42 MART — 1936 HABER — Akşam postası 1 — e ——ı a a a ğa mn ———e Sinek, tahtakurusu, pire, güve ve bütün haşerat hayat bulmadan y yuvalarını yeni icat Fayı da pompa ve FAY D A iLE TAHRiP EDİNİZ a gripin 3 Si rk ı ye Ca nk url ye t MERKEZ BANKASI Her alel aç karnıma bir kahve 3/1936 vaziyeti PASIF kaşığı alınız. KABIZLIĞI defeder. Yemeklerden birer saat sonra | alındıkta HAZINMSIZLIGI MİDE EKŞİLİK ve yanmalarını giderir. Ağızdaki tatsızlığı ve ko-|4 kuyu izale eder. HOROZ markal ambalâjına dikkat. “faklı nereyi MAZON ve BOTTON| Has AKTIF Lira Lira 15 000.000. | 1.026.750.67 Kasa. i sari kilogram 16.626,044 |1. 23.385.011.SI | | Sermaye | 15989.677.-— yi 065.296.729 | 4034088530 m | Tedavüldeki de Dahildeki Muhabirler . yat akçes Deposu: ecza deposu, Bahçekapı, kast arkasında No. 12.. Ayyy yy gg | — Deruhte edilen evrakı naktiye (LU 158.748.560. Aile dar 02049İ oöz gos4p | Kanunun ve'& inci madde | | lerine tevfi:an bazine tara as Hariçteki Muhabirler : > mele a Altın: Safi kilogram 4.690,609 > Alana tahvili kabil Serbesi dövizle: | Bi HAVA GAZİ it su ısıtıcısı kullanıyorum ÇÜNKİ sabahleyin bana fından vai tediya 6 597.763.383 517855 28 Deruhte edilen evrakı naitiye ba'tıyes Side Karşılık ssmsmen elen olara tedavüle ilâveten vazedilen Reeskont mukabili ifiyeten | wedavüle vaz: Türk Lirası Mevduatı Döviz Taahhildatı : Altına tahvili kabil dövizler Diğer dövizler ve alacaklı kliring bakiyeleri s... Muhtelif 147.420.778 — 15.9(3.002.62 | 24.028621.23 z ——— z 18.000.000 Jerubte edilen evrakı naktiye arşılığı Kanunun © *e 8 inci mad Felerine cevfikan Hazine tarı ından vaki tediyaı Senedat Cüzdanı : Hazine bonoları ———— ilen 1.000.000, — (166 420778. | 158.748.508. —- — İLİ27.785 | 147420778 — 17.102065.06 2397.368.83 L 1727.000 p Ticari senetler Si Esham ve Tahvilat Cüzdanı: Deruhte edilen evrakı nak- Aİ tiyenin karşılığı esham ve tabvilât (i kıymetle| B) Serbesr Esbam ve Tabvilâr |, 443695206 Avanslar ; Altın ve döviz Üzerine avans di 22.590.283 Tahvilât #zer'ne avans , 4.451021.88 Hissedarlar ...——————— muhtelif 18.278.783.88 18.570.641.43 | 20 96801099 5478139619 | 34316.607.56 38.75.5068 | 44745I2.11 4 500 000 — 3214 843 62 7 5.299.006. 18 am mam amam Yekün Yekön (27529400618 2 Mart 1933 tarihinden itibaren, hos İSTİKLAL CADDESİ 28 re hasıl ettiler. Dairenin ortasın- da zavallı Viyoletta kitarası elin- de olduğu balde şarkı söyliyor ve| gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Küçük Şantözden iki adım öte- de Dük dö Gizin maiyeti olan bir sürü jantiyom toplanmış duruyor-| du. Onların ilerisinde Dük dö Giz,| rengi uçmuş, heyecanlı, gözlerini kıza dikmiş olduğu halde tir tir titriyordu. Sol tarafta Prens Far -| 5 i nez, kederli ve sakin duruyordu. Dük Dangulem belki Hanri dö Gizden daha heyecanlı olarak| sırtmı arabaya dayamış, kendini tutmağa çalışıyordu. Yukarda, pencerede perdelerin arkasmda yüzü yarı örtülü birisi uğursuz ba- kışlariyle bu sahneye hâkim bulu-! nuyordu... Prenses Fausta!... Viyoletta, hiç birisinin farkın. da değildi. Ruhu ölünün, Simon ananın yanımda kalmıştı. Gözleri- ni kitaranın üzerine dikmiş ince, beyaz parmakları tellerin üzerin - de koşuşuyor, panayırın çiçek ko- kulu bavasını nağmelerle doldu- *uyordu. Bir taraftan da: — Senin için anneciğim! Sev- gili anneciğim... Mezarının üzeri ns bir çiçek demeti koyabilmek için! Diye düşünüyordu. Viyolettanın kalbine işliyen tatlı ses, altın bir kalp gibi saf bir aşk şarkısı okürken daha ilk sa - izahat verilir. FAUSTA tırında içinden gelen bir hıçkırık. la boğuldu... Dük dö Giz şiddetle ilerledi. Nerede bulunduğunu unutmuştu. Binlerce gözün kendisine çevril - miş olduğu halde o bunu farkede- miyordu. Viyolettanın göz yaşları, kendisini olduğundan yüz kat daha güzel gösteriyordu. Dük titrek bir sesle: — Ağlıyor musunuz? Diye sor du. Şantöz ıztırap dolu bakışlarını ona döndürerek: — Siz misiniz? Fakat rica ede- rim, gidiniz, beni yalnız bırakı « nız! Dedi. Giz şehvetten kendisini kaybet- me derecelerine gelerek homurda- nryordu: — Ağlıyor musun güzel kız? İstersen bir daha göz Yaşlarını görmezsin... Parisin en mesut, en yüksek bir kadını olursun... Beni dinle, öyle geri geri çekilme! Be- nim seni sevdiğimi mutlaka bil - men lâzımdır... Mutlaka... Bu anda Şarl Dangulem, rengi İ uçmuş, eli kılıcının kabzasında, baştan başa titrediği halde Dük dö Gizin üzerine doğru yürürken keskin bir boru sesi Grev meyda. nını çınlattı. Ahali karışıyor, şiddetli gürük tüler hasıl oluyordu. Kralın muhafızları!, iskonto haddi yüzde 5:12 --— Allın üzerine avans ylizde 412 FAUSTA 2 ————— m — — —ğğ— —— artık bu dünyada yoksun... De *| mek ki, kızmı bırakıp gidiyorsun. Anneciğim... Anneciğim... Beni artık hiç kollarına alamıyacaksın ! şu uğursuzluklarmdan bir gün ge- lip kurtulamıyacak mıyım? Diye mırıldandı. Sonra delice bir hareketle ba- Demek ki, her şey mahvoldu... Be-! şını ellerinin arasında sıktı. Yüzün- ni bütün acılara, bütün felâketle-| re karşı yalnız bırakıp gittin. Kur! cağına atılarak beraber ağladı. ğrmız zamanlarda göz yaşlarım! daha az acı geliyor, gülümseyiş - J lerin benim için biricik teselli olu- yordu. Şimdi sen yoksun! Babam da yok, annem de... Bu anda çingene Saizümanm hayali arabanm kapısından gö - ründü. Üstü bakır madalyalarla süslü elbisesine bürünmüş, kırmı. zı maskesini yüzüne geçirmiş, sa- rı saçları omuzlarında dalgalana- rak yavaş adımlarla yaklişıp ara - banın ortasında durdu. Sonra bir köşeye doğru giderek oturdu. O- ne de Viyolette #örmemisti. O da onlara ve ölüye hürmet etmemişti. Bütün vücudü ürpererek: nu ne Belgoder — Bu adam neden bana bak - 1. Ben ona niçin baktım... Bana doğru çevirdiri bu ateş doln ba : krların altında bir kere dâha ezil-| mistim. Amma'nerede? İşte bunu! hatırlamıyorum. Ah, kafamı bü -| rüyen şu karanlık perdeyi yırtmak mümkün olsa? Kendimi bir toplıyabilsem.. Oh yarabbi, etrafımı saran talüin! deki maskeyi ağırlık veriyormuş gibi çekip attı. Dizlerinin üzerine düşen bu kırmızı maskenin altın. dan asıl yüzü göründü. Bozulmamış, donup kalmış yüz hatları, solmağa yüz tutan zam «, bakların rengine benzer sarılığı ve ancak bir ümitsizlik işiğiyle parlıyan gözleri garip bir tatlılık, acınacak, esararengiz, son derece yumuşak, anlaşılmaz bir güzellik. teydiler. Viyoletta ağlamaktan kısılan, çatallaşan sesiyle hâlâ hıçkırıyordu. Anne dediği kadı - nın artık soğuyan eline sarılmış yavaş yavaş öpüyordu. Belgoder gidiyor, geliyor, ağ“ zının içinde ne oldukları anlaşıl « miyan bazı küfürler homurdanı - yordu. Bu tereddütlü haline ken - disi de saşmaktaydı. Birdenbire Viyolettanın şarkı &öylerken çal. dığı kitarayı yakalayarak kati bir sesle: — Artık yeter... Bu kadar ağ- lama... Sonra şarkı söyliyemezsin! Haydi bakalım, dedim ya... o Senyörlar, Prensler dışarda seri bekliyorlar Dükler, toplanmışlar, senin sesini dinlemek istiyorlar. Adamakıllı para var! Dedi.