mai Yazan TİPİN ; zan : Niyazi Anmet 1125 sene evvel bugün Türk donanması Ibsara'yı Bütün ada halkını isyana teşvik eden iki kumandan 500 esirin gözü önünde öldürüldü Ipsara adası, dik kayaları ve) müstahkem Nikola dağı ile en| kuvvetli düşmanlara meydan oku- yacak vaziyetteydi. Bunun için- dir ki, Türk donanmasının bura * yı zaptedeceği duyulduğu gün, ada halkı müdafaa hazırlıklarına baş- ladı. Hıristiyan Arnavutlardan Fotasi ile Mülâzimi Karabelâ en mühüm mevkileri tuttular. Bunlar. her şeye rağmen çarpışacaklardı. Böyle karar verilmişti. 1824 yılı 2 temmuz günü, 112 sene evvel bugün, Türk donanma- sı İprara önünde demirledi. İki Arnavut kumandanı, Ada zaptedildikten sonra ellerinde hiç bir şey kalmıyacağını düşündük. lerinden halkı teşvik ediyorlar: — Ölünciye kadar çarpışacağız, diyorlardı. Türkler buraları zap- tederlerse, birimizi sağ bırakmaz- lar. Onun için kahramanca can verelim. Donanma adanın önünde ikiye ayrıldı. Bir kısmı limanın tahkim edilmiş kısmına, diğer kısmı Arna. vut kumandanların müdafaa et mekt& oldukları koyun iç kısmına yürüdü. Birinci kısım sahte bir hücum yaparken, ikinci kısıni mu- harebenin top dumanları arasmda karaya asker çıkardı. Hücum baş- lamıştır. Türk ordusu ile beraber müs- lüman Arnavutlar da vardı. Bun- lar, dar geçitlerden, dik kayalar- dan yılmadan tırmanıyorlardı. İlk atılış, ön kuvvetli düşman batar- yasının zaptedilmesiyle meticelen- di. Çarpışmada 520 İpsaralı 800 Rum, 125 Sisamlı ölmüş 500 kişi Kurtuluş yollarının kapandığı- nı gören Fotasi ile Karabelâ tes- Tim olmaktan başka çare bulamadı lar. Bu hali gören esirlerden biri, kend: can korkusunu unutarak ku- mandanının üzerine atıldı: j elinin Berlihden gelen bir birlikte oturduğu eve yıldırım düşmüş ve ev yanmıştır. Şmeling- İe karısma bir şey olmamıştır. Resmimiz Alman boksörü karısı Anni Ondra ile beraber Hit ler tarafından kabul habere göre, boksör Şmelingin zaptetli — Alçak!,. diye bağndı oMa- demki teslim olacaktın, niçin bu kadar insan kırdırdın.. Bem de şim. di seni öldüreyim de ölen kardeş. lerimin intikamını almış olurum. Yerlinin haklı hücumu, Arnavut) kumandarları muhafazaya memur askerler tarafınıdan gücbelâ atla- tıldı. Fakat cezasız bırakmadılar. | Hüsrev paşanın yaverlerinderi biri, | Karabelânm üzerine yürüyen yerli| yi bir kenara çekti, Kumandanm kendilerini nasıl idare ettikelrini sordu, Esir, dişlerini gıcırdatarak| şu cevabı verdi: | — Bunlar, kimseye göz açtırmı. | yorlardı. Türk ordusunun gelece | ğini duyunca, hepimizi korkutarak harbe soktular. Bu izahat kâfi idi, Iki Arnavut, küçük bir meydanın ortasına ge tirildi. Beş yüz esirin gözü önün- de başları kesildi. İpsaralrlar, birkaç saat önce ken- dilerini hücuma sevkeden kuman danlarının feci şekilde öldürülüş- lerini adeta zevk duyarak seyredi- yorlardı. Rahatları bozulmuş, ev- leri barkları yıkılmıştı. Fakat bu| belâları başlarına getirenler de ce- zalarını bulmuşlardı. Bu, İpsara harbirin bir cephesi idi. Halk, Türk ordusuna sonuna kadar mukavemet etmeğe and iç- miş gibi çarpışıyordu. Şehre giren İsmail paşa kuvvetleri, her sokak- ta, her evde ayrı ayrı harp etmek mecburiyetinde kalıyordu. Bir kısım âsiler Sen Jan dağın- daki şatoya kaçmışlardı. Muhasa ra edildiklerini görünce, beyaz bayrak çektiler. Türk askerleri, teslim isaretini veren şatonun önü- ne geldiler. Tam bir esnada kulak. ları sağır eden bir infilâk herkesi yerinde mıhladı. Şatonun cephane. liği iştial etmişti. Her iki taraf da zayiata uğradı. Bu, âsi kumandan. ların son kurbanları di. evi EVE yandı, | karısile | edildikleri sırada alırimıştir. HABER — Aksam Postası, Anlatan: Nesip Karaçay Tercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur.» Türkof... bu adam ismine ve kılığına rağme, Türklerin en büyük düşmanıydı: Mosko garlarının İstanbul sefiriydi Yakova ile Prizren arasında Drin nehri üzerinde Kurd Ahmet Paşanın nu mukaddes sayarlar, Afrikadan zenci amele getir mek! Bittabi, gayri kabili tatbik fikir. ler! Ve çiftlikler bu suretle kıy- metten düştüğü gibi, islâm eşrafı da servetini yavaş yavaş kaybetti. Fakat ahalinin böyle muhtelif anaşıra ve muhtelif dinlere tâbi ol. / masından dolayı hiç biri vaziyete hâkim birmevkie geçemiyordu. Komiteler bu hususu temin için evvelâ Avrupanın nazarı dikkati. ni celbetmek ve Türklerin idare kabiliyeti olmadığını dünyaya ilân etmek için bir takım vakalar çı. karmağa, katliâmlar yaptırmağa ve asayişi muhtel göstermeğe dair olan programların. tatbike başladılar, Bu esnada hükümet âkil ve mü- debbir olsaydı, İngilterenin İrlan- dada yaptığı Homeruha! kanunu gibi bir kanun yaparak araziyi sa- tın alarak yarıcılara dağıtsaydı ve İsviçre gibi Kanton usulünde, her Kanton'un lisan, cins ve mezhebi- ne riayet ederek teşkilâtı o suretle yapıp mahalli idareleri ahalinin e- line verseydi muhakkak bugün Ru melide bambaşka bir manzara o- Vurdu Türkof Yukarıda bahsettiğimiz hâkim unsur o ânâ kadar Osmanlılar ol- masından dolayı, bunlar; . tahtla- rından devirmek için bir harp lâ- zımdı. Rusyadaki Panslavistler bunu iyice idrâk ettiler ve sefir) Türkof'u bu plânla İstanbula gön- derdiler. Türkof, o derece Türklüğe ya-| kın olarak kendisin göstermek is-| terdi ki bizim o zamanki âdetle rimiz üzere galoş kundura giyer di. Ve her yerde Türk an'aneleri- ne hayran olduğunu söylerdi Bu suretle Babrâliyi uyutup Balkan| konfederasyonunı hazırladı vel Balkan harbini meydana getirdi. Netice cümlece malümdur. » . * yaptırmış olduğu Şirvan köprüsü ki, Arnavutlar bır Yunan çeteleri Bulgar, Sırp ve Ulak çeteleri- nin yukarıda anlattığımız muvaf- fakiyetleri üzerine birçok Bul gar patriarkist, yani Yunan mu- hibbi ahali, kısmen korkuların. dan ve kısmen de muhsbbetlerin- den Bulgar amaline temayül et- meğe basladı. Bunlar, Patriarkist- likten ayrılmağa başlayınca “Eth- niki Ethenia,, cemiyeti Bulgar çe- teleri gibi, ihtilâlci gruplar çıkar- mağa başladı. Lâkin, onya- da yaşıyan Rum unsurundan böy- le fedakâr efrat bulamadıkları i- çin Giritteki Andarthe'lerden kül- Wi miktarda celbederek Makedon- yaya dökmüşlerdi ve Osmanlı dev. letiyle de gizli bir anlaşmada bu- İunarak Bulgar unsuruna hâkimi- yeti vermemek için mümkün mer- tebe resmi idarelere ( tarafından Rum çetelerine müsamaha edilme. sine emir çıkartmışlardı. Hattâ birçok Yunan çeteleri sırf bizim! askerle müsademe ettikleri zaman| derhal teslim olurlardı; Manastı-| ra getirilip hapsedilirlersede bir- kaç gün sonra hapishane kapıları açılır, salıverilirlerdi. Onun için bu çetelerle müsademe pek az vu- kua gelmiştir. Fakat Girit ahalisi soğuğa ve Balkanların müthiş kışına alışma» dıkları için, ekserisi iklim yüzün- den ölmüş ve hattâ Morihova bal- kanlarında nicelerinin ayakları donarak Manastıra getirilmiş, ba- cakları kesilmiştir. Malüm olduğu üzere Morihova ve ali tarafında bulunan Karacao- va, Makedonya dağlarının düğüm noktası olup 2000 metreden yük- sek birçok zirveleri bulunan Du- disa, Şarenka, Gırbaftsa gibi So- buska ovasını çepeçevre ihata €- den dağlar şimale doğru Morihova balkanlariyle yükselip oradan Ni- kodim, Babuvna, Suhagcra silsile- leriyle etrafa yayılır. » 5 » İslâm çeteleri İslâm çeteleri ise, Makedonya nın ikinci safhası başladıktan son- ra, yani beynelmilel maliye ve ı$- lâh komisyonu ve Rus ve Avustur- ya komiserleri ve jandarma ıslâ- hma memur Dcorcis paşanın gel- mesinden sonra meydana gelmiş- tir ki pek cüz'i bir tesir yaptığın- dan ve başlıca şimaligarbide Po- gan Recep ve cenubu şarkide Ge- mici Hüseyin isimleriyle türeyen iki çete ancak nazarı itibare alına- bilir, İkinci safhaya başlamazdan ev. vel, Makedonyanm servet ve 2zi- raati hakkında da birkaç satır söz söylemek isterim. Yukarıda anlatıldığ. veçhile, Arnavutluğu Makedonyadan tefzi i lunan asıl Makedonya kıtası da rik eden şimalde Çernagora Kaçanik ve Suilen balkan ve $ balkan, Karadirin nehri, garp * rafını da tefrik eden ve maha birçok namlar alan meselâ Kal sana, Kafabulid, Tomaı vesa gibi, Pindos silsilesi... Bu kesirüladlâm dahilinde £ İk araziyle dağların arasında 1 şekkül eden ovalardan terekki etmiş olup ovaları münbit ve n fusu mütekâsif bir kıta olduğu dan hububat hasılâtı kat'iyyen ' kıtayı idare edemez ve her se hariçten 8 — 10 bin ton buğday hal ederdi ki bunun kısmı azaı Arjantinden girerdi. Zaten mahalli ahalinin fal kısmı kaçamak tabir olunan mı ununu pişirip yerlerdi. Binaer leyh hububat hasılâtı hiç me: besinde olup bilmecburiye ahi sınai nebatat ziraatine tevessül mişti ve bunun da ön safında | tün ziraati gelmekteydi. Makedo| yada altın para senevi iki mily lira hasıl olurdu, Fakat ayrıca da her mıntak nın kendine mahsus bir ziraati ve dı, Meselâ yukarıda bahsi geç Karacaova kazasında kırmızı | ber zirasti seneviB001000 kö raç olunur ve Sırbistan, Karad ve Bulgaristana giderdi. Tikveş kazası ise afyon hası! tiyle meşhur olup Makedonyan afyon hasılâtı senevi 90 — 100 kiloyu bulurdu ve kilosu altın pa bir liraya satılırdı. Üzüm hasılâtr da külliyetli sı vet bırakırdı. Bundan 250 vag Valondova üzümü ismnide siy razakı Almanyaya yemeklik iç gider ve 750 vagon da Sırbiye ihraç olunurdu; zira S:rbistan ba ları Flokseradan mahvolmuştu. Haşhaş tohumundan çıkarıl: yağnı da kıymeti vardı. Pirinç raati birçok yerlerde yapılırdı. nupta pamukçuluk © genişleme başlamış ve bunü işlemek için V denn'da 272 metre yüksekliğind sukut eden su tesirde 16 met mikâbr kuvvetinde bir şelâle ve diğinden bunun bir kısmı kuvv. tebdil edilerek burada ve K raferyada 30.000 broş. yani iğ lemekteydi. Burada garip bir vakayı hat latmak isterim: Akar ve bakar Kaula kumpanyasının Mani tır şimendiferini inşa ettiği da mühendis bulunan Hırvat niç isminde bir zat Vodena'nın nından şimendiferi geçirirken k sabada misafir olur ve Rum mu ropolithanesine iner (o Şelâlen gürültüsünden konuşmak ihtimi olmadığını görür ve bu kadar mi hiş irtifadan döküleri bu büyük # yun duman halinde vadiye düşt ğünü görür. Sesini işittirmek İç bağırarak: —Çorbacılar, bu su her zami böyle mi akar? — Akar çelebi! . derler. — Siz de eşek gibi buna bakti (Devamı war)