A A amana aka BU TECRÜBEYE Türkiye Gumihürie Merkez Bankası TAHAMMUL EDEN 27/6/1936 vaziyeti YALNIZ ;,, */ HAY saat beşe kadar mat, ve sevimli bir ten, Gündüz tekrar pudralanmıya ha- cet vo”. İşte; havalandırı!. Muş yeni Tokalon pudrası» hm garanti muhassenatı bunlardır, Bu cazip havs landırma usulü, Parisli bir kimyagerin keşfidir. Bu usul dairesinde havası ton landırılınış yegâne hafif Pudradır, Şimdiye kadat yapılan pudralardan on defa daha saf ve daha ha- fiftir. Bu usul, Tokalon pudrasının istihzarında kullânılmaktadır. İşte bu- nun içindir ki, Tokalon Pudrası, daha muntazam ve daha mükemmel bir | tarzda yapışır cildi hemen en görünmez bir güzel lik ii... asi ile kaplar ve yüze tabii bir güzellik ve- İ rir ve modası geçmiş ve, l | l | vermeden kalın âdi pud. ralardan tamamen başka İ birtesir yapar. Bu yeni | Tokalon pudrss. yüze ya» pışık kaldığı cihetle buna “8 saatlik pudra, tâbir derler. Artık ne parlak bu- run, ne yağlı cilt görünmi- yecek, belki rüzgâr, yağı murun ve terlemnin icrayı | tesir edemiyeceği mat, saf ve sevimli bir ten görüne- | cektir. Dün ve Yarın neşriyatı ÇIiÇERON Eski Roma tarihinde hitabet şahsiyettir. ıtbarile en ileri gitmiş bir Zamanına en yakın ve en yüksek bir tarihçi:; olan Plülark tarafından yazılan tercümei hali Haydar Rifat tara- tından tercüme :dilmiştir Tarih ve hitabet ile alâkadar olan- lara hararetle tavsiye ederiz. Fiatı 40 kuruştur çİTürk lirası. 5 e» gL Ark TIR Kasa: Altm safi kilogram 17.075.918 (1. 24.018.644. 68 Banknot. , , , (|. 15231311 — Kifakkk'. “4 “4 le | 102476184 Dahildeki Muhabirler : 237.431.183 hariçteki Muhabirler : Altın Safi kilogram 4.398,24 Alına tahvilikabil Serbest döviz- ler, 327 083 88 Diğer dövizler ve borçlu kiliring| bakiyeleri. . Hazine Tahvilleri: Deruhte edilen evrakı naktiye| karşılığı, Kanunun 6 ve 8 İnel mad delerine tevfikan Hazine tara.! fından vaki ediyat, 1 e eoğtole— Senedat Cüzdanı : Hazine bonoları. - » O» ye 2972.125 — "Ticari senetler , . . d. 754611717 —— I 6.186.48230 10.212.091.77 LL 158.748 s6n — Esham ve Tahvilât Cüzdanı Deruhte edilen evrakı nak tiyenin karşılığı esham Yı 34.421 56883 e itibari o kıymetli, B Serbest Esham ve Tahvilât| . 417087475 Avanslar: Altın ve döviz üzerine avans| . 33.847.590 “Tahvilât üzerine avans. - 17.23073891 Hissedarlar Muhtelif Yekân / Satılık kâğir konak i İ Nuruosmaniyede Şeref sokağın da 40—42 numarslı kâgir ko ehven şartlarla satılıktır. Boğazal İ ve Halice fevkalâde manzara, yirmi oda ve büyük bahçe. ( İstiyenlerini Nuruosmaniyede bakkal - Hafız Nuriye milracaatları. 4027471972 i 737 431.13 16725 657 95 | 1146.683 952 — 10518 24217 38.592.44258 17.264 585.80 4 500 000 — 4005 38149 79 302.362.84 140000005 Tedavlüideki Banknotlar İ Darute edilen evrakı oaktiye'i. 158./4808— Kanunun 6 ve 8 inci madde| lerine tevfikan hazine tarafın» dan vaki tediyat. 12.004.611, cruhte edilen evrakı naktiye. bakiyesi . Karşılığı tamâmen Ö olarak tedavüle 146.684 983 ilâveten vazedilen; ,Türk Lirası Mevduatı—» — Döviz Taahhidatı (Altına tabvili kabil dövizler) Diğer dövizler ve alacaklı ki İliring bakiyeleri . İtalik semerci 441070970 14.459.371 Yekün 2 Mart 1933 tarihinden itibaren : HALIL.. SEZER 1551 1895 16 000.000 —İ169 687 059 « ii 17.250 27500 i J 2. 174 16904 35000784 Iskonte haddi yüzde 5 1-2 — Altın üzerine avans yüzde 4 KARYOLA meşheri Fabrikanm yeni binasında hususi surette açtığı meğherin bir kere gö rülmesini rica ederiz. Karyolalar ucuz ve sağlamdır. yanın ön rahat somyeleri derecesinde olup en hassas kimseleri memnuw İ edecek mükemmeliyettedir. Somyelerimiz dün- | Karyola ve madeni eşya fabrikası Tevzi merkezi - 468 İadığı hakareti yapamıyarak aşa- ğıya düştü. Büssi Löklerk, hançe- rini #öşemenin üzerine fırlatarak kollarını kavuşturdu. Müthiş bir sessizlik içinde şu sahne, hemen iki üç saniye kadar devam etti. Giz geniş salonü bir baştan öbür başa doğru iri ve kuvvetli adımlarla dolaşıyor, sert,! hasışları odayi sarsıyordu. Giz yavaş yavaş kendisine ge- icek Büssi Löklerkin yanma gel di ve: — Eğer suratına bir tokat in- dirmiş olsamdı, ne yapardın? de- di. Büssi, sarsılan yerini sağlamlaş- tıriak için kellesini tehlikeye ko- Yan bir adamda görülecek bir cesaretle: — Monsinyör, sizi vururdum. Sonra kanmızla kızaran hançeri kendime çevirerek bu suretle iki lekeyi bir anda temizlerdim. — Nasıl iki leke? — Evvelâ bana sürülen leke - Yi, tokat yediğimden delayı. Sonra $ize sürülen lekeyi, beni to" katladığınız için! Giz dişlerini gıcirdattı. Büssi! Löklerk tevkif edilmesi için veri” lecek emri bekliyor. Ve şunları düşünüyordu : — Zannedersem, affolunayım derken dilimi biyaz fazlaca uzat tım. Hayır!... Giz dişlerini Büssi VAKIT Kütüphanesi: İstanbul. FAUSTA Löklerke gıcırdatmamıştı. O diş lerini, sırf kendisine böyle bir ha” karet yapıldığını, yüzlerce kişi, asker, jantyum, ve halk önünde, dost ve düşman arasında tokat” lanmış olduğunu hatırlıyarak gı - cırdatmış ve eskisinden daha rmit- hiş bir hiddet bütün varlığını kap” lamıştı, O, kendisini tokatlıyan herifin hâlâ sağ olduğunu ve ileride Fran- sanın kralma böyle bir lekeyi sür- düğünü söyliyerek iftihar edebile- ceğin! düşünüyordu. Dudaklarının arasından boğuk bir inilti çıktı. Pardayanın tekrar ele geçirilmesi lâzımdı. Böyle bir zamanda ise en sadık bir adamr nın yardımından uzak kalmağı istemiyordu. Şu düşünce, ona bi- raz soğukkanlılık verdi. Büssi Lö- klerk hakkındaki kararlarını son* raya bırakarak ona elini uzattı ve: — Büssi, ben haksızlık ettim; dost kalalım. Bu zamanda birbi” rimize söylediğimiz sözleri boş görelim. Fakat şunu da itiraf et- melisin ki, muhafaza için sana ve" silmiş olan adamı... Fakat anlat "akalım nasıl oldu da herif kaç tu? — Ah, Monsinyör. bunları öğ- renirseniz ne olacak? Arkadan hiddet. korku ve ümit sizlikle dolu, insan sesine benze miyen bir homurtu duyuldu: Sirkeci Salkımsöğüt Demirkapı ca'ldesi No. 7 (Eski Ford” Ummu Cari binası) Telefon: 21632 FAUSTA Surun etrafında halk civar a- raziyi gözden geçirerek düşmanın kim olduğunu anlamağa çalışıyor” du. Etrafa sevkolunan keşif kolla” rı birer birer geri döneiek: , — Parisin etrafında kral ta- raftarlarından kimseyi göremedik. Düşmandan, hücumdan eser yok! Haberini getiriyo:lardı Fakat bu patırdı nereden hasıl olmuştu? Dikkat işaretini kim vermişti. Bunu bilen yoktu » » : Giz, sapsarı ve sinirli bir hal- de omuzlarını silkelerek yanında bulunari Menevil ile Moröve e: — Parislilerimiz bir gölge için bu kadar heyecana gelirse acaba hakiki bir tehl'ke karşısında ne yapacaklardır? Haydi arkadaslar, annem bu işte haklı. Hemen hare“ ket etmeliyiz!... dedi. Asker geri döndü. Halk korka, korka tekrar şehre girdi Zincir - ler, engetler, Barikatlar kaldırıj - dı. Giz konağına girdi O yolday- ken balk yarın büyük bir arayın tertip olunacağını ve Davudun oğ” lu mukaddes Hanrinin Valvanın yanına gideceğini söylüyordu. Giz, konağına döndüğü zaman saat sabahın beşi olmuştu He men Şartre hareket için hazırlik emirleri verdi. Sonra Morövere dönerek: — Moröver, sen de yarın be- rabei geleceksin değil mi? De di. — Neden Monsinyör? — Nebileyim ben? Belki Mon- martr manastırında görülecek bir işin vardır. Moröver sarardı. Giz onun ya- nma yaklaşarak parmağının uci le alnına dokundu Ve yalnız Me röverin duyabileceği derecede bo ğuk ve hafif bir sesle: — Evet, yüz bin frank alaca” ğınız ve Monmartrde bir muha- fızlık vazifesi yapacağmız bir za* manda, Moröver... gelmiyecekmişim — Monsinyör: — Evet, evleneceğiniz ve me sut olacağınız bir zamanda Morö- ver, ben sizi... Giz, dişlerini gıcırdatıyordu... — Onun... Şu bildiğin sevimli mahlükun yanıma yaklaşmaktan... Ve beni terketmekten menediyo” rum... # Moröver büsbülün sarararak: . — Monsinyör, emin olunuz ki.. diye kekeledi: — Beni terketmiyeceksin!... Burada oturacaksın! diyorum. E * ğer şu parmağımla dokunduğum başmın yerinde kalmasını ister * sen... | Meröver tam bir itnstte bulur nacağımı anlatmak için başın eğ” di. Fakat içinden şunları düşünü” yordu: