İ EYLÜL — 1635 il ne gilizler eski ve yaman bahriye, y kla marufturlar ve bundan do- “Sürur duyarlar. Tabidir ki, Sekizinci Edvardın NİZde seyahatini idare için, pek| * Pek meşhur kaptanlardan biril MİN yatına memur edilmiş t İste, bir telgraf: Londra, 31 (A.4.) — Röyter Ajan. Atina muhabirinden: Kral Sekizinci Edvardın râkip duğu Nahlin yatı, Şalki boğazın. Meçerken bir köprüye çarpmışlır. kak o vE yet hafifçe hasara uğramış. öter, bir İngiliz ajansıdır. Şöy » mmüş olabilirdi, fakat düşün. > Şu müessif hadiseyi aman f& Miyelim... Çünkü, bahriyemizin iti.! il ran k «|, (Akdeniz gibi karış karış malür i, *erde, en usta İngiliz kaptanı. yaz , nda nasıl oldu da İngiliz kral: a çarptırdı?) diye bizi ayıp. r : Bence, yukarıki haberi bizzat nes #kle İngilizler kendi nam ve he i rma çok iyi hareket etmisler.! rl kli böyle bir kaza oldu diye İn m itibarlarma toz konmamıştır. a İs İtiharları mazarımızda artmıs. * Hakikatleri, kendi sleyhlerinde Pasanda mevzuu olur vehmine ka. Adan, cesurane ve bizzat neşredi. Tdi Bravo Röyter'e! Bravo bu zihni- » 4 .... lü İş, Cİnsleri münkariz olmuş ve dün.) Yüzünde tek tük nümüneleri kal- zt zZiruhlar vardır, Bunlar el öd nebatat ve hayvanat bahçe. Di İtina ile muhafaza edilir. Dillerde de öyle: Eşleri ölüp ken âlâ yayıyahilen nadir kelime. ii *vcüttur. Meselâ “lü, ile biten İse h a, atutetiu, ızzeliu... Bun ün *D “emrihak.. vaki olmuştur. ie e hükümdarlar hakkın be, haşmetlü., demek fırsatı vardır. vg niçin bunu zoraki surette kat z yerine “Sa majeste,, gibi fran. İM karamanlıcası bir tabiri koy. galışmalı? l eli hi (VvA-N0) — Beylerbeyi | , sarayında | | tn akşam festival | balosu var ün İestivali münaseebtile şehri - #elmiş olan heyetler dün Taksim “yet âbidesine giderek merasim- > »k koymuşlardır. İle önde şehir bandosu ve bunu NV bayrağımızla Romanya, Yugos- Miz Ve Bulgar (o bandıraları yanyana YE BU halde bütün heyetler Galatasa - iS#tinden hareket etmiş ve doğruca “addesinden Taksime gidilmiş - il e Önünde şehir bandosu © evvelâ Marşını çalmış, O bundan sonra ve Bulgar koro heyetleri ken- Ün, larını söylemişlerdir. £ Abideye ntivali) ibaresini o taşıyan bir konulmuştur. Yarın akşamki balo Syn akşam festival heyetleri şerefi- tebeyi sarayında verilecek ba - | Ne ün hazırlıkları ikmal edilmiş- e zengin bir program ve bü ri gd rr *SORUNUZ.,Sizr CEVAP 1 ei 27 > İ'âyvatınızı kurarken ke Gti CEVABIMIZ: NA veee? İ bazı şehirler henüz hazırlıklarını ikmal İse ima Bedbaht) imzası ile aldığımız mektupta deni- rim üzereyim, 12 yaşında birde o kızım var İ e, hüyatımı baştan tanzim etmek arzusundayım, Esasen Mn bedbaht olan beni 2 senedenbezi sevdiğim bir | ihracatı — | mürakabe Iktisat Vekâleti yeni memurlarla teşkilât yapıyor Tağşişin men'i ve ihracatın mürakabe | si hakkındaki kanunlar mucibince muh-| telif ihraç maddelerinde tağşişin önüne geçmek ve mürakabe için ayrr ayrı çıka rılmakta olan kararname ve nizamname ler yakında tamamlanacaktır. Bundan sonra yeni sene başından itibaren yuc- dun her tarafından İktisat vekâleti mü- rakipleri tarafından kontrol başlayacak» tır. İktisat vekâleti bu işe lâzım olan mü-' rakiplerin yetişmesi için gelecek ay ba- şında Arkârada bir kurs açacaktır. Bu kursa en az lise veya ticaret liseleri me- zunlar: alınalaktır. İlk — kursa 30 genç alınacak ve bunlar iki bir stajdan se ve bulundukları mev kin ehemmiyetine göre 150 liradan 250 liraya kadar maaşla memleketin muh- telif taraflarına oOtayin edileceklerdir. Kurs müddetince bu gençlere (o 100 zer lira ücret verilecektir. Memlekette her şehrin imar plânı olacak Belediye, yapı ve yollar kanunu mu- cibince her şehir belediy in Ooranın iktisadi ve içtimai vaziyetine göre şeh- rin müstakbel bir plânmı hazırlatması ve bundan sonraki imar şeklini tesbit et- mesi lâzımdır. Ekseri belediyeler ka - nunun vazettiği bu esasa uyarak müs- takbel imar plânlarını hazırlatmışlar ve Dahiliye vekâletine © göndermişlerdir. Yalnız — İstanbul da dahil olmak üze- re — bazı büyük şehirlerle pek küçük etmemişlerdir. Bunlar da ikmal edilinge bütün Türkiye şehir ve kasabalarile be- 1edije loghllâu olan yeilerin genişleme hareketinin müstakbel şekli malüm olacak ve bundan sonra plânlı bir şekilde İlerlenecektir. Bu arada sih- ki ve iktisadi sebeplerden dolayı bazi şehirlerin yerleri de o şehirlere yakın en müsait yerlere tahvil edilmektedir. ime ve Üniversitede kayıt muamelesi başladı | Üniversitede her fakülteye yeni tale-! be kayt ve kobulüne bu sabahtan itiba- ren başlanmıştır. Bu sene üniversitenin muhtelif fakültelerine büyük bir teha - cüm vardır. Fekültelerde ikmal imtihanlarına da yarn sabah başlanacaktır. ilk olarak hukuk fakültesi eleme imtihanları ya- pacaktr, , Kadınları Esirgeme Derneğinin müsameresi Seçen cumartesi Suadiye plâjı ga- zinosunda yapılacağı ilân edilmiş olan! Türk kadınları esirgeme derneğinin yazlık müsameresi bavanm fonelığı yüzünden önümüzdeki haftaya tehir edilmiştir. Müsamere bu cumartesi bü- yük programla yapılacaktır. ği Kültür Bakanının tetkikleri Şehrimizde bulunan Kültür bakanı Saffet Arıkan bugünden itibaren şeh-| rimizde Maarif işleri ve Söbzoirini vaziyetini tetkike başlamıştır. Saffet Arıkan bir hafta sonra Anka raya dönecektir. tu Eğer hayatı kızmızın aleyhine mesi di nun her şeyi görebilecek ve arlıyabilecek bir çağda HABER - — Aksam Postası Ticaret odasında Tatbik edilmiyen bir nizamname Ticaret odası bundan iki ay kadar ev- vel biri ihraç olunacak elmalar, diğeri de patatesler için iki nizamname hazırla mış ve oda idare heyetinden geçtikten sonra oda meclisinde alkışlar! kabul edilen bu nizamnameler biribiri ardınca oda piyasa ve &icil ticaret gazetesinde neşredilmiştir. ittenberi elma ihracatı yapıl - lan ve henüz elma ihraç mevsi- mine girilmediğinden elma ihraç nizam- namesinin nasıl tatbik Fal edileceğini za-, man gösterecektir. standardizasyonu atılan nizam- name yalnız neşredilmekle kalmıştır Bu nizamnamenin hükümlerine göre patatesler ellişer kiloluk çuvallara ko- nulacak ve beş tipe ayrılarak her çuval daki patatesler ayni vasıf ve büyüklük te olacaktı. Çuvalların üzerinde de deki patateslerin hangi vasıfta oldu. nun gösterilmesi lâzımdı. Fâkat o Za - patateslerin man bu zamandır nizamnameye hiç al- dıran olmamış ve eski vaziyet devam €- degelmiştir. Teşhis edilemiyen hastalık Şişlide Bilezikçi sokağında Metanet apartmanın altıncı dairesinde yalnız başına oturan Halil isminde bir zatın © dasında ağzından salyeler aktığı halde baygm yattığı kapıcı tarafından zabıta- ya haber verilmiş, (hemen bir doktor çağrılarak basta muayene etşirilmistir. Doktor hastalığı teşhis edememiş, Ha - Bil sıhhi imdat otomobili ile hastaneye kaldırılmıştır. Garsonlar cemiyeti- nin hesapları Müşterek esnaf cemiyetleri bürosu hesaplarında tetkikler yapılırken bil- hassa garsona , veniyeti besapları üzerinde durulduğunu yazmıştık. Gar- sonlar cemiyetinden aldığımız bir mek tupta, müfettişlerin hesaplar üzerinde- ki tetkikatmın bittiği ve raporun nit olduğu makama verilmiş olduğu yazıl. makta ve hesapların her kontrola açık bulunduğu ilâve edilmektedir. a iMerhum musikişinas | İ rine ne kadar yaklaşırlarsa insanlığın | istikbalini tehdit eden tehlikeler o ka- Ata için müsamere 45 sene mütemadiyen musiki müual-| limliği yapan ve son yarım asırda yetiş- | miş musiki sanatkârlarından bir çoğu - nun hocası bulunan Üsküdarlı Ata ge- çen sene vefat etmişti. Şehrimiz musiki üstatları Atanın ailesine bir yardım ol- mak Üzere ayın on ikisinde (o Kızkulesi plâj gazinosunda bir müsamere vermeği kararlaştırmışlardır. 1 SALI Eyl 05 1385 Cöraziyelâhır: Ya Leylehilerin gitmesi Mieri başma İlalyaya karşı ko. yamıyacağı söylenmektedir Küçlik arlaşma Habsburglarır tekrar tah gelmelerine mari olacaktır. Pu) zı baştan kurmaya karar verdisizse bu- olan olmamasına dikkat etmeniz lâzımdır. En| ufak bir dikkatsizlik sizi kızmızı ebediyyen görmekten mah rum edebilir. İlerde ikinizin de saadetine bir Balel gelme- wi bir avukata müraciat etmeniz lâzımdır. i bile iki memleket arasındaki dostluğu işin Lozan sulhundan ve Musul mese- | dar kolaylıkla bertaraf edilebilir. “tarlık kampından dışarıda bıraktıktan Dean erir tar sea va ra vve basen yaam Bütün milletler şahsiyetlerini arıyor Nedir bu bizdeki alafrangalığa merak iptilâsı ? Kralın ziyaretinde Asım Us, Kurunda yazıyor: Haşmetlü kral sekizinci oFdvardın seyalısti hususi mahiyette olduğundan bir takım siyasi neticeler çıkarmağa mahal yoktur. Bununla beraber İki devlet reisi arasında olacak mülâket resmi çerçeve usulleri haricinde olsa kuvvetlendireceğine de hiç şüphe yok- tur. Yeni Türkiye, yeni devletin temeli- ni kurarken bütün mâzi hesaplarımı! tasfiye etmiştir. Yeni Türkiyenin Os-! manlı devrine ait eski dostluklar Ve düşmanlıklarla bir alâkası kalmamış tır. Memleketimiz kendisine karşı gös- terilen her türlü samimi dostluklara karşı samimi bir dostluk ile mukabele) etmeği ana siyaset olarak kabul ettiği lesinin hallinden sonra İngiltere ile aramızda kuvvetli bir dostluk hareketi başlamıştır. Bu defaki Montrö konfe- ransmda da bu suretle başlıyan dost- luk hareketinin ve emniyet ve itimat hislerinin karşılıklı olarak inkişaf et- tiği iyice görülmüştür. Kral sekizinci Edvardın İstanbula gelişi iki memle-! ket arasındaki her türlü zorlukların ortadan kaıdırılacağı bir zamanda vu- kua gelmesi de kayde değer bir nok- tadır, Bu nokta, Türkiyenin Akdeniz- de ve Balkanlardaki #ülb sisayetile İngilterenin Akdeniz ve Balkanlar $i- yaseti arasında bir yalınlık bulundu- gü şeklinde ifade edilebilir. Zanneği- yoruz ki kral hazretlerinin Yugoslav» , “Yunanistan gibi Balkanlı dost memleketlere uğrayarak Türkiyeye gelişi de bu tarzı tefsire hak verecek bir delildir. Avrupada sulhu tehdit eden bir ta- kım Âmiller var. Bu âmiller bugün her| vakitkinden ziyade infilâk tehlikesini göstermektedir. Böyle bir zamanda| sulh için çalışan memleketler birbirle-! Alafrangalık Tan gazetesinde Burhan Felek yazı- yor; Bilmem bana reaksiyoner yani (mür teci) mi diyeceksiniz? Ben şu (ala- frangalık) dediğimiz şeylerin toptan aleyhindeyim. Alafranga ismi altına aldığımız birçok iyi şeyleri bu aleyh- sonra fikrimi anlatayım, Şu son çeyrek 'asırda ler hep kendi karakterle uğraşıyor ve an'anelerizi her şeyin üstünde tutuyorlar. Bunu son Orta Avrupa gezisinde bir kere daha gör- düm. Hatta bu an'anelere, adetlere sa- hipleri kadar yabanerların da hürmet ettiğini müşahede ettim. Halbuki biz de slafrangalık adı altmda bir kötü cereyan ber şeyi sanki yeniliğe doğru sürüklemekte ve an'ane namma eli- mizde bir şey bırakmamaktadır. Alafranga çalgı ile beynimizi tırma hyan cazdan tutunda alafranga ye- mek, alafranga düğün, alafranga ta- vır ve alafrangalık denen bir seri züp- pelik bizim karakteristik adetlerimizi duygularımızı, eden ve erkânımızı pe rişan etmistir. Halbuki biz alofrangalastıkçe koz- ! mopelit kalabalığı içinde kaybolmak: | tayız. Bilmem werak edip de alafran- galık dediğimiz seyleri tetkik ettiniz mi?.. Meselâ: Bir yaşlı adamın önünde ayağını ayo'ının üstüne atıp kundu millet övriltmi- rasımı onun burnuna uzatan ve elinde- ki kalın sigarayı fosur fosur içen züp penin haline alafrangalık deriz, Buna! baska yerde terbiyesizlik odemeseler bile muhakkak saygısızlık derler. İnsanlık harp sarsıntısı yüzünden; kaybetmeye basladığı kıvammı mil liyet hislerine ve söklip gelen an'anevi; adet ve terhivesine varnısmak'a kort.! * tan ordusu başkumandanı yabileceğini anladığı için pek az müs- tesnasile bütün dünya hep bu yola ko yulmuştur. An'anesi olmıyan milletlör bile an'aneler icat etmeye çalışıyorlar, Bu böyle olup dururken biz ne ba- hasıma olursa olsun iyi kötü her ala- İranga denen şeyi iyi sanıp krvamımı- zı kaybedersek neslin karakter ve ter- biyesi yönünden hiç de kârlı olmaz. Onun içindir ki ben, alafrangalık denilen züppeliklerin toptan aleyhin- deyim. Bir Japon şŞşlirl Cumhuriyette yazdığı bir makalede Peyami Rafa, bir Jüpon şiirinin şöyle bir Türkçe tercümesini yapıyor; Kumun üstüne birakılmış Bir su parçası Denizin bir unutkanlığıdır. Uzak dağlarda Kaybolmuş bir bulut Rüzgârın bir unutkanlığıdır. Toprağa düşmüş Gümüşlü bir kanat Geçen kuşun bir unutkanlığıdır. Hulyaya dalmak ve ağlamak İhtiyacı Gençlik günlerinin bir unutkanlığığır Titülesko'nun istifası Akşamda siyasi icmal sütununda okunmuştur: Romanyada sağ ve sol müfrit partiler arasmdaki münaferet Fran sada iş başına solların gelmesi ve İs. panyada faşistlerin dahili harbe se bebiyet vermeleri üzerine son haddi. ni bulmuştu, Tataresko kabinesi ise ne dah'li savaşta müfrit partileri tutmuş, ne de dış politikasma dahili cereyanlar a tesirini nazarı itibare almıştır. 1932 senesindenberi hariciye na- gıtı bulunan M. Ttülesko Fransa ve Sovyetler ile birlikte hareket etmek istediğinden dahildeki sağ partilerin kahredilmesi için hükümeti mütema. diyen zorlamaktay Hattâ son za manlarda başvekili istifa ile tehdit ederek hükümetin iç ve dış politika. sında tamamiyle hâkim olmak teseh. büsünde bulunmuştu. Başvekil M, Tataresko bu tazyik. lerden kurtulmak için liberallerin Vi- deri M. Bratiyago ile mutabık kala, rak kabinesini değiştirmiş ve M.-Titi» leskoyu açıkta bırakmıştır. Bu değ: şiklik Romanya hükümetinin mevcwt ittifaklarında sadık kalmakla bera- ber ne büsbütün Frar.sanın peyki ne de Sovyetlerin srki taraftarı, ne de Almanyaya karşı açık bir düşman el. mak istemediğini isbat etti. Romanyadaki bu değişiklik Çe - koslorakyanın Sovyetler ile ittifa ve ahiren iki taraf arasında hava mü dafaasındaki tesriki mesai münasebe- tiyle Avrupanın; rkında ve ortasın da beliren yeni zünrenin Romanyı- nın iltihakı ile büyümesi (imkân bertaraf etmektedir. Böyle bir ihti, mal son zamanlarda Macaristan, Bo!- şevik aleyhtarı Almanya - Avusturya « İtalya zümresine çok yaklaştırmış. tr, Kıztlorduya karşı Lehistanın ka: zandığı askeri zaferin yıldönümünü tesid için Varşoyayı ziyaret eden Fran az büyük erkânı harbiye reisi Gene, ral Gamlin'e ziyareti iade icin Leh'a, General Rydz Smigiy'de Parise gitti. Fransa, Çekoslovakyayı kartarmak için Le- histanın müzaharetini ve hiç olmazsa hayırhahane bitaraflığını temin etme- ğe çalısıyor, Fakat karşılıklı ziyaret. lere rağmen Tehistanın müstakil poli. tikazını terkedereği cok siinhelidir.