Haber 28 Şubat 1936 sayfa 2 | Gaste Arşivi

28 Şubat 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

28 Şubat 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-- v Tei — ei — e meei ai — Tei —ai ğğ — ddi Haa z ee KŞ e , - aeT ÇA k-j D 'e ü a .. —e Saman M -e ,ı ı'_—' Vt eT KEEs - n < T- T n Si İ e gİ ggi v ei egi A v * $ c HAŞ HABER — Akşam postâsrı 28 ŞUBAT — 1936 Fecı tramvay kazasının tafsilâtı Ikı ayağı kesilen İspekter -Niyazi dün gece öldü Şışhane yokuşundakı tüyler ür- pertici tramvay faciasın: dün bü- tün tafsilâtiyle ve resimleriyle o - kuyuculınmıza bildirdik. Her sa - tırinı yazarken elem duyduğumuz bu facianın tahkikatı dün geç vakte kadar sürmüştür. .Dün sabah vaka yerine gide . rek kaza tahkikatını bizzat idare eden müddeiumumi Hikmet öğle- den sonra adliyeye dönmüş, müd- deiumumi muavinlerinden Hik - met Sonel tahkikata yerinde de - vam etmiştir. “Nafia Vekâleti şirketler kami- seri İbrahim de hâdişse ile yakın - dan alâkadar olarak bir rapor ha- zırlamış, dün gece Nafia Bakanlı- .âma bildirmiştir. Belediye mühendisleri ile şir - ket mühendislerinin — yaptıkları fenni tahkikat ise henüz bitme - miştir. Parçalanan - tramvay ara - basının geri kalan parcaları dün | öğleden sonra kaldırılmış, Şişli tramvay deposuna götürülmüştür. Bu günlerde bir gece ayni yer- de ikinci bir keşif yapılması ihti - mali vardır. Dünkü keşif esnasın- daarabanın kum yerinde hayli| kum bulunduğu halde, yerlerde kum atıldığını gösteren hiçbir ize tesadüf edilememiştir. Hatfif yaralılar çıktılar Hastahanelere kaldırılanlardan bir kısmı dün çıkmış, yatanlara ise büyük ihtimamlar gösterilmiş- tir.- Yaralıları hastahanelerde geç vakitlere kadar ı.'ıı'ıbıluı, ah - bapları ziyaret etmiştir. - “MuatHim Mücahitten başka A yazmakapıda Firimcilar caddesin- de oturan Niko ile Hayriye lisesi ilk kısım muallimlerinden Ziya ve diğer iki yaralı da taburcu edil- mişlerdir.. —. — - Beyoğlu hastahanesinde yatan- lâr ispekter muavini Niyazi, vat « man Fahrettin, kahveci Hasan, 11 numaralı kontrol İsmail, yelkenci Mehmet, gazinocu Süleymandır. Ispekter müavini Niyazi öldü Ayakları diz kapaklarının yu- karısından kesilen ispekter mua - vini Niyazi akşama kadar baygın bir halde yatmış, başından ayrıl - mıyan zevcesi tarafından kendisi- ne portakal şerbeti venlmıytır Niyazi kendlımı ziyaret eden kontrollara “arkadaşlara selâm. Bir diyeceğim yok. İşte başıma bu ' felâket geldi,, demiştir. İspekterin sıhhati saat sekizden sonra ağn- laşmağa başlamış ve gece üçte gözlerini hayata kapamıştır Alman hastanesindeki yaralılar “Alman hastahanesine kaldırı - lan altı yaralrdan üçü dün sabah çıkarılmıştır. Bunlar Türkiyat enstitüsü memurlarından Tevfik ile kardeşi ve karısı ve bir de Fa. tihli Mehmet isminde birisidir. “Yaraları ehemmiyetli olan Zi - raat bankası kontrol servisi me - murlarından Vehbi ile Bahçekapı- da terzi Kegam yatmaktadır. Sen Jorj da yatanlar — “Sen Jorj hastahanesinde ya - tanlar Mahmutpaşada manav Ra- fael, gömlekçi İskon, Şehzadeba -| şimda oturan Naime ve Kadriye İ ile"Tıinel eaâdeoinde oturan Jan- dır: Fransız hastanesindekiler “Fransız hastahanesine kaldırı- - baplarımızdan birisine misafirli - Natfla bakanlığı tahkikat sonunda Sahibinin sesi müessesesinde plâk doldüuran Bestekâr Dramalı Ha - sandır. Bu hastahanelerdeki yaralıla - rm sıhhi vaziyetleri iyidir. Yalnız sinemacı Âhmet Şükrü ile Kadri - yenin konuşmalarına — müsaade edilmemektedir. Yaralananlar ne diyaorlar? Dün ispekterle vatmanın ve di. ğer birkaç kişinin sözlerini yaz - mıştık. Bugün de Tünel caddesin- de tornacı Refael ile diğer birkaç yaralının sözlerini yazıyoruz. Rafael kaza hakkında diyor ki: — Harbiyeden tramvaya bin - dim, İlk müşteriyim. Altınbakkal. da tramvay önde giden Şişli — Tünel arabasına kızak yaparak çarptı. Ben bundan korktum. Ye- rimden kalkarak ön sahanlığa çık- tım. Bir daha içeri girmedim. Ga- latasarayda ispekter Niyazi tram- vaya atladı. Vatmana kaçta kalk- tımız diye sordu. O da cevap ve - rince biraz söylendi. Vatman ev - velki hâdiseyi anlattı. İspekter “Frenler tutar. Sen idare edeme- din,, dedi. Frenleri yokladı. Bu se- fer frenler tuttu. Tramvay da yo- luna devam etti. Tepebaşına gel- dik. Buradan birkac müşteri al - dıktan sonra kalktık. Perapalası geçtikten sonra araba birdenbire hızlaştı. Vatmanla birlikte ispek- ter frenleri sıktılar. Fakat araba çok süratli gittiğinden tutturama - dılar. Bu aralık vıtmın—bına dö- nerek: ! | nn Beş ıene!ikvıtıııınun ba- şıma böyle şey gelmedi. Işte frem: ler gene tutmıyor,, dedi. Birinci virajı dönerken araba sağ tarafa doğru kalktı. Daha bu- rada iken devrilecekti. İlk virajı döndükten sonra yapılan müda - halenin artık tesiri olamazdı za - ten...,, | Terzi Kegam ise diyor ki: — Ben oturuyordum. Araba Şişhane — yokuşunda hızlaşınca korktum. Yerimden kalktım. At - lamak istiyordum., Kalabalığı ya - 'rıp geçemedim, Araba kontakt yaptı. Yoldan çıkarak devrildi.,, Şehzadebaşında Kirazlımescit caddesinde oturan Naime de di- yor ki: — Akrabamdan Kadriye ile tramvaya Taksimden bindik. Ah- ğe gitmiştik. Orta sıralarda oturu- yorduk, Yokuşa gelince tramvay hızlaştı. Bağrışmalar başladı. A - yağa kalkmaya vakit bulamadan tramvay yoldan çıktı, devrildi. Fener yaktılar, bizi altından çı - kardılar.,, Diğer yaralılar da faciayı aşa- ğ' yukarı bu şekilde anlatmışlar - ır. Şehir meclisindetakrir verildi Tramvay faciası münasebetiy- le dün Şehir meclisinde bir takrir verilmiştir. Takrir veren azatar Feridun Manyastır. Kaza etrafında belediye reişi . nin efkârı umumiyeye izahat ver- mesini ve bir heyetin hastahane - leri dolaşarak Şehir meclisi namı.- na yaralıların hatırlarmı sormala- rını istemiştir. Bu istek kabul e - dilmiştir. mes'ullerin cezalandırılmalarını istedi Ankara, 28 (Telefonla) — latlar ise Şehzadebaşında Hilâl sifema sahibi - Ahmet Şükrü - ile Tramvay kazası burada büyük te- hâdise hakkında süratle tahkikat yapılmasını ve mesul olanların şiddetle cezalandırılmaları hak - kında alâkadarlara emir vermiş- tir. “Yayalik grevl, Kurun refikimiz evvelisi gün - kü tramvay kazasından bahseden yazısında belediye ve tramvay şirketine alınacak bazı tedbirleri hatırlattıktan sonra halkı tramva- ya karşı bir yayalık grevlne davet ediyor: Bu yazdığımız tedbirler alın - mazsa, almıncaya ve alındığı be- lediyece resmen temin olununca- ya kadar hiç bir arabaya binme - mek suretiyle bir (yayalık grevi) ilân etmelidir. Bunu bugün yapmazsak, bir gün yapmak için bir başka tram- vay arabasının daha devrilmesini ve gene birçok insanların ölmesi - ni, yaralanmasını bekliyeceğiz, bu muhakkak !, Zühtünün cenazesi kaldırıldı Tramvay faciasının ilk — kurbanı kırtasiyeci Zühdünün cenazesi bu sa bah Kıztaşındaki evinden kaldırılarak cenaze namazı Fatih camliinde kılın mış ve Edirnekapıdaki Merkezefendi mezarlığına gömülmüştür. — Cenazesi çok kalabalıktı. Dostları ve ahbapları 25—30 otomobille Zühdünün cenazesi ni ebedi medfenine kadar takip etmiş lerdir, Tetanos ârazı Yaralılar arasında — tetanos arazı görüldüğü ve buna göre — tedbir alım dığı sövlenmektedir. Bir çocuk pencereden düştü Bugün saat 13,20 — raddelerinde, Beyoğlunda, Taksimde — büyük kilise yanındaki Rum ilk mektebinin, 4,5 met re yüksekliğindeki — pencerelerinden birisinden 7—8 yaşlarında bir talebe henüz anlaşılamıyan bir sebepten ye re düşmüştür. Ağırca yaralanan çocuğun başın: dan ve kulaklarından kan — gelmeye başlamış ve kendisi derhal Beyoğlu Zükür hastanesine kaldırılmıştır. Ya- ralı kendini bilmez bir haldedir. (4571) (*50*) Japon isyanı (Baştarafi 1 incide) olan general Araki askeri bir dik- tatörlük tesis etmiştir. Asilerin teslim olması meselesi Şanghay, 28 (A.A.) — Asilerin umumi binaları tahliyeden imti- na ettikleri ve bakanlık binaları- nın civarında tekmil seyrüseferin tatil edildiği Japon kaynakların- dan haber verilmektedir. Çin endişede Şanghay, 28 (A.A.) — Çin si- yasi yüksek mahfelleri, Tokyo hâ- diselerinin Çin'in şimalinde çok vahim akisler yapacağı kanaatin- dedirler. Diğer Japon haberleri dör- düncü sayfadadır. Entellicens servis tefrikamız “Entellicens Servise karşı bir Türk,,ramanımızın dün çıkan kısmı karışmıştır. Dünkü tefri- kayı, düzelterek, bugün tekrar verivoruz. Okuyucularımızdan özür dileriz. | zulmuştur. Cani talebe marifet- lerini anlatıyor ö (Baş tarafı 1 incide) nin derse girmesini bekliyordum. Ondan sonra gidip bıçağı akra - bam Cavide vermelerini isti - yecektim. Kebapçı dükkânında O sırada mektepten kovulmuş olan Recep ve Ahmet adında iki talebe daha kebapçı dükkânma geldiler. Onlar da gidip o gün tas- diknamelerini alacaklardı. Tam dokuzda arkadaşlarımla ben mektebe gittik, bekleme oda- sına girdik ve beklemeğe başladık. İçimizden Recep kalkarak müdür muavini Reşit ve Eminin buunduk ları odaya girdi ve girerken kapı- yı açık bıraktı. Ben de kapının dışında durdum. İçeri girmek i- çin Recebin çıkmasını bekliyor- dum. O sırada beni gören Reşit ça. ğgırdı: — Sen burada ne arıyorsun, de- di. : İ Ben: : — Babam kördür. Akrabamdan Cavidi getirdim. Babamın bıçağı- nı ona verin de götürsün, dedim. Arada bir konuşma geçti. Beni bir aralık yere yatırdılar. Reşit kızarak üzerime hücum etti, Emin saçlarımı tuttu, hademe Abdurrahman da yetişerek ayak- larımdan tuttu, üçüncü sınıf mü- messili Hasan da hademeye yardı- ma başladı. Beni yere yatırdılır, zeceklerdi. Babamın bıçağını aldıkları için evde bulunan ekmek bıçağını yâr nımda taşımağa başlamıştım. Herkesde bıçak varmış Bütün arkadaşlarımda bıçak ol duğu içn ben de taşıyordum. Bana hücum edenlerin elinden kürtül- mak için çare olarak bıçağımı çek- mek aklıma geldi. Onları dağıtma” ğa çalışıyordum. Müdür muavini Reşit bıçağın demirinden yakala* dı, eli kesildi, o sırada yere du!“i' Ben de üzerine düştüm, elımdek' bıçak paltosunu delerek ıogsun' saplandı. Fakat fazla girmemesi |* çin bıçağı acele geri çektim. Bu hareketim yüzünden yınundı diğ ran ve ayaklarımdan tutan hade” me yaralandı. Sonra Hasan elim” den bıçağı aldı ve beni karakola götürdüler. & # & K HABER : Ki Bütün bu izahata ne katmalı. BF lemiyoruz. Söylenecek şey yalnı? şudur: Maarifimizde ve terbiy” sistemimizde adamakıllı bir &Bİ' şikliğe ihtiyaç var! Tanınmış bir İzmir mekteplerindeki terbiyeci sıki tedbirlere hak veriyor gibi disiplinli razı olur ? Kız ve erkek talebenin mektep : bir muhitte yarı yana ders okumalarında elbet mahzur yoktur. Fakat aymnı tale- benin mektepten çıkınca kolko- la kırlarda, sinemalarda, barlar- da dolaşmasına hangi manmtık ? Mektep talebesinin, vaziyetleri hakkındaki anketimizin ikinci ko- nuüşmasını, isminin yazılmasını is- temiyen tanınmış bir maarifçi ve terbiyecimizle yaptık. Bu zat bize şunları söyledi: “Talebelerin mektep dışındaki tavır ve hareketleri, hakikaten bü- yük bir ehemmiyetle takip ve tet- kik edilmeye değecek kadar bo- Ben, şiddetli ve âcil tedbırler alınmasına taraftarım. İzmiri iyi tanırım. Onun için şunu size söyliyeyim ki İzmirde, tatbik edilmiye başlanan tedbirler tamamen yerindedir. Hattâ bun- lar bile ihtiyaca kâfi değildir. Daha çok genç, tecrübesiz ve dünyayı tanımamış bir kız veya erkek talebenin ahlâkının bozul- ması çok küçük tedbirsizliklere bağlıdır. Mektep idarelerinin ve- ya velilerinin onların, velev ki ilk nazarda. ehemmiyetsiz görünen münasebetsiz hareketlerine göz yummaları korkunç neticeler do- ğurabilir. Henüz mektep çağında. ki bir genç kızın boyanması, uzun ökçe, açık saçık elbise giymesi ne demektir? Kız ve erkek talebenin, mektep gibi disiplin altındaki bir muhitte yanyana ders okumalarında elbet mahzur yoktur. Fakat ayni talebe- nin, mektepten çıktıktan sonra el ele, kol kola, kırlarda, sokaklarda, sinemalarda, belki de barlarda do- D.;( essür uyandırdı. Nafia - Vekâleti laşmasına hangi gönül ve hangi Bu gibi ahvaldir ki m—ıib“" çocukları zıvanadan çıkınyefı J larda ne ders okumağa, ne de © tebi düşünmeye kafa kalıyor:" Bakınız bu kadarla da kalsâ kÜğ, ise, üstelik büyüklerin ihmali zünden meydanı boş bulan bu Kör pe mahlüklar, ahlâkça da ıİlı'f:; ğa, benliklerini kaybetmeye V— - yorlar. Bunun, bu feci vaziyetin geçmek yolunda en büyük “:ı;:ı talebenin ebeveynine düşer- F ne çare ki, bunların yarısınd'*“ çok fazlası çocuklarının terbiyes'D eb' kayt kalıyorlar. “Çocuğu mekt verdim. Artık mektep ne YöP” !,g yapsın!,, diyor ve üzerlerine der | büyük ve mesuliyetli vazifeler tulduk, rlar. kurtulduk, sanıyo ) deı Dıgeı— bır kısım velile ler. eee Vazifelerin: tam man:l“L pabilen ana ve baba adedi sef bugün çok aznlmııtlrterb y ec" İste bunun içindir ki, lıkt: esas olan aile bukl“':;“ı.g zafını, İzmir maarifçileri, Hd kuvvetleriyle telâfi etmek İf lışmağa karar vermişler: Çok da iyi yıpımglır Istanbulda da ayni i$ Y Sölei; Anketi yapan:İzzet îi' a v | mantıik razı olabilir? MEVLÜT — Yarın akşam yatsı V lar tar? rvf müteakip meşhur hafızlar dan Lâleli camiinde mevl lüdü Hü kunıcıktnj T döverek |— » | uat Z * D VOU İ - ———

Bu sayıdan diğer sayfalar: