© Feci tramvay kazasının tafsilâtı Iki ayağı kesilen Ispekter Niyazi dün gece öldü Şişhane yokuşundaki tüyler ür- pertici tramvay faciasını dün bü- tün tafsilâtiyle ve resimleriyle o - kuyucularimıza bildirdik. Her sa - tırını yazarken elem duyduğumuz bu facianın tabkikatı dün geç vakte kadar sürmüştür, .Dün sabah vaka yerine gide - rek kaza tahkikatını bizzat idare eden müddelumumi Hikmet öğle- deti sonra adliyeye dönmüş, müd- deilumumi muavinlerinden Hik - met Sonel tahkikata yerinde de . vam etmiştir. “Nafia Vekâleti şirketler komi seri İbrahim de hâdise ile yakın * dah alâkadar olarak bir rapor ha- zırlamış, dün gece Nafia Bakanlı. ,ğma bildirmiştir. Belediye mühendisleri ile şir - ket mühendislerinin yaptıkları fenni tahkikat ise henüz bitme - miştir, Parçalanan tramvay ara - basının geri kalan parçaları dün öğleden sonra kaldırılmış, Şişli tramvay deposuna götürülmüştür Bu günlerde bir gece ayni yer. de ikinci bir keşif yapılması ihti - mali vardır. Dünkü keşif esnasın- da #rabanın kum yerinde hayli kum bulunduğu halde, yerlerde Sahibinin sesi müessesesinde yakl dolduran Bestekâr Dramalı Ha - sandır, Bu hastahanelerdeki yaralıla - rm sıhhi vaziyetleri iyidir. Yalnız sinemacı Ahmet Şükrü ile Kadri - yenin konuşmalarına edilmemektedir. Yaralananlar ne diyorlar? Dün ispekterle vatmanın ve di. ğer birkaç kişinin sözlerini yaz - mıştık. Bugün de Tünel caddesin- de tornacı Refael ile diğer birkaç yaralmın sözlerini yazıyoruz. Rafael kaza hakkında diyor ki; — Harbiyeden tramvaya bin » dim, İlk müşteriyim. Altınbakkal. da tramvay önde giden Şişli — Tünel arabasına kızak yaparak çarptı, Ben bundan korktum. Ye- rimden kalkarak ön vahanlığa çık- tım. Bir daha içeri girmedim. Ga. latasarayda ispekter Niyazi tram- vaya atladı. Vatmana kaçta kalk- tınız diye sordu. O da cevap ve - rince biraz söylendi. Vatman ev - velki hâdiseyi anlattı. İspekter “Frenler tutar. Sen idare edeme- din,, dedi, Frenleri yokladı. Bu se- fer frenler tuttu. Tramvay da yo-| luna devam etti. Tepebaşına gel. müsaade kum atıldığını gösteren hiçbir ize tesadüf edilememiştir. “HalH yaralılar çıktılar Hastahanelere kaldırılanlardan bir kısmı dün çıkmış, yatanlara ise büyük ihtimamlar gösterilmiş- tir. Yaralıları hastahanelerde geç vakitlere kadar akrabaları, ah - baplarr ziyaret etmiştir. “Mumin Mücahitten başka a yağmakapida Firmcilar caddesin- de oturan Niko ile Hayriye lisesi ilk kısım muallimlerinden Ziya ve diğer iki yaralı da taburcu edil. mişlerdir. Beyoğlu hastahanesinde yatan. lâr ispekter muavini Niyazi, vat < man Fahrettin, kahveci Hasan, 11 numaralı kontrol İsmail, yelkenci Mehmet, gazinocu Süleymandır. Ispekter müavini Niyazi öldü Ayakları diz kapaklarının yu- karısından kesilen ispekter mua - vini Niyazi akşama kadar baygın bir halde yatmış, başından ayrıl - ne portakal şerbeti verilmiştir. Niyazi kendisini ziyaret eden kontrollara “arkadaşlara şelâm. Bir diyeceğim yok. İşte başıma bu felâket geldi,, demiştir. İspekterin sıhhati saat sekizden sonra ağır- laşmağa başlamış ve gece üçte gözlerini hayata kapamıştır. Alman hastanesindeki yaralılar; Alman hastahanesine kaldırı - lan altı yaralıdan üçü dün sabah çıkarılmıştır. Bunlar Türkiyat enstitüsü memurlarından Tevfik ile kardeşi ve karısı ve bir de Fa. tihli Mehmet isminde birisidir. “Yaraları ehemmiyetli olan Zi - raat bankası kontrol servisi me - murlarından Vehbi ile Bahçekapı. da terzi Kegam yatmaktadır. Sen Jorj da yatanlar “Sen Jorj hastahanesinde ya - tanlar Mahmutpaşada manav Ra” fağl, gömlekçi İskon, Şehzadeba - sırda oturan Naime ve Kadriye “ile'Tünel caddesinde oturan Jan- m; i Fransız hastanesindekiler “Fransız bastahanesine kaldırı- lanlar ise Şehzadebaşında Hilâl sihema sahibi “Ahmet Şükrü ile dik, Buradan birkaç müşteri al -| dıktan sonra kalktık. Perapalası geçtikten sonra araba birdenbire hızlaştı, Vatmanla birlikte ispek: ter frenleri sıktılar. Fakat araba çok süratli gittiğinden tutturama - dılar. Bu aralık vakman bana dö- merek: “- Beş senelik vatmanım ba- şrma böyle şey gelmedi. Tşte fren! ler gene tutmıyor,, dedi. Birinci virajı dönerken araba sağ tarafa doğru kalktı. Daha bu- rada iken devrilecekti. İlk virajı döndükten sonra yapılan müda - halenin artık tesiri olamazdı za » ten...,, Terzi Kegam ise diyor ki: — Ben oturuyordum. Araba Şişhane (oyokuşunda hızlaşınca korktum, Yerimden kalktım. At - lamak istiyordum. Kalabalığı ya - rip geçemedim. Araba kontakt yaptı. Yoldan çıkarak devrildi.,, Şehzadebaşında Kirazlımescit caddesinde oturan Naime de di- yor ki: — Akrabamdan Kadriye ile tramvaya Taksimden bindik. Ah- baplarımızdan birisine misafirli - ğe gitmiştik. Orta sıralarda oturu- yorduk. Yokuşa gelince tramvay bızlaştı. Bağrışmalar başladı. A yağa kalkmaya vakit bulamadan i tramvay yoldan çıktı, devrildi. Fener yaktılar, bizi altından çı * kardılar.,, Diğer yaralılar da faciayı aşa- ğı yukarı bu şekilde anlatmışlar - dır. Tramvay faciaşı münasebetiy- le dün Şehir meclisinde bir takrir verilmiştir. Takrir veren azadar Feridun Manyastır. Kaza etrafında belediye reisi . mesini ve bir heyetin hastahane - leri dolaşarak Şehir meclisi namı. Şehir meclisinde takrir verildi | nin efkârı umumiyeye izahat ver. | HABER — Alişam poğlatı bâdise hakkında süratle tahkikat yapılmasını ve mesul olanların şiddetle cezalandırılmaları hak - kında alâkadarlara emir vermiş- tir. “Yayalık grevi, Kurun refikimiz evvelisi gün -| kü tramvay kazasından bahseden yazısında belediye ve tramvay şirketine alınacak bazı tedbirleri hatırlattıktan sonra halkı tramva- ya karşı bir yayalık grevine davet ediyor: Bu yazdığımız tedbirler alın - mazsa, alınımcaya ve alındığı be lediyece resmen temin olununca- ya kadar hiç bir arabaya binme - mek suretiyle bir (yayalık grevi) ilân etmelidir. Bunu bugün yapmazsak, bir gün yapmak için bir başka tram-| vay arabasının daha devrilmesini ve gene birçok insanların ölmesi - | Bi, yaralanmasını bekliyeceğiz, bu muhakkak!, Zühtünün cenazesi kaldırıldı Tramvay faciasının ilk kurbanı kırtasiyeci Zühdünün cenazesi bu sa bah Kıztaşındaki evinden kaldırılarak cenaze namazı Fatih camlinde kılın mış ve Edirnekapıdaki Merkezefendi mezarlığına gömülmüştür. Cenazesi çok kalabalıktı. Dostları ve ahbapları 2590 otomobille Zühdünün cenazesi ni ebedi medfenine kadar takip etmiş lerdir, a ay Tetanos ârazı Yaralılar arasında (tetanos arazı görüldüğü ve buna göre (tedbir alım dığı söylenmektedir. Bir çocuk peneareen Bugün saat Na raddelerinde, Beyoğlunda, Taksimde (büyük kilise yanındaki Rum ilk mektebinin, 45 met re yüksekliğindeki & pencerelerinden! birisinden 7—8 yaşlarımda bir talebe henüz anlaşılamıyan bir sebepten ye re düşmüştür. Ağırca yaralanan çocuğun başın: dan ve kulaklarından kan gelmeye başlamış ve kendisi derhal (Beyoğlu Zükür hastanesine kaldırılmıştır. Yar ralı kendini bilmez bir haldedir. (4571) (50) mmm e e ad Japon isyanı (Baştarafi 1 incide) olan general Araki askeri bir dik- tatörlük tesis etmiştir. Asilerin teslim olması meselesi Şanghay, 28 (A.A.) — Asilerin umumi binaları tahliyeden imti- na ettikleri ve bakanlık binalarr- nın civarında tekmil seyrüseferin tatil edildiği Japon kaynakların- dan haber verilmektedir. Çin endişede Şanghay, 28 (A.A.) — Çin si- yasi yüksek mahfelleri, Tokyo hâ- diselerinin Çin'in şimalinde çok vahim akisler yapacağı kanaatin- dedirler. Diğer Japon haberleri dör- düncü sayfadadır. ; Entellicens servis na yaralıların hatırlarmı sormala- rını istemiştir. Bu istek kabul e - dilmiştir. Natla bakanlığı tahkikat sonunda mes'ullerin cezalandırılmalarını istedi Ankara, 28 (Telefonla) — Tramvay kazası burada büyük te- essür uyandırdı. Nafia Vekâleti tefrikamız “Entellicens Servise karşı bir TTürk,, romanmmızın dün çıkan kısmı karışmıştır. Dünkü tefri- kayı, düzelterek, bugün tekrar! verivoruz. Okuyucularımızdan özür dileriz. ararraassanssansanssnasapasasnssissasusesaasasasenimde 28 yosar — 1936 Cani talebe marifet- lerini anlatıyor (Baş tarafı 1 incide) nin derse girmesini bekliyordum. Ondan sonra gidip bıçağı akra - bam Cavide vermelerini isti - yecektim. Kebapçı dükkânında O sırada mektepten kovulmuş olan Recep ve Ahmet adında iki! talebe daha kebapçı dükkânına! geldiler. Onlar da gidip o gün tas- diknamelerini alacaklardı. Tam dokuzda arkadaşlarımla ben mektebe gittik, bekleme oda-| sına girdik ve beklemeğe başladık. İçimizden Recep kalkarak müdür muavini Reşit ve Eminin buunduk ları odaya girdi ve girerken kapı- yı açık bıraktı, Ben de kapının dışında durdum. İçeri girmek İ- çin Recebin çıkmasını bekliyor- dum. O sırada beni gören Reşit ça. ğırdı: — Sen burada ne arıyorsun, de- di. > Ben: — Babam kördür. Akrabamdan Cavidi getirdim. Babamın bıçağı- nı ona verin de götürsün, dedim. Arada bir konuşma geçti. Beni bir aralık yere yatırdılar. Reşit kızarak üzerime hücum etti, Emin saçlarımı tuttu, hademe Abdurrahman da yetişerek ayak: ayak- larımdan tuttu, üçüncü smrf mi- messili Hasan da hademeye yardı ma başladı. Beni yere yatırdılar, © zeceklerdi. Babamın bıçağmı aldıkları için evde bulunan ekmek bıçağını Y#” nımda taşımağa başlamıştım. Herkesde bıçak varmış Bütün arkadaşlarımda bıçak o duğu içn ben de taşıyordu. Bans hücum edenlerin elinden kürtül- mak için çare olarak bıçağımı çek* mek aklıma geldi. Onları dağıtma” ğa çalışıyordum. Müdür muavini Reşit bıçağın demirinden yakal3* dı, eli kesildi, o sırada yere düşe Ben de üzerine düştüm, elimdeki bıçak paltosunu delerek göğsün saplandı. Fakat fazla girmemesi çin bıçağı acele geri çektim. hareketim yüzünden yanımda d& ran ve ayaklarımdan tutan bad“ me yaralandı. Sonra Hasan elim” den bıçağı aldı ve beni karakola götürdüler. ». 5 HABER : Bütün bu izahata ne katmalı, yi -lemiyoruz. Söylenecek şey yaln* şudur: Maarifimizde ve terbiş* sistemimizde adamakıllı bir deği şikliğe ihtiyaç var! Tanınmış bir terbiyeci Izmir mekteplerindeki sıki tedbirlere hak veriyor “Kız ve erkek talebenin “mektep gibi disiplinli yana ders okumalarında eltet mahzur yoktur. Fakataynı tale; benin mektepten çıkınca KOlKOo- . la kırlarda, sinemalarda, barlar da dolaşmasına hangi mantık razı olur 5) Mektep talebesinin, vaziyatlari hakkındaki anketimizin ikinci ko- nuşmasını, isminin yazılmasını is- temiyen tanınmış bir maarifçi ve terbiyecimizle yaptık. Bu zat bize şunları söyledi: “Talebelerin mektep dışındaki tavır ve hareketleri, hakikaten bü- yük bir ehemmiyetle takip ve tet- kik edilmeye değecek kadar bo- zulmuştur. | Ben, şiddetli ve âcil tedbirler alınmasına taraftarım. İzmiri iyi tanırım. Onun için şunu size söyliyeyim ki İzmirde, tatbik edilmiye başlanan tedbirler tamamen yerindedir. Hattâ bun. lar bile ihtiyaca kâfi değildir. Daha çok genç, tecrübesiz ve dünyayı tanımamış bir kız veya erkek talebenin ahlâkmın bozul- ması çok küçük tedbirsizliklere bağlıdır. Mektep idarelerinin ve- ya velilerinin onların, velev ki ilk nazarda. ehemmiyetsiz görünen münasebetsiz hareketlerine göz yummaları korkunç neticeler do- ğurabilir. Henüz mektep çağında. ki bir genç kızın boyanması, uzun ökçe, açık saçık elbise giymesi ne demektir? Kız ve erkek talebenin, mektep! gibi disiplin altındaki bir muhitte yanyana ders okumalarında elbet mahzur yoktur. Fakat ayni talebe- nin, mektepten çıktıktan sonra el ele, kol kola, kırlarda, sokaklarda, sinemalarda, belki de barlarda do- laşmasına hangi gönül ve hangi “mantık razı olabilir? bir muhitte yan erer seesananase RaA, wi Bu gibi ahvaldir ki tecrübe. ğ çocukları zıvanadan kere : larda ne ders okumağa, ne de tebi düşünmeye kafa kalıyor» e Bakınız bu kadarla da kal#? ii ise, üstelik büyüklerin il zünden meydanı boş bulan pe mahlüklar, ahlâkça da er ga, benliklerini kaybetmeye BİRE yorlar. Bunun, bu feci vaziyetin a geçmek yolunda en büyük akt talebenin ebeveynine düşer: Fi ne çare ki, bunların yarısından. fazlası çocuklarının terbiyes” ipe ebe kayt kalıyorlar. “Çocuğu yapan yeşil” Artık ai er yapsın!,, diyor ve üzerlerin€ büyük ve mesuliyetli me kurtulduk, sanıyorlar. pe Diğer bir kısım vel yö cuklarma söz geçiremem ler. Vazifelerini tam manasiyi pabilen ana ve e Vi sef bugün azalmış! Sr kai içindir ki, terki likte esas olan aile devlet zafını, İzmir maarifçileri gs kuvvetleriyle telâfi e lışmağa karar vermişler» Çok da iyi yapmışlar" vi İstanbulda da ayni i$ le Zaplbik sela Apak, MEVLÜT © Yarın akşam e müteakip meşhur hafızlar dan Lâleli camiinde mev okunacaktır. * meni lüdü bei j r eğ 4 7 ME EEE EE EE —