13 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

O PLANLARI GA- YET EMİVN Bifk » YERE SAK- LADIĞINI SÖYLİYORDU ?.! TÜ Şimbi. Bu VAPURUN | NEREYE GİTTE SAN MEK LA'IIM Faz ONUN NEREYE GİTTİĞİNİ AN- ç LAMAK ıÇıH T BAGAJLA .. âa."“ ANL—AŞILDı AF ş (MlKrN“q YA GIDıYoR z | NESESİNE | PAYAN YOKTU... lâıNı KEYı;L ' RINA |e ŞAPıyo K S at 1 nal, m İ l“â n l arı Talımın Muvakka.t Mnaasa gün ve sa.l:ı bedeli teminatı ' Lira Kr. Lira Kr. 18 Avrua nsitüsü ıırfesörünün keşfile vücude getirilmlş?ı dünyada 138 milyon halkın kullandığı verâne cild kremi Mıktar ve olçusu KF undurahk kösele 12000 kile 18000 001350 00 14 1.teşrin 936 çarşamba lâ aketa 7000 kilo 1330000 997 50 14 1.teşrin 936 çarşamba 15 Yukırda cins ve miktarları ile tahmin bedelleri ve muvakkat te- |/ natları yazılı iki kalem malzeme hizalarında gösterilen gün ve sa- " de kapâlı zarf usulile alınacaktır. — Her ikisinin şartnamesi ayrı ayrı olup komisyondan her gün para- __ı" almabilir. ; ;İıtekhlerm 2490 sayı!ı kanunda yazılı vesikalarla teklıfı havi ka- palı zarfı belli gün ve saatlerden birer saat evveline kadar Kasım- B aşada bulunan komisyon başkanlığına vermeleri. (1646) VO G Kremi Amerika milyarderlerinden Bradford M. beşeriyete hizmet maksadile yarım milyen ! liz lirası sarfile güzellik enstitüsür vücuda getirmiş ve bu müestesede 18 güzellik profesörü çalışarak gel Yedikule Rum hastanesi Doğum ve nisaiye şefi Dr. V. LEONTiADiSs .. n " I K İ Operatör Urolog güzel hayvanatım cevheri aslileri almarak bir maddei iptidaiye vücuda getirilmiş ve bu madde v . Doktor | Kremi ve pudrası formülüne ithal süretile dünyada en mükemmel bir güzellik vücuda getiren bir müe L Süreyya Atamal - Muayenehanet Beyoğlu * Parmak ıup! tramvay durağı, Roma. oteli yanında 121 birinci kat 3—ğ Her gün 15 — 20 ye kadar. İmam sokak istiklâl caddesi köşesin deki 2 numaralı bay Nuri aparttma- nına nakletmiştir. Hergün hastaları nr öğleden sonra orada kabul eder, Her salı öğleden evvel Rum hastanesinde meccanen. ! yediküle İT 348 MAĞLÜP FAUSTA lerini gördü. Bunlardan birinin kıya- ; feti pek fena idi. Dirsekleri delik de- ' Şik olmuş bir caket giymiş, yalnız oıiıu_zlânnda kırmızı renkli bir pelerin -taşıyor başında da beyaz tüylü bir ; şapka bulunuyordu. Arkadaşının omu “zunda beyaz bir atkı olup şapkası tüy- süzdü. İkisi de zayıf birer beygire bin- ; mışierdı.,_ - ; Pardayan kralın ordugâhma gire- 4 bı_lmek âçin bu iki zabite yaklaştı, İki ; s_üvari şiddetli bir mükâleme yapıyor- --du. Ordügâha yaklaştıkça ötede beri- ' ; de başka-' zabitlere rastgeliniyordu. --Fakat Şövalyenin asıl tuhafına ziden " . £ gey, rastğeldikleri bütün zabitlerin o - beyaztüylüşapkalı süvariyi hürmetle « selümlamaları idi: Pardayan nihayet iki arkadaşa yetişerek şapkasını çıkar Tn te - — Efendiler, ordugâha gitmek isti- yorum! dedi. Şapkasında beyaz tüy bulunan sü- vari başını çevirince Sövalye onu ta- nıdı, Kendi kendine: — Navar kralı! diye mırıldandı; İleride dördüncü Hanri ismile tah- ta çıkacak olan bu zat Pardayanı de- . Tin bir süzüşten sonra, keskin bir ses. le: — Orduğâhta ne yapacaksınız? diye sordu. — Navar kralını göreceğim. — ÖOna ne söyliyeceksiniz — Kendileri için çök istifadeli bir .teklilte bulunacağım. — Kimin namına? , — Kendi namıma mösyüö! Kral hafifce titriyerek Sövalyeyi daha dikkatli süzmeğe başladı. Belki de Pardayanın sakin çehresi ve par- lak gözleri onda iyi bir tesir yapmıştı. — Geliniz müsyö! dedi, Sizi krala takdim edeyim. — Şövalye dö l’ardaıan size teşek- kür eder. Hanri dö Navar bir — müddet ilerledikten sonra büyük bir çadırın önünde durdu. Yere inerek Şövalyeyi içeri çağırdı ve: — Mösyö, dedi. Kralla doğrudan doğruya görüşmeniz kabil olamiyaca- ğı için tekliflerinizi bana söyleyiniz, krala ben anlatıirm. Pardayan şapkasını başından çıkas« rarak hürmetle eğildi; — Haşmetpenah! Bu hareketiniz- den dolayı sizi tebrik etmeme müsaan- de buyurmanizı rica ederim! dedi, Navar kralı biran durdu. İş'ttifi sözlerden hayret etmiş görünmiyordu. — Demek beni tanryor'sunuz? diye sordu. — Tabil. değil miya? Başınızdaki beyaz tüy bunun için kâfidir. Kral şapkasmı başından cıkararak? — Gene tanıyor musünuz? dedi. — Elbisenizin eskiliği, gözlerinizde parlayan zekâ ıqıgı sizin tdmmmanım yotisir, Hanri dö Navar.. — Vâantr Sen gri. dedi, Hoşuma git- meğe başladımız. Mösyö dö Pardayan! — Sir! Bundan on altı sene evvel, yani 1572 sıralarında anneniz Madamı Lahfenin ağzmdan da;büyle bir tak- dire mazhar olmuştum, Kral ayağa kalktı. Büyük bir hm e- canla: — ÂAnnem.,. 1572., Pardayan,, Durun, düurun. Aklıma geliyor., Sakın bir ih- tıl.ı,l* gününde annemi kuıt.ıran Par- dn).ın olmayasanız? diye bağırdı. b [’ardzg_yzul gülerek: haline getirilmiştir. Avrupada, Amerikada yalnız VO G Kremi kullanılıyor. MAĞLÜP FAUSTA - 347 — Sir, diye cevap verdi. Görüyorun: ki sizde beni tanıdınız., Halhuki benim başımda beyaz tüy yok.. — Dostum, bernim ismim kralsa du.| sizin kalbiniz kral. Anncm ölmeden evvel belki yüz defa sizden bahsetmiş- ti. Görüyorum ki hafızam eski kuy- vetini kaybetmemiş,. İşte elim müsyö. OÖnu sıkabilirsiniz! Şüövalye kralın uzatmış olduğu eli hürmetle sıktı. Kral: — Hey, Azripal. ğirdi. Eyvelce kralın yanında görmüş ol- duğumuz siivari içeri girdi, — Âzripa, haydi eğer varsa bana bir şişe Somüruva şarabı gönder. Hem benim ve hem de annemin dostu olan bu zatla beraber icelim. Zabit yan gözle Pardayanı süzdük - ten sonra dışarı çıktı. Biraz sonra kralla Pardayan karşılıklı İiçiyorlar- dı. .Obinyel.. diye ba- XLIH Pardayan uzun müddet Navar ktal; ile konuşmuş ve onu üçüncü Hasri ile barışmak için kandumuşst. Konüşmü bittikten arım saat sonra ÂAzripa dö Binye dörtnalla üçüncü Hanrin n or- duzüâhma di)ı—'vru giderek Navar kralı- nın ittfak ğa.;thıımı götlürüyordu Azripa ertesi akşam geri dönmüş ve uçunculîaurıııı'n Navar kralımı Pe- lesi le Tur da beklediğini söylemişti. Bu haber ptolostanların karargi hında yıldıtımı gibi yayıldı. Hanri do Navar hemen bir meclis toplayarak n& sil hareket edileceğini kararlaştırdı. Kendisile beraber yirmi kişi gidecek- ti. Ertesi gün bu heyet Pardayan da içlerinde olduğu hülde hareket etti. Pelesi şatosüu önüne geldikleri zü- 'man 'üçüncü Hanrinin ordusunun si- lâh bammı toplanmiş olduğunu gördü- İer. Navat krahnın yarımdaki zabits ler bu vaziyetten şüphelenerek krala gitmemesi için tavsiyedesbulundular, İçlerinden bir zabit: — Muhakkak gidilecekse, dedi- Heb beraber gidelim ve yüz protestanın koca bir ordu karşısında nasıl kahra- manca öldüğünü herkese gösterelim! — Kral Pardayanın ne düşündüğünü sordu. . Şövalye: — Oraya yalnızca veyahut maiye- tinizden altı kişi ile birlikte gidisiz, bu altı kişi de yüz kişinin yapabılece- ği isi görür. Eğer Hanri dö Valva ha- kikaten insanca düşünmüş ise ona ne derece itimat ettiğinizi bu suretle göüstermiş olursunuz!, Nuvar kralı Pardayanın fikrini da“ ha müuüvafık hularak vanma üç kisi ale - dı. Bunlardan biri Azripa Dobinye, di- ğeri Bartasş üçüncüsü de Pardayandı. Bu dört kişi şatoya doğru ilerlemeğe başladılar, Diferleri üc yüz metre kas dar geride duruyorlardı. & rak: — Vantr Henârı' dedi. F ölünre gidiyorsam hiç olmazsa kendime lâyil arkadaslarla ölürüm. Pardaran: — Siz, ölüme değil tahta ı:îdîvbmı” nuz dive cevap verdi. Yök, exer ölü- me Jdofru gitmiş olsak bile size hes nimle birlikte ölmek kısmet olamıvdt- caktır. Çünkü ben sizden evvel davrâ nacağım, » Hanri dö Navar %mahî » ükas Fi F Bu kere .memlek'etîmizde de bulunan V O G krem, pudrasını beh_emehal tecrübe ediniz. *Güze li yazlık verir dünyanın en iyi krem, pudrasıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: