20 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

e AFRiIKA | SAMILLE- RİNDE BIR LİMANDA DURDU Miki Afrikada haydutlar peşind GECE ÇOK GUZEL DE --. SERİN SE- RIN DOLA...ŞA ÇE VAZİY HOLANTSERA * BANK ÜNİ KARAKÖY DALAS - ALALEMCİ HAN KASADA SAKLADIĞINIZ DARA ONU FAİZLE BANKAYA - VERİNİZ HUSUSİ sa RTLARIMIZI SORUNUZ re” KURU Bir ŞME ETİNDEDİR EE * GÜZEL PRENSES met daha fazla tereddüt etmedi. İdam mazbatasını mübaşire verdi. Mübaşir kâğıdı aldıktan sonra prensesi hürmetle selâmladı ve çekilip gitti, Vera, mübaşirin arkasından dişlerini gıcırdatarak: — Geber, dedi, tehlikeli mahlâk ge- ber! Boynuna idam ipi geçtiği zaman| ağzın ebediyyen kapanacak ve benim de hayatım, kurtulacaktır, —i— YANMAKTAN KURTULAN MEKTUP Hükümdarın hususi orman kolcusu Paskalın ölümü üzerine yerine Anna - nın nişanlısı Edvar tayin edilmişti. Ed- var, yeni vazifesine başlayalı o birkaç gün olmuştu. İhtiyar hizmetçi < kadın Babet, efendisinin içinde (o öldüğü bu binada artık oturamıyacağını söyledi. Efendisinin ölümünü ve talisiz Annayı bir türlü hatırından çıkaramayan ihti- yar kadın kederinden (o hastalanmıştı .! Hayatınm sona ermek üzere olduğunu hissediyordu. Edvara gelince, o da nişanlısı ile ay- rıldıktan sonra çok değişmişti. Orman- dan geçerken eskisi gibi şarkı söylemi- yordu. Onu daima başı önünde ve dü- şünceli görüyorlardı. Delikanlı vicdan azabı çekmeğe baş- Tamıştı. Nişanlısı Annayı sert ve kaba bir tarzda koğmamış, tahkir (etmemiş olsaydı, zavallı kız da yesinden kendi- ni nehire âtmaz, çocuğunu da böylece öldürmezdi. Şimdi bunun tamiri kabil değildi. Tali öyle istemiş, öyle olmuştu Bu hâdiseden sonra, civardaki (o bütün genç kızlar Edvara hoş görünmeğe ça- ışmuşlardı. Fakat o, bunlardan hiçbiri- ni beğenememişti. Çünkü hiçbirini An- naya benzetemiyordu, Daima Annayı düşünüyor, ormanda dolaşırken ağaçlar arasında daima onun hayalini görür gi bi oluyordu. Fakat heyhat... Sevgili Annası şimdi hapishanede bulunuyordu. Onu cellâ » da teslim edeceklerdi. Edvar, o gün de öğleden sonra ge » zintisini bitirdi. Akşam olmuştu. An - nanın bütün geneliğini ve çocukluğunu içinde geçirdiği küçük eve döndü. Şid- detli bir sıtma tutmuş gibi titriyordu. Birkaç odun parçası alarak hayli zaman danberi yanmamış olan sobayı yakarak ısınmak istedi, Sobanm kapağını açtı - ğı zaman küllerin üzerinde bir Okâğıt gözüne ilişti. Kâğıdı alınca, bunun ya- kilmak istendiği halde © yanmamış ve yalnız biraz sararmış bir mektup oldu- ğunu gördü. Merakla tetkik etti, Anna ya yazılıyordu. Okumağa başladı. Sa - tırlar gözlerinin önünde süratle kaydı. Mektubu bitirince dehşetli bir £ feryat kopardı; — Aman yarabbi! Bu kabil mi? An- na, zavallı Anna... Ne büyük bir hak - sizlik yapmışım... Gözlerine Oinanmak o istemiyordu, mektubu tekrar okudu: “Azizim Anna, Henüz dün yataktan çıkabildim. Fa- kat pek meyus ve muztarip bulunuyo- rum. Babasız bir çocuk o doğurduğumdan kimsenin şüphelenmemesi için yatağı - mı hemen terkederek ayağa kalkmağa mecbur oldum. Annacığım, bu çocuk yaşadıkça benim için bir saat bile rahat ve huzur yoktur. Bu mahlüku ortadan kaldırmak istediğim zaman niçin bana mani oldun? Dük ile yakında evleneceğiz. Sevgili güzel hayvanatın cevheri aslileri almarak bir maddei iptidaiye Vücuda getirilmiş ve bu madde Kremi ve pudrası formülüne ithal suretile dünyada en mükemmel bir güzellik vicuda getiren bir baline getirilmiştir. Avrupada, Amerikada yalnız V O G Kremi kullanılıyor. Bu kere memleketimizde de bulunan V O G krem, pudrasını behemehal tecrübe ediniz. Gü . yazlık verir dünyanm en iyi krem, pudrasıdır.. GÜZEL PRENSES " a amma Anna, bana merhamet edecek ve bu ço- cuğun anası görünmekte devam ede - coksin değil mi? Hem (hatırlar ki bu çocuğa ait sr ölünceye kadar muhafa | za edeceğine yemin ettin. Ben sözümde duruyorum. Senin ve nişanlının saa «| detine çalışacağım, Bu vesile ilede minnet ve sevgilerimi kabul et.,, Seni seven Vera “Hamiş: — Bu mektubu oluduk - tan sonra hemen yok etmeni rica ede rim. Yakarsan daha iyi olur. Delikanlı yıldırımla vurulmuş o gibi olduğu yerde duruyordu. o Acaba bir kâbus mu geçiriyorum diye düşündü. Fakat elinde duran mektup onu çabuk ayılır. i Demek ki zavallı nişanlısı, hükümda- | rm kızının günahını örtmek için ken- di f ve hayatını feda etmiş bulunu- yordu. Anna, hiç günahı olmadığı halde idama mahküm edilmişti, Kendi kendi: — Bune yi si.. Bir yemin uğrunda hayatını feda. dan çekinmiyor, Zavallı Anna. Fakat işte bu mektupla onu kurtaracağım. Edvar, büyük bir azim ve (o kudretle yerinden fırladı. Tüleğini o omuzladı Fakat biraz düşündü. Evvelâ nereye git meliydi? Anna, birkaç güne kadar idam| olunacaktı. Evvelâ Annaya müjde ver- mek için hapishaneye mi, yoksa hüküm darın sarayma mı gitmeliydi. Bir müd- det düşündükten sonra karar verdi: — Evvelâ saraya giderim. Krala her i anlatırım, Onun bir emri Annay: derhal kurtarmağa kâfidir. Fakat o ka- dının da günahımı itiraf etmesi lâzrm.. Edvar, evinden çıktı. Mektubu gü »- #elce cebine yerleştirdikten sonra sürat le yürümeğe başladı. Hem gidiyor, he sessiz orman içinde kendi kendine sö” leniyordu: — Hazır ol, prenses. Seninle görü” lecek müthiş bir hesabım var. Günah” nı itiraf etmezsen vay haline. Ya 99 veya ben.. İkimizden biri ölecektir. # 2 —0— SARAYDA BİR DELİ a Va m İni pyd a Edvar, ava çıktığı zamanlarda bir ço” defalar hükümdara refakat etmiş eld” ğu için kralı pek iyi tanıyordu. Saraj$ © varmca hükümdarı görmek İstedi, F#” kat sarayda bulunmadığını öğrenin“ prensese haber gönderdi. Fakat hi çi prensese bu ziyareti haber vermekti © tereddüt (oediyordu OEdvar “ etti, çok mühim birmeseleden bahseğ” © ceğini söyledi. Nihayet hizmetçi prensese bu ziyar ti haber vermek mecburiyetinde ” Birkaç dakika sonra dönen (biz prensesin kendisini beklediği verdi. Edvar, salona girince prensese dik katle baktı. Saadetinin mahvw bu kadın sebep olmuştu. Gözlerinde” ateş saçılıyor, hiddet ve heyecanmd” © göğsü şiddetle kalkıp iniyordu. Vera, korku ile sararâr. Acaba A“ na, sırrını bu delikanlıya söylemiş mi)” di? Bu şüphe ve tereddüt onu eziyor” © Nihayet büyük bir gayretle kendini vo ladı, Delikanlıya sordu: 3 — Siz orman bekçisi Bdvarsmz öö N gil mi? Bir ihtiyacınız mı var? Delikanlı sert bir sesle cevap V — Evet, benim. Faket buraya bir g tiyaç için gelmedim, Nişanlımı hapi neden kurtarmanızı istemeğe geldi”