Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
a ee 'H 'ı ; :J Miki Afrikada haydutlar pesınde — MAKUNA- PURDA Hı- LEKAR TLKİYE RASTLA- YINCA SAŞIRIP KALMIŞTI | OLUNA Gı Dı-- Y P| /Ha iş*rE...s'ımo .şı. krymetli kitabım adını haber veriyoruz: MAARiFTE BiR YENİiLiK Bu "“afta, öğretmenler kitaphanesi yeni bir eser kazandı. Bu kitap, bizde şimdiye kadar misli neşredilmemiş, yepyeni mevzulu bir eserdir. Sınıf içinde öğretmenlerin vazifelerini gösteren bir çok kitaplar çıkmıştır. Fakat Ş sınıf dışı vazifelerini canlı bir surette arıcak bu yeni eser size anlatacaktır. Fi Tedris hayatında bütün öğretmenler için bir yenilik mevzuu teşkil eden bu B Öğretmenlerin sınıf dışı ödevleri YAZAN: Ragıp Nureddin Ege, Amerika bölgesi talebe ispekteri. 'Tanesi 75, ciltlisi 100 kuruştur. "Taşradan posta parası alınmaz, ea MUALLİM AHMET HALİT KİTAPEVİ Ka « SAAT DAYANIR. AŞIK “EN YUKSEK DAYANMAK- KABiLiYETi Yediküle Rum hastanesi Doğum ve nisaiye şefi ş Profesör K. Dr. V. LEONTiADiSs | Kömürcanın İmam sokak istiklâl caddesi köşesin Modern ve herkese elzem kitapları deki 2 numaralı bay Nuri apartıma- Krş. nına nakletmiştir. Hergiün hastaları Amelt ve tatbiki kambiyo 35 nı öğleden sonra orada kabul eder. Yeni muhâsebe usulü 122,50 Her salr öğleden evvel — yedikule Ö| Ticart malümat ve bankacılık 105 Rum hastanesinde meccanen. ı İktisat ilmi .. 87,50 İhtisas mühasebeleri (şirket sanayi ziraat, banka) . . . 175 Diş Doktoru ;lmc:a;lhve mall hesap 1 el. kısım TO âğ - esap kaideleri 20 |H Ü%W S&Uü Logaritma cetvelleri (yeni rakam) 56 ğâ Cumartesinden mâaada hergün Yeni hesabı ticar! (mufassal eser) 200 İş hastalarnı kabul eder. Mal*t cebir (istikraz ve sigorta he, ü" Edirnekapı, Karagümrük — Tramvay | sapları) 200 (Rmmmlalsek Durası No, 95 * Başlıca satış yeri: tî:ha! kltapevi 342 MAĞLÜP FAUSTA gitmekten başka çare yok! diye söy-| gişiklikler olduğu zannını verdi. Düş- lendi. manınız dostunuz, hasmınızken feda- Öte taraftan Fausta da şöyle düşü-| kâr bir yardımcınız olan adamın ba- nüyordu: sit fakat namuslu bir sözile hakikatlı — O kadar söz söylediğim halde kı- lını bile oynatmadı. Fakat, Şövalye bu sefer dikkat et! Artık tamamer elimdesin, Üç gün sonra ne olacağın: görürsün! Paleriyan da neler olduğunu bilmi- yoruz. Yalnız üç gün sarayda mahpus bulunan yirmi kadar kadın ve erkek işçi mütemadiyen çalışarak bir şeyler hazırladılar. Nihayet üçüncü günün sonunda güneş battığı zaman hepsi birer birer sarayı terk ederek çıktılar. Pardayan bu vakadan yarım saat sonra otelcinin hesabını görmüs ve hayvanının sabah beşte hazır bulun- masını tenbih etmiş olduğu halde ağır ağır Paleriyana giriyordu. XLI Pardayan Faustanın yanımma çıkın- ca doğrudan doğruya: — Madam! dedi, Evvelce birçok ke- reler olduğu gibi şimdi de çekinmeden sgöyliyeceğim. Evvelâ, yarın sabah Fransaya hareket edecteğimi haber vereyim, Bu üç gün içinde yaptığınız teklifi uzun uzun düşündüm ve kendi kendime sorduğum suallerin hepsine “Hayır!, demek mecburiyetinde kal- dım. Şimdi size bunu anlatacağım. Belki de bana bunun üzerine - madem ki böyleydi niçin Floransaya, oradan da Romaya kadar geldin? diye sora- caksınız, Bunu ben de düşündüm ken- dime yerdiğim cevap şudur: Bluva köprüsünde ve Luvar nehri Şanındaki balıkeı kulübesinde sizde Bördüğüm vaziyetler hende hâlâ an- layamadığım kalbinizde bir takım de- bir insan olacağınız ümidine düştüm, Simdi bu düşüncemde ne kadar yanıl- dığımı anlıyorum. İşte madam, büra- ya kadar gelişimin sebebi bu sözleri söylemek içindi. Fakat sizi berada ilk gördüğüm gündenberi yanıldıfımı anladım, Sözleriniz Faustanın daima eski Fausta olduğunu isbat etti. Affı- nıza mağruren şunu söyliyeyim ki be- ni tekrar korkutmağa başladınız., Bu- nun için, Sentaja girip Papayı vaka- lamanın elimden gelmedifini serbest- çe söyliyebilirim. Romayı kükmünüze rametmek için bahsettiğiniz iki bin kişinin başına geçemiyeceğim, Tonla- yacağınız ordunun kumandanı olamı- yacağım. Bunlara sebep de, yorgun- luk veya bir orduya kumanda etmek- ten aciz bulunmaklığım değildir. Madam, ben kota bir ordünün basi- na geçerek her yeri altüst eden, geçti- ği yerleri ateş ve kan içinde bırakan- lardan nefret ederim. Maksatları n» olursa olsun, sonunda bir sürü yet'm ve yoksul bıraktıkları için böylelerini daima nefretle anarım, Hiç sebep vak ken adam öldürenlerden de nefret! ederim. Kumanda etmeği de sevmem. Çünkü herkesin şahsi hürriyetine hürmetim vardır, onları kendi emrime rametmek istemecm. Bu gibi sözler sizin gibi siyasetle uğraşanların kafalarında hiçbir tesir yapmazsa da,ne yapayım ki ben söyle düşünüyorum. Hem Sikst gibi "hana hiçbir fenalık yapmamış bir ihtiyara kin beslemek aklımdan bile geçmez, Her ne kadar onun sizinle görülecek MMuıuuıu::"'?" HLiT Hlekelel IIIIIIIİIİİIİ Cildiye ve Zühreviye mütehassısı Dr. ÇIİPRUT Beyoğlu, Rus sefarethanesi sında Posta sokağı köşesinde Mey- menet apartrmanı, Telefon: 43353 VURDU NUNUN KAN USU RERRERE NLN GU EET N CN N ı MEVGERUUMGAĞGUNAMUMERAKARANGERUGARERLANERARANE sırâ- <EN KUVVETLİ Ja | GU DÜNYANIN ll/l MAĞLÜP FAUSTA _ 243 — bir hesabı varsa da, bu işte benim alâ- kam olamaz. Gize gelince, onu sizin Sikst için teklif ettiğiniz şekilde de- ğil, namuskârane bir düelloda öldür- düm, Madam, hem Giz ve hem Morö- ver kılıç tutmasını bilen insanlardır. Fakat Sikst?.. Esasen nasıl bir hâakla böyle bir harekette bulunabilirim. Ba- na ne yaptı ki?.. İşte bu sebepler yüzünden teklifini- Zi reddediyor ve yarın sabah Rama- dan ayrılacağımı bildiriyorum. Yalnız şunları da söylememe müsaadenizi rica edeceğim, Birincisi sizden dost olarak ayrılmak benim için bir saadet olacaktır; ikincisi ise siz bana kırilâ- cak olsanız bile Bluva köprüsü üze- rindeki hadise beni buna —mufcabele etmekten meneder. Pardayan duraruak nefes aldı. Dü. şündüklerinin hepsini söylemiş, içi ferahlamıştı. Alnını kaplamış olan hafif teri sildi, Kendi kendine: — Bıcakla, kılıçla hatta topla mü- cadele etmek doğrusu şu söz mücade lesinden çok daha kolay! diye söylen- di. Fausta gözlerini kapamıs Şövalyeyi dinliyordu. Söz biter bitmez hemen gözlerini açarak yanında duran bir cngıirağı çaldı, hemen Mirtis ortaya çıktı. Fausta hizmetçisine Şşu enir' 'l'('l":f_- Ç — Dediğimi yap ve hemen saraydan cık ! Sövyalye, Mirtisin sarardışını ve bir cevdab vermek istiyor zibi dudakların: kımıldattığını gördü. Fatıstanın yıldı- tım gibi bir göz İşareti söyliyeceğ! sözü ağzında bırakmıştı, — Pardayan anlayamadığı bazı hadi- selerin geçmekte olduğunu hissederek her ihtimale karşı kılıeım , düzelttik- ten sonra: — Madam! dedi. manası nedir? rerdiğiniz emrin Fausta hiç sesini çıkarmadı. Bir müddet aynı vaziyette durduktan son- ra yavaş yavaş Şövalyeye yaklaşarak kollarını boynuna doladı. — Pardayan, seni seviyorum, Hal- buki sen beni istemiyorsun. Allaha yemin ettim, seninle bir saat olsun başbaşa kalacağım Genç kadın bu sözlerden sonra Par- dayana daha sıkı bir sürette sanlıp j dudaklarından öptü. Pardayan vaziyetten şaşırmış sade- ce 4 — Fausta!.. Diyebilmişti. Kendisinin fena bir vaziyette olduğunu anlıyorsa da bir şey yapmağa muktedir olamıyordu. Şövalye bir saat sonra kendisine geldiği zaman Faustayı yanında göre- medi Mağlüp Fausta bir İçerecik ol- sun emeline müvaffak olduktan sonra ortadan kaybolmuştu. Pardayan he- men yerinden fırladı, bu esnada kula- A ğına yangın çatırdıları ve ıııaktnn gelen çokhntu sesleri çarptı.” Fausta ıstedığırıe nail olduktan -sonra Pardayanın vücudnmı ortadan 'kaldırmak için evvelce hazırlık yap- mış ve sarayın İçini yanıcı maddeler!e — doldurmuş, bir saat evölde bunları ateşlemesi için Mirtise emir vermisti. Pardayan şimdi müthiş bir tüzağâ öüşmüştü. Yanacaktı., Üa eyre Pardayan bü tehlike karşısında bile — Faustayı düşünerek onu kurtarmak için : — Faüsta, Fausta! diye bağırdı, Neredesin gel de seni kurtarayım ? v 14 ge — P-