mmm mn | Kara haydut - X9un harikulâde maceraları ri HERHALDE KARA İŞTE GELİYOR LAR SON Siz BILE BEN: AYOUDUDA R- | |SYUNU OYNAYACAĞIZ... TANIYAMAŞINIZ MEYE MUVAFFAK yon eni OLACAKSINIZ .« TAM SAAT 12. BOMBA EN DİNİZ enli LAR HAZIRMI...? Rv GERMAZ <5 EVET; TAMLOKA TANIN VS DE İk AMDAN bii > res DEMEK GELDİNİZ YİLBER BU X:.9 KARAHAYDUDA KORKAK DİYOR İŞTE İSTEDİĞİN o1Dv ADAM KİMDİR..? YE ONUNLA GÖRÜŞMEK İSTİYORDU. i :9| KARA MAYDET İsrı SMiT ADINDA BiR MANAT EN ARZYSUNA ŞİMDİ BENİM. MEMURUM. İİ NAİL guacax DEĞİLMİ.? - - ti a İKİSİDE KARŞI Yöni iki böğimli sinema romanı? 1 — Esrarengiz tayyare! Polis hafiyesi X:Sunen son harikulâde maceraları. 2 — Ormanlar kraliçesi! Çok meraklı ve heyecanlı bir seyahat ve avcılık romanı. Istanbul Marangozlar Cemiyetinden: BERESİ Cemiyetimizin idare heyeti intihabı 3 —4 — 936 cuma günü & yapılacaktır. O anama manın Taze Çicek aşısı i gün saat 9,30 dan 10,30 a kadar Galatada Adalet hanındaki cemiyet o merke zinde, 10,40 dan 11 e kadar Galatada Mahmudiye caddesi Güzeliş mar, Karaköy Fezane- çer fabrikasında, 11,10 dan 11,30 a kadar Şişhanede Çirigoti omarangoz fabrika Ende vardır, Sİ) sında, 11,40 dan 12 ye kadar Taksimde Sofyanos İstanbul Belediyesi ETME | © çinde süt veya sütten yapılan m addeler satılan veya imâl edilen i- sek ahırlarının hafta tatili ruhsati yesine tabi tutulacağı, bir yanlışlı. | “ğa mahal kalmamak üzere tavzihan ilân olunur. (B) (1688) fabrikasmda, 13,30 dan 14,30 a kadar Mahmutpaşa (Kürkçü hanında, 14,40 dan 15.30 a kadar Tavuk vazarında rev toplanacağı alâkadarlara ilân olunur. 102 , FAUSTA FAUSTA 103 na döğru yaklaşırken o, korkuyla karışık bir hürmet bissetmişti. Farnezin mihrabın önünden geçerken dizleri büküldü. Kısa bir hıçkırık dudaklarından dökül- dü. Gözlerini indirdi. Leonorun düşmüş olduğu basamakları gör - müştü. Yavaşça: — Oh, 1573 senesinin paskal yasının müthiş sabahı! Diye mırıl- dandı. Bir kâbus altında eziliyormuş gibi bütün olup biteni gözünün ö- nünde canlandırdı. Kendisi bu mihrabın karşısında lâzım gelen hürmet hareketini yapıyor, fakat hep Leonoru düşünüyordu. Kalbi sevgiyle çarpıyor, ruhu bütür dehşetiyle şu faciayı tekrar yaşı - yordu: Leonor anne olacaktı. Leonor. 5 gün ihtiyar Kont dö Montegü'ye| Farnezin meseleyi açacağını sanı. ! yordu. Halbuki kendisi Parister nasıl uzaklaşacağını düşünüyor - du Kaçmak, Romava gitmek Kar- dinallik vazifesini bırakmak, ma nastırın birine diri diri gömük mek... Bütün bunları aklından ge- çirdiği halde hiç birini yapama mıştı. Bu hatiralarla rengi uçmuş © israk, diz çökmüş bir vaziyette bulunan Kloda, gayet muhteşem bir şekilde yapılmış olan günah © çıkartma yerine doğru döndü. O zaman başka bir duyguya kapıl- mağa başladı. Gözünün önünde başka bir hayal canlanıyordu. O şimdi Grev meydanındaki dara- ğacını görüyordu. Cellâdın evlâ- dını alıp götürdüğünü seyrediyor- du. Bir çocuk, bir kız! Yani yeni bir ümit, yeni bir sevgi, yapılan hatayı düzeltecek bir fırsat! Ha- yır, bunlardan hiç biri olmadı. O şimdi, kendisinin Klodun evine koştuğunu, ağlayıp sızladığını, fakat bir taş heykel kadar duygu suz olan cellâttan: — Kızımız üç gün kadar yaşa- dı, sonra öldü... Cevabmı aldığı nı düşünüyordu. Bu uğursuz “öldü,, kelimesini Klod dün de tekrarlamıştı. Belki bu adam kızına iyi bakamamış, böylece ölümüne sebep olmuş, belki de onu kendisi öldürmüştü. Kim bilir? İşte bütün bu düşüncelerle *o- lu olarak Kloda doğru yürür! en, muhteşem Kardinal elbisesi altın- da Prens Farnez kin ve intikam duygusiyle tir tir titriyordu. Evet, onun kendisine bu kadar acı çektiren öldürüşü gibi, o da onu acıdap öldürmek istiyordu Iztıraba karşılık ıztırap mitsizliğe karşılık ümitsizlik. O nasıl onun ayakları dibinde vaktiyle ağlamış, O yalvarmışsa, şimdi o da onu ayaklarının dibin- de öylece ağlatacak ve acı çekti- Klodun yanma oturdu. Fakat bu yer günah çıkaran papazların oturdukları yer değildi. Tâ celâ. dın yanmda, demir parmaklığın öbür tarafmda parmağı ile Kiloda dokunabilecek bir yerdeydi. Klod bunun farkında değildi. Kardina- li görür görmez gözleri parlamış ve: — Şimdi bu son derece kederli duran yüz, biraz sonra ayni dere cede sevinçli görünecek! Diye dü- şünüyordu. Farnez soğuk bir sesle: — Sizi dinliyorum! Dedi. Bir ürperiş Klodun geniş o- muzları sarstı. Bu ürperişin se - bebi kilisenin kendisi üzerinde bıraktığı tesirdi.. O kendisini her zaman kuvvetli hisesderken an- cak burada bir hiç olduğunu an- liyordu. Hemen anlatmağa (başladı. Cellâtlık ederken kılı kıpırdama- dan öldürdüğü binlerce insanı saydı. Bu anlatış son derecede kor. kunstu, Farnezin gözünün önünde başlar eziliyor, kemikler çatırdır yor, kanlar akıyordu. Kulakların da çığlıklar, ölüm naraları çınlı- yor sanıyordu. Bütün bu korkunc şeyler cellâ- dın günahlariydi. O. tüyleri ürper. miş, gözleri yerinden fırlamış bir halde, homurdanarak, alnından terler akarak anlatıyordu. Farnez sessiz duruyordu. Hiç- bir söz söylemiyor, bir harekette bulunmıyordu. Hikâyenin sonu gelsin diye bekliyordu. Klod niha» yet durdu. Soluyordu. Uzun bir sessizlikten sonra Farnez: — Bütün günahlarınız bunlar mı? Dedi. Klod: z — Hepsi bu kadar. Hiç birini unutmadım! Diye cevap verdi. Farnez gözlerini yumdu. Sonra açarak Kloda hançer darbesi gibi müthiş bir bakış fırlattı, Klod bu bakışın altımda uzun uzun titredi, Bir felâket yaklaşıyormuş gibi kendisini topladı. Farnez boğuk bir sesle: — (Günâhlarınm en müthişini ei r takim Zavallıları astım. Bu Ki dey değil. Bazı jantiyomla- şlarını kestin, bu da bir şey değil. İşkence ettin, kırbaçladın, bir kısmınm etlerini kopardın. Bu da bir şey değil! Cellât düşün! En büyük, en müthiş günahını hatır- la! Klod, korkuyla ürpererek aya: ğa kalktı. Kardinal de kalktı. Parmaklıktan kolunu uzatark o- nun elini tuttu, Ve titremiyen, ne ifade ettiği anlaşılmıyan hafif bir sesle: