11 Mart 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
11 MART — 1936 HABER — AX postası, Sinek, tahtakurusu, pire, güve ve bütün haşerat hayat bulmadan yuvalarını yeni icat Fayda | pompa ve FAYDA iLE TAHRIP EDINİZ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 31/12/1935 tarihinde biten Dördüncü hesap devresi bilânçosudur AKTIF KASA: SERMAYE: İtin mevcudu “Meskük ve külçe,, İHTİYAT AKÇELERİ: Safi Kg. 23.303.611.08 9.086.951.00 Adi 311.315.008 o 32.701.877.16 Fevkalâde Banknot 868.397.62 Ufaklık 158.359.05 1.026.756.67 DAHİLDEKİ MUHABİRLER: TEDAVÜLDEKİ BANKNOTLAR: Türk lirası e HARIÇDEKİ MUHABİRLER; 133.639.69 147.840.578.00 18.000.000.00 6.000.000,00 Deruhte edilen Altım karşılıklı Reeskont mukabili TEVDİAT: Itın “külçe,, safi Kg. 4.401.270 Altma kabili tah. serbest Döv. ——— Diğer dövizler ve borçlu kliring bakiyeleri 6.190.738.8T 812.535.80 171.840.578.00 14.563.176.29 “ DÖVİZ TEAHHÜDATI: 8.394.562.16 15.397.836.77 AVANSLAR: 5.261.263.26 Altma kabili tah. Döv. 1.318.273.39 Diğer dövizler ve alacaklı kliring bakiyeleri MUHTELİF: HAZİNE BONOLARI: 17.568.195.86 İlerle edilen örenke saleiiye kar. 147.840 578.00 ESHAM VE TAHVILAT CÜZDANI: Muvakkat alacaklılar, depozito- Banknot Banka karşılığı malr ISKONTO CÜZDANI: Reeskont GAYRI MENKULLER: DEMİRBAŞ: HİSSEDARLAR: MUHTELİF: — Allahım... Anneme acı, mer- hamet et! Dedi, Bu anda, vahşi ses bu acıklı sahnenin ortasında gürledi. Belgoder hiddetlenmiş, yum - ruklarnı sıkmış, önüne çıkanı par- çalıyacak bir halde göründü. He - men kızım üzerine atıldı. Onu o - muzlarmdan kavrayarak ayağa kaldırdı ve: — Dışarı çık! Haydi Yaban, halk seni bekliyor!... Diye bağır - Ar, Hasta kadın: — Bak!... Dikkatli bak!... İyice gör ve bir daha unutma! Dedi. Çingene ulur gibi bir sesle: — Cehenneme gidesi karı! Sen de işe karıştın! Şimdi senin payını vereceğim Simon! Biraz bekle! Diye homurdandı. Sonra Viyolettayı şiddetle ara- banın bir köşesine fırlatarak Si . mon dediği hasta kadmın üzerine atıldı. Zavallıyı yatağmın üzerine serdi. Kocaman ve kaba ellerinden biriyle kadıncağızm gırtlağına bastı. Öbüriyle ağzımı tıkadı. Simon, bir iki saniye kadar çır- pındı. Birdenbire kısa bir nefes a- larak ve hafifce titriyerek hare - ketsiz kaldı, Halbuki kupkuru, et- siz bir asma del: gibi görünerel pencereye doğru uzanmış ahali - nin arasmdan bir arlamı, Fausta - nor dö Monteğünün âşıkımı, Viyo. lettanm babasını gösteriyordu. Kızcağız, fırlatılıp atılmış ve bu sırada alnı da sıyrılmış olduğu için bu manzarayı görmemişti. Viyoletta yerinden kalktığı za- man, çingeneyi ayakta, sakin ve işlediği cinayet yüzünden şaşkın bir halde gördü. Belgoder hem geri geri gidiyor, hem de: — Belki biraz fazla siktrm. Fakat ben öldürmedim. Ölüm za- ten onun etrafmda dolaşıyordu. Ben olsa olsa ona yardım ettim... Hepsi bu kadar, diye mırıldanı « yordu. Viyoletta, ilk anda balmumu gibi bir renk almış olan Simonu «gördü, — Öldü, artık annem öldü... Diye hıçkırdı. . Çingene homurdanarak: — Yok, uyuyor... Haydi baka- İlim, uyu Simon! Sen de Şantöz, dışarı, iş başına... Cevabını verdi. Zavallı çocuk (gözlerinden damla damla yaş akarak: — Öldü! Diye tekrarladı. Belgoder alaylı bir şekilde: — Sana uyuyor diyorum. Hay- di dışarı... Mösyöleri fazla bek - letme! Diye bağırdı. Viyoletta hıçkıra hıçkıra ağ » yarak iki dizinin Üzerine çöktü: lar, havaleler ve saire Diğer alacaklı hesaplar 10.403.319,74 39.799.514.75 'FAUSTA çok büyük şeyler beklemekte oldu- ğu şu adama bakınız! Sanıyor mu- sunuz ki onun kafası şimdi yalnız bizim sayemizde yaklaşabildiği tahtla uğraşmaktadır? Tahta ka- vuşacağı gün için bize vadetmiş ol. duklarını çoktan unuttuğuna emin olabilirsiniz! Evet, kardinal, o üç aydanberi, Orleanda şu çingene kı- zını gördüğü dakikadanberi yal- nız onun hayaliyle, onun aşkı ile uğraşıyor. Giz âşık. Giz tereddütlü. Bizden kaçıyor. Eğer onun kalbin- den bu aşkı söküp kopartamazsam onu ebediyen kaybetmiş oluruz. Bir kere şuna bak! Fransanın dört tarafına Valovaların düştüğünü i- lân etmek üzere binlerce haberci gönderilirken, bütün dünya gözle- rini ona dikmiş beklerken o ne hal de bulunuyor? Dikkat ediyor musu nuz, nasıl titriyor? Bir çingene a- rabasının önünde durmuş küçük, vahşi bir kızın karşısında, bir Vi- yolettanın huzurunda diz çökecek sanılır. Kardinal, bakışmı güzel kıza döndürdü. Uzun bir ürperiş geçir- dikten sonra: — Zavallı kızcağız! diye mırıl. dandı, Prenses Fausta ayni soğuk tavırla: — Merhamet, çok zamanlarda cinayetten başka bir şey değildir. Birçok yerlerde de zayıflık eseri - dir. dedi. , Sonra daha boğuklaşan bir ses- le ilâve etti: — Ben, Allahın keskin kılıcına kaldırarak asi başlara indiriyo - rum. Aşağıya ininiz kardinal! Çingene Belgoderin bu kızı Site- deki sarayıma getirmesi için lâ » zwm gelen şeyleri yapmız! il Şüphesiz kardinal bu emrin na- sıl korkunç bir mana taşıdığını biliyordu. Çünkü başını eğerek ellerini uzattı. Ve yalvaran bir sesle: — Öldürünüz, buna bir şey de mem! Çünkü şu talihsiz mahlü- kun ölmesi bizim için lâzımdır. Fakat onu size teslim etmek gibi bir vazifeyi bana vermeyiniz! Kalbimin bu yaşta bulunan genç kızlara karşı ne kadar şefkat do- lu olduğunu biliyorsunuz, dedi. Fausta müthiş bir soğukkanlı- lıkla: — Kardinal, Metr Kloda'da haber vereceksiniz! Emrini ilâve etti, Kardinal: ğ — Cellâda ha! Madam, ma. dam... Siz mutlak büyük ve mutlak kutstliksiniz! Merhametin de canlı bir timsali olmanız lâ « zımdır. Yalvarırım, beni bir kere daha kızımı çalarak, onu öldüre- rek hayatımı ebediyyen yeisle dolduran o herifle yüzyüze bulun. mak gibi bir işkenceye uğratmayı- "e.
