yukarıya doğru kilometre. lerce uzayan sıcak kumlarda çirkin dükkânlarla depolar mevcuttur. Yüri dükçe şangır şangur sallanan köhne ötomobillerin kulak zarlarını tırma, lıyan gürültüleri ile çok daha şama tacı olan yerli amele hakkında insan pek de hoşa gidecek sözler bulamı. Yor, Burası ticaret bakımından büyü- mekte ve zenginlik artmaktadır. Dua. la şehri bütün dahilin mahsulleri için en münasip bir mahrectir. Ve limanı da mükemmeldir. Otaz sene icinde bu. ranın ahalisi hie vok denecek bir ve. kündan 25.000 nüfusa — cıkmıstır. Ve hmntarın 1000 i Avrupalıdır, Duala — hic bir vakit — iklimi ile Svünemiyecektir: kuru mevsimlerde, sıcaktır; havası inanılmıvasak dere-| cede boğucudur. Gölgede 35 santigrat! zünün bütün muslukları açılıyor,, der. sek, Afrikada bu sulu köşenin yağ. murlarını belki de bir dereceye kadar anlatmış oluruz. Fakat tuhaf değil midir ki, hiç dinmeden yağan — yağ- murlar, buranın iklimini azıcık olsun düzeltemiyor, — Yağan yağmurların senelik vasatisi dört buçuk — metrey: bulduğu gibi sahlde suların nüfuzte 12 metre gibi harikulâde bir ölçüyü bulur. iki demiryolu memleketin içini yarmaktadır Kamerun'un iki demiryolu Duala. da temerküz etmektedir. Birisi şimale doğru uzanarak takriben 200 kilomet. redeki Nkongsamba adındaki son is. tasyonuna varır. Birincisi ile hiç bir irtibatı olmıyan ötekisi İse 380 kile- metre kadar doğuya giderek yem ida- re merkezi olan Yaocunde şehrine da. yanır. Bunların herhangi — birisiyle Dualadan uzaklaşılabilir. Biz Şömen dö fer dü Nord yani şimal demiryolu. nu seçtik. İstasyona varmak İtin Duala ır- mağını geçerek Bonaberi köyüne git. mek iâzımdır. Gündelik tren, medeniyetin nef rete değer bir âdetine Uyarak, insanı kızgınlıktan küplere bindirecek kadar erken bir saatte kalkıyor; öyle bir sa. atte ki sabahın fecir sisleri henüz ır- mağın üstünden kalkmamıştır. İInsa. nın elbiselerini sırsıklam ıslatyor ve çantasnın üstüne her vardğı memle. ketteki otellerin yapvıştırdığı cici bici etiketleri, söküp atıyor. Sabah kahvaltsı saatlerinde, he. nüz mahmurluğu geçmiyen insanlar kavga için behane ararlar değil mi? İşte bu istasyonda sabahın alaca ka- ranlığında kara ve ak tenli yolcuları biribirinden nefret ederler — ve trene bimnek otuz muhtelif dilde fırlatılan! sövüp saymalarla olur . (Devamı var) 24 Birinciteşrin — 1936 Sancak mektupları İskenderun ve Antakyalılar “Suriyeli,, olmağı on altı ) önce de kabul etmemişlel YD İskenderundan bir görünüyş Sancağın Türk olmadığını iddia ede- cek kadar malümat düşkünü olanlar yazımızı iyi okusunlar. Zira, bu satır ların ifade edeceği hadise, çok «eğ!'| bundan on altı sene evvel ve heri esir gözleri önünde cereyan etmiştir 923 senesinin ilk kânun ayında idi, Bütün Suriyede nüfus taharriri ya. prlacağı ilân olundu. Ve üç beş gün sonra da işe başlandı. Suriye, sancağı kendisinden saydığı için ora halkının da “Suriyeli,, olarax taharririni istiyordu. Türkler buna şiddetle itiraz ederek nüfusa milliyet- lerinin de yazılmasını tahrir heyetin- den Tica ettiler. Bu, Suriye hesabmna iyi netice dö- ğurmıyacaktı. Çünkü sancakta yarım milyona yakın Türk vardı, (Bunlar dan iki yüz bin kadarı sonradan ana vatana iltica etmiş ve bugün sancakta üç yüz bin küsur Türk kalmıştır.) Bun ların milliyetleri de yazıldığı takâdirde halkın yüzde doksanının Türk olduğu anlaşılacak bü vaziyet meydana çıka caktı, Netekim, herhangi bir mahalleden işe başlayan heyet, bütün sakinlerin Türk olduğunu görmüş ve hepsinden milliyetlerinin de behemehal yazılma- sını ricasınt dinlemişti. Ricayı dinilemek işlerine gelmiyor- du tabif. Bu sebeple nüfus tahririni or ikinci kânuna bıraktılar. İşe tazyikle başlandı, Fakat, bundaki maksadı an lamakta gecikmiyen Türkler, milliyet- leri gösterilmediği takdirde katiyer yazılmayacaklarını bildirdiler. İddiaları şu idi: Biz, bir millete mensubuz tabil, Mensup olduğumuz milletin Türk olduğunu biliyorsunuz Soğukoluk yaylasından bir görünüş O halde niçin tereddüt ediliy?” sızsak “Fransız,, deyiniz. idaremiz altında kalan bir nasıl sayılır ve kendimizi kaydettirebiliriz? Alâkadar memurlar, aradâ! gün daha geçtiği halde hiçbif fakiyet elde edilemediğini gör! batta tazyikı insafsızca 3 Tahrir heyetlerine süngülü t terfik edildi, “Suriyeli,, ola yazılmayan Türkleri sekiztf kafileler halinde ve hirer call gibi teşhir ede ede ceza evlef” durdular. Sancaktaki hapisli tık almayacak kadar dolmu$t” Şehirli vatandaşlarına y4 "ı zülme vakıf olan Türk kö!"aıl sabalara akın ederek eğer Tf derhal bırakılmazsa eancaği! fd ....... larımı bildirdiler. İskenderü! | liz konsolosu va.sıtasile key ö ttali olan Fransız ü meti kavradı ve gece yat"' runda mahkemeyi teşkil e ları muhakeme ve hepsini mutavaatlarından onar İİrâ | zaya mahküm ettirdi Ve * hapishaneler boşaldı. Birçok ecnebi gazeteler © .' gel vasıtasile hadiseye mütali ,i “Türkler milliyetlerini tddi” başlığı altında kıymetii yaz! lar. kke 4 Simdi soruyoruz: Made" olt Türk değidir ve nruda_ Araptır, nicin nüfus tahrl | uzun bir zaman sürdü”? eden sebep ve âmil nedir? Cevabını kendileri verSi" çot 4//' İŞ ARAYANLARA Cerrahpaşada No. 9 Güler perükâr salonunda çalışmak üzere bir — bayan kalfaya ihtiyacım olduğundan arzu e- denlerin mezkür adrese müracaatı. Pa — — — ee Operatör Ürolog Doktor Süreyya ÂAtamal Muayenehane: Beyoğlu — Parmak kapı tramvay durağı, Roma ote!'i yanında 121 birinci kat BAA ' Her gün 15 - 20 ve kada: İstanbul Asliye Birinti Ti ; kemesinden: ida Mehmet İhsanın İstanbt ıj zarında* Taşçılar caddwnd“; | rali mağazada yağ ve pey” çaf J. Barukas aleyhine hesâ MÖ hakkuk eden sekiz yüz SH7 5 W ile taahhüdü ihlâl eylel““in f“ vellit bermucibi mukavelt .ğ tazminatın tahsili hakkında vada ikametgâhi meçhm g M aleyhe ilân yoluyla tebi g na tahkikat hâk-mliğln“ miş ve tahkikat 24—-—11"' '., saat 14 de bırakılmıştır. Müddeialeyhin mezkür te mahkemeye gelmesi lüz | olunur, j