ZEAA ağ YÜ S AMR VE mere BER ME A a e ME Dizi vi i Em a e ri Si amme ve Tela iye Şe İk AE ii İİ PNE a, sz YORDAM EE e Ra ALİR e iğ AR, İL gr gan mgr ED 2 ye om YAN ar, o om, gayet mahdut bir çerçeve . lar dahilindedir: 29 SONKÂNUN — 1936 Amerikan hastahanesi sertabibi Şepperd'e göre: : 'Kısırlaştırmak cezai değil, sosyal bir tedbir olmalıdır Buiş senelerdenberi Amerikada sessizce tatbik edilmekte, faydası görülmektedir Anketi yapan : Murad Sertoğlu Bugün de Nişantaşı Amerikan - hastahanesi sertabibi Şepperd'in fikirlerini neşredeceğiz. Şepperd halis Amerikalı oldu. ğu halde Gaziantepte doğmuş, memleketimizde büyümüş, sonra , Amerikaya gidip tıp tahsil etmiş, tekrar buraya gelerek > Amerikan hastahanesi doktorluğunda çalış mağa başlamıştır. Amerikalılar (o kısırlaştırmayı bazı farklarla Almanlardan çok . daha evvel tatbik ettiklerinden Şepperd'in bu mesele etrafında şayanı dikkat fikirleri olacağını © düşünüyordum. Doktorla hastahanedeki bir karyola, bir yazı masası ve zengin bir kütüphaneden mürekkep mü. tevazı odasında karşı karşıya ko. © Muşuyoruz. Bana diyor ki; — Kısırlaştırmak için tatbik e dilen usüller ikidir. Biri Kastras- yon, öbürü sterlizasyondur. Birincisi bünyeye çok zarar ve. rir, Ameliyat olan sıhhatma, hattâ hayatına bile kuvvetli bir darbe indirebilir. Bundan dolayı kısırlaştırmak için bu ameliyatm - yapılmasına 'kat'işyeni ” taraftar değilim. Ve bunu yapmak için hiç - bir sebep görmüyorum. Sterlizasyona gelince, bu erkek ler için gayet kolay ve basit bir a- meliyattır, Bünyeye hiç bir tesir yapmadığı gibi, o kimsenin haya. tmda da hiçbir tahavvüle meydan bırakmaz. Ancak o kimsenin ço . cuğu olamaz. — Deniyor ki sterlize edilenle. rin guddeleri harici ifrazat yapa. madığından bu ifrazat kana ka . rıştr ve bu suretle şahista bir gay: ri tabiilik tevlit eder, — Ben bunu kabul etmiyorum. Bu iddiada bulunanlarm bunu is. pat edecek vesikaları yoktur. Bu nihayet bir nazariyedir o kadar, Elhasıl benim fikrim ve kanaa. içinde olmak şartiyle bazı insan - ların sterlize edilmesi yolundadır. Ve bu yapılmalıdır. — İleri sürdüğünüz çerçevenin hudutları nedir? — Bu hudutlar aşağıdaki şart - 1 — Kendisinde kısırlaştırılma. sı gereken bir ârıza olan bir kimse kısırlaştırılmasını isterse bu arzu. $u yerine getirilmelidir. Bu gibi kimseler salâhiyet sahibi doktor. lar tarafmdan gayet dikkatli ola. rak muayene edilmeli, iddiaları tahakkuk ederse kısırlaştırılmalı . dır. 2 — Çocuklarının dejenere ol. ması çok muhtemel olan yahut tabif ve mecburi olan insanlar (idyolar, evvelki nesillerindenbe. ri ailelerinde mücrim / olanlar...) muktedir, bitaraf ve vicdan sahi. $i bir Şüri heyetinin karariyle kı. #rrlaşterrimalıdır. İleri süreceğim noktalardan bi. ri de bu kararı verecek jüri heye- tinin tamamiyle bitaraf ve siyasi emellerden âzâde fen adamların. dan mürekkep olmasıdır. Gel gelelim, kadınlara: Kadın. ları kısır bırakacak kolay ve teh. likesiz bir ameliyat heniz bulun- mamıştır. Onun için kısırlaştırma işini kadınlara tatbik etmekte er. keklerden bir derece daha muha- fazakâr davranmak doğru olur. Ameliyat edilen kimsenin fev - kalâde gizli tutulması da sosyal bakımdan ehemmiyetlidir. Dr. Şepperd — Bu iş Amerikada ne şekilde tatbik ediliyor? — Başta Kaliforniya olmak ü. zere bu iş senelerdenberi birçok Amerika müttehit cumhuriyetle - rinde sükünetle tatbik edilegel - mektedir. Bilhassa tmarhaneler - de ve hapishanelerde yapılan bu tecrübelerden kısmen iyi netice - İer alındığı tahakkuk etmiştir. Kısırlaştırılmanın Almanya ile Amerikada tatbik şekilleri ara - sındaki en mühim fark Almanya- da bu işin bir sosyal tedbir ola » rak yapılması, Amerikada ise sosyal bir tedbir olarak değil, bir ceza .şeklinde tatbik edilmesi dir. Bize gelince, bence bu işle doğ- rudan doğruya Sıhhat Bakanlığı- nm meşgul olması lâzımdır. Bu daha ziyade onların işidir. Ba - kanlık frengi ve sıtma ile nasıl mücadele ediyorsa bu işle de, hal- kın öjenik terbiyesiyle aynen mü: cadele etmelidir. Tatbik şekline gelince; bizde de Amerikan usulünün tatbikına, yani hapishanelerle, hastahane ve trmarhanelerden bu işe başlan- masma taraftarım. IYI BIR Terzi mi arıyorsunuz ? işte size bir adres: iHSAN YAVUZ Kadın ve Erkek Terzisi Iştanbal - Yenipöstune karşısında Foto Nur yanında Letafet banmda H ABER — Akşam postası "Bir hastanın tedavi şeklini tayinde çıkan ihtilâf yüzünden iki doktor düello etti İçlerinden birinin kılıçla alnı yvarıldıktan sonra barıştılar Budapeşteden yazılıyor: Bir hastayı tedavi etmek yü. zünden aralarında çıkan müna - kaşa, iki genç doktoru kılıçla düel loya sürüklemiştir. Bunlar hastanın hayatını ken - di bildikleri gibi kurtarmağa ol kadar büyük bir heves gösterdi - ler ki, az kalsın kendi tatlı oemlai| rma kıyacaklardı, Bu iki doktor, Budapeştenin yeni Sen Jan has - tahanesinde çalışmakta olan Las- zlo Farkas ile Jozef Krauss'dur ve tuhaf değil mi, ikisi de biribi - rini çok seven arkadaştırlar, Bir gün Doktor Farkas'ın dai - resine yeni bir kanser hastası ge- tirildi. Bu bir kadındı ve evvelce İ başka bir hastahanede ameliyat! edilmişti. Şimdi ise hastalığı ye - niden tepmiş bulunuyordu. Doktor Farkas derhal ameli . yat yapılmasında ısrar etti, hal - buki hastayı görmüş olan Doktor! Krauss bunun aksini iddia etmek. teydi. Çünkü o bu kanserin ameli. yat edilemiyecek cinsten olduğu: na inanıyordu. Aradaki hararetli münakaşa, toplanma odasına ka - dar götürüldü, Ertesi gün Doktor Farkas has- taya ameliyat yaptı. Bunun neti cesinde de vakanın gerçekten çok karma karışık bir kanser olduğu meydana çıktı. Ameliyat ise muvaffakiyetle ne tcelenmiş gibi görülmekle bera- raber, bunun anlaşılması için haf. talar hattâ aylarm geçmösi lâzım. geliyordu. Ameliyattan sonra Doktor Far. kas toplanma odasında hastaha » nenin bütün doktorlarına hâdise. yi bir konferans halinde anlatır - ken içeriye Doktor Krauss girdi. Bir müddet hiç ses çıkarmadan dinledi; sonra damdan düşer gibi söylendi: — Doktor! Senin biricik kusu: run hastalarına sadece birer va - ka nazariyle bakman ve bunların insan olduğunu aklıma bile getir - memekliğindir. O kadına hiç bir vakit ameliyat yapmamalıydın ve bunu sen de pek iyi o biliyorsun. Bundan önce de bir ameliyat ge- girmişti. Demek ki bu (ameliyat olmaz bir kanserdir. & Onu kesip biçtin, çünkü sen bir arayıcısın. İçeride ne olduğunu görmek isti. yordun. oGördükten sonra bunu) gz; ya bir konferans halinde söyle - mek, yahut yazmak istiyordun! Herkesi şaşırtan bu sözler dok- tor Farkas'ı dehşetli kızdırdığı i- çin o da gürledi; — Sözünü geri al! Sen de be. nim kadar iyi biliyorsun ki yüzde bir ihtimal vardı ve bu deneme ğe değerdi. Şimdi benim doktor olmadığımı ve kendini beğenmiş boş bir adam olduğumu ağzmdan kaçırdın. Bu sözlerini geri al ba- kayım! Karşıdaki adam da aynı yüksek | perdeden bağırdı: | — Hayır geri almıyacağım. Kurtarılamıyacağını bildiğin bal. de kadına boş yere ameliyat yap- tın veonu bir tecrübe tahtasro larak kullandın! Doktor Farkas'ın cevabı, Dok - tor Krauss'un yüzünde bir şamar| gibi şakladı. Arkadaşlar araya girerek kav- ganın önüne geçtiler; fakat ertesi günü bir cimnastik kulübünde dü- ello yapıldı. Silâh olarak ağır sü. | vari kılıçları kullanıldı. Üçüncü karşılaşmadan sonra | kılıçlar iğri büğrü olduklarndan değiştirildi. Doktorların her iki * si de ufak tefek yaralar almışlar» dı. Yedinci karşılaşmada doktor Farkas hasmını alnı yardı. Bundan sonra her iki düellocu tokalaştılar. lida mler iyi su ol Göçmenler için yeni yerler yapılıyor Tekirdağ mühabirimiz yazıyor: | İki aydanberi © havaların gü - | neşli; gitmesi bize kara kış içinde| bir bahar hayatı yaşatmaktaysa da ekinlerin yağmura ihtiyacı ol. duğundan rençperleri biraz endi- şeye düşürmüştür. Bu güleryüzlü günlerde göçmen evleri inşaatı sr- kı bir tutumda ilerilemekte, Te - kirdağ atölyelerinde yapılan ka - Pı ve pencereler iskân bölgelerine! yollanmaktadır. Tekirdağ bölge - sinde göçmenler için yeniden mey | dana getirilen Önerler, Türkmen- li ve Yenice köylerinden başka Tekirdağ merkezinde de (50)! göçmen evi yapılmakta, ilçe, ko -| mun ve köylerdeki yapı çalışma :l ları da sürüp gitmektedir. Bu se- ne Tekirdağında köy kültürüne | de önem vefilecek, bir çok köy - lerde yatı mektepleri asılacacak:| tır, Su derdi Marmaranm en işlek bir iskele- si olan Tekirdağ, tecimsel önemi | nisbetinde o derece (cana yakın! bir manzara göstermektedir. İl -| baylık ve şarbaylığm — ortaklaşa | çalışmalarını Tekirdağının her işi- ne tek duygu ve tek elle sarılma- larmı takdirle anmak gerektir. Fa kat yıldan yıla gelişen Tekirdağı - nm senelerdenberi halledilemiyen ezeli bir derdi var: Su meselesi... Tekirdağında içilmeğe elverişli bir su yoktur. Mevcut çeşme sula- ri (7645) nisbetinde kireci ihtiva etmekte ve mecralarmda pisliğe de maruz kalmaktadır. Sularımı- zın bozukluğu ilin o sağlık duru - muna her zaman tesir etmekte ve burada hemen her yıl tifo hastalı.| ğı çıkmaktadır. Bu yüzden bazı ö- lüm vakaları da göze ni asan SEREARESI i mak elden gelmiyor. dır. Bu sene de ilimizde onbeş gündenberi tifo hastalığı hüküm sürmeğe başlamış, halk, işyarlar, mektepliler aşılanmış ve çeşme suları ilâçlanmıştır. Okullular iki deta daha aşılanacaktır. Aşı meç buri olmadığı halde her ihtimale karşı kat'i muafiyet kazanmak f- çin isteyenler (oaşılanmaktadır. Hastalığın şiddet ve tesirini art » tırmaması için gereken tedbirler alınmıştır. Acı bir hakikattir ki çeşme su - larımız bugünkü durumunu mu - hafaza ettikçe tifo salgının her sene tekerrür edeceğine inanma » Bunun için evvelemirde suların ıslahı düşü * nülmeli ve bu hususta gereken in celemeler yapılmalıdır. Tekirda » ğında içilen sular hep çeşme sw'* ları olup pek az köylerde; kuy# İ vardır. En iyi sularımız Çerkes ve Muratlı komunları çevresindedir. İ Mali durumu düzgün olanlar (İ - İ nanlı) dan getirilen ve bu isimle anılarak damacanası (60) kuruşa satılan iyi sudan içmektedirler. Memleket hastahanesinde Ankara Nümune hastahanesi başasistanı Bay Ömer Lütfü Te * kirdağ memleket hastahanesi da” hiliye mütehassıslığına atandığım dan ilimize gelmiş ve a başlamıştır. Tekirdağında iki eczahane var” dır. 23 kânunusani perşembe gü“ nü akşamı bir ilâç almak istedin İkisi de kapalıydı. Yolda bekçi Bay Elmasa hastgelerek saatı $or” dum: 9 dedi. Bu eczahaneler nö*” bet bekliyor mu? diye ilâve ettim — Beklemezler! dedi. Ben buna inanamadım; dabs doğrusu inanmak istemedim. A. Hilmi Yücebaşoğlu Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından : Ankara merkezimiz için gayet iyi istenoğrafi ve daktiloğ- rafi bilen bir isteno daktilo alınacaktır. Taliplerin Kânunusa- ni 936 sonuna kadar bizzat veya tahriren Umüm Müdürlüğe eya İstanbul şubemize müracaatları, (392) Le Basın Kurumunun çıkardığı 1936 Almanağı En güzel bir yılbaşı armağanıdır. Bütün saylavlarımızla gazetecilerimizin resim albümü deiedeni ÇIKTI 50 kuruş