HABER — Akşam postası 7. İLKKANUN — 1995 Aradığınız son moda, şık ve zarif şapkaları ancak: ge Şapka Mağazasında Bulacaksınız 86 PARDAYANIN ÖLÜMÜ şı koyuyor, fakat kral kadar soğuk kanlılık gösteremiyerek her darbeye ayni suretle karşılık veriyordu. Mesele sarpa sarmış ve gülüşler tuhaf bir hale dökülmüş olduğu için bir kelime, bir bakış hemen eğlenceyi tehlikeli bir vaziyete sokacaktı, Bununla beraber, Hügnolar fena bir düşünceye kapılmıyarak, katolik Jantiyomlarının o dokunaklı ve kaba gakalarmı çoğaltan bir sabır gösteri. yorlardı. Birdenbire, biribirlerinin ellerin. den tutan ve hemen çırçıplak (dene. cek derecede açık saçık bulunan, ve vücutlarının hemen her yeri görülen elli kadar güzel kız biraz (o sarhoş ve gözleri baygın, dudakları öpülmeğe hazır oldukları halde süslü salonun içine atıldılar. Giz: — Kraliçenin uçar süvari bölüğü! Şimdi pek fazla güleceğiz.. diye bağır. dı. Bu tabir pek güzel ve yerinde idi. Şair Dora bunu hemen cep defterine kaydetti. Pontos dö Tiyar ise böyle bir bölüğün atsız olamıyacağımnı söyliye. rek hemen bu kızlardan birini yakala. yıp beygire bindirir gibi omuzları ü- zerine oturttu. Bir saniye içinde çılgın bir velvele| e nce salonları sarsıldı. e Çıplak kızlardan her biri senyörlerden biri | nin üzerine binmişti. Fakat, katolik olan Pontos bir tarafa bırakılırsa kız- lara beygir olan davetlilerin hepsi Hüg| no idi. Hakikaten bu kızlardan herbi. ri bir Hügnoyu yakalıyarak katolikler tarafından itile kakıla, onun omuzu. na binmişti, Yarı gülen yarı rezil olan Hügnolar ise ister o istemez hu hale razı oluyordu. O vakit, birer kira beygiri haline giren Hügnolardan her birinin iki eli, kendisini sürükliyen iki katolik tara - fından yakalandı. Bu suretle, Hügnoların omuzları. na binen elli kadar matmazel uzun bir dizi teşkil ederek yaşa avazeleri, kah. kahalar, velveleler arasında gezmeğe başladılar. Bu alayın baş tarafında: — Atlı perilere yol açın! kadınlık. la protestanlığın birleşişine yol verin! diye bağıran Dük dö Giz koşuyordu. Dükün yanımda (giden çetesi de muzika bir protestan havası çalarken, el çırparak ona uyuyorlardı. Bütün güzel kızlardan, kibar mat. mazellerden mürekkep olan bu açık saçık peri kümesi sanki a rı mah. muzlryorlarmış gibi çıplak bacakları. nı sallıyarak, kızgın kediler gibi bağ. rışarak, bir takım çıldırtıcı pozlar a. larak, hattâ bazıları sarhoşlukla ağı- za alınmaz terbiyenin dışında sözler söyliyerek katelikliğin galebesini ilân ediyorlardı. Verdiğimiz bu tafsilâtın mübalâ - Zalı sayılmamasnı dileriz. Fakat o devre ait tarihler karıştırılırsa bu fe. ei vakayı, hattâ kısaltarak naklettiği. miz anlaşılabilir. İşte bu suretle kraliçenin uçar sü. vari bölüğü, oKaterin dö Mediçinin kendi siyaset ve maksadma göre hazır layıp terbiye ettiği bu Oo matmazeller Hügnoları yakaladıkları sırada buna benzer bir vaka da geçiyordu. Katolik senyörleri prostestan ka dınlarını yakalıyarak çılgıncasma oy. nanan bir cins İspanyol dansına zor « Tuyorlardı. Tam bu sırada kral içeriye girdi. PARDAYANIN ÖLUMÜU 67 şa Hemen kahkahalar kesildi, Hügno, lar karılarını buldular ve Katolikler de bir araya toplanarak dokuzuncu Şarlin geçeceği yerde durdular. Kral, hiddetli ve kaşları çatilmış| olduğu halde, kısaca anlattığımız re. Zalete iştirak eden, beti benzi uçan, çenesi kilitlenen Kolinyiyi gördü. A. miral krali hürmetle selâmladı, Fa - kat Şarl ona doğru giderek (o kolları arasına alıp bir erlât sevgisile kucak. ladı — Nasıl babacığım, zannedersem sarayımızda pek iyi eğlendiniz değil mi? dedi — Son derece eğlendim Şevket . maap. Jantiyomlarımız İnsan eğlendir mekte o kadar ustalar ki, bu geceyi bütün ömrümce unutamıyacağım, — Öyle mi? Meselâ kralı bir geyik gibi avlamak eğlenceli bir şey değil mi? Bu sözler, salonda bir gökgürle mesi gibi patladı. Gerçi (o dokuzuncu Şarl bunları gülümsiyerek söyledi se de bu gülümseyişte bir çok me lar toplu olduğundan Hügnolar tit remekten kendileri lamadılar. Amiral soğuk bir tavırla: — Şevketmaanp, lütfen düşüncenizi daha açık olarak anlatmanızı bekliyo. rum, dedi. Kral mosmor kesildi. Gözlerinden ateş fışkırdı. Belki de bu hiddetinde bırakılmış olsaydı annesinin söylediği sır ağzından kaçacaktı, Fakat bu ânda meydana çıkan Kate - rinin renksiz yüzünü görünce sustu. Kraliçe süratle ilerliyerek, gülümse - vip: — Muhterem Amiral, yani Dük Dabi mağlüp etlikten sonra İspanya kralını da yenmeğe karar © vermeniz lâzımgeliyor sözlerini bağıra bağıra söyledi. Katoliklerin arasında hoşnutsuz luğu gösteren bir mırıltı dolaşırken Hügnolar da rahat bir nefes almışlar dı. Yüzü gülen Kolinyi: — Şevketmaap, hazırlamış olduğu. nuz eğlence çok güzelse de ben Fe, lemenkte eğlenmeyi daha çok severim dedi. — Evet baba, sizin saray adamı olmaktan ziyade bir ordugâh adami olduğunuzu bilirim. Yeğenim Hanriyi görmiyorum. Acaba nerededir? Katerin: ” — İşte 0 da buradadır. Fakat pek ziyade mes'ut olduğu için saadetini bozmak bir haksızlıktır. dedi, Hakikaten, bu anda Hanri dö Be. arn da Margritin koluna © girerek ve ona sevgi dolu sözler söyliyerek ge . çiyordu. O vakit, dokuzuncu Şarlin verdi. Eİ bir işaret üzerine eğlence gene bü tün şiddetile devama başladı. Kral, ayni zamanda kolundan çekerek: Kolinyinin — Baba, Felemenk seferinin ha « zırlıkları ne haldedir bakalım?. Ora - da ne kadar katliâm yapıldığını v Daalbin on sekiz bin E düğünü haber aldınız mr? diye bir köşeye götürdü. — Heyhat, Şevketmaap, hepsinden haberim var. Fakat Fransa kralının yüksek kalpliliği (o sayesinde kısa bir zaman sonra bu müthiş katliâmn önünü alabileceğimi umuyorum. — Çabuk olunuz amiralim.. Çün » kü başka hükümetlerin de bu katliâ - ma kalkışmalarına ihtimal var.