Prens Abdullahın Hazinesi İİ tUNU Gir bana sö /“ LERSEN SENİ SUYAN/ ATARIM... iy ELNERSTON KASABASI | NIN 40 kiLMm. CENUBUNA, BİR TAYYARE DUŞMÜ, MİDEM ÇOK FENA, .H, Ki, SAKİLE VAR mAK Yağ DÜNYA KADAR yoLvAR TAYYARE PARÇALAN. wa lale ALE Rs TULMUŞ JİBU TAYYA- > RE Yi BULALIM X gi ÖNCE YEMEK NE Sa BUNUN BİR ÇARESİ, N z KALMA... YİYELİM DE RİZ e, RAŞTLAYACAĞIMIZ ILK OTOMOBİLİN YOLUNU KESE - BIRAKMAYINIZ EL 1MİZDEN KAÇACA:, Polis hafiyesi X:9 yahut Dekster (ıslahıhal etmiş bir haydut olan Mişelden bir mektup alıyor. Bir haydudun Nev- yorkta bulunan Prens Abdullahın milyonlar (değerindeki hazinesini çalmak üzere olduğunu haber vermektedir. Fa kat Maroninin adamları Mişeli (o öldürüyorlar. Ve sırlarmı bilen Mişelin kız kardeşi Şilâyı da takip etmeğe koyuluyor. lar. X:9 Prens Abdullah haydutların elinden kurtarmayı kararlaştırıyor. Bunun için haydut kıyafetine girip onlarla beraber çalışmağa başlıyor. Fakat Şilânm hizmetçisi Mari aptallıkla X:9 u ele veriyor, X:9 kaçıyor. Prens Abdullah da bu sırada mücevherat kolleksiyo - nunu teşhir etmeğe karar vermiştir. Polisler bundan endişe Tonu ÖLDÜRMEK | A Ş iii LAZIMDIR. iğ AAA Teyi BİR YEMEK YE, Gİ Bu —n Ğİ VASITA İLE...? >OD»Pr»a Halbuki Maroni Prens Abdullahın vekilharcı olan Aliyi de elde etmiştir. Şimdi X:9 u ortadan kaldırmak çarelerini a - raşlırıyor. Oturduğu evin altıma bomba koyarak onu havaya uçuru- yorlar, X:9 yanında şişman Jorjla birlikte (paraşütle evin üstünden utlıyarak ölümden kurtuluyor. Fakat © kendisini | ölmüş gibi bildirerek haydutları kandırıyor. Bu esnada haydutlar bir tuzakla hem Şilâyı, hem şişman Jorju, hem de Şilâyı muhafaza eden polis hafiyesi Bili Mon- kov çiftliğine celp etmişler, Ve her üçünü de yakalayıp bir odaya hapsetmişlerdi. v X:9 da uzaktan uzağa kendilerini takip etmiş olduğun. dan o da meyve satan bir satıcı kıyafetine girerek üç kişinin | n Üföenee İDİM... ŞimDi ARKADAŞ. 7 LARI BULMAK LAROENİ FAKAT... ACABA HAN (Fe: tanıyamadıklarından hiylesine aldanıyorlar. X:9 bir ham. lede ikisini de yumrukla yere sererek Şilâ, şişman Jorj ve Bili kurtarıyor. Bundan sonra Maroninin de içinde bulunduğu hırsızla rın otomobilini kovalıyor. Fakat Maroni kaçmağa muvaffak oluyor. Hattâ atılan kurşunlardan Bil de yaralanıyor ve hastaneye kaldırılıyar, Şimdi Şilâ kardeşi Mişelin eski arkadaşlarımdan o Smit isminde bir haydudun sözlerine kapılarak onu ıslakıhâ! et - miş zannediyor. Ve Maroniyi tutmak için birlikte plân hazır. ıyorlar, Halbuki Smit Maron'nin adamıdır. Ve bu vasıta ile Maroni X:9 ile şişman Jorju esir etmeğe ve bir eve hapsetmeğe muvaffak olarak Prens Abdullah hazinesini soymak için hareket ediyor. . “e iiYorlar. Fakat hu endişelerini belli etmek İstemiyorlar. * hapsedilmiş olduğu eve Kelmişti. İki muhafız hırsız X:9u İ 6 PARDAYANIN ÖLÜMC mmm yazmama Ağ MAŞ mmm. Kral bu sözleri o homurdanarak söylediyse de Kolinyi bunlarda ken .| disi ve maiyetindeki protestanlar için| korkacak bir şey sezemedi, Kral sulh) ten çok memnundu yahut öyle görü . nüyordu, Dokuzuncu Şarl, orta salonda ken disi için konulan bir tahta doğru yü. rüyordu. Yolda şair Ronsara rastlı - yarak yüzünde bir sevinç ii belirdi, Onu da yanına aldı. Sonra eğlenceyi seyretmek için tahta oturarak Kolin. yiyi sağ tarafına oturttu. Sağ tarafın bir şeref mevkii olmasından — dolayı Hügnolar kralı bu hareketinden dola. yı alkışladılar, Ayni samanda, kralın bir İşareti üzerine Ronsar da sol tarafta oturdu. Şair, sevincinden kıpkırmızı kesilerek nasıl teşekkür edeceğini bilemedi. Dokuzuncu Şarl şen bir tavırla: — Ronsar, misafirlerimizin eğlen. dikleri ve babam amiralin harbi dü. şündüğü sırada istersen biz de senin. le şiir okuruz, dedi. Ronsarın son derece sağır oldu . ğunu okuyucularımız herhalde hatır. larlar. Kralın sözlerini bir iltifat sana rak: —evketmaap, bu benim için öm - rümce unutamıyacağım bir şereftir, dedi, Kral tekrar söze haşladı; — Dinle, en son yazdığım hir şiiri sana okuyacağım. Sen de düzeltirsin, — Hakkımız var Şevketmaap, bu eğ lence hakikaten misli görülmemiş bir gekilde oldu. Fakat sözlerinin o anlaşılmasma © kadar aldırış etmiyerek yalnız yaz, - dığı şiiri okumak hevesinde olan kral;i — Öyle ise dinle! dedi. “Kalbimin biricik isteği aşktır. O anda, sir saat evvel periler dansı yapılan bitişik büyük salonda birden bire bir gürültü koptu. Bu gürültü, böyle eğlence esnala- rında sık sık kopan (o bahkahalardan doğmıyordu. Bu, Hügnolarm kopardığı uğur - suz bir çığlık, boğuk bir inilti idi, — Kraliçe ölüyor! velvelesi sa « lonu altüst ediyordu. Vaka şöyle olmuştu. Biraz evvel, Kont dö Mariyyakm Jan Dalbreyi aramakta olduğunu gör. müştük, Kralın, Kolinyi ile Ronsarın ara- sında tahtma oturduğu sırada Kont da Navar kraliçesini buldu. Tam bu sırada yanmda bir sürü jantiyomları bulunduğu halde kraliçe Katerin dö Medici de ağır ağır ve gü. Tümsiyerek Jan Dalbreye doğru yü - rüyordu. Jan Dalbre ise, oğlunun — şerefipe verilen bu eğlencede gösterilen hu gay ritabii sevinein ne olduğunu anlama - ga çalışarak eiddi ve düşünceli bir vaziyette duruyordu, Etrafında bulunan O nedimelerle Jantiyomlar kraliçenin bir kaç kere sarardlığını gördüler, Sonra bu Sarı - lık yerine şiddetli hir kızıllık yüzünü kapladı, Jan Dalhre, hazan vücudunun buz kesilerek titrediğini ve bazan slev alev yandığını hissediyordu. Bununla beraber, sebeplerini kes. tiremediği bir hastalığı anlatan bu a. lâmetlere pek de aldırış etmiyordu. PARDAYANIN ÖLÜMÜ setmemişti. Böyle bir derin © sevinç, hattâ Alis aşkını ilk defa itiraf ettiği zaman bile kalbini titrememişti. İşte bu suretle ruhunu durmadan ezen acı yükü Katerinin sözlerile or. tadan kalkmıştı. O güne kadar aman. sız bir düşman sandığı bu kraliçeyi şimdi acı çeken bir ânne yerine koyu. yordu. Artık ne kadar mes'ut olduğunu ilk önce anlatmak üzere Jan Dalbreyi arıyordu. Fakat, susmağa yemin İle söz verdiği için bu sevincin sebebini söyliyemiyeçekti. Sonra da, eğer pek geç kalmazsa Alisin evine gitmek ni. yetinde olduğundan kızcağızı kendisi kadar mes'ut edeçek sözler hazırlı . yordu. — Size taptığım halde hakkınızda kisa bir zaman için lâyık olmadığınız düşünceler, şüpheler besledim, Parise geldiğimdenberi sizden uzak yaşa. maklığım bir cinayettir. Fakat artık ağlamayınız. Daha birkaç gün sonra, ebediyyen hiribirimizin olacağız. Böyle düşünerek (o ciddi ve güler yüzlü bir tavırla küme küme toplanan davetlilerin arasından geçiyor ve ken di kendine: — Benim için bir düşmanlık ve kin kalesi olan Luvr sarayında bulu. nuşum ne tuhaftır. Bana bir kralice değil, bir anne şefkati gösteren asıl annem Katerinle karsılaşışım new - mulmaz bir sey! Acaba, Alisle haki katen eylenehilecek miyim? Herhalde ve. görmüyorum! diye söyleniyor - u Bu anda, neşeli bir grup (etrafını kuşattı. Bu grup içinde en şen görü - nen Dük Danju, hattâ bozulmuş olan yakalığını bile düzeltmeği unpiauştu. Katerinin bu seygili oğlu: diye bağırdı. Deoda kalbinden taşan büti gi duygularını belli eden bir gülüm seyişle: — Kardeşim! diye düşündü. — Amma da tuhaf, bu gece eğlen mek lâzımdır müsyö. — Monsenyör, ömrümde bu gece. ki kadar büyük bir serinç hissetme. dim. — Çok şükür! İşte iyi düşünceli bir adama rastladım. Bütün kümeyi teşkil edenler Ma. riyyakin etrafını kuşatarak onu sü. rüklemeğe ( çalışıyorlardı. Kont, bu suretle eğlenen katolik senyörlerinin kendisini maskara etmek İstediklerini anlıyarak fena halde hiddetlendi. Bir kaç şiddetli darbe ile ellerinden kur. tuldu, Alaycrlar da gülerek kaçıştı. lar. O vakit kont, eğlencenin tuhaf bir hale dönmüş olduğunu gördü. Katolik senyörleri beşer altışar kişilik ufak Kümelere ayrılarak her biri bir Hügne jantiyomunun etrafını almıştı Sevinç ve eğlence bahaneşile her Hügno ile alay ediliyordu. Başka bir salonda, Gizin çetesi ta. rafından yakalanan Navar kralı, ka. talik senyörlerinin birinden diğerire itilen bir top halini almıştı. Beti ben. zi uçan, bu hale son derece canı siki. lan hiylekâr Hanri arkasma inen her yumrukta yahut yandan indirilen her dirsek vuruşunda hiddetle gülüyor - du, Gene başka bir salonda ise Preps dö Konde, kendisile alay eimek isti. yen on kadar katolik senyörüne kar.