17 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

17 Ekim 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — — Akşam, postası ons eri? 2s Birr OBİ —230— “Deniz kartalı” nm süvarisi Kont Feliks fon Lukner Hatıralarını anlatan: Alman korsan gemisi Hatıralarını anlatan > EFDA TALAT | Yazan: | eğ Albatroslardan biri gagasiyle elimi yaka- >ladı. Can havlile kuşa sarılınca hayvan iri gagasiyle elimde derin bir yara açtı Bir tayfa alay etti: — Haydi canım sen de, oda işmi Ben ihtiyar bir ahçı kadın kadar bile cesur değilsin! Bu söz fena halde izzetinefsimi ya- Taladı. Havalar böyle sakin iken di- reklere tırmanmakta meleke kazan- maya karar verdim. Bu karar üzerine de epey çalıştım ve artık iyice tecrübe sahibi olduğuma kanaat getirince me- haretimi kaptana göstermeyi de tasar Jadım. © Fırıtnalı bir hava atlatmıştık. Yel. kenlerimiz bu esnada boşaltılmış ol- duğundan hava kesilince şimdi onları tekrar germek gerekiyordu. Bu işi Yy: Prp haşin kaptanm gözüne girmek tiyerek direğe tırmandım. Yelkenleri çekmeye başladım. Nasıl oldu bilmem, her halde ihtiyar pederin nasihatini Unutarak iki elimle birden işe sarıl- nış olacağım ki rüzgâr sağanağı yel keni balon gibi şişirince baş aşağı yu- Varlanıverdim. İplere tutunmak iste- dint ama, ellerim kesilince gayriihti. yari bıraktım ve doğru denize... © Kasketim güverteye düşmüştü. — Gemi sekiz mil süratle gidiyordu. Suyun yüzüne çıktığım zaman kendi- i dümen suyunda buldum. Gemiden bir can kurtaran simidi attılar. Bir © Hayfa bağırdı: 4 öm tatmin etti. — Denizde bir adam! Kocaman bir dalga araya girince gemiyi göremez oldum. Esasen o sü- ratle uzaklaşmaktaydı. Vapur değil ki derhal durabilsin, yelkenlere tâbi... kestim. Albatros denilen iri deniz kuşları tepemde dönmeye başladılar. Bu hay- vanlar deniz üstünde yüzen her şeyin kendileri için bir yiyecek olduğunu sandıkları için üzerime salârrdılar. Bir tanesi elimi gagasiyle yakaladı. Denize düşen yılana sarılırmış, ben de can bevliyle kuşa sarılınca hayvan iri » gagasiyle elimde derin bir yara açtı. © İzini hâlâ taşırım. Ayakkabılarımı ve muşambamı, he fiflemek için, çıkarmaya muvaffak ol- “dum. Fanilâm su ile o kadar şişmişti KI, bir türlü O çıkaramadım. İşte tam bu sırada annemin bir sözünü hatırla dım. Ona denizcilik hevesimden bah- settiğim zaman şöyle demişti: meslek... Köpekbalıklarna güzel bir| ln olursan belki aklm başma ge , « Korktum. Su içinde buz kesilen a. — 'Tam senin gibi bir haylaza lâyık! yakalrımdan biri bu sırada ötekine değince köpekbalığı ğırmıya başladım: — Imdat! Imdat! Bu telâşım arasında bir filika gözü- me ilişti. Bana doğru geliyordu, dü- mende İkinci kaptan vardı. Sevinçle kendimi kaybettim. Bir dakika sonra ayıldığım zaman kendimi filikada boylu boyumca w- zatılmış bir halde gördüm. El akan kan bütün vücuduma bulaşnı tı. İkinci kaptana Albatroslarn hücu- muna uğradığımı anlattım. — Şükret! dedi, onlar olmasaydı İ- zini bulamıyacaklık. Bu şının etrafına üşüşecekleri di. i Gemiciler kurtulmuş olmama sevin- mişlerdi. Kaptanın da sevineceğini tahmin ediyordum. lâkin vaziyetin öyle olmadığını gemiye yaklaştığımız zaman anlâdım. Keçi sakallı Rus gü- vertede bir aşağı bir yukarı hiddetle dolaşıyor, müthiş küfürler homurda- niyordu. Beni görünce haykırdı: — Sersem Alman! Köpek balıkları- na yem olsaydın da senden kurtulsay» dim! Filikamız geminin bordasma yak- laştığı zaman yanaşmanın müşkülâtı nı anladık. Kocaman dalgalar filikayı havaya kaldırıp gemiye vurmak teh kesiyle karşılaştırdıktan sonra sula gömüyordu. Yanaşmak ve matafora ipini yakalamak için bütün uğraşma- lar boga gitmekteydi. O kadar telâş. lanmıştım ki, dalgalar filikayı hemen gemi hizasma yükselttiği bir sırada kendimi kaklırıp güverteye fırlattım. Bu son enerji tu, bayıldım. Gemiciler benden daha az talihli çıktılar. Şiddetli bir dalga filikayı ge- miye çarparak parçaladı. Zavallılar denize düştüler, fakal iplere tutuna- rak yukarıya çıkmaya muvaffak ol - dular. Kaptan bir votka şişesiyle yanımt geldi ve şişeyi hemen hemen gırtlağı ma kadar #okârak komurdandı; — İç köpek, iç de aklın başıan gel geldi sandım. Ba- kuşların besbelliy: beni büsbütün yormuş» Votkanm ne olduğunu . bilmediğim ve lezzetini de yarı baygın halimde pek farekdemediğim için lıkır lıkır iç- tim. Öyle ki, ertesi sabah uayndığım zaman kendimi çok bitkin buldu Lâkin kaptan yatağımın yanina g* rek beni yumrukla kaldırdı: — Gemiye seni kaz gibi beslemek için mi al nıyorsun ? Kalk! Bu feci kaza gününün hatırası ola- KADINLAR EBE eda AMME / Hissi Roman Nakleden: Hatice Süreyya i i 4, Fakat sonra, yavaş yavaş, mevcudi yeti sislendi. Artık, Murad, ona haş- Yet vermiyordu. Ancak bir metro öte- inde oturuyor. Fakat, onu temas hdidi altında tutmuyodu, Bu hal, İşte bu haldeyken urad, İsmetin kalbinde eski eziz ve muhterem yerini buldu. Maddiyetle a- İâkası olmıyan yüksek ve manevi bir © şahsiyet halini aldı. © Onun elinin sürülmesi, onun tara- fından okganılması İsmetin gu anda €n fazla korktuğu şey olmuştu. İste- diği, makul gördüğü ancak, Muradın » kendisiyle birlikte olurarak Enis için p lamasıydı. Bu sahadaki hissi müş » terekliği aklına çok yakındı. Lâkin da, Enis mevzunun dısmda! üçbir şey mevzubahs olamazdı. “b : —38 — Halbuki daha dün, evlâdının ölümü pahasına bu erkeği muhafaza etmeyi aklımdan geçirmişti. Eskilerin “zehr hand,, dedikleri biz ie gülümsedi. Bi kkında bu derece ydi? Divenin k uradeık, git aldarm, or, Ne t gibi Kaldı ar köndisinin kadımia arası o derece rip! Bu evin Evvelce o ki an bir çe Saip koşa koşa gitti. yolcuları bugün de ziyarete gelen aka. ba ve taallükatın işlerile meşgul olma başladım. Kapiten Benet bu sabah kenden Krokere gelmişti. Bajlarm o. dasında meşğul olu: yarım Saatte bir yukarı çıkarık yolcularla temas ©. diyordu. Ben y. anemn başından ayrılamadığım için ozları kontrol ede. miyorduta. Herifi kontrol edemiyorum ama m fikrim de hep onda... o Balları in münaşebetsizliği tuttu, Beş daki DE, rak bende arasıra gelen â5a rTeme kaldı ki, maalesef elin run, Bilâhare e al ki bir ti ben denize — Filikaya gö Haşem, buna muhalefet etmiş, esa- a ancak süysrinin em- gemic tayfaları cok mahiy ni olabilir. Eline bir zıpkın alarak ikineinin ö- nine çıkmığ: — Filikayı indirmeye kurnını deşerim! İkinci aldırmamız, tehdide rağmen gönüllü bulerek filikayı indirmiş. Sü- varinin nekadar köpirdüğünü söyle - meye hacet yok.. kurtarılması işi şayet di, hayatımı tehlikeye ü tte olursa süvari bura Umit burnunu geçerek nihayet A- vustralyaya vâsıl olduk. İlk Bahrimu- hit seferim böylece nihayete erdi. Ge- ıda ümit kırıcı bir baş- Lükin mektebe dönmek? As- min yardırmiyle değli, kendi ka wi yetlerimle yükselmek istiyordum. 'e bu işte ne dereceye kadar muvaf. — olabileceğimi bizzat ben de merak etmekteydim. Frimantl'da sik sık kar: dum. Ge n kaçmak, nım zulmünden kurtu ılmak tırmalamaya başladı. A tehmin “eczans” temizi amak insan! ezdediyordu (Devamı var) yi adın başımı kaldırdı. Ş i artık deminki asabi geçmişti. Daha sa larla dolan k buhranı yordu: Nazarları b du. Murad, bunla mediği bambaşka çevrildiklerin, O burada ol diyetini bi İ arzusu Muradı, bu evden dı- k istedi bu arzu ne otur-| , İsmet, onun iç » Mektubu, telgraflarr, v ince hisleri anla! sakla-| lirilir. Denize düşen bir) kalkarsan) Yeni bir iş peşinde! Ben de mahut/ kada bir zil çalarak beni çağırıyor ve | | senin yanında sadık bir iki iş havale ediyor. —« Kapiten Benetin bu gidip gelmelerle yeni bir mel'anet peşinde Olduğundan şüphe etmiyordum, Çünkü o herif uyku sunda bile bir şeytanet ve mefsedet ika ına muktedir bir yaradılışta idi. Saat ikiye doğru bu tilki ruhlu adam Balların yazına tekrar geldi. o Kapıyı kapadılar, Bir fiskostur başladı. Fena halde içerliyorum, Fakat ne yapayım, yak bulunuyorum, Kızmanın i var öc üç sebeb 1 — Esat beyden bir haber çıkmadı. 2 — Herilleri ciden kaçırıyoruz, 3 — Benet bir çok şeyleri benden giz- li tutmağa muvaffak oluyor. u Krokerin sokak ka- ürültü oldu. Pencer den baktım. Üstü kapalı ve daima açık » tarafı birer perde ile ör- iki büyük kamyon kapının önü- n ari — Galiba herifler bu Oo kamyonlarla sevkedilecekler, dedim. Onlara (o Jâyık bir vasıta... Artık dakikaları saymak 1â- zım, Beni en ziyade düşündüren polis müdüründen hâlâ müsbet veya menfi bir cevap gelmemiş olması idi. Bana bir gün evvel elinden geleni (o yapacağı vasdetmişti. Acaba ne oldü, Düşündü- günü tahakkuk ettiremedi. Fakat ben buna ihtimal vermek İstemiyor ve Esat beyden bir müjde bekliyorum. Kroker- de bulunan ve benimle gizli irtibatı olan memurlarda surat atık.. Onlar da benim gibi hainlerin kaçırılacağından - dolayı müteessir görünüyorlar. Odamda asabi adımlarla dolaşıyo « rüm, Kolonel Ballar kapıyı açarak beni içeriye çağırıyor. Odaya giriyorum, Kö şede oturan Kapiten Benet soruyor? — Her şey hazır mı? — Hazır! — Öyleyse başçavuş Rayta haber ve- riniz. Yanina altı İngiliz polisi alsın ve harekete hazır bulunsun. Bu sirada Ballar da soruyor £ Yukarıdakiler de toplandılar mı? Harekete hazır avziyetteler. İçlerinden gitmiyen var mı? Bu suale Benet cevap veriyor. — Hayır, hayır, hep beraber gidiyor- lar, Ballar söyleniyor: — İsabet! Burada kalıp başımıza dert olacaklarına gitsinler. Ve bana dönerek?! — Haydi sen git çavuş < Raytla son hazırlıklara bir göz at. — Seni anlamaz Olur muyum, ci- ? Kolun kanadın kırık bir halde- an aşağı Istırap, baştan aşa! ! Üzgürlüksün!.. Seni bu vaziyetinde! kendimle meşgul ettirmek istemem...* Nasıl istersen öyle hareket et ve ben dostun gibi, | Hah, söyle! Döğülmüs bir köpeğin, korkarak, ! efendisine yaklaşması kabilinden yak| laştı. Yerdeki puflasdan birine otur- du. Başı, İsmetin dizleri hizasında. Opun elini tuttu. Parmaklarını öpme | ve başladı. Tereddütle öpüyor. İsmet | de sararmış, kırışmış yüzünü, önün e yaklaştırıyor, Onun şafak ka- dar parlak yüzünü aynada, kendisinin ki ile yan yana görüyor. Arada ne Ir ne tezat? İste, bu tezadı gördükten sonra, İ hodbinlik damarı tuttu. Mağmum hi: id) leri gecti. Su anda bu çiçek gibi çocuk onun ya... O ki, sonbahardır ve bu de- likanlı ki bahardır... Kış gelmeden! Gün bu gün, sant bu saat... Murad, bu ani değişikliğin sebebini nbire anlıyamadı. İsemt, neden! birdenbire uysal sokul-i laşmıştı? Parmakların | Saat üçe doğru bir gürültü oi€ kapının önüne gelmişti. kamyon Galiba herifleri bunlarla götüreceklerdi Odadan çıkarak Raytı ? — Çavuş hazır ol, Yanın de İngiliz polisi alacaksın! — Sana daha evvel bir ler mi? — Evetkolenel sabahleyif u. i — Nereye gideceğinizi bi sun? — Yukarıdaki herifleri ama nereye? Onu ben de bi — Al benden de o kadar” Çavuş Rayt gülüyor: — Yahu! Temenni edelim rifler içinde de o mahut kendini öldürecek, hem de temizliyecek cesur çıkması bu sefer postu kurtaramayı# Ben de gülerek cevap vefi — Bunların yanında tarla ödleri patlar, Başçavuşla son hazırlıklar den geçirdikten sonra yeri Emre intizaren pencereden rediyorum. Mevsim sonbab& İar çok fena gidiyor, hafif V giseliyor. Müthiş bir soğuk kapkaranlık... Bu kasvetli ki sıkıntıyı büsbütün arttır? rim karşıdaki muhallebici dan ayrılmıyor. Bizden bi telefon etmek veya oradafi yollamak için dükküna yorum. Fakat ne gelen vi Sinirlerim berbat bir © wi geçen dakika beni biraz diyor, Acaba polis müdürü Yoksa eski karurında sabit” hiçbir şeyle meşgul olmıydf Yanımdaki odada Ballar” Beretin konuşmalarını mr işitiyorum. Ha şimdi çağ* v ket emri verecekler diye b€ deyim. O zaman gençliğimin ve atakirk beni zama 74' raya doğru sürüklemek teriyor. Kendi kendime: — Çık şuradan bir kaç Ja. Birkaç güçlü kuvvetli # bul... Ficriflere bir baskın kün olduğu kadarmı teri olursa olsun. Elbet bir gün ni alkışlayanlar bulunur. Öİ yorum. i (pe ER gezdirip Günd kapamış, deruni âlemine © şuyordu.. Murad bilseydi ki, nun mevcudiyetini unut0! $i, başkasının - Enisin - şamıya koyulmuştur, Ve & ona intikal ettirdi. Yekn& le, uzun hastalıkları, mihlerini, anlattı, durdık dişeye avdet ediyordu: d — Acaba yaşıyacak yarabbi! Ya ölürse... Sonra, Enisin sevgilisi * kırdıyı intikal öttirdi: Anlaşılan, bir. buhref lum sayıklamıs, bu kıs dığı Bazt şeyler < söyle da galiba bana ait bir 4 Bunu söylerken sesi ©” — Bana... Bize, ikimi ihtiyatsızlık edip o bun bahsetmiş... Kızın yan! , üzerine Enin, ne derece © düşün... Oğlancağız b Jâde sıkıldı. Zira, boşboğazlık ettikleri MÜ Ima gelip durdu. >

Bu sayıdan diğer sayfalar: