Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
p e llAuı.R Zei Akşam poıtı.u / Z0 ŞUBAT — 1936 Tanınmıg mekteEç miz Hıfzı Tevfik a_nlatıyor: Çocuklarımızda çalışma zevki kayboluyor . En büyük tehlike budur! Bunun da başlıca sebepleri, programların sık şık - değişmesi, mekteplerden birbirine kolayda geçe- bilmek Imkânıdır... Talebenin süslenip eğlenmesine gelince... | Anketl yapan: Talebe meselesı hakkındaki an- ltetıı:ıı.ızm üçüncü konuşmasın tanınmış edib ve terbıyecımız Hıf- z21 Tevfikle yaptık. — Hıfzı Tevfik, Türkiyenin en bü- | Yük ve en modern hususi liselerin- den birin kurmağa ve onu her gün | —Mmemlekete daha faydalı bir şekle sokmağa muvaffak olmuş çok kıy- | metli ve tecrübeli bir maarifçidir. İşte bunun içindir ki, kendisinin talebe meselesi hakkında pek de- | — *in bir vukufla söylediği aşağıdaki sözlerin, hakikaten büyük bir kıy- Meti vardır. # & & Hıfzı Tevfik diyor ki: “Benim fikrimce, ortada yalnız bir kıztalebe meselesi değil, bir u- Mum talebe meselesi vardır. Yani erkek talebeyi de kastetmiş oluyo- ç Senelördenberi bu muhit içinde geçen hayatım, bana bugün tale- izle ehemmiyetli bir surette — Meşgül olmak lüzum ve kanaatini| kü — Vermiştir. Maalesef talebemzin çalışan kısmı seneden seneye azalıyor. ŞN ı L DK PEŞES ee li el | da yaşlariyle mütena-| | sip bir çalışma zevki yaratmak lâ- - Zimdır. Niçin az qalısıvorlar Çocuklarımız niçin az - çalışı- | Yorlar? Evvelâ, programların, imtihan hhmıtnımelerınm, bakalorya sis- /— femlerinin sık sık değişmesi ve her d'îıımede talebeye biraz daha Müsaadekâr bir şekil alması, ço - Suklarda çalışma lüzum ve korku - Sunu azaltmıştır. Çocuklar “gene program deği- ; gene talimatname değişe-| ı*k,. ümidi içinde, kolaylıkla sınıf ttçebilecekleri vehmine düştüler... & hal çocukların mesaisindeki a- Slmanın belli başlı bir sebebidir. “Sanmiyen, çocukların okuma İımi inkişaf ettirecek neşriyat zılmıgtır Bu da çocukların a itiyadını bozan bir sebep- | k:ek hayali olan, yeni dil ceryan- yle mütenasip eserler ve mek- kh kitapları çıkarılamadı, Halbu- ' turkçe tedrisat yeni dil cereyan le yapılmaktadır. x,__g_ocukıu, okudukları eski ki - izzet Muhittin APAK tapları anlamayınca, okumamağı tercih ediyorlar. Disiplin meselesi Bu işe, mekteplerimizin disip- lininde görülen bazı bozukluklar da inzimam edince, çocuklar sıkı bir inzibata malik olan mektepler- den kaçarak kendileri için daha geniş bir serbesti vadeden ve sınıf geçmeyi adetâ taahhüt altına alan bir takım müesseselere akın etme- ye başladılar. Mesela bır mektepten ayni ders senesin zarfında, 200 çocuğun na- kil kâğıdı alarak başka mekteplere geçmiş olduğunu tespit etmek pek kolay bir şeydir. Diğer taraftan, muallimlerin yükü ağırdır. Vasati olarak bir li- se hocasının haftada 25 ilâ 28 sa- at ders verdiğini kolaylıkla tahkik edebilirsiniz. Sınıflardaki talebe adedinin çokluğuna inzimam eden bu çalış- ma saatleri fazlalığı, hocalaı_-ın da| talebe ile yakından meşgul olma- larma mani olmuştur. Mürakabesiz, müzakeresiz ka - lan çocuklar, çalrşmalarını zayıf - lattılar. Fakat en mühim nokta, ailele. rin evlâtlarına karşı alâkasızlığı- dır. İlk terbiye ocağı; dır. Randman az Şüphe yok ki, bugün maarifi - miz daha sistematik bir şekil al - mıştır. Mekteplerimiz, çoğalmış - tır. Devlet, memlekette maarif i - şine lâyik olduğu ehemmiyeti ver - mektedir. Fakat bütün bu çalış - malara rağmen randımanın az o - luşunu ben, evvelâ disiplinin nok - sanıyetinde, teftişlerin azlığında bulmaktayım. Fikrimce, çocuklarımızın iyice çalışabilmesini temin için, kat'i bir disipline ihtiyaç vardır. Kavehaneler, sinemalar Kahvehane meselesi yanlış de- ğgildir. Hattâ yazıldığından daha geniş bir hastalık halindedir. Bence hükümet bu işi polis ma- rifetiyle, zabıtai ahlâkiye marifeti- le, maarif müfettişleri vasıtasiyle, kat'i bir mürakabe'altına almalı- dır. Sinemalarında çocuklarımız ü- aile DCBğI' | Ö İÇocuk eğlenceoereri Yüzücülükte İki dünya rekoru daha kırıldı Hafta geçmiyor ki yüzüt'lükte yeni bir dünya rekorunun dâha el- de edilmiş olduğu haberi gelme - sin. Berlin olimpiyatlarına — harıl harıl hazırlanan Japon ve Ameri - ka yüzücülerinin kırdıkları rekor - lardan maada diğer memleket yü - zücüleri de boş durmamakta ve yeni yeni rekorlar elde etmekte - dirler, Artık yavaş yavaş her memle - kete şirayet eden bu rekor kırma müsabakasında da bakalım son söz kimde kalacak? Şimdilik yeniden iki dünya re- koru daha kırılmıştır. Bunlardan birincisini bir Hol- landalı, ikincisini de bir Alman kırmıştır. Hollandalı Matmazel Mastev- bek 440 yardayı 5 dakika 29 sani- ye 2/10 da, Alman — Matmazel Hoelgner de yüz metre kolacı 1 dakika 23 saniye 4/10 da katetme- ğe muvaffak olarak kadınlar ara- sında bu kategorilerde iki yeni dünya rekoru tesis etmeğe muvaf- fak olmuşlardır. zerinde menfi roller oynadığını bilmeliyiz. Her senemanın kapısından, ser. bestçe giren ve her türlü filimleri istedikleri gibi seyreden sinema meraklısı çocuklarımız çoktur. Bu- nun da önüne geçmek gerektir. Çocukları çalışma zamanı ha- ricinde eğlencelerle meşgul etmek mutlaka âzımdır. Bunun için de çocuk sinemala- rına, çocuk tiyatrolarına, çocuk bahçelerine ve çocuklar için hem faydalr, hem eğlenceli yerlere e - hemmiyet vermelidir. Bunları ya - ratmalıdır... Hocalarımız, bilhassa İstanbul gibi bir muhitte çocuklariyle ge - zintiler tertip etmeli, onlara şehrin abidelerini, tariht yerlerini ,tabit güzellklerini tanıtmalıdırlar.. Bugün İstanbulda, henüz şehrin en meşhur ve en maruf abidelerini tanımıyan talebeler büyük bir ek- seriyeti teşkil ederler. Bunlara rehberlik etmek, hoca- ların borcudur. Belki de, birçok yorgunluktan sonra, bu iş hocalara güç gelir. Fa- kat bunün için de icap eden ted- | birleri almak kabildir. zinet eşyası, ökçeli ayakkabı Çocukların üzerinden ziynet eş- yasını çıkarmak, yüksek ökçeli a- yakkabı giymelerini menetmek, nazari bir tedbirdir. Bu tedbirle maksada vasıl olunabileceğini hiç zannetmiyorum, Pratik yol Daha pratik yoldan gidilmeli- dir. Ben her şeyden evvel, mektep- lerimiz için, sabit bir program, sabit bir talimatname, sabit bir | imtihan sistemi yapılması tarafta- rıyım, Sonra, mektepler.rn sık sık tef- tiş altına alımasını ve iş görenler- le, görmiyenlere lâyik oldukları muamelenin yapılmasını faydalı buluyorum. O kadar mühim işler başarmış olan bugünkü rejimin bu basit işi kolaylıkla halledebileceğine tam bir kanaatim vardır.,, Norveçli buz perisi Sonja Heni Profesyonel olmak için 100.000 doları reddettı Bu seneki kış olimpiyatlarında en fazla nazarı dikati celbedenler- den biri de kadın patinajcıların- dan Norveçli Sonja Heni olmuş- tur. 1928 denberi yapılan olimpi - yatlarda daima kadinlar arasında artistik patinaj şampiyonluğunu kazanan Sonja Heniye artık her- kes (Buz Perisi) lâkabımnı vermiş- tir. Bu kadar yerinde bir isim de olamaz. Hakikaten Sonja tam mamasiyle bir buz presidir. Onun buz üzerinde yaptığı bin bir figü- rü görüp de hayret etmemek kalk- mıyan karlar memleketinin — sarı saçlı, mavi gözlü bu sevimli kızını ,, bir peri zannetmemek elden gel - mez. Onda çocukluğundan beri pati- naj için fevkalâde bir istidat var- dı. Henüz pek küçük bir yaşta dün yanın en iyi patinajcılarından biri - olmuştu. Sonjanın bugün Oslodaki evin- de yalnız üç büyük oda kazandığı mükâfatlara tahsis edilmiştir. Bun lar arasında 624 adet kupa var- dır. FUTBOLDA kayı 2-0 yendı Polonya — Belçika milli takım- ları arasında Brükselde yapılan futbol maçında Belçika hâkim oy- namış olmasına rağmen 2 - Ü mağ- lâüp olmuştur. Herkes Belçikanın muhakkak surette galibiyetini beklediği için| bu netice bütün Belçikada büyük bir inkisar hayali uyandırmıştır. .Daha yakımnlarda İsveç gibi kuvvetli bir takıma galip — gelen Belçika milli takımının eksik bir kadro ile sahaya çıkan Polonyalı- lara karşı mağlüp olmasını hiç kim se affetmemektedir. Maamafih, maçta pek az za - manlar müstesna, Belçikalılar ta - mamiyle hâkim oynamışlardır. Belçika muhacimlerinin kale ö- nünde şüt çekmemeleri, ataletleri yüzünden gol çıkaramamaları ga- lip gelebilecekleri bir maçtan ni- hayet mağlüp çıkmalarına sebebi- yet vermiştir. Maamafih gol yememek için Polonyalıların tatbik ettikleri çok güzel müdafaa sistemini de takdir etmek lâzımdır. Polonya merkez muhacimi da- ha ziyade müdafaaya yardım et- miş, iki açıklar da insaytların ser- bestçe hareketine engel olmuşlar- dır. Takımları hücuma geçince de iki müdafaa muhasım taraf açık- larını kolluyor ve eğer Belçikalı- lar mukabil bir akınla ortadan i- lerlemek isterlerse müdafiler sür'- Meşhur Sonja Heni Bugüne kadar üç defa olimpi- yat, 9 defa da dünya şampiyonu ünvanlarını kazanan Sonja haya- tında hiç cigara içmemiş ve alkol kullanmamıştır. Birçok krallar ve kraliçeler ile tanışmıştır. Musolini- nin, Hitlerin ve daha birçok maruf şahsiyetlerin kendisine verilmiş imzalı fotoğrafları vardır. Sonja her sabah erken kalkar bir saat kadar muntazaman ekzer- siz yapar. mel| bir yüzücüdür. İyi de tenis oy- nar, Son galibiyetinden sonra Ame- rikada bir turneye çıkmak üzere profesyönel olması için kendisine yüz bin dolar teklif edilmiş, fakat iliklerine kadar amatör olan Son- ja bu teklifi reddetmiştir. Ingiltere Irlandayı 5-0 yendi Londrada 60.000 seyircinin ö- nünde yapılan İngiltere — İrlan- da maçında, İngilizler fevkalâde güzel bir oyundan sonra beş - sıfır galip gelerek, futbolün üstadı ol-. duklarını bir kere daha isbat et- mişlerdir. Irlandalılar güzel bu' futbol oy- namışlar ve ekser zamanlar teh- likeli vaziyetler bile ihdas etmişler . bir ise de İngiltere müdafaasını kerecik olsun yaramamışlardır. Birinci devre 1 - 0 İngiltere les hine bitmiştir. İkinci devrenin onuncu dakika- sında İngiltere merkez muhacimi Charlton tam zaviyeden şaheser bir gol yapmıştır. Oyunun bitmesine altı dakika kala hasım müdafaası için bir be- lâ olan Charlton yalnız başına üç gol daha atarak gol adedini beşe çıkarmıştır. - | atle merkeze iniyorlardı. Polaonva- Omustur. lılar galibiyetlerini ilk oyun başla- dığı dakikalarda hasımlarının da- ha kendilerini toplıyamamaların- dan bilistifade yaptıkları sayılar i« le elde etmişlerdir. İlk sayılarını birinci devrenin ikinci dakikasında; ikinci gollerini - de ikinci devrenin beşinci dakika- sında yapmışlardır. Sisli bir havada oynanan bu maçta _vırmı beg bın ıeyircı bıılwr ve profesörünün nezareti altında — Ayni zamanda mükem- n ?—w nüfe Sla P we Ç PU — A L T ae , b B a M Bd e 147 A & İrü BEZ n — M w M0 Ka