38.000 doktor aş başa verdi hâlâ bir vr hastalıklara örtü ürlü deva bulunamıyor eni tedavi salgınları zuhur ed'yor : | atizmanın önüne geçmek için lm muahabirimizin Ölüme karşı mücade ray beri sürüp gi-| . ve operatör ai Savaşçılar tabiyelerin - | s Mai bazan 5. generaller Pr Yapmaları lâzım “derler m. ara sira kavga ve Ik fakat askerler diyen bir az da- g irlar, İngiltere Oksford in muhte k meselelerini kendi a- mi üzere Bri-i a dinin topladığı! ma torlar ordusu 38 | Mtirak etti, Bunlar oldukları güçlükleri mikyasını ölçüp ve İlkandinavya dok Müstesna olmak in en iyi dok- şüphe olmıyan Bi mesleklerin- * biliy, ahilinde muvaffak ol- a " çay rd. Bu adam - ü salınacak müşkülâtı bir araya gelmiş- gru dünyasının lecek m mühim hem de lar hâlâ kanseri Hatalardan ancak H siyi olabiliyor. iin yoksa ameli Şi nde hâlâ karar WE an her i- k Ritheg Ta bulmakta o kN tamamile aynidir. e daha Boğaz r ölüyorlar, i bir vak'a Salaş sökmek gibi... mektedirler, fakat şimdiye kadar olan mesai hsp boşa gitmiştir. Ülserler Mide ülserleri hâlâ doktorları uğraşlırmaktadır. Bundan az za - man evvelisine gelinceye kadar operatörler mideden ülseri kes- mekle muvaffak olduklarını sa nıyarlardı. Fakat (ameliyatların hiç ilminan verici mahiyette ol-| madıkları meydana çıkmıştır. Hattâ elinde bıçakla bu hasta- lığa saldirmiş olan operatörler- den bazıları, bizzat kendi ülserle- rini sadece ilâçla tedaviye kalkış- maktadırlar, Bu iş için bulunan en son çare, ülserli mmtakaya bir boru ekle" mektir. Fakat mide ülserleri büs-| bütün ortadan kaldırılmaktan he- nüz çok uzakta bulunuyorlar. İ yargâhr idi ve bunun içindir, HABER — Akşam Pöstair Yazan: Niyazi Ahmet GERSTARİK 366 sene evvel e evvel bugün * Kıbrıs yüz bin kişilik bir ordu ile sarıldı Genç kadın, açıkta-duran gemilere yaklaşb, içindeki iki bin genç kızı bir ande tutuşturarak yurddaşlarını cayır cayır yaktı Kıbrıs, bir efsane yatağıdır. Genişliği yetmiş, uzunluğu yüz otuz iki, çevresi altı yüz elli mil olan bu ada, İlâhe Afroditin ka- ki tarihlerin, şairlerin muhayyilele - rinde zengin ilhamlar yarattı. Başlı başına mevzu olan aa! nelerinden bahsedecek . değiliz. | Ayni zamanda buğdayı, o zeytin yağı, balı bir çok madeni ve bil hassa şarabi ile meşhur olan ada” nm yahudiler, Muaviye, Yezit ve Harunürreşit ordularından sonra, Sağırlar Sağırlar işitir bir hale sokamı- yorlar. Doktorluk mekteplerinde çalışanlar kocaman ordular teşkil edecek kadar kalabalık oldukla- rr halde ilerlemiş sağırlık vak'a- larının tedavisine bir türlü imkân bulunamıyor. Verem Verem tetkikatı ancak iki vaka dan birisini kurtaracak çağa var- mıştır. Bu da teşekkür edilecek ve sevinilecek bir meseledir. Ciğr veremlerinde doktorların | mücadele için çok cesurane olan iki usulü vardır: Birincisinde göğsünü yarıyorlar ve ciğeri yas- sılatmak için içeriye hava üflü- yorlar. İkincisi ise iki üç tane kaburga kemiğini çıkarmakla ci- ğeri yassılatıyorlar. Her iki hâlde de ciğer çalışmağı tatil ederek is- tirahate varıyor ki bu da belki şifalıdır. Fakat her sene ölmekte olan veremlilerin sayısı aenine kadar çoktur. Menenjit Gelelim menenjit hastalığına; beyin zarınmn iltihaplanmasına menenjit adı verildiğini hepiniz bilirsiniz; yakalanan her hasta ölmektedir. Buna Nuhaı Şevki me- nenjiti dahil değildir. Onda şifa bulmak imkânları daha parlaktır. Beyni “yıkamak,, hava şırınga et- mek, serum aşılamak ve bunun gibi büsbütün netiçesiz daha bir çok şeyler denemektedirler, hastalıklarından ö Tüm nisbeti hâlâ çok yüksektir. Bu ölümlerde umumiyetle esrar- engiz bir takım böbrek hastalık- larından ileri gelmektedir. — * Şeker hastalığı, insulin alanla- rın kontrolü altında olmakla be- e büsbütün yok edilememek- Amerikada şimdi “kan verme,,| çılgınlığı vardır. Ameliyatın dar- | besi çocuğun yaşama imkânlarını azaltsa ve'bundan hiç bir fayda olmasa bile, Amerikada kan ver. me işi yâpılmakerzm hiç bir ço- cuğun ölmesine müşaade edilme- mektedir. Bu merak şimdi İngil tereys de sirayet etmiş bulunmak- tadır. Son zamanlarda İngilterede bir diş söktürmek merakı ortalığı ka” Türkler tarafından zaptını anlata cağız, Bu adanın zaptını ilk önce ö-| ne süren Yahudi Jozef Nasi * idi. Bir çok hediyeleri ve bu arada şarapları ile Sultan Süleymanın gözüne giren bu kurnaz adam, padişaha ikide bir: — Ah bir Kıbrısı fethetseniz. | O vakit bu kıymetli şaraplar su gibi akacak. Diyordu. Kıbrıs şarabi ile “meşhur ol muş,, olan padişah, gene bir gün şarap sofrasında yahudiyi kucak- ladı ve ona şöyle dedi: — Filbakika arzularım husul i bulursa sen Kıbrıs kralı olacak: Jozefin bundan sonra rahatı bozuldu. Kıbrıs kralı olmak hül- yası bir an aklından çıkmadı. vinin kapısına bile: “Kıbrıs kra- k Jozef,, yazılı bir levha astırdı. Padişahı her gördükçe Kıbrıs tan bahsetti. Oranın şarabını met hetti. Eline geçirdiği en kıymet- li şarapları: — Kıbrıs şarabr... mana sundu. » * » Çavuş Kubad Venediğe gönde- rildi. Elçi hülâsa olarak şunları diyordu: “Müslüman korsanlara işkence ediliyor. Suriye denizin de her fenalığı yapan deniz hay- dutları Kıbrısı en emin bir sığınak haline getiriyorlar. Bu gibi halle- re artık tahammül edilmez oldu. Cumhur, eğer dostluğunu o muha- faza etmek istiyorsa ibtilâflı nok- taları tamamile ortadan kaldırma- lı, yani Kıbrısı terketmelidir.,, Çavuş bu teklifleri yaptığı gün Senato içtimadaydı. Halk büyük bir heyecanla ayaklandı ve Çavu- i diye Süley- sıp kavurmaktadır. Doktorlar ro- matizma da dahil olduğu halde bir çok hastalıklara karşı bunu tavsiye etmektedirler. Fransız doktotlarında ise bir | şırmga çılgınlığıdır gidiyor. He- © men her hastaya basıyorlar iğneyi i ve böylece hastalar adeta bir iğ- ne yastığına dönmektedirler. Hayatın ölüme karşı mücadele- si böylece sürüp gidiyor ve bütün bu hiç durmadan çalışmalara rağ rak kurtarıldı. Artık harp ilân etmemek için biç bir sebep yoktu. Lala Mustafa| Paşa, askerin serdarlığına, Piya- le Paşa donanmanın başkuman- danlığına tayin edildi. Piyale Paşa sekiz bin kişi ile ! Agriboz adasını işgal ettiği vakit üç yüz altmış parça donanma em re hazır vaziyetteydi. 1570 yılı 1 ağustos günü... 366 sene evvel bugün Kıbrıs mağa başladı. Leftari kalesi, ilk ihtarda teslim bayrağını çekti. Burun kanatılmadan kazanılan bu muvaffakıyet, Kıbrıslıların ne ka” dar aleyhine ise, fethedenlerin © kadar lehindeydi. Mustafa Paşa, diğer kalelerin de ayni surette tes lim olmalarını temin için teslim olanlara hiç bir suretle dokunul- mamasını, tek insana işkence ya” pılmamaşını emretti, Letrililer seviniyorlardı: — Biz teslim olduk, ama böy- le karşılanacağımızı ummadık. diyorlardı, Teslim olmıyan Venedikliler bu plândan ürktüler ve derhal teslim olanları hiyanetle ittiham ettiler ve müthiş bir intikam al mağa karar verdiler. Karar, vakit geçirilmeden tatbik edildi. Bir E;| gece, hain diye damgalananların üzerlerine beklenmiyen bir bü cum yapıldı. Ele geçen öldürüldü. Çocuk ve kadmlar dağa kaldırıl dı. Yapılan işkence çok insafsızdı Kadınlara: — Kocalarınız teslim olurken siz niçin mani olmadınız. Yoksa Türklere teslim olmayı siz mi is tediniz?. Diyor, öldürüyorlardı. Çocuklara: — Hiyanet edenlerin evlâdısr- nız, Büyüdüğünüz vakit siz de böyle yapacaksınız. Sizden vata- na hayır gelmez. Diyor, onları da bir mızrakla yere seriyorlardı. Fakat bütün bunlar, sarmış olan ordunun mukavemeti- ni kırmağa kâfi gelmedi. Mustafa altı bin yeniçeriye büyük bir ge- çit resmi yaptırdı. İlk hücumu ya” pacak kuvvetle beraber bütün or- du yüz bin kişi kadar tahmin olu” nüyordu. Beş hafta süren muhasara işi biter bitmez umumi bir hücuma karar verildi. İleri atılan akıncı lar, hiç bir mani tanımadılar. Po- dekâtaro, Kostanya, Tripoli tab - yaları güneş doğmadan zaptedil- di, Bu harbin en heyecanlı vak'ası genç bir kadının kahramanlığıdır. Ordurun girdiği yerlerde rasi- lanan kadın ve genç kızlar, derhal men vakitsiz ölenlerin sayısı git- | tikçe artıyor. toplanıyor, kadirgalara dolduru - luyordu. Kendi vatandaşlarını da- şun hayatı arka kapıdan kaçırıla-! her yeri Paşa, iki bin beş yüz süvari ile ğa kaldıran Kıbrıslılar kendi ka dınlarına tasallut etmekten çekin» | miyorlardı. Bir gün halk açıkta duran iki | gemiyi göstererek: — Orada diyorlardı. Bütün kızlar orada... Gemilerden biri sadrazammdı, hakikaten her ikisi baştan başa genç kızla doluydu. Gene bir gün genç bir kadın: — Ben geri kaldım... Ben de onlarla gitmek istiyorum... dedi. topraklarına Türk askerleri çık «| Ve küçük bir kayıkla gemilere doğru yaklaştı. Biraz sonra her # ki gemi, gök yüzünü kızıla boy yan alevlerle tutuşmuştu. Kıbrıslı kadın, bin genç kızı, başkalarına teslim etmektense cayır çayır yak mağı rcuvafık bulmuş, acımadan, yüreği sızlamadan iki gemiyi de ateşlemişti. Büyük müsabakamız Bilyük müsabakamıza iştirak e den okuyucularımız topladıkları re sim parçalarını sırasına koyduktar ve sorulan Üç sua'in cevabını verdik ten sonra mufasas! adreslerile vera bar, Ankara caddesinde Vakit kli tüphanesine getirerek mukabilinde bir numara alacaklardır. Cevapları posta ile göndere esklerin, hallettikleri resim've sus! leri (HABBR gazetesi büyük müsa baka memurluğu) * » Tetambul Adresine göndermeleri rica olu. HABERİ aksam POSTA 24 Telgraf adresi, İstanbul HABER Yazı işleri teloforu 24872 idare vellân ,* 24370 Hasan Rasim Us Basıldığı ver (VAKİT) matbaası ÇOCUK SAYFASI Bilmece kuponu I AĞUSTOS — 1936