28 Ocak 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

28 Ocak 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rda guslü ve içinden çalgı sesleri gelen kayıklar onları karşıladı. 164 — Ve yüzlerce Merihli uçarak üzerlerine tür- İâ çiçekler attılar. 165 — Hava gemisi büyük bir şehrin oönünde inmeğe başladı 459 — &imlerçe halk meydanı tikim tiklım dol- durmuştu, 1e7-— Yvanoviç MEEFIEMTELE işaretrerie büyük bir r 168 — Bir balkonda siyah elbiseli Merihliler du- nutuk verdi, 194 PARDAYANIN ÖLÜMÜ ——- am Kral gillmekten katılarak devam etti ; ! — Beni teniste yenmiştiniz! Hiç bu mümkün mü? Ben Fransanın en İyi tenisçisiyim? i Hanri dö Beam gülümsiyerek: , — Hattâ Navarın da Şevketmaap! Çünkü herkes oamecazadem o Şarlin yenilmez bir tenisçi olduğunu bilir, dedi. Kral kibar bir tavırla Hanriye teşekkür ederek; — Amiral, ben de rüyadaki yeni- lişin acısını çıkaracağım. Geliniz. Sözlerini söyledi — Fakat Şevketmaap ben ömrüm- de elime raket almış adam değilim. — Ya, halbuki ben sizi muhakkak yenmeği düşünüyordum.! O vakit Telinyi: — Şevketmaap, eğer müsaade eder- seniz bu fırsatı Oo kaçırmıyarak size meydan okuyacağım. Bu suretle ba- bam demeğe hakkım olan amirala da vekâlet etmiş olurum... dedi — Mösyö, çok hoş bir adamsınız. Beni fazlasiyle memnun ediyorsunuz. Amiral, bu gece mühim şeyler konu- şacağız. Çünkü koltuğunuzun altinda- ki müthiş kâğıtları görerek beni meş- ğul etmek istediğinizi anlıyorum. Be- ni affediyorsunuz değil mi babacı- ğım? Geliniz Mösyö Telinyi ve siz de Mösyö dö Giz. Kral ıslıkla, bir av havası çalarak bütün jantiyomları tarafından takip edildiği halde top oynamağa indi. Hemen iki taraf dizilerek oyuna usta Pir tenisçi olan kralın topu çelmesiy- başlarrtdr, Kolinyi ise birkaç jantiyom ve ge- «mieiler arasında kaptan Pelon ismiy- “İn mialan ikileme sanaval Tümavd ile birlikte kalmışi Antuvan Eskalen dö Zesmar, Ba. ron dö Lâgard gönüllü olarak askere yazılmış fakir bir ailenin oğluydu , Yavaş yavaş terfi ederek deniz tüm- generalliği rütbesine kadar yüksel- mişti, Bu adam , soğuk kanlı, korku ne- dir bilmez, harpte cesur fazla politi- ka yönünden müteassıp bir katolikti, Fakat Kolinyiyi pek bü bir hür. metle seviyordu. Düşünülen (yeni harple , belki bir kumandanlık ko. parırım umuduyla alâkadar oluyor « du. Kolinyi, ona kullarvacak gemile- rin hazırlanması vazifesini vermişti, Çünkü Dük Dalbre hem karadan hem de denizden hücum etmeği (o düşünü- yordu. İhtiyar Lâgard bü vazifeyi büyük bir gayretle yapmış ve filoyu hazır. lamıştı, Bu adamın bazı ihanetlerde par- mağı var mıydı? Belki. Fakat cesur bir asker oldu- ğu kadar kulağı delik bir jantiyom olduğu için duygularını dalma sak- lıyarak yalnız çok samimi bazı arka- daşlarma: — Hangi sahile yanaşacağımızı kestirmek için fırtınanın esmesini beklemeliyiz. Demeği âdet edinmişti. Kolinyi onunla iki saat kadar gö- rüştü, Bu konuşma kralın bekleme odasındaki bir pencerenin önünde geçmiş ve Lâgard da bir koltuğu ora- ya çekmişti. Kolinyi plânı bu koltuğun üzerine yaydı. Her ikiside amiralin açtığı bir haritayı daha yakından göden geçir. mek için diz çökmüşlerdi. Rrmla» hu isa na kadar dalmıslar. ——— ———— << ——————— dı ki kraliçe Katerin dö Mediçinin; #iimiş olsa, eger oğlumun mayan mü İ rayordu. Bunlar ihtiyar mühendisler ve âlimlerdi. PARDAYANIN ÖLÜMÜ 195 kralın dairesinden çıktığını , bekleme odasından geçtiğini, yolda rastladığı jantiyomlar tarafından selâmlanarak! rengi sararmış olduğu halde siyah el-| biseli bir hayal gibi soğuk ve ağır bir tavırla karanlık bir koridora dal- dığını afrkedemediler, po Sen Jarmen Lokserruvadaki müt- hiş vakadanberi Katerin çok yeisli gö rünüyordu. Kararsızlık bütün duygu- Jarmı kaplamıştı. Bazan ibadet oda- smda yalnız başına uzun gezinmeler Sırasında birden bire dururdu. Eğer yanında birisi bulunsaydı onun: — Bu benim oğlumdu.. diye yavaş- ça mırıldandığını duyardı. Ömründe şimdiye kadar vicdan azabının ne olduğunu bilmiyen bu ka- dın vicdan azabına mı tutuluyordu. Yoksa bu suretle kısılmış dudakları- na çıkan yalnızca bir acımanm piş- man olmanın itirafı mıydı. Eğer hakikat (böyle ise, Eğer Katerin hakikaten vicdan azabı deni- len duyguya kapıldıysa, ruhu acı için- de ve zihni kazdığı felâket çukurları- nı bütün dehşetiyle kavramağa başla- dıysa kendisini yakından tanıyanlar ve bilhassa Rene Rüjji'yeri bu duy- gularm taşmasından çok korkarlar. dı. Gerçi Katerin “öyle kolay kolay yolundan dönecek bir kgdın değildi. Vicdanının derinliğinde bir insanca duygu uyanaa bile onu daha müthiş fakat daha kuvvetli duygularla boğ- mağa çalışırdı. Kendisinde bir yeis hissetmiş olsa, drmağımda gürliyen fırtmanım içine daha fazla odalardır. Mariyyakm, Alisin, Pani Garolanın, Jan Dalbrenin hayalleri karşısına di. temadiyen kulaklarında çınlıyan: — Nasıl anne? Hoşunuza gitti mi? Fakat beni niçin böyle öldürüyorsu- nuz? sözlerini muırıldansa Katerin daha vahşi bir ses içinde susar ve oğlunun hayalini bir sürü hayallerle karıştırırdı ki artık bunların arasın- dan Mariyyakı seçip ayırmak imkân- sız olurdu. — Bu benim oğlumdu!. Katerin, son derece bir sıkmtı, bir korku İle etrafına bakınarak bu söz. leri yarı sesle söylediği zaman titri. yor, yumruklarını sıkıyor, ateşler içinde yanıyor ve: — Acele etmeliyiz... Acele etmeli- yiz. Sözlerini ilâve ediyordu. Eğer hakikaten bir vicdan azabı hissediyorsa bu nzab daha heyecanlı bir aceley daha müthiş bir kan dök- mek fırsatına sebep oluyordu. İşte bu suretle içtiği kuvvetli içkilerle içi yanan bir zavallı nasıl bu ateşe çare olarak durmadan içmek İsterse Kate- rin de öyle kan dökmek istiyordu. — Kan, bu kanı silmek için gene kan! diye düşünüyor ve bir çok cinâ- yetler yapmak deliliği varlığını kap- İryordu. Şimdi kafasının uğradığı sarsıntı ile bu sinirli ve müteassıp kadın daha fazla bir taşkınlığa uğramıştı — Her halde allahın emri yerini bulmalıdır! Allah böyle istiyor! Iş, sonuna kadar yürümelidir!... Bu sabah ta yalnız kaldığı zaman hergünkünden daha yeisli görünü- yordu. Herkesin arasmda iken kendisini tutarak göstermeğe çalıştığı güler yüz hemen kayboldu. Yukarıda gör“ düğümüz gibi bekleme salonundan * yan van bakin

Bu sayıdan diğer sayfalar: