- Geçen kısmın hulâsası Alman korsan gemisi « “Deniz kartalı, İngüs abinka hatlarını yarıp o Atlas Okya nosuna çıkmağa muvaffak olduktan sonra Körür yüklü bir İngiliz gemisini top ateşile “ btalırıyor. İkinci gemiye de ertesi gün rast , hyorlar ve bir kaç mermi fle durmağs mec k "tür ediyorlar. İngiliz kaptan son filika ile “Deniz “Kartalı,, na çıkınca yanlış hareketini ihtar etmek istedim. Lâkin tam bu si- rada gemimizin doktoru geldi: — Hello kaptan! — Hello doktor!... Meğer bizim doktorla İngiliz kap- tan eski ahbapmışlar. İngiliz kaptanı Barton bir müddet evvel başka bir ge miyle seyahat ederken Alınan muavin © miş. Doktor Pieç de eskiden Mövede ie dal. Kaptan Barton harp müddetince “bir daha hizmet etmiyeceğine söz ver. , mesi Üzerine serbest bırakılmış. Za- © Valir, serbest bırakılışından sonra ilk — Beferini yaparken “Deniz kartalı, run © “pençesine düşmek tehlikesi ile karşı- Jaşmış.. Ne yapıp yapıp kurtulmağa çalışmış, çünkü elimize düşerse, sö - .ziinde durmadığı Için kendisini asaca- ğımızı sanıyormuş. Vermiş olduğu sözün Sa harp — filosunda çalışmamın” wa dair olduğu- mizi hayran bırakinış olduğunu da an almes büsbütün. v Hava fena öldüğü” gemiye ka” dar filika gönderip: sintinesine dina- © Kaptan Şev “Deniz kartalı, ndaki © misafirlerin çoğalmasndan pek s& vindi. Tayfalar arasmda ahbaplar, © hemşeriler çıktı. Unsurlar pek karı- şıktı, içlerinde İngilizler, zenciler, Ma - Teeyalılar vardı. Bunların hiç birisini gemilerinin balmış' olmus müteessir o elmiyordu. Etse : bile ( teessüirleri, (4500 tori şekeri bekliyen Fransa hil- “kümetinin teessürü kadar derin ve iç: "len olamazdı. b >.» 4 o * Deniz tarihinde ber halde söhuncü Völan bir korsan gemisine kumanda et- “mek taliine mazhar oluşum o pek çok © dostlarınım, hattâ yabancıların mera- kımı tahrik ettiği için her taraftan hai K tirâlarımı Yazmak! teklifiyle karşıl “maktaydım. Yirminci asırda yelkenli bir gemi ile korsanlığa çıkmak fikrini zi hasıl aklettiğim çok merakı mucip © Başımdan birçok maceralar geçti ir Sia Alman bahriye zabiti olmadan ev- . diverek midi » Jale, Jülideler ve eraseli ve) mların Kıymeti yoktu ki... Ne derler! desinelr.. Ne yaparlarsa yapsınlar, £ İnsan ne zamlan islerse, bunlardan v ieniei ele ZE edebilir. Si el Kai, Pilhağika doğru « Vaktiyle Jale Me de kadas #lmuş, onu sovmis “Bundan bir sene evveline nit bir hü “seydi bu". Bir gün. fazla izahat ver- eye Yüzüm duymadar ou terketmiş “ti. Her halde yorulmuş, bıkmış ola” seline > İRK KABINLARBENİ ARAR / Nakleden: Hatice Süreyya Lei. i met, Muradın hayatma girmişti. ai Alman korsan a “Deniz kartalı” nm süvarisi Kont Feliks fon Luknor > | | a maiaflekiyekiiiz, Fransa hüküme- tini harp içinde binlerce ton şekerden mahrum etmek oldu vel oldukça aşağı vaziyetlerde bulun- dum. Bunları anlatmamak belki daha iyi olur. Ama, umumi harpte oynadı- ğım rolü izah edebilmek için gençlik müceralarımı da yazmak İcap ediyor. İçtimai hayatın babtiyar sınıflarına mensüp olan aziz okuyucular! Yolu- nuz üzerinde resliyacağınız betbaht- lara fena nazarla bakmayınız. Belki! bir gün bunlar arasından kendisinden | bahsettirecek, Ismi tarihe geçecek bi ri çıkabilir. Ve sizler, hayatım sefalet! çukurlarından yükseğe çıkmiya çalı- şan zavallılar! Meyus olmayınız! Ce- garetiniz kırılmasın. Bir gün olur bel- Ki sizler de, benim gibi, yüksek bir mevkie çıkarsınız. Şimdi itiraflarıma başlıyayım: Dersd lisesinin beşinci sınıfında- yız. (Alman mekteplerinde (beşinci bizdeki yedinci sınıf muağdilidir, tale. be beşinciden dördüncüye, dördüncü- den üçüncüye ve ilâh terfi eder) hay- laz ve haşarı bir çoçuk ikinci defadır ki sınıfta kalıyor. Bu çocuk âcizleridir. Dördüncü smıfa geçmeye gene muvaffak olama| dığımı öğrendikleri zaman evde bir patmtıdır koptu. Bereket versin bü- yük annemin merhameti imdada ye-! Üşli de ucuz Kurtuldum. Bilyük an- nem, babamın şiddet politikasına mu-; kabil şefkat târaftarıydr. Kabahati babamm usulünde buluyordu. Baba. ma şöyle dedi: Feliks'in hakkından gelemedin. Bs- ğırıp çağırman para etmiyor. Bırak Büyük annem beni bir kenara çek- — Evlâdım, dedi, bugünden itiba- ren çalışmaya başla. Sınıfta kazandı- ğın her derece için sana elli fenik ver- meyi vaadediyorum. Bak şimdi #mrfr- nm'df üneüsüsün, yan! sonuncusu- sün. 43 üncü olduğun vakit elli fenik alâciksın. Böylece birinciye kadar yo- Jun var! O zaman, büyük annemin teklifi sa- yesinde kazanabileceğim paranın mik tarmı hesap etmekten bile #cizdim. Maamafih katiyetle cevap verdim! — Peki bilylik anneciğim! Sana süz veriyorum, bugünden itibaren var kuvvetimle çalışmıya baslıyacağım. Bana karşı gösterdiği itimat ve ba- bama karşı müdafaa edişi beni gurur. landırmıştı. Hakikaten çalışmıya buş- ladım. İlk hususi imtihan geldi. Numara: larımızı aldık. Eyvah! Gene sonün- cuyum! Süngüsü dü; şük bir ESİR eve missi Roman caktı.. Hulâsa, Jaleye fazla ehemmi- yet vermemisti.. Jaleyi pijaması sırtında, kübik evi- nin dekoru içinde, bitmez tükenme; basmakalıp şeyler anlatıp dururken ilelebet dinliyecek değildi ye. İfaltah.. Yalnız ondan değil, bütün “aadırlardan illallah... Şimdi artık, İs- O hun kayatmda büyük bir saha isgal stmişti.. Artık hiç, hiçbir şey onun ye rini tutamazdı. Onu tshtından İndire- mezdi! Ne hâkim kadındı İsmet!.. benliğini nazıl esir etmişti... U Gözünün önünden hayuller geçiyor. Onun iz İmdem, İirünler di Hatıralarını anlatan * EFDAn TALAT »lellices 7eryi “BirTUBİ —226 — Yazan; fi Deliâletim üzerine Krokerdeki / Türk mahbusu tahliye edildi — Onu söyliyeyim. İçinizde, bu va » ziyete rağmen herçebadbat İstanbulda kalmak istiyenler varsa onlar da söyle şinler, Kimseyi icbar etmek (ogidi, bir vaziyet mevzzuu bıhs değildir. Belki bazılarınız bugün için her sıkmtıya kât- anırım, yarın, vaziyet (düzelir, genc bu memlekette yaşarım diye düşünür- ler. Bunlar gitmezler, burada kalırlar — Kalanlar olursa onlarm hayatları muhafaza altında bulundurulacak mu? — O benim bileceğim şey değil. — Gideceğimiz yerde nc yapacağız? Bizi kim çalıştıracak? — Şimdiden buna da cevap vermeğe imkân yok. Mem vakit çok dardır. Size yarım saat mühlet veriyorum düşünü » İ müz, Sonra bana kararımızı bildirirsiniz. İ Yarım saat sonra tekrar buarya gelete- ğim, Onlar: gene biribirlerile Oo münakaşa eder bir vaziyette bırakarak aşağıya in- dim. O gün mahpusların ziyaret g olduğu için orta katın sofası hayli kala- balrkti. Ziyaretçilerin muamelelerini yapar - ken üç kişi tarafından şöyle bir teklife maruz kaldım: — Bizim burada yatan aktabalarımı- zın suçları gayet ehemmiyetsiz, âdi şey lerdir. Bu ufak kabahatlerden dolayı on ları günlerce yatırmak adalete sığmaz. geldim: — Büyük anne, felâket! — Ne oldu yavrum? —.Gene sonuncuyum! N riya Kadın beni teselli etti dü li set yek Çe Şer gnadem- $ gisi) D, mMuhskkak er elinden dünyâda era şey kurtulmaz! Gene çalışmaya köyüldük. İkinci hususi imtihanda 44 üncülükten 40 m cılığa yükselmeye muvaffak olmüş- tum. Büyük annem sevindi: — Gördün mü'oğlum, deği, çalısm- ca her şey oluyormus. Ve çıkarıp bana iki mark verdi: — Al mükâfatını! Bu işin kârlı tarafmı artık anla- mıştım; bir nevi ticaret... Fakat fazla para kazanmak pek kolay değildi, hat tâ imkânsızdı. Nekadar çalışsam bir! imtihan devresinde dört dereceden fazla ilerliyemezdim. Ne yapmalı? İ Küçüklüğümdenberi | paraya karşı harisdeğilim, Lâkin o sıralarda tav- şan yetiştirmek merakına kapılmış. tum. Bu mübarekleri çoğullmak de mektepli keseme biraz ağır geliyordu. Bir tavşan almak için yedi marka ih- tiyacım vardı. Demek ki Smıfta on dört derece birden yükselmek icap &- diyordu, (Devamı var) Murud, bunları uzaklaştırmak jetiyor. İsmet. Böyaz.. Manolya renkli hir ten.. Manolya kokulu bir ten.. Kolları Üzerine, bütün mevcudiyelini teslim etmiş... Gözlerini, ilâhi bir beste din- ler gibi kapalınış... Dudakları yarı a- ralanmış... İsmet... En manidar, en sermedi an- dan ürkmüş gibi heyecanlanan, cun düşmanma sarilir gibi, âşıkına Bar lan, kem kaçan, hem sokulan, garip tezat da kıvranan İsmet. İsmet, yüzünün ifadeleri perişan. laşmış, her uzvu, her hali hezimete uğramış olan bu kadın... hız gibiatan İsmet... Hep bunlar, bu manzarslar «klima geliyor ve Murad, bunları dimağından vzaklaşlırmak istiyor: — Hayır! Hayır!... Ne aym, ne gü- « Bunlar: b hic aklımdan ge- Onun çok ıstırap, cok .u unutmamalıyım. Hem Sicak ve na- Ğ a, bir azize bdlideğir. Onu müküddes bir muvcudu sever gibi #€ veoek ve ona öylece hürmet Kendilerinin tahliye edilmelerini rice) mek istiyoruz. Yalnız İngilif” ediyoruz. bimaye ve nezareti altında — Birer isüda Hazırlayın, bana geti.) Şattile... rin! dedim. . “Birisi atıldı? Çabucak istidaları hazırladılar ve ba- na getirdiler. Kâğıtları alarak meşhur mahkemenin rcisi binbaşı Baverin oda Sa gittim. — Binbaşım, şu mahpusların aileleri müracaat etti, Suçlarımın çok ehemmi- — Biz üç kişi evlerimize raftar değiliz. Burada kal lütfu diğer arkadaşlar için — Pekâlâ! Arzunuzu na ârgtdeyim, Ballara gittim, isi anlattın. bu son arzularından da bahs* — Bu adamlar bizim başi oldular. Şimdi de onlarla m ğız? Başımıza yeni gailele? arzu etmiyoruz. Böyle bir na giremeyiz. Böyle bir işi di Baver şimdiye kadar bu gibi müra <| yız. Derhal kendilerine bil caatları huşunetle ve (o sellemeüsselim Yukari çıkarak kum reddederdi. Ben gene böyle bir cevap| nı bildirdim. Bu cevaptan bekliyor ve bu zavallı insanların bakkı-| memnun olmadılar. Kalabalık n: müdafaaya hazırlanryordum. homurdayanlar çoğaldı. Bir * Halbuki binbaşı bugün O mutad: hi-| açık açık sikâyete başladı. Jâfına, fevkalâde bir mülâyemetle şunla — Biz böyle hir günüm rı söyledi: bekliyorduk. Müşkülât değil — İstida sahiplerine, mahpusların da) O — Size müşkülât çıkaran valarına yeniden bakılacağını ve suçla-| Yet baziktir. Evlerinize gitme ti ehemmiyetsiz olanların derhal ser - likeli buluyorlar; best bırakılacağını lütfen söyleyiniz. — Polis bizi himaye eder. Baver sözünde durdu. Bir saat sonra — Hepinizin kapısına biref meşhur mahkemesini kurdu. o Mevzuu) Yamayız. Bu olsa bile halkı dikaktini celbeder, J — O halde ne yapalım, Yi reğimize göre bu gece çoluk $ zu göremez miyiz? — Biz sizin allele muhalif değiliz. Yal alg. geçirmek. tehlikeli. hiz ruz. yetsiz şeyler olduğunu İleri sürerek ser best-bırakılmalarını istediler. Birer İsti da da hazırlamışlar. — Bunla: Türk mi? — Türkten başka mafpusumuz yok bahs, mahpuslar: usulen tekrar isticvap etti ve onları birer birer serbest bırak- tı. Bu suretle o gün Krokerden o yirmi beş kadar mahpus Türk tahliye edilmiş pldu, , Kroker zindanlarının böyle boşaltıl- maği başlanması İngilizlerin artık yet hazırlıklarını" teemmüle 'bâsladıklarıra ilk işaretlerden biriydi. Gelelim: Mahut heriflerin “nakilleri işine... Hepsi birden yalvarmağa # — O halde ailelerimizi bu tiniz. — Bu fikir mülâyim. Yaln:si miralaya arzrtmek lâzım, O gün yarım saat sonra tekrar yuka- rt çiktem. Salondaki gürülülü konuş “| ma aşağı inerek işi B latım, ma devam ediyordu. Beni görünce sus- tular, gene etrafımda toplandık — Arzularmızı söyleyiniz dedi Bu sözüm b aretmiş gibi gene bin kafadan ses çıkmağa başladı. Ben bun- — İşte buna aklım yartı, AN sorarsın, kirleri istiyorlarsa # evlerini dolaşarak Krokere $ Herif müjdeyi verdimt, * lardan ehemmiyet verdiklerime cevap şin bu şekilde olsun halleğilm veriyor, diğerlerini cevapsız — 'bırakı *İ masından dolayı izharı şadil yordum, diler. — Bana evvelâ kimlerin Oo zitmeğe Hepsinin adreslerin kimlerin xalmağa karar verdiğini SÖY“İ Ballardan müsaade «lerak 50 | leyiniz. — Hepimiz gidiyoruz. — Âlâ! O halde hazırlanmanız neye mütevafkkıfsa, neler istiyorsanız haber tum. Hainlerin evlerini bizez iaştım. Aailelerine bir iki şasi Krokere gelerek aktabi ve) ini tenbih etti rm görme veriniz de çaresine bakalım. kadın olan mubataplarıma bu — Hepimizin sizden müşterek bir ri-| terini p ettiren sebep hah CANE YEE. bir şey söylemedim. — Çün! — Esteğfurullah! Buyurunuz. başımın tam manasile belâya — Memleketteki BU &on gecemizi ey-| den esmindim. lerimizde, ailelerimizin yanında geçir- (Devi bu saratkârzne heykele e vzün bakmıştı. Büşinden $8) kararak arabın büşına geçi da her sey, her:şey ona eh du. Hettübu ince hafif kok — Buyurun, oturun efeni mefendiler şimdi gelir. Emine onu salora aldı. bıraktı, Murad hiddetinden gö di. Nasıl? İsmet güliz Aeğl Dimağında bir fikir veli mak... Protesto etmek icin Yalnız protesto etmek İcii ni zamanda'pot kırmamak Mulike tevzenin yanımda karşılaştığı zaman bir yapmıyacağnıdan, hüreketii lerini ifsa etmiyereğindel emin değildi, LAKin bu derecede beki mit et'ikten sonra, onu &” bırakıp gitmek nasıl oli (De edecek- tir. Muradın vazifesi, bu botbaht, ka- âmı elinden geldiği kağar teselli et- mektir, Öyle olduğu halde, bok neler düşliniiyor! Kaşlarını çatlı ve düşüncelerini cid- , dileştirmek istedi. | İsmelin şefkate ihtiyacı var. Her şe yi unutup ona ağabeylik elmeli,, E vel, ağubey Şimdi artık, otomobilini, . sevgilisi: nin evi İstikamet'nde ilerletiyor, Onun penceresinin eltımdan goc bil olan da, bir demet çiçek kalbini göğsünden Si O zaman, İsmet, onut, ken şi ne ter1z hislerle bağlt bulur nu görenek, arlıyacaktı.. Daha te saat ver... Üç saat. Bu za- manı nasi geçirecek? Evin otrafız- da dolaşıp durmakla... ... ük, zarif sofaya, gözlerini kos- okcumun açarak adela bu manzaraya acıkdış gibi baktı, Elinde ter bir zenci çocük heykeli vardı. Murad, ie eğik, İk ç