3i ŞUBAT — 1935 sından daha yüksekde bulunuyorlar. dı. Bu çatıya atlamak, tavan ar dan aşağıya inmek bunlar için kolay bir şeydi. İhtiyar Pardayan ile evvelâ bunu teklif etmişti. e Şövalye başını salladı. Son iki arkadaşının a- rasında duran Marşal ile arkasında duran Luizi göstererek: — Eğer bu kız ölürse ben de aşa- gıya atlıyarak öleceğim! dedi. Babası: — Hay şeytan alası! Bütün Parise| karşı koyduk, ölümü boynuzlarından | yakalıyarak yere derirdik, Demir ma- kineden kurtulduk, şeytan alaylarınm içinden geçtik de şimdi burada mı &| leceğiz! diye bağırarak ayaklarmı ye-| re vurdu. l Bu darbeden bir taş fırlıyarak aşa | gıya düştü. Aşağıda bir gürültü, bir feryat koptu, Ihtiyar kurt: — Bak, ! Ama tuhaf şey? Taş insan öldürüyor.. dedi. Şövalye soğuk kanlılıkla : — Haydi öyle ise başlıyalım! de. di akisi de eğildiler. Hançerlerile bü yük bir taş parçasını kopartarak bir İtişte aşağıya yuvarladılar. Düşen taş, askerlerin arasında (büyük bir boş- luk, bir delik hasıl etti. Bundan son- ra, artık etraflarına bakmadılar. İkisi de ayrı ayrı o çalışıyorlardı. Taş dolusu yağmağa başlamıştı. Par- £a parça duvarı yıkıyorlardı. Biri bir ucundan, öbürü öbür ucundan taşları deviriyorlar ve her biri bir taş parçası düşürdükçe ilerliyorlardı. Bu dar yer 300 PARDAYANIN ÖLÜMÜ tereddütsüz duruyorlardı. o Halbuki ufak bir yanlış basış, aşağıya yuyarla narak param parça olmalarına sebep verebilirdi. Onlar buna (aldırış etmi- yorlardı, Tekrar birleştikleri vakit a- şağıya baktılar ve avlıda o kimsenin bulunmadığını gördüler. Babası: İşte şövalye, bu da yeni bir inme usulü! dedi, — Hem de ivan arasından geçip merdivenlerden inmekten (daha fay- dalı, — Daha beş on basamak (yapar sak... — Yere varmış olacağız! Böyle söyliyerek güldüler. Duman ve tozdan kapkara olmuşlardı. Gözle- ri parıl parıl parlıyordu. . Elleri kan içinde kalmıştı. Elbiseleri param par- ça olmuştu. Deliler gibi gülüyorlardı, Neye güldüklerini kendileri de bilmi- yorlardı. Yüzleri müthiş bir şekil al. mış devlere dönmüşlerdi. Bir tüfek patladı, Kurşun oşöval- yenin şapkasını düşürdü. Şövalye: z — Sizi selâmlıyan ben değilim! diye bağırdı. Tüfek sesleri biribirini kovaliyor- du. Ve kurşunlar etraflarında vızıldı- yorlardı. Sokaktan iki üç yüz asker nişan alıyor ve halk hâlâ uluyordu. O vakit ihtiyar sokak tarafına gel di ve: — Kafalarınızı sıraya diziniz! di. ye haykırdı. Devin, kolları arasında büyük bir taş kaldırıp bütün hızıyla aşağıya at- tığı görüldü. Devlet Demiryolları ve Limanları" işletme Umum Idaresi Tlânları Muhammen bedeli 29287 lira olan muhtelif kriko ve verenler 7/4/936 Salı günü saat 15,30 da kapalı zarf usulile Ankarada İdare binasında satın almacaktır. Bu işe girmek isteyenlerin 2196,52 liralık muvakkat teminat ile kanunun tay in ettiği vesikaları ve tekliflerini aynı gün saat 14,30 a kadar komis yon Reisliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler 145 kuruş mukabil inde Ankara ve Haydarçaşa vezne lerinde satılmaktadır. “841,, Beherinin muhammen bedeli (162 kuruş 31 santim olan 140000 tane kayın travers 9 mart 936 pazartesi günü saat 15 de kapalı zarf usulile satın alınacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin 126 06,70 liralık muvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini aynı gün saat 14 e ka- dar Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır. & Şartnameler beheri 1135 kuruş mukabilinde Ankara ve Haydarpaşa veznelerinde satılmaktadır. (07 Muhammen bedeli 77500 lira olan lokomotif yedekleri 9. —4 — 936 perşembe günü saat 15,30 da kapalı usuliyle Ankarada İdare bi- | masında satın alınacaktır. ! Bu işe girmek istiyenlerin 5125 liralık muvakkat teminat ile ka- İ nunun tayin ettiği vesikalari ve tekliflerini ayni gün saat 14,30 a ka» İdar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler 985 kuruş mu kabilinde Ankara ve Haydarpaşa veznelerinde satılmaktadır. (955) TE Yİ TT TİN ALI ni PARDAYANIN ÖLUMU 297 fıçıları patlıyarak kapı yıkıldı, Arka- sındaki siper dağıldı. Piyadeler büyük bir gürültü ile avlıya atıldılar, Bunlar, aç kurtlar gibi saldırıyor-! Jardr. Patlayan tüfekler (kendilerini karşıladı. Fakat bu sefer artık bunla- rı hiç bir şey durduramıyordu. Dövüş başladı. Tüfekler, tabancalar (birer kere patladıktan sonra yere atıldı. Kılıç, hançer ve mızraklarla boğaz boğaza, göğüs göğüse bir çarpışma (başladı. Monmoransinin adamları yanaşık nizamda olarak bu kanlı saldırışa karşı koymağa çalışıyorlardı. Onlar, yeis ve ümitsizlikle sustukları halde Hanrinin askerleri kyametleri koparı yorlardı. Sokakta bir sürü halk içeriye gir mek için biribirini eziyordu. Bu ku- durmuş herifler öldürmek isteğinden başka bir şey hissetmiyorlardı, Kan dalgaları, çan sesleri, cellâtların bağ» rışları bütün şehirde son dereceyi bul muştu. Methametten, insanlık duygu- sundan eser kalmamıştı. * Damvilin canavarları, küfürler sa- vurarak, uluyan Fransuvanm askerle rine saldırıyorlardı. . Monmoransi gözlerile Damvili a-! İradiyse de bulamadı. Damvil © fırsat| gözlüyordu. Fransuvanın kılıcı her ân kalkıp iniyordu, Onu iki eliyle tutu- yör ve bu ağır, kanlı kıhem © kalktığı Sırada herkes korkuyla — geriliyordu. Her darbede bir kişi düşüyordu. On beş kadar ceset Marşalin et- rafında bir siper hasıl etmişti. Bir ân geldi ki kendisini Teroanda sandı. O- rada olduğu gibi durmadan vuruyor. çoğalan (Odüşmanlarınm karşısında yalnız görüyordu, Gene orada olduğu gibi yere düşen bir düşmanın yerine üç kişi geçiyor ve bu hiç bitip tüken- miyordu. Artık öleceğini hissetti. Hafif bir sesle: — Elveda Jan! Biveda Luiz kizim! diye mırıldandı., Sonra, olup biteni görmek için et- rafına bakındı, Yarı yarıya azalan adamları kona- mişlerdi. Bir avuç kahramanım etra- fında kardeşinin piyadeleri kıyametle- ri kopartırken Damvil süvarilerinden yüz kişiyi toplryarak bunları avlının sol tarafına koymuştu. O anda bun- lar ileri atıldılar. Monmoransinin a» damları sağdaki binaya sığınmak iste- diler, Marşalin yanında on on beş kişi kalmıştı. Bunlarla birlikte binek taşı nın üzerine çıktı. Otuz tane kadar olan öbürleri de avlının sağ tarafında sıkıştırılmışlardı. Monmtorânsi ne yaptığını ne olup bittiğini farkedemiyordu. Yalnız bir aralık yedi sekiz kişiden başka kimse- nin kalmadığını gördü. Avlı tamamen Damvilin adamlarile dolmuştu. Sağ taraftaki binaya koşan zavallılar av- lıya açılan iki kapıdan içeriye gire. rek siper almışlardı. Tam bu sırada müthiş bir patla. ma duyuldu. Sağ taraftaki bina, Mon- moransinin sağ kalan son o askerleri- ni de ezerek yıkıldı, Damvilin adamları bu binayı ber- hava etmişlerdi. Yalnız avlıyı sokak. tan ayıran duvar kalmıştı. O da çatla» mrs bir kaç yerinden oyuklar açılmı$-