2 Birinciteşrin — 1936 MALL — Aljam postası Güzelliğin sırrı yalnız... m4 Güzelliği n birinci MR Petrol Nizam | Necip Bey yağsız kremini «ul lanmakla temin ediliyor. Çünkü Necip Bey kremi güzelliğin sırrr dır. Cilde beyazlık ve güzellik verdiği gibi sivilce ve çilleri ka” tiyen giderir. Tüp ve vazoları her kremden ucuz ve emsallerinden üstündür. Her mağazada bulunur. Deposu Eminönü Necip Bey ma” iz idari 4 1168 elik ve yanma, RA ÖLKkak Depo; Arim. Su BRL Na. 41, main ğazası, iin kaşığı alındıkta ı maızlığı defeder mASt mora simizsa » Ağızdaki tatsızlık ve #der. HOROS markaj be Yenipostane arkam Aşir E? 34 Operatör Ürolog Süreyya Atamal Muayenehane: Beyoğlu'» Parm kapı tramvay durağı, Roma otel yanmds 121 birinci kat 3—8 Her gün 15 — 20 ye kadar. Doktor Alınacaktır. Askeri Fabrikalar U. ,, Müdürlüğün l dilerin ii ilhdam edilmek üzere bir doktor alınacaktır. (2065) © Umum Müdürlük Sıhhat Şubesine müracaat- Doktor den: dır. MAĞLÜP FAUSTA Mr m MAĞ NİE m m dumanların arasından Fa- olduğ Yücudu görünmüş ve onun Suna Şüphe edilmiyecek bir ses: li yaşayacağım Pardayan! de- yi akat sen öleceksin!,, Benim a7 $eni zehirledi. Bu şekilde de Hin intikamımı aldım. Artık ölüme Ür. T “l ve beni öldüren Faustadır!. mi gittikçe zayıflamasından Fa- nin uzaklaşmakta olduğu anlaşı- Yordu, tarayan büyük bir heyecana tu- uldu, Biçağını çekerek Faustanın ereği tarafa koştu, önüne çıkan ie perdeyi kaldırdı. Önünde kocaman ii demir kapı vardı. O herhalde bu pıdan gitmiş olacaktı, kendisi ise Yalmız başına ölüme mahküm edil Mİşti, e fazlalaşan ateşin şiddetinden 1 €sİ daralmağa başladı. Can havli- * dört bir tarafa koştu, nereye gide- cek olsa o taraf çöküyordu. Nihayet Faustanın kaybolduğu demir kapıya atıldı, arkadan kapanmamıştı, Biraz Sonra kendisini merdiven sahanlığın- da buldu, Fakat synı anda merdiven Lia çatırdılarla çökmüştü. Alevler İran için söner gibi oldu, ortalığı bir duman tabakası kapladı. Duman ceki. Jip de ortalık biraz farkedilir gibi olunca, Şövalye karşı taraftaki pen- <ere çerçevesinin yanarak aşağıya Yuvarlandığını gördü. Hemen aklim başıma topladı, daha doğrusu muvak- kat bir einnete kapıldı. Caketini ve kılıcını çıkararak bir tarafa fırlattı geri geri giderek bütün hızile on iki #yak kadar bir aralığı atlayarak kar- gıdaki pencereye tutundu, Eğer bura- #mı tutmağa muvaffak olamasaydı| ölüm muhakkaktı. Bu esnada alevler sahanlığı da sarmış bulunuyordu. Pardayan geniş bir nefes aldıktan sonra, dış tarafta bulunan ve bütün binayı çerçeveliyen bir çıkıntıya ba- sarak yavaş yavaş yürümeğe başladı. Arkasımı binaya dayamış ilerliyor ve katiyen aşağıya bakmıyordu. Nihayet köşeye gelince aşağı baktı. Tiber neh- rini görünce: — Kurtuldum! diye haykırdı, Fa- kat bundan sonra babamın nasihatını dinlemiyerek bir kadınm yüzüne ba- karsam Allah belâmı versin! Şövalye artık kurtulmuştu, Çün- kü ateş binanın bu kısmına henüz si- rayet etmemişti. Önüne ilk gelen pen- eerenin camını kırarak içeri atladı. Rastgeldiği bir merdivenden aşağı inince taşla örülmüş bir dehlize çıktı. Burayı geçince Tiber nehrine çıktığını gördü. Hemen suya atlayarak yüze sonra otele girerek odasına çıkmıştı, yüze hir rıhtıma yanaştı. Bir çeyrek Herkes yangma koşmuş olduğundan kendisini kimse görmedi . Hemen yatağa uzandı ve derin bir uykuya daldı. Otelci sabahın beşinde Şövalyeri uykudan uyandırarak hayvanının ha- xe olduğunu bildiriyordu. Pardayan ona biraz para vererek bir caketle bir kılıç almasını söyledi. Caket ve kıli- cımın geceleyin karşısına cıkan bir sürü hırsız tarafından alındığını ilâve etmeği ünutmamıştı, Otelciz i — Yangını gördünüzmü?diye sor- du, — Hayır! Otelci Şövalyeden aldığı bir liralık KURUN Doktoru Necaeddin Atasagun Her gün 16,30 dan 20 ye kadar Lâlelide Tayyare apartımanların- da daire 2 numara 3 de hastaları- »ı kabul eder, Cumartesi günleri 11 den 20 ye kadar muayene parasız. Tetsilât: İstiklâl caddesi 101 (1884) MAĞLÜP FAUSTA Hi ceğimi düşündüm. Sizden saklayacak bir şeyim olmadığından hepsini birer birer anlatacağım., Fakat itiraz etme den dinleyiniz. Sonra, ya evet veyr hut da hayır dersiniz. — Sizi dinliyorum madam, sırları- nızı kimseye söylemiyeğimden emin olabilirsiniz. Fansta biran kadar düşünür gibi yaptıktan sonra Pardayana bakarak: .— İşte söyliyorum! dedi, Başka yerlerde olduğu gibi İtalyada da bir çok (tanıdıklarım vardır. Banlar Sikstin kazandığı muzafferiyet üzeri- ne dağılmışlar ve hepsi birer tarafa sinmişlerdir. Eğer bundan sonra ben muzaffer olursam onlar derhal bas kaldırarak müthiş bir ordu vücuda getireceklerdir. Bunlar, Romada İşa- ret bekliyen iki bin kişidr, Hatta Pa. bile sarayında bile taraftarlarım vardır. Sikst ölürce,. Pardayanın yaptığı bir hareket üze- rine Vausta biran susarak tekrar baş- Tadı, — Veyahut onu yakalayıp buraya hapsedince artık bütün vaziyete ha- kim olurum. Şövalye, Siksti sarayın- da yakalayarak buraya ancak siz ge tirebilirsiniz. Bu hususta size dayanır yorum, Bu işi yapmak için lâzım olan para ve asker emrinize verilecektir. Bunun imkânı var mıdır? — Her şeyin imkânı vardır madam! Pausta gözleri parlayarak devam etti: — Bir kere Siksti yakaladık mı ben Vatikana, siz de iki bin kişi ile Romay3 hakm olursunuz. En geç bir ay snra da dostlarımın getireceği askerlerle Roma oyasında en az otuz bin piyade on beş bin süvari ve kırk toptan iba- ret büyük bir ordu toplanır. İşle, siz bu ordunun kumandanı olacakaimız,. Bu ordu ile Parise yürüyerek intika- mrmi alırım! Şimdi söyleyin bu fikri. mi nası) buluyorsunuz? — Her şeyin imkânı olduğunu söy- lemiştim zannederim madam! Fanusta, bu sözler üzerine Şövalyeyi kazandığına dair kapıldığı ümitlerden biraz sıyrılır gibi oldu — Şövalye, bütün bu anlattıklarım bir hisse dayanmaktadır. Pardayan; — İşte! dedi. Meselenin en mühim yerine geldik ! Vausta ayağa kalktı, hafifçe titri- yordu. Benzi sararmış, Söyliyeceği lâflar sanki dudaklarıma yapıştyordu, Nihayet kendini toplıyarak: — Şövalye, dedi, Bana vereceğiniz cevabı üç gün sonraya bırakınız. Üç gün sonra tekrar buraya gelerek kati sözünüzü söylersiniz. Kabul ederseniz bizim için zafer hazırdır. Hayır der seniz birbirimizden ebediyen ayrılır, siz de Fransaya dönersiniz. Fakat şimdi susunuz!,, Üç gün. Bana üç günlük bir hayal de yetişir. Fausta bundan sonra hakim bir ta- vırla: — Üç gün, size düşünmek ve bana da hazırlanmak için lâzımdır! dedi. Üç gün sonra, geceleyin birlesiriz, Al Taha ısmarladık! Fausta bir perdenin arkasından kayboldu, Bu esnada Mirtis ortaya çıkarak Pardayana yol gösterdi. $ö. valye birkaç dakika sonra otelinde bulunuyordu. Yalnız kalmea; — Mademki bizim kaplan tabiatını değiştirmedi, bizim için artık buradan HAVAGAZI şof-beni / Istanbul C. Müddeiumumiliğinde İstanbul ceza ve tevkif evleri için mübayaa edielcek 4800 kesilmemiş Rumeli meşe odunu ile 71500 klio kesilmemiş gürg 21000 kilo hamamlık gürgen kütük olmak üzere 140500 kilo açık eksiltmeye konmuştur. Muhammen bedeli 250 kilosu 270 | tan 140500 kilosu 1517 lira 40 kuruştur. Muvakkat teminatı 11 80 kuruştur. Eksiltme 21/10/1936 Çarşamba günü saat 15 İ Şartnameyi görmek istiyenler tatil zamanlarından başka her Sirkecide Aşir Efendi sokağında İstanbul Adliye Levazım dai de görebilirler; Eksiltmenin de bu mahalde yapılacağı ilân ol i