A A m gg eg ŞAABER — Aleni Postalı Ingiliz Kraiı Meşin toruniyle mi evlenecek ? Babık Alman veliahdinin 19 yaşmde"/ ki günel kızı Prenses Ceellya Viktorya © 5 Y Almazlar hain kralma vermek ar Msundadırlar, Prenses geçen yıl Londraya giderek ilem sarayına misafir olmuştu. İngiliz saray mahafili bu havadişi ne makta, ne de teyit etmektedir. Bapianın ası! kaynağı olan Berlin ise havadisi resmen teyit etmiyor. Nazileri bundan dahz çok memnun Mebilecek bir hâdise yoktur. mt da böyle bir sihriyeti can ve Bnltitden, karşılıyacaklardır. — Çünkü Mibik Alman velinhdi kral Edvardın anar, “ Çecili'nin Almanyada kazanmiş oh sevgi çok bilyüktür. Pransas ga” vet cazip olduğu kadar da vakur ve ikinlidir, Prenses Cecilin, doğumun Alman Üinbert budala olan, bir de Aleksen” Prenses Cecilya ikl erkek kardeşile bir arada (sağdaki Bağa Hubortus solda” İtin adlı kız kardeşi vardır. & MÜNİR NURETTİN ya Sil ağ İkİ. ar ki Prens Fredrig) ee ağda e e a egr — Şırınga ile doğruyu söyleten Bir Ingiliz doktoru keşfini anlatıyor Londradan yazılıyor: İnsanlara doğruyu söyleten ilâç Edinburg'lu bir doktor tarafından keşfedilmiştir. Doktorun yaptığı tecrübelerden alınan neticeler o kadar büyük mu vaffakiyet göstermektedir ki, şüp- heli kimseleri istintak ederken bir tün dünya adliyecileri ve polisi bu ilâcı kullanmak için müracaatlar- da bulunmaktadırlar. Doktor bu ilâcm unutkanlığa | çare bulacağını, polislere cinayet-| leri bulmakta yardım — edeceğini söylemektedir. Bundan başka aile anlaşmazlıklarının bir çoğunu ber- taraj rdecek ve tahteşşuur hakkın da daha cok bilgi elde etmek için âlimierin işine yarıyacaktır Doktorun, tıb dünyası salâhi- yettar makamlarına verdiği rapor da şunlar yazılıdır: | YY YMM NA NM ka evvel yaptığım bir şırınga h tayı pek geveze bir hale sokmak ta, ona senelerdenberi tahteşşutr runda uyur bir halde kalmış olan birçok hakikatleri bir bir söylet mektedir. Muhterem bir devlet memur şırmgayı yedikten sonra birçok meseleler hakkında kendi nokt i nazarmı söylemiş ve bu sözler dim leyenleri büyük şaşkınlığa sevket miştir, Sözler o zatın gerçekte temkinli ve asil gibi görünen bar tavırlariyle taban tabana 4d bir mahiyetteydiler N Başka Irr vaka da henüz evli miş yeni bir gelin hayatına dail tuhaf bir takrm hâdiseler anlatmı; ve bütün bunları kocasına gi duyduğu istikrahtan yapmış oldu ğunu söylemiştir.,, Şırmganın tesirinden kurtulan: lar, neler söylemiş olduklarını “Uykudan hemen birkaç daki» tırlamamaktadırlar Küçük Çiftlik parkında ÜNLÜ SANATKAR ve A'kadaşları 485 ,FAUSTA sonra Grev meydanına varmışlar- dı. Her zamanki gibi meydan ka” labalıktı. Satıerlar bağırıyor ve halk, mukaddes Hanri acaba bır gün ne yapacak? merakiyle topla” bıyordu. Krvas halkı görerek: — Bugün torbamızı dolduraca- gız galiba! dedi. Sonra kalın ve hazin sesiyle bir gark, okumağa başladı. Pikvik de oya yardım ediyordu. Şu ahenk- siz ses ve kupkuru iskelet halinde- ki iki adamla yanlarındaki köpek ha'kın dikkatini çekti. Etrafların»! da bir kalabalık hasıl olmağa bâş- ladı. Pikvik ağziyle boru sesini taklit ederek öttü. Sonra şöyle söze başladı: — Madamlar, mösyöler, mat #pareller, markiler ve prensler ben| doğruca uzak ve vahşi memleket- lerden geliyor, İspanya kralının yanına gidiyorum. Fakat Parisli- İerin umumi istekleri üzerine bir gün için burada kalmağa karar verdim, (Bir boru sesi daha tak” Jit etti.) Diyeceksiniz ki, şehrimiz- de neden durmağa karar verdin? Evvelâ bulunduğum vahşi orman» dardan bile şöhretini duyduğum Dük dö Gizi bir de gözlerimle gör mek istedim. (Boru sesi ve halkın alkışları.) Sonra Arabistan çöle” rinde rasladığım insan yüzlü bir hayvanı size göstermek istedim, Şa gördüğünüz elli. ayaklı, ağızlı, burunlu mahlük; zannetmeyiniz ki insandır. Karnı açıktığı zaman ça” kıl taşları, kılıç, mızrak gibi şey” ler yutan ve bunlarla karnını do“ yuran bir hayvandır. Başka hiç bir şey yemez. Hattâ protestan bile... (Kahkahalar ve alkışlar.) Fakat şu tuhaf yemekte bazır bulunmak için duka, bir ekü falan vereck değilsiniz. Bir onluk ya” hut gönlünüzden kopan en ufak bir para yeter, Haydi başlıyor!... Toplanmış olan ahaliden biri kocaman bir taş getirdi. Pikvik, Kroası ensesinden yakalıyarak ta” şı önüne attı. Lâkin Kroas tered- düt ediyordu. Çönkü bu her za“ manki gibi yapma bir taş parçası değildi. Pikvik eğilerek yavaşça: —Ya bunu yutarsın, yahut mah* volduğumuz gündür, dedi. © Kroas taşı ağzma zorla soktu İ- kındı, sıkındı, fakat yutmanın im» künr olmadığını anlıyarak fırlatıp attı. Pikvik hemen: — Ah, aht... Mösyöler, az kal sın unutuyordum. Orlean yolu üze rinde taş bırakmadı. Onun işin karnı toktur. dedi. Biraz öteden bir asker: — Durunuz, ben şimdi ona şu kılıcı yutturacağım! diyerek ileri" ledi Kroas bunu görünce tabanlar rı kaldırarak kaçtı. Arkasından Pikvikle Pipo da fırladılar. Birkaç Telefon: FAU stırap çektiniz, mademki o cehen- nem acuzesinin bütün kötülükeri» ni biliyorsunuz ve mademki Allah şimdi sizi benimle karşılaştırdı, Allahın sizin, benim elimden tesel- li bulmanızı istediği anlaşılıyor, O halde dinleyiniz mösyö: Ben Ka- terin dö Mediçiyi en fena bir ölüm- le idama mahküm ettim. Çünkü ben bu menhus kadının can alacak damarını bilirim. O da sevgili oğ- ludur. Duyuyor musunuz? Ben onu sevgili oğlundan vuracağım, Onu bu şekilde kahrederek yalnız an nemin değil, sizin de intikammızı alacağım, Ayni zamanda Allahın da istediğini yerine getireceğim. Çünkü intikam silâhını bana gön deren odur, Bu sözler biter bitme» Jak Kie- man otelcilere doğru dönerek giz” li bir işarette bulundu ve: — Allaha ısmarladık Şövalye! dedi, taliinizin gidişini takip edi- niz. istikbaliniz pek parlaktır. Be- .nimki ise korkunç ve karanlıktır. Haydi, kadmlar... Bana şu ara ka” pısını ağınız! Rusetle Paget papasın vermiş ol- duğu o müthiş işareti görerek tit rediler. Üçü birden odanın nihaye- tine doğru giderek başka bir salo- na geçtiler ve gözden kayboldu») lar. Birkaç dakika sonra kadınlar! "geri dönmüşlerdi. ” Pardavan, duyduğu ve gördüğü şeylerin tesiriyle zangır zangır tit Kemençe FAHİRE, Tanbur REFİK, Kanun Artaki 10 Temmuz cuma, İİ cumartesi, İ2 pazar akşamları mevsimin ilk konserlerine başlayacaklardır. STA 485 . remekte olan Şarlin elinden tuta* rak: — Ara kapısı!... Yani Klodla Farneze.., Belki de Viyolettaya şe kan kapı! diye mmıldandı. lip öz PİPO, PİKVIK KROAS KUMPANYASI Romanımızın gidişini munta- zam olarak takip etmek için iki gün evveline dönmeğe mecburuz. Pardayan Deviniyerden çıka» rak Gizin askerlerine teslim ol duğu zaman Madam Hüget. he- men odasma çıkmış, pazarlık :0- basımı giyinmiş, ve bizmetçilere nereye gideceğini söylemeden o telden çıkıp gitmişti. Fakat Pardayan otelden çıkar çıkmaz: — Şiradi de seni kurtaracak be- nim! demişti. Hüget gittikten sonra aşçıbaşı ile çıraklar mutbağa girmek iste- dilerse de orasını kapal, buldular, Engelleri kaldırıp her şeyi yerli ye- rine koyduktan sonra mutbağı açs tıkları zaman Kroast orada gör düler. Kroas yiyip içtikten sonra bir iskemle üzerine kurulmuş keyif ça- tıyordu, Herifler onu görünce ki- misi odun, kimisi süpürge ;İe üze rine yürüyerek zavallı Kroası bir