| Çelik yüreğin sergüzeşti ÇELİKYÜREĞİ BAYGIN BİR HALDE YARASA KADININ YANINA GETİRDİLER. DOK TOR ÇAYMERSDE ORADA Dİ... BİRİSİ ÇELİK YÜREĞİN KAFASINA BiR DİPCIK YERLEŞTİRDİ. GECEL - GUNSEL - KIZ - ERKEK Eski; Inkılâp YUCA ÜLKÜ LiSELERİ Kuranı ve Direktörü: Nebi oğlu Hamdi Ülkmen | Kayıt muamelesine başlanmıştır. Cumartesi ve pazardan başka her gün 10 — 17 arasında okuls | müracaat edilebilir. Cağaloğlu, Yanıksarayiar — Telefon : 20019 N TAKSİMDE PANORAMA Bahçesinde 3 Eylul 1936 Perşembe günü Sünnet Düğünü HER GuN BAHÇEYE MURACAAT Telefon 41065 Saraçhanebaşı Horhor caddes En HAYRİYE LİSESİ ei ğ | İ Oktlumuz bu yıl gördüğü tevecclih ve rağbetten dolayı ilk sırıflardar iubarer yabancı dil tedrisacna yeni 2) ? teşkilâtla mühim bir istikamet verilmiştir. Kızlar kısmı ayrı bir dairededir. Mek*ebin o bususi otobüsleriyle b i t | İ , IŞIKLI talebe her gün evlerinden aldırılır, İstiyenlere târifname gönderilir. N Pp O N Kayıt için her gün saat 10 dan 1" ya kadar direktörlüğe müracaat edilmelidir. Telefon; 20530 > —— REKLAMLARI Ucuz ve taksitle NECİP ERSES Galata : Sesli Han gm>OKULLAR GÜNEŞİ « #5 (Şemsülmekâtip), İstanbulun en esk; özel bir okuludur. Fasılasız yarım asırlık bir hayatı vardr Man- NM var, hava, ziya ve su cihetile talebe sıhhat için eşsiz bir binadır. Muadeleti musaddaktır. Yuva, ilk, EE orta sınıfiara hergiin kız, erkek, yatılı yatısız islehe yazılır. İstiyenlere tarifname « derilir 190 MAĞLÜP FAUSTA koyu (1) tanımıştı. Kalktı, onun kolları o arasına atılarak: — Babam öldü! diye inledi. Fausta ile Sikst Kent arasında vuku bulan karşılaşmada aklı ba şına gelen Jan, bilmiyerek bu iş lerde oynadığı rolden korkmuş, Kardinal Farnez ile Leonorun ko © nuşmalarından işin doğrusunu an* lıyarak bulunduğu yerden kaçmış açık bulduğu kapılardan çıkarak Belgoderin yattığı yere gelmis. fakat yerde bir adam yalltığının ve hele bunun babası olduğunun farkına bile varmamıştı. Dük Dangulem (tanımadığı, fakat sevgilisine bir alâka göste - ren bu kızın gelişinden çok mem: nun olarak kulağına bir kaç şey söyledi, bunun üzerine Jan Viyo isttayı alarak Klodun ölüsü yanm — çekti, başka bir yere götür lü. Etraftan gelen bir kaç köylüye Şarl, para vererek Klodun naşını kaldırtarak civardaki kulübeler - den birine götürttü. Belgoderin ölüsünü ise olduğu yere gömdür' dü. Jan Furko, Klodun götürüldü. (1) Jan Furkod hakikatta Belgode- rin kızı idi, Babası: öldüğü için ömrü- nün sönüuna kadar kendisini müddei umumi Furkonun kızı bildi. “7 karde- Madlen Furkonun da ne olduğu ka- tiyen öğrenememistir. 1591 senesinde kral dördüncü Hanrinin maiyet zabit- Terinden M. dö Virak ile evlenmiştir. ğü kulübede Viyolettayı teselli ile meşgul olurken © Şarl arkadaşını merak ederek manastıra doğru ilerlemeğe başladı, bu esnada Par dayan da karşıdan görünmüştü. Şövalyenin yüzü gayet tabii i di. Dük ise bu tabii çehrenin ne mana ifade ettiğini pek iyi anla- maştı, Yalnız, anladığı şeyi manastır- meydanında vukua gelen korkunç vak'aya hamlederek sadece mem- bam yanında geçen vak'ayı an latmakla iktifa etti. Pardayan başını sallıyarak şun ları söyledi: — Pek âlâ! Şimdi hemen ni- şanlınızı alarak Orleana gidiniz. Yüzünüzden akan sevinç saadeti" nizin derecesini anlatmağa kâfi - dir. Fakat saadet öyle bir şeydir ki eğer oraya çabucak girmezse" niz derhal gözünüzün önünden kaçar... Şu zavallı adama lâyık olan son ihtiram vazifenizi yap - trktan sonra hemen Viyolettayı a- ıp gidiniz... — Ya siz ne olacaksınız aziz dostum? . Şunu söyliyeyim ki siz de bizimle gelmezseniz hiç bir ye- re kımıldamam... — Simdi siz gidecek. bense bu rada kalacağım. Böyle icap edi- yor Emin olunuz k: birbirimizden ayrılmamız çok sürmiyecektir Pa” riste bana ait bir kaç isi hallet tikter sonra Orleara gelerek sizi A AV Yaş e A e SM OY EN YUONMAAİM pe Benin i hulacağım. Fakat rica ederim bu hususta tereddüt etmeyiniz... Şarl kısa bir münakaşayı mü- teakip Viyolettayı emin bir yere koymak lüzumunu anlıyarak ve; Pardavandan Orleana geleceğine dair kuvvetli vaitler aldıktan son ra dostunun kolları arasına atr larak veda etti. Manastırm kapısı yanmda du- ran şövalyeye doğru dönüp dönüp bakıyor, ruhu sıkılıyor ve gözle rinden yaşlar akarak bir hissikak lelvuku ile Pardayanı bir daha gö- remiyeceğini zannediyordu. . Şarl o günü Viyoletta için bir araba ve kendi için de bir at :e- dariki ile geçirdi. Ertesi sabah güneş doğarken Metr Klud gömülmüş Viyoletta o nun taze mezarı oüzerinde eğlir yordu. Şarl sevgilisini adeta zor la buradan ayırarak arabaya bin dirdi ve Jan da yanında bulunu- yordu. Kendisi de hayvanına at * ladıktan sonra bu üç kişilik kafi- le Parisin surlarını dolaşarak Or- lean'a doğru yol almağa başla- dı. Tam Orlean yoluna sapmış Tardr ki Şarl yolun kenarından çıkan iki adamı, hele Viyole'tavı bulrnalarına: sebe > olan Pikvik'i. derhal tanıdı. Pikvik, omanastırın duvarın. Telefon: 4.2282. Beşiktaş: Yıldız mp m ASR MAĞI DP FAUSTA dan arkadaşını içeride bırakarak atlayıp kaçtıktan sonra saba- ? 1 191 hı eklemiş ve Parıse girerca Per dayana Dük Dangulemi bulmuş, önlara vaziyeti anlatmıştı. Şövalye ile Dük de o gün için Moröverle randevu vermişlerdi. Pikvik ile Kroas manastırda geçen müthiş sahnelerden sonra tekrar birleşince Dük Dangule- min orada dolaştığını görmüşler ve hemen bir plân düşünmüşler: di. Pikvik kendilerini görünce durmuş olan Düke: — Monsenyör, bizi bırakmayı © * nız! diye yalvardı. Şarl bu vaziyetten mütessir ol- muştu. Lâkin şimdiki (o saadetini de kısmen Pikvik'e borçluydu. — Benimle beraber mi gelmek istiyorsunuz? Diye sordu. Pikvik sevinçle cevap verdi: — Dünyanın öbür ucuna kı" dar. Dük: — Öyleyse şunu almz! dedi ve bir kaç para atarak devam etti: — Bunları Orlean'a kadar yol masrafı yaparsanız, oraya gelin- ce beni bulur, eğer hizmetimden memnun olursanız yanımda kalır” sınız. Her iki arkadaş teşekkür ke limeleri mırtdanarak Orlean ye Tuna düzüldüler... Viyoletta ila Jan Furkonun binmiş oldukları araba Dükle beraber beş gün son- ra hiç bir hâdise olmadan Orleana dahil oldu. Bunlardan üç gün s0”