Na 10 EYLUL — 1938 pi gö cüşüm ; Yatel | em açık. Sağdan soldan, hk. Yakından mahallenin radyola- f aliyorum. Hayret: Ekseriyet, Pi lan gelen ““Yalel,, ini din- bire aklıma geldi. Akrabam- İ Sabistanda bulunmuş bir ktiçük Sordum Kuzum “Yale, ne demektir? Ah, » Bilmiyor musunuz?. “Gece, “Ya leyl, yani “Ey gecen. is b ... bir şey söyliyeyim mi? Mek-| “Peyende Arapça okumuş olma bata bu dili terelimeler yapacak | “8 vaktile ilerletmeme, Suriye Arapça konuşmama ve | © dair muhtelif fıkralar bilme- , bunun gere manasına ge Na leyi,, olduğunu bilmiyordum bizdeki “Melet, diğer dillerde. » “Helo,,, “Heyhey,,, gibi bir; ip liyordum. Daima aklrma gelir | . / Şeytan yolculuk ederlerken, ; düşünmüş: “Ben dünyan en A Markısını biliyorum. Dur hele şu! oyun oynayayım!,, Ve yük-i demiş ki: “Birader! Nafile! Mtimiz birden yürümiyelim. Nö İ birbirimizin sırtma binelim h — bir şarkı söylesin. Bitince fiğ 1 bu sefer de öteki binsin. Öylece) za devam edelim... Arap razı) Müukavele mucibince şeytanın | ği binip “Yalel, i tutturup bir dal Memiş ve Bağdada vârmış.. "0 sözlin tesiri bende bu neviden| inhisar ediyordu. Me-| ilin bunun “Ey gece, manasma ai bilirmiş. Fakat “Yalel, i yine İk Mik bir söz bulmakta musrrmıs- iÇ halkız Nasıl oluyor da farketmedin? - sizde hayret edeceksiniz. Fe- t De basit geyleri neden sonra, Va üfle öğreniyor: | 3: niçin bu derece “Yalel,, e müp “eden her şarkısmda bu var? *il Arap icin, gece demek her » Ancak güneş battıktan sonra *yor, oh diyor, yola çıkıyor ve Böyliyor.. Devenin tistünde lân- ir giderken de, şmemnuniye- “Ya leyi!,, diye haykırıyor. O- : sün aşk hayatı da geceleyindir. N sin! düşünüyor. Yine âynr A alm A leyl! i ... P) Arap için, geceber şey. İk | Onun meşrebince; radyolarmı inletiyor: İ, Ya leyi! Ya teyi. keli mi, bir sözün meşhur ol. güzelli de mutlaka şartmış X Arap musikisinin bu en tanm- İt tı da Arap hayatınm en lâ Orunu terennüm ediyor: ) Ya ley1! Ya leyl! İk ** bize ne olüyor ki, bütün dün- © nim bırakıyoruz da radyo- geçince ille Mısır radyosu- h, i ne açıyoruz ve Arab yale. p duruyoruz” “van R m emmeli. | İN müptelâsı Ha kalı kadın dan bir müddet evvel — #eki.! İtina mahkemesi © tarafından Mübtelâsı olduğu için 200 yün ma çarptırılan Maryam de delilik alâimi gösterdi. Bakırköy Emrazı akliye has. gönderilmiş ve tedayiden iy, Tün Müddetumumiliğe gönde, — GE, r, ryan başı erkek gibi traşir, | garibi sakalı da vardır. | ,, Kudüste İisâdemelerde 3 iy iii Lİ birkaç saat O süiren bir) lendirdi, de üç İngiliz polisinin öl. bildirmektedir. iz BPOlisi ÖlmMÜŞ uzmaz her ai Esnaf cemiyetlerinin vaziyeti Haliedilemiyen bir muamma mı? Son zamanlarda müşterek esnaf ce miyetleri hakkında gazetelerde yapıl makta olan neşriyat cemiyetler muhi- tinde ehemmiyetli bir tesir uyandır. Ru neşriyat üzerine müşterek tlerin ictimaa daveti iatenil- Bunun için Ticeret odası esnaf şu- besinin de gösterdiği lüzum Üzerine müşterek cemiyetler reisleri toplan- muslardır. Toplantıda uzun boylu bir hayli de münakaşalı olarak müşte- sa gazetelerin o mevzubahs ettiği vaziyetin mevcut olup olmadığı soruşturulmuştur. İçtimam neticesin. de heyeti umumiye bir karara varamı- yarak işi merkez heyetine havale et- miştir. İlk içtimsnda bu mevzuu tet- kik eden fakat bir karara varamıyan merkez heyeti de oda esnaf şubesine, © makam da oda kâtibi umumiliğine havale etmiştir. Söylendiğine göre bu- radan da ode idare heyetine gidecek- tir, Oradan nereye gideceği henüz Mmâ- Vüm değildir. Bir şilep Iki çocuk kurtardı Dün Marmarada iki yaramaz, bir sanda! içinde açlık ve ümitsizlikten ölmek üzere (ken bir şilep tarafından kurtarılmıştır. Bn iki yaramaz Üsküdarda oturan 16 yaşlarında Adnan ile küçücük kar. deşidir. Üsküdar iskelesinden evvelki gün bir sandala binerek denizde gezmekte olan (o küçükler akıntı te. siriyle Hayırsız Adaya düşmüşler dir. O geceyi Tayrrsız Adada geçiren çocuklar ertesi gün her şeyi göze alarak tekrar dehize açılmışlardır. Bu defa da sandal Yeşilköy önle. rine düşmüş veoradı tesadüfen geçen şilep tarafından kurtarılmış . tır. Yalancı şahitliğin sonu budur Dün Sultanahmet birinci (o sulh ceza mahkemesinde bir kadın şahid tevkif edilmiştir, oBir hakaret da vasmda şahadet etmekte olan Me. lâhat ismindeki bu kadının yalan yere şahadet ettiği o anlaşılınca der. hal tevkifine (o karar verilmiş ve Melâhat tevkifkarere götürülmüşütr. Ruam mücadele- sine başlanıyor Ziraat vekâleti İstanbul vilâye. tinin Çatalca, Silivri, Üsküdar, Yalova, Bakırköy, Kartal, Beykoz, Şile, Beyoğlu, Sarıyer, Vatih ve Eytip kazalarını o birer runm (mücadele mıntakası olarak oİlânetmiş vel 'Teşrinevvelden itiharen bu mmtaka. larda rTunm mücadelesine başlan. masırı alâkadarlara tebliğ etmiştir « © Bu ayın 18 inde küçük sihhiye memur mektebinde salgın hastalıklar şubesi o mütehassısı doktor Cevadın reisliği altında o bir toplantı yapıla. rak mücadele esasları tesbit edile. cektir. YY * niyor ki: “Evliyim, roya bir takrir verilerek büroya da | ve| *lerin vaziyeti görüşülmüş- | | | i | | Şok iyi bir kocam var, eğer kendisi işten çıkar ksam kahveye gidip bilârdo oynamasa çok me- a:9(A. A.) —Alman Ajan.! sut olacağız. Fakat o bilârdonun kendisini işten sonra din- iğinden tahsederek bu âdetinden vazgeçmiyor. Ben de her akşam geç vakitlere kadar kendisini evde beklemekten sıkılıyorum. Bu ahlâkmdan onu vargeçirmek için ne yap- Şikâyetçi işçiler Tahkikat ehemmi- yetle devam ediyor İş dairesi reisi Enis Behiç Bursaya gitmiştir. Bununla beraber, iş kanu-! nunun yilklerinden kurtulmak için ba-” zi iş sahipleri tarafından vaziyetleri- | nin değiştirildiği iddia edilen işçileri hakkındaki tahkikata şehrimizde bu-| lunan iş dairesi şefleri tarafmdan de- vam edilmektedir. Bu işçilerin şikâyetleri başında yev- miyelerinin saati mesaiye göre tebdi-| li işi gelmektedir. İşçiler bu suretle| iş kanunu çıklığı zaman gadre uğra» mış olacaklarından, cumartesi günü; öğleden sonraya ve tatil günlerine ait yevmiyelerini alamıyacaklarında endi- şe etmektedirler, Halbuki iş kanunu esasen haftayı 49 saate ayırmıştır. Bir fabrika işçisini cumartesi günü öğleden sonra çalıştırırsa hafta arası günlerden bu öğleden sonra saatleri kesilmek suretile amele daha az çalış- tırılacaktır. Çalıştırmazsa bu saatler diğer günlere ilâve edilecektir. Bu ba- kımdan amelenin hakkı zayi olama- yacakıtr. Eski işçileri çıkaran fabrikaların da dolayısile zarar göreceklerine şüp- he edilmemektedir. Çünkü yapılan tetkikler de mütehas 818 işçi azlığının mevcut olduğunu göstermiştir. Belediye Teşrinlevvelin başından itibaren Techiz ve tekfin işile uğraşacak Teşrinevvelin (o haşından itibaren Belediye ölülerin techiz ve tekfini işiyle meşgul olmağa başlıyacaktır. Bu husustaki (o tertibat (Oalımmış ve Relediye — şubelerine (keyfiyet bil. dirilmiştir . İstiyenler (o bu tarihten itibaren enyakın polis mevkiine keyfiyeti bildirdikleri takdirde mu. ayyen tarife dahilinde cenazele. ri hangi sınıftan isterlerse o sınıf. tan kaldırılacaktır. Belediye bu sene bütçede ehem , miyetlice (bir tahsisat olduğu için şehir içindeki (o mezarlıkları da tan. zim edecek ve etraflarmı dıvarla çevirecektir, GEÇEN SENE BUĞUN NE OLbÜr Din gece toplantı halinde bulunan Yu. man kabinesi 30 mebus tarafından baarlımış. bir. Donanma Pireye çağırılmıştır. e İİ) ei kğ 5 SM m İrem. 2 e 57 Yavaş yavaş eve alıştırınız (Her zaman bekliyen) imzası ile aldığımız mektupta de- | İ malıyım?,, İİ CEVABIMIZ: İ tırmıya bakınız. Yaş meyve ihracatı Bu sene muntazam ambalajlarla yapılacak Yapılan uzun tetkikattan sonra bu sene hrice çıkarılacak yaş meyveleri. miz anbalajlirının muntazam Dir şe- kilde olmasına ve standardizasyonu- nun yapılmış olmasına karar verilmiş- tir. Esasen bizim meyve ihracatımız daha başlangıçta olduğu için bunun kolay olacağı tahmin edilmektedir. Bu işte en mühim rolü İş ve Ziraat bankaları tarafından 100,000 lira ser- maye İle kurulan ve gelecek ay başin- da faaliyete geçecek olan yaş meyve ihraç şirketi oynayacaktır. Bu şirket ilk iş olarak elmalarımızı ele alacak- tr. Diğer taraftan bu #ene kavunları- mızın ve üzümlerimizin Kaliforniya sis temi anbalajla ihracı da takarrür et-! miştir, Bunun için bir heyet evvelâ ka-| vunlar için Bandırma ve sonra üzüm-; ler için İzmirde iki anbalaj tetrübesi | yapacak, bunlar ihracatçılara gösteri. | ecektir. | Adliyede Her yarım saat için did dava Dava sestleri artık buna göre tesbit edilecek Adliyede ötedenberi günlük da valarm bir kısmı (öğleden evvele ve diğer kısmıda Öğleden sonraya konuluyor ve umumiyetle öğleden ev. vel için yazılan celpnamelere saat 10.30 ve öğleden sonra yazılanlara da 14 yazılıyordu. Bu suretle ayni sa | atte gelen suçlu ve davacılar sanat. lerce Adliye koridorlarında stra'larını bekliyorlardı, Gazetemiz, mütenddit defalar bu sakatlığı göz önüne alarak buna ça. re bulunmasını, davaların 10 ve H gibi öğleden evvel ve sonraya kon. masınm mahzurlarmı söylemişti. Bugün memnüniyetle görüyoruz ki is. teğimiz yerine getirilmiştir. Adliye vekâleti dün Adliyeye gönderdiği bir tamimle bundan son. ra her yarım sanita dört dava na. zarı itibara alınarak davaların sira, ya konulması (o bildirmiştir. o Bun dan, yalnız buzüne kadar saatleri ta.! yin edilmiş olan davalar istisna e. dilmiştir. Sigortayı delandıranlar Bir doktor daha tevkif edildi Sigorta rezaletinden dolayı — ve; sahte rapor vermek suçiyle odün! bir dektor daha adliyeye verilmiş! ve Hanciyân ismindeki bu doktorun | suçu sabit olduğundan tevkif edilmiştir. l Hancıyan bilhassa Şazik için bir) rapor vererek onuöülü gibi göster, miştir, Hancıyanla, Sigorta rezaleti işin. de mevkufların sayısı beşe haliğ olmaktadır. Bazan kendisi ile beraber gitmiye onu razı ediniz ve ar- sadaşlarını €ve çağırarak onu eve bağlamıya çalışınız. Ken- disinin yüzüne karşı bir şey söylememeniz lâzimdir, Çünkü bu kadar zamandır alışık olduğu bu oyunu birdenbire bırak- edilmiştir. manm onun İçin imkân: yoktur. Onu yavaş yavaş eve alış TİER Susandan kork Açık Sözde Burhan Cehit yanıyor: Musolini manevra yaptırdığı ordu- sunu teftişten sonra haykırıyor — Sekiz milyon askerim var. Güve» nen gelsin. Hitler Nazi köngresinden dönüsün- de nutuk veriyor: — On milyon asker dökebilirim. İs- tiyen çıksın. Voroşilof Rus manevralarının nunda haykırıyor: — Faşist memleketlerden bize doğ- ru tüfekler dönüyor. Fakat hepsini ezecek kuvvetimiz var. Eskiden diplomatlar ketum ol dı. Böyle havadis uçuran gazeti askeri esrarı ifşa ediyor diye harplere verilirdi. Şimdi diplomatlar Tiderler harpten, ordu kuvvetinden, ezmekten bahsediyorlar.: Bunun için de dünyanm siyasi havası hep kara bulutlu görünüyor. Yalnız bir şey var. Peki diplomatlar susar, saati gelince hemen harekete geçerlerdi. Şimdikiler boyuna &#övli- yorlar. Fakat yıllar var ki bir hareke te geçedi görmedik. Eski babayiğitlerin bir lâfı vardr: — Söyliyenden korkma, susandan kork! 80- ... Fakat şu devirde kimsenin sustuğu yok.. Öyleyse korkacak bir sey wok mu dersiniz? Feleğe lâf mı atıyorlar ? Felek eskiden bekârlığile meşhurdu. Şimdi evlendi. Fakat hâlâ kadınların yolda erkeklere lâf atmasından şikâ- yeiçi. Yengemizin dikkatini celbede- riz.. Ne oluyor yahu? Kanunda lâf atmak bir cürümdür. Cürümdür ama daima değil Meselâ ben yolda giderken Mis Yalova deni- len meşhur kadınm yanmdan geçer. ken: — Of, yanıyorum! desem, bunu da bir iki kişi işitmiş olsa o kadın beni mahkemeye sürükleyip: — Bu bana lâf attı! diyes mahküm ettirebilir. Ben: — Aman efendim! Ocağmıza düş- tüm. Bunun neresine yanayım. Ben 81- caktan şikâyet ediyordum. İsterseniz o gün o santte havanın ne kadar sicak olduğunu rasathaneden sordurumuz... desem derdimi dinletemem. Makhküm ölürüm. Kanun, kanundur. Diyecek yok! — Lâf attm, cezayı çek! derler. Di- ğer davaya bakarlar. Lâkin, aynı kadın doğru yolda göğ- sünü bağrını açıp beni de göstererek: — Aman Allah, bu adam beni yak- t1! diye bağırsa kimse aldırmaz. Çün- kü o kadındır. Ben de erkeğim. İşte ben lâf atmanın bu kısmını da cezaya tabi tutsunlar istiyorum.. Neden benim yaptığım cürüm de, kadının yaptığı cürüm deği Mademki her şeyde müsavi olduk. İ LAf atmakdaki bu fark neden?.. Denizde balık buhranı Gezgin Kurumda yuzıyor: Livarlar, tenekeler, sepetler bomboş, Bu yıl Boğaz çok cimri. Ne yatkın ba lığa, be zengin corumlara rastlanıyor. Bülbül umarken karga tutanlar gibi, lüfer zokasında trakonyalar çıkıyor, — Balıklerm da aptulr kalmamız! Nüktesini savurdu. Gülüştük. Fakat ötede bir faclanın zehiri akıyor, son ekmek parasmı yeme veren zavallılar kan ağlıyorlardı. Biz dönüşte zengin bir sofra bulmuştuk. Onlar, dön kallanamıyorlar, besisiz yavrularının bu kadar erkenden öldür- için çıkmıştım: ndüm, başladı Buğday ihracatımızda ilk hararetli hareketler başlamıştır. Dün p gelen malâmata göre Mersinden beş | kuruş fiyatla ilk parti İtalyavı ihraç Yunanistan, Suriye da talepler vardır. ve Fransadan e