_ 19 Birinciteşrin — fa » & 'ıl gnc—ı .. F Türkee 1936 iBelediye), : .)?“msi e j Bl_llalıdı Pi | ç Fir o hi ldim; k“)'u:ll»mdmı şöyle bir mektup Ü. ğâğüf" Bazetelerin ilân sayfaların- Madan » Ğl:m aca?iplik.leri size yazma İ? Cereyanı edemiyeceğim. Öz Türk- bîrçok Pa!hd’ğı zaman lügata ben- bünla ;çllîete.lerde de birçok lügat sü- öm'iYor ö ığ' îz türkçe kelimeleri kza unların ÖÜ kullanış tarzını y e £ * tsm modaya uyarak birçok d“feler_bu kelimeleriykullanmîğa bu iş ta";&fıün?g dil teorisinden &onra telerinde * Şimdi İstanbul resmi da- Üsludaki kî; kullanılmadığı halde Ana- hâla ve vilâyetler bu kelimeleri u seri kııhmdıyürlar. Bu işte — İstanbul Miyorum, — ? Anadolu mu ileri gitti bil hettiyat ) Fakat gazetelerin bugünkü iye bakarsak — öz türkçe kul da gösterilen kelimeler pek N 'Or. Sadetten bir nebzecik %1 ; 1 fakat şu izahatı vermeğe de Unar lyğün bir gazetenin ilânlar bu- Bir İlân. Sayfasında: ! Çİstanbul Belediyesinden)di asladılar y sELİe) Â Zi İ ,, St F ?Bî (Zonguldak Urbaylığından) | di Fön) h.ş;? de: (Mudanya Şarbaylığın- B“ml.n:m: koytl:mg. ?â.h.u “ı::ngiıi doğrudur acaba? Hinden), 'kir Bayındırlık — direktörlü- | bir ':âîı’?af,“ - Böüzetedi YOr, Yüt & N direktörlüğünden). afla müdürlüğünden). tevali ediyor. Sonra © Ahadolu Ajansının Pamamsl hıL.__ ÜHeresnidei kavadisi Veren — gâzetenin (İktisa İleraf çekiyor. at Yekili Erganide) diye u "Einleştide ben mi U Sekilde dilimiz ? ilıî:?ı doğrusu; 'h!amîlddıî? îok- an Sırası g çe hep- Kdt bunları ? Çok düşündüğüm tn kaldım. Ri edemedim. Yazmağa ; B îlilledîv;rin_q ederim bu müşkül- İ *ndiğim diz ! B'yan) n_î ı: diğer bir mesele de(Bay . Meselâ ( Nış tarzlarıdır.Bilmem BN deîaı':c*ye vekili Tevfik Rüş- Bay Ttvi?k dürürken (Hariciye ve- A İt üm İt Rüştü Aras) diye yaz - _ Sakil g Vvar mıdır? Burada Bay © b ıeısm?"'“y" ki.. Yoksa bana mr A aeij d Bî? kullanılmadığı cümle M .Eğîı mi?>,, din , MSanda Bay ve Bayan ke'ime- lmaması lâzımken gazete- ( abap İl“ Olmak üzere mi yazıyorlar & yazmak lâzımsa bu NB da izah etmenizi rica ede- inda (B.;&ildeki izahatınız eli çaka- FOkua ”) veya (Bayan) yazayım mı lcı—cı“ yayım mı? diye düşünen DA tandaşın müşkilini hallelecek. İnliyor, SÜ İstanbul radyosu spikerini ; mq,n“ş_'şz: (Rifat ve arkadaşları ta- at gop Ürk musikisi) diyor. Yarım daşlar,y © (simdi Bayan Safiye ve erka- Yor. Birisi niçin — yalsızca da diğeri (Bayan Saliye) Blin ÜS DA lân drm gitti. Yalnız kadın- uamhh"dîlirken mi (Bayan) kelimesi ,î” bö;ş:îü ;:im bilir belki nezaket 'ılese —ürkçenh:ı'!al_n Belgrad radyosunun um: Vadis neşriyatını — dinl.yör - Spiker; v.rfııfğ'“!i (Türkiye Hariciye Vekit Ş hıln,u-î;__A"“ Beyefendi, Baş ve TOvicle bi Ösyö doktör Milan Stoya- tta Efkati Nğ. rkiye maslahatgüzarı Bay '— İçdi _de bulunmuştur) dedi. Bir , Be Sinde “hariciye, dış, * ekil, vh'—!inîn v Efendi.. Mösyö, Bay,, keli. eh &pir, Pöni 'birden kullandı. &r Tin bu cümlesini duyup hay- fendi) î talmadım, Çünkü (Bey lre *sna olmak üzere diğerleri lıf: Şekilde kullanılıyor. Vel- %“ baksanız bu işin bu şe- | lürkçe yeni bir Juhran mı geçiriyor (Şarbay), (Urbay) tabirlerinden (Bay), (Bayan) ne zaman — (Efendim) sözü kulla- ölmüş müdür? altına alınması lâzım gibi görüyorum. Çok samimi olarak temenni ederim ki pek yakında bu iş halledilsin — ve her kes de ne yazıp söylediğini hilıin. Hürmetlerim efendim. Hamiş: mektubumu bitirirken gay- ri ihtiyari efendim kelimesini kulla.ıd..ım. Ben bu efendim kelimesiyle kanua ica- bı ortadan kalkan (efendi) arasında hiç bir münasebet göremiyorum ve ya- zilarında (efendim) i cebrinefs ile kul- lanmıyanların konuşurken her zaman söylediklerini duyuyorum. Demek kf dilimizin hakikaten efendice bir kelimesi olan efendim sözü yazırlardan kalktı a- ma, konuşma lisanımda mükemmel kul- lanılıyor. Lisanımızın bu şaheser nezaket mesini niçin yazmıyalım? kali- Türkçenin içinde artık umumiyetl hiç bir keşmekeş olmadığını bilâkis, du- rulmağa doğ'ru gittiğimizi söyledikten sonra, karilmin üç sualine cevap vere- yim: 1 — Vekâletlerin, dairelerin isimleri, resmi unvanlarında olduğu gibi söylen- mek ve yazılmak icap eder: (İstanbul Belediyesi), (Hariciye Vekâleti) vesaire gibi eski isimler değişmemiştir ! Burnunla beraber (dışbakanı) gibi yeni tabirlerde ceffelkalem reddedilmemeli, bir müddet daha tecrübe edilmelidir. daha yerleşir ve resmen de vekili) nin yerini tutar. 2 — (Bay) ve (Bayan) kelimeleri, çift isimli maruf şahısların başında ha- kikaten hoş gitmiyor. Nitekim eskiden de (Tevfik Fikret Bey) diyecek yerde sadece (Tevfik Fikret) demek kulağa ve kaleme daha hoş gelirdi. Şimdi de (Tev- gü Te ytu Wessuy' e ÇODuUYY vöLüUr nün ilâvesi zevkimizi okşamıyor. Ar.cak bir insandan bir yurttaş olarak ve ' tek ismiyle, yahut tek soy adiyle bahseder- ken, - (velevki meşhur olsun) - (Üstün dağ geldi) demek, (Muhiddin — geldi) demek nezaketsizlik oluyor. (Mu'niddin Üstündağ geldi) demek ise, nezaketsiz bir çeşni ifade etmiyor. Bence çift isim- lerde (Bay) , (Bayan) — kullanmamak - şimdiki gustoya göre - o ismin sahı- bine daha faz'a itibar, şöhret atfetmek- dir. Bu,ayni zamanda samimi bir ifa de oluyor. (Bay), (Bayan) ise, daha resmidir. Fakat, halk içinden bir atama bunları söylemek bir nevi itibardır. Dü- şünün ki eskiden bir adama sadece Meh- met, yahut Mehmet ağa, Mehmet <fendi deniyordu. Şimdi (Bay Mehmet Akpı- nar) deniyor; Bir şahsiyet olmuştur! Bunlarda yeni incelikler, nüatıslar ga- liba... 3 — (Efendim) tabirinin afaroz edil- mesine karşı ben de Müterizim.. Bu söz, mükemmel bir Türk nezaketinin iftadesidir. Beynelmilel tabirler arasına geçse hakkıdır. İçinde cıvıl Cıvıl haya- tiyet kaynmyan, ve bin türlü manada kul- landlar (Efendim), ölmez efendim! eVâ -Naj (hariciye 'l,..îıı D İktisat Vekilinin tetkikleri İktisat Vekili Celâl Bayar tetkikle - rine devam etmektedir. Dün trenle Ada nadan Ereğliye gelen vekil burada bez fabrikasını tetkik etmiştir. Ereğli fabri- kası tamamlanmış, yakında- tecrübeye başlayacak hale gelmiştir. Celâl Bayar Belki ileride| (A -Bursada Nikâhı durduran mektup Yıldırım telgrafile tesirsiz kaldı Bursada garip bir e' iâh muame. lesi olmuştur. Bursa belediyesi bina. sında iki yüz davetlinin önünde fanın mış iki ailenin çocukları birleşeceği sırada nikâh memurluğuna bir mex. tupla gelinin Manisada birine nikâh!: olduğu haber verilmiştir. Bunun üz* rine nikâh memuru derhal nikâhı dur durmuş ve Manisaya bir yıldırım tel. grafı çekilmiştir. Telgrafın cevab. akşam on yedide gelmiş gelin ve gü. veyi ile davetlilerden bir kısmı 0 ana kadar beklemiştir. Manisadan gele" cevapta böyle bir şey olmadığı tas. rih edildiğinden nikâh kıyılmıştır. İhbarın bir garaz neticesi Yyapı". dığı anlasılmıstır. AM MT T T Zavalı Şişililler Mazbata ile Belediyeye sinekleri şikâyet edecekler! Mescidiyeköyü civarında bir yerden kaldırılıp 200'metre öteye dökülmekte devame dilen çöpler artık Şişli ve civa- rı balkının — kokularile ve sineklerile — canına tak demiştir. Sinekler bütün şehire yayılmakla beraber bilhassa Şişli ve ciyarında oturmağı imkânsız hale getirilmiştir. Bünun için büu civar halkı aralarında bir mazbata tanzim etmeğe başlamıştır. Mazbatada, şehrin güzelli- ğini, sıhahtini, rahatını altüst eden bu sineklerin izalesi için icap eden tedbir- lerin alınması istenmektedir. Mazbata üç nüsha olarak vilâyete, belediyeye ve Sıhhiye müdürlüğüne verilecektir. —— yüzüncü yılını Bul- " garlar kutlulayaecklar Büyük Reşit paşanın köhne Os. manit saltanatında ilk ıslahat adımı. ni atan ayni zamanda o vakit impara. torluğun cüz'üleri oln ekalliyetlere bazı imtiyazlar bahşeden Gülhane hat tının okunuşunun 12 ikinci — teşrinde yüzüncü yıl dönümü gelmiş olacaktır, Bu münasebetle o kararla ilk de. fa mevcudiyetleri tanınmış olan Bul. garlar o günü büyük — bir merasimle kutlulamağa — hazırlanmaktadırlar, Bu merasimin yapılmasına Otets Pai. siz adlı Bulgar cemiyeti — önayak ol. maktadır. PAZARTESİ Birinciteşrin — 1036 8,15 DD 17,28 DESEELE HoRa 4.54 11,59 15,00 17,28 18,57. 4.36 S öl6 İ1,380 6.35 9.87 12,00 1,81 11,12 urkğ GEÇEN SENE BUĞÜN NE OLDU? AWW kmglkhkln!' baş!amqm_ Yarın umumt nüfüs Sayımı yapılacaktır. Ereğliden trenle Konyaya gitmiştir. ee Cğegreereni baze t hemere | Tüccarlarımızın İspanyada 800 bin İirası Hükümet bir kararname neşredecek Öğrendiğimize göre ihracatçıları - mızın İspanyada bulunan alacaklarmına dair kararname Âli tasdika arzedilmiş- tir. Bu kararname ile İsp-ny da satılıp bedeli alınamamış olan ihraç mallarımı- zın tutarı ile Madrit hükümeti tarafın- dan vaziyet edilmiş olan yümuüurtaları - mız ve âkibeti meçhül bir takım ihraç mallarının bedeli mecmuuna ait alacak- lar halledilmiş olacaktır. Bu — alacağın mecmuu 800.000 lira kadardır. İhracatçılar üsülen — bünün — yüzde seksenini malın sevkinde bankalardan avans olarâk almışlardır. Fakat bittabi bankalara karşı börçlü ve faizle bağlı kalmışlardır. Malım yüzde yirmi bedeli de alımnmamış bulunduğu gibi memleke- te mal bedelinin tamami girmemiştir. Fakat bir taraftan da İspanya idhalâ - tından mütevellit Merkez bankamız da gene mecmuu 800.000 İira kadar tutan bloke İspanyol parası vardır. Maamafih İspanyanın mukadderatı | hangi hükümetin elinde bulunursa bu- Junsun eski hükümetin wecaibinin de tanmacağı tabit görülmektedir. Sanayiimizde yeni teşkilât Mühim kanun projesinin esaslarını yazıyoruz Sanayimizi teşkilâtlandırmak için ye- projesi ni bir sanayi teşkilât kanunu yapıldığını yazmıştık. Şimdi tekemmül edip üzerinde alâkadarların mütaleala- rı sorulan bu proje hakkırnda edindi - ğimiz malümata nazaran sanayimizin bundan sonraki teşkilât şekli şu ola - caktır: Her sanayi mıntaka veya müesseseler mahalli sanayi kuracaklardır. Bu birlikler her değil sanayi müesseselerinin mütekâsif olduğu muhitlerde olacaktır. Mahalli birlikler her vilâyet merkezinde buluna cak federasyonlara bağlı olacaktır, Fe- derasyonların mahalli birliklerin reisle rinden mürekkep bir heyeti olacaktır. Valilere istedikleri zaman sınai federas yonlara riyaset hakkı ve icabında bir federasyonun — mesaisini muvakkaten durdurmak salâhiyeti — verilmektedir. Türkiye müayyen sanayi mıntakalarına ayrılacaktır. Bu mıntakalar — esasen iş kanunünun — tatbikatile — kendiliğinden teşekkül etmektedir. yetlerden mürekkep olacak — olan bu mıntakalarda koönfederasyonlar buluna- caktır. Bu iş verenler konfederasyonla- rının metlisi federasyonların reislerin- den mürekkep olacaktır. Muayyen zamanlarda Ankara yüksek sanayi konseyi toplanacaktır. Konsey bizzat İktisat vekilinin riyaseti altın - da teşekkül edecektir. Konseyin tabii azaları konfederasyonlar rcisleri. olacak tır. Şu teşkilâtâa göre milli sanayi birliği de bir könfederasyon merkezi — haline gelecektir. kazadaki birlikleri yerde * Mülâkat yapmış ve bu mülâ' | î"!*en kurtararak inzibat TT” L ZÖi H Tarsustan aldığımız “Sabırlı,, imzalr mektupta deni vor ki; “Beni her hafta muntazaman ziyarete gelen bir genç tanryorum. Yalnız olduğumuz zaman bana aşktan her şeyden bahsediyor; acaba kendisi hakkında ne düşün- meliyim.,, üi n A ü re —e a n * L b z k er şeyin bir Zamanı vardır CEVABIMIZ: “Belki henüz arkadaşlıktan başka bir şey düşünmüyordur, her şeyin bir zamanı vardır; ifadesin başka de güçlük çeken bir hissiyatı zorlamakla hata ediyorsu - nuz. İtirafın önüne gitmeyitiz, çünkü herhangi şekilde o- | teşebbüste bu fiat kontrolü işi daima Mühtelif vilâ -| lurs_a 9lsun bir harekâtı hozmuş olacaksınız. Fiyatları kontrel K Kurun'da Asım Us'un yazısından: — Garp vilâyetlerimizde bir tetkik ' yahati yapmakta olan İsmet İnönü Nazillide beyanatta bulunarak: Ş — Fransa paraâsını düşürdü. Biz lî kendi paramızın kıiymetini muhafaza edeceğiz. Ancak kanuni yollardan - hayat pahalrlığmı (*0680) nişspetindğ_ ucuzlatmağa çalışacağız.,, demiştir. — Öyle sanıyoruz ki İsmet İnönünün yukarıya kaydettifimiz sözlerini t&- hakkuk ettirmek için bu yolda bir fiat kontrolü tesisine ihtiyacç, hattâ imı rüret vardır. Hayat pahalılığını ucüz- — latmak için hükümetin yapacağı hâ;f' bir projektör hizmetini görecektir. — Aksi takdirde hükümet ancak kendi elinde olan maddelerin satışlarını u- cuzlatabilir. Fakat umumi surette pi- t yasayasa ihtikârının önüne — geçmek | imkânsız bir şeydir. Li B y Pahalılığı — kaldırmakiçin “Tan” da Ahmet Emin Yalman di- yor ki: . Mi . Dünyanın en pahalı yeri... Memle- ketimiz için ecnebilerin umumiyetle verdikleri hüküm budur. Diğer taraftan ilk ihtiyaçlara taalı — lük eden bir kısım istihlâk eşyasınım — toptan fiatmı ele alarak başka mem- — leketlerdeki toptan fiatlarla mukaye- — se ediniz. Memleketimizi bu bak | dan dünyanın en ucuz yerlerindân bî ri addedebilirsiniz. ef İstihlâk eşyasının bir kısmının bu — © kadar ucuz tedarik edildiği bir yerde — | yekün itibariyle hayat neden bu ka- — dar pahalı oluyor? Arada her - halde - bertaraf edilmesi icap eden birtakım — gayritabillikler, birtakım — ihtikârlar, — birtakim noksanlar vardır. k Başvekil İsmet İnönü, Nazilliyi zi- — yaret ettikleri sırada memleketin bu büyük derdine dokunmuşlar, Türki- yede hayatı 96 25, 30 derecesinde ü- — cuzlatmak icap ettiğini, hükümetin — bu hedefi tahakkuk ettirmek için ha- hi rekete geçeceğini söylemişlerdir. K 'Tecrübe ile biliyoruz ki hükümeti. — miz muayyen bir maksat Üzerine dik- kat ve kuvvetini temerküz ettirdiği zaman yarım iş yapmaz. Hayatı ücuz- latmak için bir defa ortaya atılırsa hiç şüphesiz pahalılık doğuran se- bepler üzerinde birer birer duracak ve hepsine esaslı çareler arıyacaktır. —— Milif resim galerisi Yunus Nadi “Cumhuriyet” te yazır ; yor: M Bize öyle geliyor ki, bizde eksik ö- lan san'at kudret ve kabiliyeti değil- dir. Bizler çalışma ve çalıştırma me- — todundaki noksanımızm azap ve 1ıstı- — rabile müteellimiz. J Mütarekenin kara günlerinden -bu- — güne kadar memleketimizde olup bi - — ten akıllara hayret verici işlerin en — aşağı yüz tabloluk milli bir resim ga- — lerisi vücuda gelemez mi? Atatürkün — Samsuna çıkışı, Erzurum, Srvas köne — greleri, Türkiye Büyük Millet Mecli- — sinin kuruluşu ve açılışı, — İstiklâl — harplerinn en başlı safhaları, İnönles — ri, Sakaryalar, Dumlupmarlar, Ata- türkün İzmire girişi, İstanbula gelişi,. — Bütün bunlar zamanlarının bütün ev- :_ saf ve anatile tablolarda tesbit edil. — memiş olur mu hiç? Ve bu tabloların kıymetlerine had ve payan bulunur mu hiç? Lt Şimdi daha iyi anlıyoruz: Napol- yonu, Napolyon yapmakta güzel san- — atların işgal ettiği mevki, bu büyük — adamın bizzat yapmış olduğu işler- V den daha ileri bir müessiriyeti haiz — olmuştur. Güzel sanatlar .Fransanm%-l.' o- müstesna devrini mimariye, faya_ng.j J mamulâtına ve hattâ mobilyeye ka- Si dar her yerde ve her şeyde teshite faz- — la bir ehemmiyet vermiştir. Peyami — Safanm .üzerinde durduğu ressam —| Gros bu sahada çalışan milli medeni- KA yeş ;Lmğîjesinden yalnız bir tekidir. — şte güzel sanatlar böyle yürür ve —— böyle yürütülür. KP İRRaya — vi