Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
26 ŞUBAT — 1935 İstnbul Z talebenin tavır ve hareketi hakkında istiklâl lisesi müdürd.ve HABER — Akşam poıtnıı —— Halkevi reisi B Agâh Sırrı ne diyor ? kontrol ediyor... N— Asıl ış talebe velilerinde... Fakat ancak yüzde onu yGeviâtlarını Socukların sokakta beraber yürü- melerine, yalnız sinemaya gitmelerine gelince.. Kız ve erkek " günlerde, talebenin mektep dı Ve Ü tavır ve hareketleri günün en, X meseleleri arasına girdi. 'Hittâ bir çok kimseler, talebemn y Pten çıktıktan sonra da çok şid- İ /bir disipline tâbi olmaları için ted-1 Salınmasını meyzuubahs etmeye | Tıir. Bu vaziyetin filiyat sahasın ’V'“'ük aksülâmeli geçen gün İzmirde Ş, Ta çıktı. Ora mektep idarecileri M | Ya gelerek çocukların mektep ha | Iu “Eki hareketlerini de sıkı bir kon , İtna aldılar. k:el'lâı mütaleamızı en sona bıraka .0 hususta memleketin tanınmış terinin fikirlerini almanın çok| btlacağını düşündük ve memleke- İ —ı Hash işlerinden — birisine te h&în bu anketimizin ilk konuşması âl lisesi müdürü ve — İstanbul hi!kam Agâh Sırrı ile yaptık. kkç k derin bir vükuf sahibi olduğu %nuzakkmda genç ve kıymetli maa bize şunları söyledi: l'behuı mektep — dışındaki hare mekt 'îrq. ep içindeki hareketten da | alâkadar eder. t % çocuk mektep içinde, tama- Bizim gözümüzün önündedir. Hiç gözümüzden kaçmaz. da bunu bildik!leri için, mek " Shna göre vaziyet almasa, ha , ' ti ,mme.bbımq istel, ı Mbur olurlar. ış h““““h nihayete — ermiş ir, Ders saatleri bitince, mekte en talebe, acaba ne vaziyette Socaklar 3 *üaa lı b %M*.q’te“ çıkınca, dösdoğru evine 'd“nmı:dıgım araştıran — ailenin diyecek yoktur. Ancak bu K İ Bösteren aileler acedinin yüzde kk ğini zannetmiyorum. Diğer- N.::m'lı babanın — takayyüdünden, lmaktadır!ar. "' ziyade mektep idaresini ü ve güçlüğü doğuran budur. içinde hareketlerini sıkı ta %& &“Plıu altına aldığımız çocuk telmeğe başlıyan çocuk, mektep % bu tazyik ve takibin üstün Binı hisseder etmez fena iti- l“!*"lr ele almış oluyor. N tileler de bizimle beraber elele | Y .—Wh bizim gösterdiğimiz ta- | Çi th sonra onlar da gös n hareketini şaşırması i İlmın ve fırsat kalmamış ; " Mırdı kontrol edile edile Htiyat halini almış olacak | an de istediği budur. İN de mektep h"“midnln kontrolünü — ihmal * Ancak elde mevcut vesa- (Ş İ M ifaya manidir. Ğİ x ı*'o mektep dışımdaki kontro- | riyetini du x *:: lehnek mecburiy yu' h,_ü— ziyade, büyük bir tegkılat "'*tep idarelerinin bır.lıırı w laşması işidir. *nmediğimiz ta'ebe hakkın- | ;lf İ &:'m"! haber veriyor veya on 5 Vaş MİII hakkında — malümat | İzim yaptığımz — kontrolün | H.___"'mdu da takviye edilme | N alnız, maalesef şunu da Mi Bibi tarafından bu yırdıının.l | AN:;WMEÜG kırulnımıı! | Yoksa ebeveyn biz €emese, başka tedbir al k:ılmııdın bütün bu i ış- Agâh Sırrı Bence, diğer vasıtalarla ne yapsak, ailenin alması lâzımgelen — tedbirlerin yerini tutamaz. Kız ve erkek talebe işine gelince: Mektepte beraber okuyan kız ve erkek çocuklar, ayni mektep kapısından çıkar ve tabii ayni caddede yürürler. Bunla- rın ayrı veya beraber yürümesinde, hiç bir fark yoktur. Ancak bu kadarla kal ması şartile... Bunun haricinde, norraal bir IIİCİ!G nin, ister erkek, ister kız olsun, gideceği yer, ailesince malüm olan yerler, ve ge | ne beraber gezeceği arkadaşları, ana ba- basınca malüm olan arkadaşlar - olmalı- dır. Bir kız talebenin yalnızca sinemaya gitmesine veya yabancı arkadaşile sokak ta dolaşmasımna aklım ermez. Yüksek topuk giymesine ve boyanmasına gelin ce, bunu hiç bir zaman terviç edemeyiz. Maamafih size son olarak şunu da söyliyeyim ki, bence ortada âcil — tedbir almmasına ihtiyaç gösterecek, ortalığı telâşa boğacak mühim bir vaka ve vazi yet yoktur. Bizim şikâyet'erimiz de, he men hemen her muhit ve cemiyet için de olduğu gibi, çocuk ebeveynlerini a. lâkalandıran bir terhiye — meselesinden başka bir şey değildir.,, ——— Berlin (Özel aytarımız yazıyor) — Bundan bir müddet evvel gazetemizde Türkiyenin kış olimpiyatlarında olduğu gibi yazın da Berlinde icra edilecek mü- sabakalara iştirakine merkezce karar ve- rildiğini okudum. Bu karara göre yaz o- limpiyatlarında güreş, eskrim, futbol, ata letizm ve yüzmelere iştirak edilecekmiş! Evvelâ güreş ile eskrime iştirakimiz hakkında söyliyecek bir şeyim yoktur. Zira bu iki sahada, bilhassa güreşte mu- hakkak dünyanım az çok belli başlı mil- letleri arasında — bulunuyoruz; — hattâ çok müşkülpesent olan Alman spor mat buatı bile bu hususta bizden cidden si- tayişle bahsetmektedir. Merakımı mucip *olan bir nokta lüzumlu lüzumsuz sürü ile müsabakaya iİştirak edecek olduğu- muz halde, Avrupada muhtelif yerlerde ve müteaddit defalar yüzümüzü güldü- ren binicilerimizin isminin geçmemesidir. Herhalde biniciliğe de iştirak edeceğimi | ze eminim, belki bu bir hata yüzünden gazeteye geçmem.ştir. Kısaca — başta binicilerimizin olimpiyatlarda Türkiyeyi temsil etmesi gayet musiptir. Gelelim diğerlerine: 1936 Kış olim bu olimpiyatlar bütün dünyaya esasen bilinen bazı hakikatleri bir defa daha ispat etti. Meselâ Almanların organizas- yonda muvaffakiyeti, İsveç, Norveç ve Finyândiyanın kar üzerinde yetişmiş ve kış sporunda namağlüp milletler oldu- gu, İngilizlerin soğuk kanlılığı ve sebat- | kâr Vp Türki emn de henüz olem ık du, biten bitti. Yalnız Türk olı:n.nk. ecne- bi muh'tde bulunmak dolayısile şu an- larda Avrupa matbuatında hakkımızda- ki nahoş neşriyata “hancının tavuğu öl- müş yolcuya ne!,, diye geçmeğe imkân yok. Yukarıda söylediğim gibi olan ol- du. Yalnız bundan sonrası için — biraz dikkatli ve tedbirli davranmalıyız. dik şaşılacak bir şeydi, fakat mağlübi- yetten daha tabit bir şey olamaz. Yalnız mağlübiyetten mağlübiyete fark vardır. Herneyse, asıl temas etmek istedi- ğim kış olimpiyatları muvaffakiyetimiz piyatları bitti. Fevkalâde cereyan eden | Kış olimpiyatlarında galip gelsey- . güreşçilerimiz olmak Üzere, eskrim ve! | değil, yaz olimpiyatlarında futbol, atle- . erıındîeku arkadaşımız yazıyor: T T T M A A T , L T A , Olimpiyatlara iştirakimiz Kış sporlarında bize tebessümle iktifa edenleri bu sefer kendimize kahkaha ile güldür- mekten başka işe varamıvacaktır Kış olunpiyatlarına iştirak eden kayak çılarımızdan bazısının Garmiş şehrinde bir çalışmadan sonra alınmş resimleri tizm ve yüzmede kazanacağımız muzaf- feriyetlerdir!.. Sporda büyük bir kritik' olduğum iddiasında değilim, bilâkis bu — hususta aczimi muterifim. Meselâ — futbolden pek anlamam.. Yalnız bu memleketin çocuğu oldu- ğumdan ve biraz da sporla meşgüul bu- lunduğumdan gerek bilfill meşgül bu- lunduğum sahalarda, gerek bigâne kal- dığım şubelerdeki neticeleri, dereceleri nede olsa duyarak veya okuyarak öğ- remrım. g'lbl Avrupanm hattâ dhnyamn en çok spor yapılan bir yerinde yaşamak ve bu rada şahit olduğum sık sık cereyan eden uluslararası temaslardan mütevellit fikir lerimi kaydetmek ve dolayısiyle futbol, atletizm ve yüzmede olimpiyatlarda ne oluruz, onu anlatmak isterim, FUTBOL :Evvelâ Türkiyenin İngiltere gibi bir futbol beşiği olduğunu, futbo- lün Türklerin başlıca sporu bulunduğu- nu senelerdenberi işite işite usandık.Lâ kin işin garibi yıllardanberi hariçle az çok temas eden fakat bir istikrar göste- remediğinden kuvvetinin — derecesi bir türlü kest'rilemiyen İngiliz taslağı () futbolümüzle alnımız açık olarak “Bul- ıdareıı,' : he Mektep dışımdaki — kontro ( Ş Kk:: talebeyi tamamen ku (Ş ıldığımız şudur: Ha | — Kumbara sahiplerine: Her sene kumbara sabiplerine 20.000 lira ikramiye tevzi eden İş Rankasının ikinci tertip 10.000 lira mükâfatlı 936 Ş kumbara keşidelerinin birincisi 1 Nisan ç 936 da ANKARA da noter huzurunda çekilecektir. Bu kur'aya iştirak edebil- mek için kumbara sahiplerinin 1 Mart -936 tarihine, yani Şubat sonuna kadar Bankaya en eşağı 25 lira yalırmış ol- maları lâzımdır. wb“"retmde ki, bir; h l yıim : 'a APA Pa . vi A/S.. 3 Üf b VEEE, A UD PD T y a SN V, LARTURNE | garlara faikiz,, bile diyemeyiz! Çünkü bizimki kuvvetten, teknikten ziyade te- sadüf işidir. Zira her kaybedilen bir ma- ça bir bahane atfedilir; “falanca iyi oy- . nıyamamış da ondan,, denir. E, bu ne vakit iyi oynar? Onu Allah bilir. 1924 olimpiyatlarında aksi tesadüf Türk ta- kımımın karşısına en kuvvetli takımlar- dan biri olan — Çekoslovakları çıkarsa “ya bu çıkmasaydı?bu çıkmasaydı şampi yon değilsek bile üçüncü dördüncülük garanti idi; aksi şeytan!,, — diyeceğimiz muhakkak. Faraza olimpiyatlarda futbole işti« rak ettik ve mağlüp olduk. Ne olur san- ki, hem sporda galib'yet — mağlübiyet mevzuubahs olur mu? Denilebilir! Spor da galibiyet, mağlübiyet — mevzuubahs olmaz lâkin hepsinin bir — derecesi var- dır. Gülünç ve feci bir vaziyete düşmek- tense (ne Şamın şekeri, ne Arabın yüzü) demeliyiz. ATLETİZME GELİNCE: Bunda yalnız şu söylenmekle iktifa edilebilir: Geçen sene İstanbulda yapılan Balkan olimyiyatlarında atletlerimiz — sonuncu oldu. Ve avuç dolusu para — harciyarak kendi topraklarımızda yaptığımız bu şam piyonanın bizim için ne acı bir netice ile bittiği henüz unutulmamış olsa gerek. DENİZCİLİĞE GELİNCE: (Suat Erlerin bu husuıtakı mütalea sr M. S. nin dünk yazısında çıkan “AÂAv rupaya seyahat hevesi nelere — kadar varacak?,, başlıklı yazısının — arasında idi. « * ğ ... Ölimpiyatlara iştirak ederken rakip lerimizle kendimizi ölçmemiz arada hiç '“olmazsa az bir fark, mâkul bir teşebbüs bulmamız lâzım ki, netice bizler için u- tanılacak bir şekilde bitmiştir. -Bu işte, olimiyadın da oraya iştirak eden milletin de ve onları temsil —eden atletin de bir şerefi vardır. Eğer bun!ar nazarı itibare alınmazsa kış olimpiyatlarında bize tebessüm ile - iktifa edenler bu sefer kahkaha ile gü- i gelmek başkadır. leceklerdir. j Faraza (1500) metre koşuda bizim stadlarda kendi aramızdaki bir müsaba- kada velev (400) metre farkla sonuncu 120.000 kişi önünde - Türklük mümessili olarak sonuncu gel- * mek büsbütün başkadır. Ölimpiyatlara işt'rak eden her mem leketin reköordmeni veya şampiyonu 6 milletin olimpiyatlarda mümeesilidir. Bu az çok bizde de öyle olacak! Demek ki bu iş, yani olimpiyadlarda milletini tem- sil etmek o şampiyonların hakkıdır. Fa- kat mademki hakka sahip bulunan sporcularımızın dereceleri dünya ile boy ölçüşecek vaziyette — değildir, o halde bunları seyirci olarak göndersek hem bu gençlerin görgülerini arttırmış hem de dı'iseceğim z çok Eecı ve gü!ünç ver jı 'eü